Gözüm yavaş yavaş açılırken neler olduğunu idrak etmeye çalıştım. Ama bu yaptıkları mantık dışıydı. Beni kaçırmışlardı. Bir dağ evindeydik ve beni öylece salondaki koltuğa yatırmışlardı.
Ayağa kalktım. Kapıya doğru ilerledim. Kapı kilitli de değildi. Böyle bir salaklığı kim yapardı ? Tabiki Mete. Allahın cezası pislik.
Dışarı çıktım. Önümü kar yığını kapatıyordu. Yavaşca yürümeye çalıştım. Ve tam dışarı çıktım.
Bir dakika bir dakika o gördüğüm kişi doğru değildi dimi ?.
Hayır Lanet olsun.
Biz anlaşmıştık ama.
Planında kaçırmakmı vardı cidden ?
Salak herif.
Şimdi açıklıyorum, bu Beyinsizliği yapan kişi Berk.
Sinirle yanına gittim.
"YA SEN SALAKMISIN ! GERİZEKALI HANİ BİRBİRİMİZİ BEKLEYECEKTİK ? MAL BİRDE İNSAN GİBİ VEDALAŞTIN ÖKÜÜÜZZ"
diye bağırdım.
"YA HAYIR DOĞRU DÜZGÜN KAÇIRSAN HADİ NEYSE ELLERİMİ BAĞLAMAMIŞ KOLTUĞA YATIRMIŞ BİRDE KAPIDA AÇIK SALAK YAAAA !"
Diye bağırdım tekrar.
"Sakin ol Piremses"
"HALÂ PİREMSES DİYO YAAA. PİREMSES KELİMESİ SENİN- "
Lafımı kesti.
"Hoooopp hooopp ya bir sakin ol"
"Berk niye kaçırdın ?"
"Sonra ankatıcam hadi içeri geçelim üşütüceksin."
"BANANEEEE "
"Şuan şımarık bir çocuk gibisin. Yürü içeri hadi."
Sinirle içeri yürüdüm. Kardan dolayı düştüm. Berk güldü. Sinirle büyük bir yığın alıp onun tam kafasına attım.
Sonra tekrar eve yürüdüm ve girdim.
Arkamdan oda geldi.
"Yukarda kıyafet var. Giy onları sonra geri gel."
Dedi. Yukarı çıktım.
Siyah tayt vardı onu giydim ama üstüme benim bedenimden ve kendimden XXXL büyük bir sweatshirt vardı. Giydim. Ve içinde kayboldum.
Aşağı indim. Kapüşonunuda taktım.
Koltuğa oturup konuştum.
"Seni dinliyorum?"
Dedim Berk'e.
"Ne beni dinliyorsun ?"
"Niye kaçırdın lan beni "
"Gitme diye"
"Ödüm koptu cidden kaçırıldım sandım"
"Öyle olmalıydı zaten"
"YA BERK HAYATIMLA OYNADIN !"
diye bağırdım.
"bağırma"
Dedi sakin sesle.
"BENİM GELECEĞİMLE OYNADIN BANA BAĞIRMA DİYORSUN HALÂ"
Diye daha fazla bağırdım.
"Güneş bağırma."
Dedi sabrının sonuna geliyormuş gibi.
"SEN SALAKMISIN ! BEN DAHA İYİSİNİ YAPABİLİRDİM AMA SEN ENGELLEDİN BUNUUUU"
sesimin sonuydu.
"BEN SENİ DÜŞÜNDÜM GİTMENİ İSTEMEDİM SANA ÇOK BAĞLANDIM ÇÜNKÜ! ŞİMDİ SEN GELMİŞ BENİ SUÇLUYORSUN!"
nefes alıp devam etti. Daha sakin.
"Tek suçlu sensin güneş. Ben senin beni bırakmayacağına adım gibi emin olup gülerken sen gitme hayalleri kuruyomuşsun."
İstemsizce veya istemlice Bir şey yaptım. Çok kötü bir şey.
Tokat attım.
Berk'e tokat attım.
Kafası sola düştü. Sonra verdiği kolyeyi çıkarıp yüzüne fırlattım.
Gözünün dolduğunu gördüm.
Sinirlendi belkide ama belli etmedi.
Hiç birşey demeden montunu giydi. Botunu giydi. Ve evden dışarı çıktı.
Peşinden gitmek istedim ama gidemedim.
Koltuğa oturdum. Sadece onu bekleyebilirdim.
*8 saat sonra*
Hava hem kararıp hem soğumuştu. Zaten karlıydı etraf.
Halâ gelmemişti. Dayanamayıp evden çıktım. Mont felan almadan.
Fırtına vardı.
Hava hem soğuk hem zifiri karanlıktı. Biraz yürüdüm.
"BEEERRRK!"
diye seslendim ses yok.
Nereye gittiğimi bilmeden devam ettim yola. Ama en sonunda fark ettimki kaybolmuştum. Ama bir gariplik vardı. Hatta fazlasıyla gariplik vardı. Ev biraz gerideydi. Tamam gidemesemde aynı yerde olduğuma emindim. Ama şuan burda hiç kar yoktu.
Sağda ve solda ağaçlar vardı yolun ortasındada taşlı yol.Korkarak yürüdüm.
"BEERRK !"
diye seslendim yine. Bir anda kıpırdanma hissetmemle hızlıca koştum. Koşabildiğim kadar uzağa koştum yarım saat kadar. Ama fark ettimki daha ıssız bir yere gelmiştim.
Telefonu çıkarıp feneri açtım.
Feneri açtığım anda karşıdan bir silüetin geçtiğini gördüm.
Hemen Berki aradım.
Ama çekmiyordu.
Seslendim bilmem kaçıncı seslenişimdi.
Yine koşmaya başladım. Bu sefer ters yöne doğru. Koştum dinlendim yine koştum ve mucizevi bir şekilde evin ışığını gördüm uzaktan geliyordu ama olsun. Yine daha yakından bir çıtırtı duydum yerimden sıçradım. Arkama bakarak koşmaya başladım tam önüme döndüğümde çok sert bir şekilde başımı ağaca çarptım ama evede gelmiştim.
"GÜNEEŞ! SEN NERDESİN ÇOK KORKTUM"
dedi Berk yanıma gelip bana sarılarak.
Bende ona sarıldım.
"B-berk ben seni aramaya çıkmıştım. Koştum sana seslendim bulamadım. Sonra bir yere çıktım orda kar yoktu ama burda yığınla var. Sonra sesler duyd-"
Lafımı kesti.
"Kafan çok kanıyor"
"Berk, beni bırakma çok korktum"
"Özür dilerim birtanem seni bir daha bırakmicam."
Dedi Berk ve ben bir kez daha onun kollarına bıraktım kendimi.
¶¶¶¶¶¶¶¶¶
Gözlerimi açtım. Yukarı tavanı şeffaf olan karların yağdığı bir görüntüyle karşılaştım.
Yataktan kalktım. Sağ tarafta kalan aynaya baktım. Berk başıma bir bandaj yapıştırmıştı.
Aşağı indim.
Berk koltukta uyuyordu. Üşümüş olmalıydı. Bir battaniye aldım ve üstüne örttüm.
Bende yanına oturdum.
Acaba acıkmışmıydı ?
Yemek yapsamıydım?
Yaparsam yiyebilirmiydik ?
Yemek ne yapabilirdim ?
Ayağa kalktım mutfağa geçip dolabı açtım.
Tavuk yapabilirdim. Suyunu koydum kaynadıktan sonra tavukları koydum.
Sosunuda yapmalıydım şuan galiba.
Biraz kekik attım. Pul biber, karabiber, kimyon ve tuz. Bir şey daha vardı. Kahverengimsi birşey. Güzel kokuyordu aslında. Ondanda fazlaca koydum.
Ne olduğunu bilmiyordum ama çok güzel kokuyordu.
Tavuklarla karıştırdım. Masayı hazırladım. Salata yaptım. İçine özellikle o kahverengi olan şeyden koydum.
Hazırdı.
Berki uyandırmak için salona geçtim.
"Berk"
"Berk uyan hadi yemek yaptım."
"5 dakika daha"
Dedi. Tabi benim yüzümden uyuyamamıştı. uyandığım odaya girdim biraz inceledim. Arka odasında valizlerimi gördüm. Küçük çantamın içinden beyaz maskemi aldım. Onu yüzüme sürdüm. Dudağımada sürdüm. Sonra aşağı indim. Berki yine uyandırmaya çalıştım.
"Berk hadiii "
"Offf"
Dedi ve gözlerini açtı. Beni daha görmemişti.
"Mutfaktayım."
"Geliyorum"
Dedi ve geldi. Ona döndüm.
"Hay ben senin ananı..."
Dedi ve titreyerek arkasını döndü.
Bende kahkaha attım.
"Korktum deme sakın"
"Altıma sıçtım"
"Salaksın"
Dedim ve yine güldüm.
Masaya oturdu.
"Yesem zehirlenirmiyim ?"
"Tabiki hayır. Özel malzeme koydum hem."
"Bak yiyorum"
"Ye Berk !"
Dedim. Ağzına 1 lokma attı. Yanındaki peçeteyi aldı ve ağzındakini çıkardı.
Ne ? Nedeeen ?
"Özel malzeme kahvemi ?"
"Bilmiyorum şu kahvemi ?"
Diye sorup koyduğum şeyi ona gösterdim.
"Pes. Kahveyi bile bilmiyor cidden "
Dedi.
"Ya ben ne biliyiiim"
"Geç içeri sen. Ben markete gidip bişeyler alayım"
Dedi.
"Tamam"
Dedim içeri geçtim. Oda evden çıktı.
Odaya çıktım valizden kıyafet aldım. Evin içi her ne kadar sıcak olsada soğukluk vardı. Yada ben üşüyordum.
Yünlü kazak giydim ve aşağı indim. İlk maskeyi temizledim sonra koltuğa oturdum. Bir anda 2 kez lamba açılıp kapandı. Normaldir güneş hava fırtınalı.
Yine açılıp kapandı. Sonra tamamen gitmesiyle çığlık attım.
Telefonumun fenerini açtım. Etrafa baktım.
Şuan arkaya gerilim müziği korku müziği gelse korku filmi çevirebilirdim.
Kapı yavaşça çevirildi. Ve açıldı. Sonunda gelmişti Berk.
"Berk sonunda geldin yaaa mumlar nerde ?"
Cevap vermedi kapıya baktım ama kimse yoktu. Rüzgârdan açılmış olmalıydı.
Kapıyı kapatıp kilitledim.
4 kez sertçe ve ağır şekilde vuruldu kapıya.
"B-eeerk senmisiiin ?"
Dedim titrek sesle.
Kapıyı açmak için ayağa kalktım ve kapıyı açtım.
Hayır. Hayır. Bu oydu. Bu oydu. Kaçarken önümden geçen silüetti. Ama kimdi. Simsiyah kıyafetli. Siyah yüzlü. Kapıyı kapatıp kilitleyebildiğim kadar kilitledim. Koşarak odaya çıktım orayı da kilitledim. Odanın içindeki banyoya girdim ve orayı da kilitledim. Dizlerim titriyordu. Ellerimde.
Konuşmayı unutmuş gibiydim.
Odanın içinden ince sesli güzel bir kız kahkahası yükseldi sonra gittikçe kalınlaştı o ses. Ve en sonunda tanıdık sese dönüştü. Berk. Allah'ın cezası pislik.
Dışarı çıktım Berk kahkahayla beni izliyordu.
Elimle onu gösterdim ve yüzüme senmiydin ifadesi yerleştirdim.
"Ormanda gördüğünde dışarda gördüğünde kahkaha kapı sesleride benim eserimdi. Tokat ve kolyenin cezası "
Dedi yine kahkaha attı.
Konuşmaya başlamadan yatağa oturdum. Ellerim ve dizim titriyordu.
Kendime gelince konuşmaya başladım.
Veya başlayamadım. Konuşamadım.
"Konuşmayımı unuttun konuşsana"
Dedi Berk dalgayla.
Yine konuşmaya çalıştım ama olmadı.
Galiba dilim tutulmuştu.
Telefonumu çıkardım not kısmından ona yazdım.
Konuşamıyorum gerizekalı!
"Şuan bir şaka yapıyosun ama yemem ben"
Dedi ve güldü.
Sence şaka yapsam böyle bir şakamı seçerim ?
Yazdım.
"Sen ciddisin ? Dilinmi tutuldu ? Korkudan ?"
Sinirle kafamı çevirdim ve tekrar ona dönüp evet anlamında salladım.
Aşağı indim. Su içtim elimi yüzümü yıkadım. Biraz oturdum. Berk olmadan. Aahhhh hele şükür 2 3 saat sonunda sesim geri gelmişti.
Dışarı çıktım. Karın üstüne yattım ve gökyüzünü izlemeye başladım.
Kar hafif hafif yağıyordu yüzüme.
Yanımda hareketlenme hissettim. Berkte yanımdaydı.
"Berk"
Dedim. Şaşırdı ama birşey demek yerine yüzüme baktı.
"Mete evleniyor. Benim kardeş dediğim kızla evleniyor."
"Senin umrunda değil sanıyordum?"
"Öyle olması lazım. Onu unutmam takmamam gerek. Ama olmuyor. Benden kaç kez özür diledi ama olmuyor yapamıyorum kendime yediremiyorum bana yaptıklarını. Kahretsinki seviyorum onu ama Asla affedemiyorum."
"Affetmek için ne yaptın ?"
"Ben affetmek için adım atarsam artık ben ben değilimdir."
Dedim ve önüme döndüm.
"Canım sıkıldı içsekmi ?"
"Aman aman ben derdimi aldım"
Dedi Berk gülerek. Bende güldüm.
"Berk"
"Hı?"
"Sana sarılabilirmiyim ?"
"Sarılabilirsin."
Sürünerek ona yaklaştım ve o uzanırken boynuna sarıldım.
Bir süre öyle kaldım. Şüphelenmemesi gerekiyordu.
Sonra yerden ona belli etmeden bir avuç kar aldım.
"Berk, yapacağım şey için üzgünüm"
"N-"
Lafını kesip onun sweatshirtünün en içine tenine kar attım. Ve bir avuç daha attım. Sonra hızla ayağa kalkıp kaçmaya başladım.
"Sen bittin. Sen bu sefer gerçekten bittin."
Dedi ve ayağa kalktı. Ben koşmaya çalışıyordum ama kar boyutu o kadar derindiki ayağımı kaldırıp tekrar batırıp yine tekrar yürümem zaman alıyordu. Ve Berk beni yakalamıştı.
"Off yaaaa "
"Oflamak yok küçük hanım"
Dedi ve kucağına aldı. Bir eliyle karı mezar kazar gibi kazdı. Sonra beni içine attı ve yüzüme bir anda yığınla kar fırlattı.
Ayağa kalktım.
"Mezardan kaçmış gibi bembeyaz oldun"
Dedi gülerek.
"Ay sen çokmu komiksin "
Dedim dalga geçerek. Ama sinirim bozulmuşçasına.
"Evet"
Dedi. İçeri girdim. Odama çıktım üstümü değiştirip aşağı indim.
Berkte oturmuş kitap okuyordu.
"Ne okuyosun ?"
"Kar küresi"
"Ciddimisiinn"
"Evet ama lütfen sus. Sen ilerde ne olacağını söylüyorsun."
"Tamam merihin eylülün mezarına giderken öldüğünü söylemem"
Dedim gıcıklık vererek.
"Ne ? Ne ? NE? NE ? NE ? Eylül ölüyormu ? Merihtemi ölüyor ? ONLAR SEVGİLİ OLUYORLARMI ?"
dedi. Kahkaha attım.
"Sana iyi delirmeler. Ben yatmaya gidiyorum"
"DURRR! Bana spoiler verip uyuyamazsın !"
Diye bağırdı arkamdan. Ama odama çıkıp kapımı kapattım.
Yatağıma geçtim. Biraz telefona baktım. Sonra gözüm kendiliğinden kapandı.
kar küresi okuyanlardan da özür dilerim büyük spoiler yediniz 😂😂
Bölüm ile ilgili tüm iyi kötü yorumlarınızı yazarmısınızzz?