Yeni Üyelik
25.
Bölüm

23. Bölüm

@_yazarayl_

Sabah kalktım. Saate baktım. 9 olmuştu. Artık geri dönmemiz gerekiyordu.
Aşağı indim. Berkte uyanmıştı.
"Günaydın"
"Günaydın. Berk artık dönmemiz gerekiyor."
"Neden ?"
"Çünkü bizim bir mesleğimiz var ve biraz daha aksatırsak işimiz olmayacak."
"İyi peki. Geç olmadan çıkalım. Hazırlan sen orda yaparız kahvaltıyı."
"Tamamm."
Dedim ve koşarak odaya çıktım.
"Ne kadar heyecanlandın"
Dedi Berk arkamdan gülerek.
Valizi açtım kıyafete baktım. Burası karlı olabilirdi ama orası sıcaktı. Beyaz şifon bir gömlek giydim. Sadece son 2 düğmesini ilikledim. Altıma kottan bir etek giydim ve gömleği içine kattım. Eteği biraz yukarı çekip kısalttım.

Üstüme deri ceketimi aldım ama giymedim aşağı indim.
"Hadi çıkalım"
"Güneş donacaksın?"
"Bişey olmaz bana."
"Yok yok sen yinede tüm düğmelerini tak."
"Takmicam iyi böyle "
Yanıma geldi. Tüm düğmeleri ilikledi.
Bense ağzım açık şekilde ona bakıyordum. Eteğide fazla çektiğimi fark ettiği için çok az aşağı çekti.
"Pes "
Diyip elimi kaldırdım. Tek gözünü ukalâ şekilde kırptı
"Kaç yıllık arkadaşımsın tanıyorum seni"
"Tamam tanıda eteğide bilerek kısalttığımı bilme."
"Çıkalım hadi"
"Tamam. Sen valizlerimi koy arabaya."
Dedim gıcıklık vererek.
Gıcık olmuştu zaten.
Yaklaşık 1 saat içinde valizleri yerleştirmişti.Arabaya binip hareket ettik.
"Sende çok yavaşmışsın. Kaslarını boşuna yapmışsın. "
"Ben kaslarımı kızları taşırken kullanıyorum "
"Pisliksin "
"Teşekkürler"
Dedi ve güldü.
"Sus ben uyicam."
"Konuşmuyoru-"
"Sus uyicam yaa"
Gıcıklık değilmiydi ? Bugün sinir olmuştum ona.
Gözlerimi kapadım ve uykuya bıraktım kendimi.

•••••••••

Gözlerimi açtım. Odamdaki yataktaydım. Ne ara Gelmiştik. Aşağı indim. Berk aptal aptal gülümseyerek telefona bakıyordu.
"Yüzünüzde güller açıyor Berk bey noldu ?"
Hızla telefonu kapattı.
"Yok bişey"
"Tabi tabi"
"Hazırlan hadi dışarı çıkalım"
"Nereye ? "
"Spor kıyafet giyin sadece "
"İyi peki. Geliyorum 1 saate "
"Offff"
Gülerek odama çıktım.

Siyah şorttan ve croptan oluşan takım yaptım. Siyah spor ayakkabımı giydim. Karnım açıkta olduğu için zincir taktım.Saçımı açtım düzleştirdim.Ve aşağı indim.
Berkte gayet Cool ve yakışıklı aynı zamanda karizmatik görünüyordu.

Acaba böyle çıkmasına izin vermelimiydim? Çok yakışıklı olmuştu ve tişörtü kaslarını ortaya çıkarıyordu.
"Nereye gittiğimizi söyle artık "
Dedim.
"Gidince görürsün. Ha birde ne diyoruz kıyafetine ?"
"Ne diyoruz Berk ?"
"Tek bir kişi tek gözüyle bile baksa ben karışmam dalarım. Bu kaslar boşuna mı var?"
Dedi. Son cümlesinde güldü. Gözümü devirdim.
"O kaslar kızları taşımak içindi hani"
"Şey hadi çıkalım biz yaaa"
Ondan önde gittim. Sırt çantamı aldım tek omzuma taktım ve evden çıktım. Oda çıktı.
Ben kendi arabama bindim oda kendi arabasına bindi.
O önden gitti bende onu takip ettim. Yarım saat sonra bir yerde durduk.
Spor salonu gibi bir yerdi.
Arabayı park ettik. İndim.
Berkin yanına gittim.
"Berk burası neresi ?"
"Dövüş salonu ?"
Büyük bir kahkaha attım.
"Sen -"
Gülmekten konuşamıyordum.
"Sen benimlemi dövüşüceksin ?"
"Hayır. Direk savaşıcam."
Yine kahkaha attım.
"Ayyy Berk hiç gülesim yoktu"
"Gülme zaten. İçerde konuş."
Laf soktuğunu sanıyordu.
"Evde deseydin bana konuşurdum. Bir yastık getirirdim onunla dövüşürdün. Adaletli olurdu vuruşlarınız."
"Yürü güneş"
İçeri girdik. İlerledik. Düz bir koridorun solunda bir özel bir odaya girdik.
Kocaman dövüş sahnesi vardı.
Berk bana ele giydiğimiz eldiveni attı. Refleksimle tuttum. Siyahı ben giydim. Oda kırmızı giydi.
Sahneye çıktık.
"3..."
Dedi.
"2..."
Dedim.
"1..."
Dedik aynı anda ve aniden bana vurmaya çalıştı.
Bu geriye eğilişim sadece refleksti ama tabiki işimi reflekse bırakmayacaktım.
Sol elimle yüzüne vuracakmış gibi davranıp sağ elimle karnına vurdum.
"Savaş başladı demek "
Dedi Berk.
"Come on baby "
Dedim. Gülümseyerek. Ama öylesine gülümseme değildi. Savaşımın başlangıcını gösteren intikam gülümsemesiydi.
Oda gülümsedi. Savaşçı gibi.
Bu sefer yüzüme darbe atacakken eğildim. Gafil avlandım. O bu sefer karnıma daha sert vurdu.
Pesmi hayır tabiki.
Ellerimle yüzümü siper ettim.
Yüzüne vurmaya başladım.
Dikkatini dağıttığımdan emin olup ayağımla vurdum.
Yere düşürecek kadar sert vurmuştum galiba. Kalkarken banada çelme taktı. Bende düştüm ama onun kalkmasını ayaklarımı ona sert bir şekilde bastırarak engelliyordum.
"Güneş çıkmaza girdik. Şuan ya sen kaybedeceksin ya ben."
Bir an gerçekten dinlemiştim onu ama o bunu fırsat bilip ayağa kalktı. Ve benim kalkmamı ellerini omuzlarıma bastırarak engelledi.
"Boşver sen kazan. Alıştım ben. "
Şimdi tam sırası kızım. Hadi akıt timsah gözyaşlarını.
Gözümden yaş düştü. Berk şaşkınca bana baktı ve ellerini gevşetti.
Fare yemi yedi.
Tam göz yaşlarımı silecekken ellerini tuttum ve onu alta doğru çevirdim.
"Oyunduuu "
Dedi. Yeni anlamıştı. Yazık.
"Günaydın Berkcim"
Bu seferki galiba benim kasımın olmamasından kaynaklıydı.
Ani bir değişimle o beni altına aldı. Kollarıma bastırdı.
"Yavru kuzuyu aslan kaptı"
Şimdi sen bana lafmı soktun aklın sıra ?
Kollarımı tutuyordu. Kalkamazdım. Ama beni bırakmasını öyle güzel yapardımki.
Dizimle bacak arasına tekme attım. İnleyerek geri çekildi.
Ayağa kalktım.
"Yavru aslanı Kuzu kaptı"
Ters ters baktı.
"Bugünlük yeter. Gidelim."
Dedi.
"Bencede çok acı çektin."
Dedim. Havluya uzandım. Terimi sildim. Eldivenleri çıkartıp içerdende en dışarı çıktım.
Berkte gelince,
"Evde görüşürüz"
Diyip arabama bindim ve eve sürdüm.
Eve geldikten sonra Berkle fazla konuşmamıştık. Direk odama çıkıp duşa girip üstümü giyinip yatmıştım.
Ama uyuyamıyordum.
Berkle soğuktu çünkü aramız. Beni kaçırdığından beri böyleydi. Yada ona tokat atıp kolyeyi fırlattığımdan beri.
Yataktan kalktım. Aşağı kata indim. Odasına girip girmemekte tereddütte kaldım. Hatta kapıyı çaldım.
O kadar çekinmiştim şuan.
Odaya girdim.
"Uyuyormuydun ?"
"Yok uyuyamadım. Gel"
Dedi yatağı açtı. Tamda bunu istemiştim zaten. Onunla huzurluca uyumak istiyodum bu gece.
"Berk"
"Efendim"
"Özür dilerim"
"Ne için ? Bişey yapmadınki"
"Ben gerçekten özür dilerim. Sana tokat attım. Sen beni kaçırınca sinirlendim. Ben zaten gelecektim. Yani vazgeçmiştim. Yani üstüne birde tokat attım. Birde kolyeyide attım. Ben ne kadar geri-"
"Canım bir sussanda motorunmu soğusa"
Dedi gülerek.
"Ama kolye ?"
"Bak Güneş, ben sana asla küsemem kızamam. Tamam sinirlenebilirim ama bunu sana belli etmemek için elimden geleni yaparım o anda. Benden özür dileme bir daha çok ciddi bir şey olmadığı sürece. Hatta hiç kimseden asla özür dileme. Kimseye bu fırsatı verme."
"O yüzden evden gittin. Sinirlendin yani?"
"Sinirlenme değil. İçimdeki başka bir duyguyu sana yansıtmak istemedim yine"
"Berk seni çok seviyorum iyiki varsın iyiki benimlesin."
Kendine çekip sarıldı. Saçımı öptü.
"Bende seni çok seviyorum. Hep benimle kal olurmu?"
"Her zaman. "
Dedim.
"Uyuyalımmı ?"
Dedi.
"Zaten senin yanında yatıp yatamayacağımı sormak için gelmiştim. Beraber uyusak olurmu ?"
Dedim çekingence.
"Bunu bildiğim için gelir gelmez yatağın içini açtım zaten. Uyuyalım yarın iş var. İyi geceler piremses"
Gülerek konuştum.
"Hay Allahım yaaa. Sanada iyi geceler çamaşır makinesi"
Dediğimde ikimizde güldük.

~~~~~~~~
Sabah gözümü açtım.
Berkin yanında. O uyuyordu. Odama çıktım. Üstümü giyinmeye karar verdim. Dolaba baktım.
Bugün güzel olsamda olurdu olmasamda. Elbise giydim çizme mi giydim ona uygun ve aşağı indim.

Berk çoktan uyanıp hazırlanmıştı.
"Günaydınlar günaydınlar bu ne güzellik sabah sabah "
Dedi Berk gülümsedim.
"Doğuştan canım."
Elini yumruk yaptı sanki haber spikeri mikrofonu gibi. Bana tuttu.
"Güneş hanım yüzünüzdeki makyajdamı doğal ?"
Yaa bu çocuk niye benimle uğraşıyordu.
"Çıkmamız lazım Berk hadi "
Dedim samimiyetsiz bir gülümsemeyle.
Evden çıktık. Ve ayrı ayrı hastaneye gittik.
Arabalarımızdan indik.
Hastaneye girdik. Resmen koşarak Selen yanımıza geldi.
"SEN GİTMEMİŞSİİİN !"
diyip boynuma atladı.
"Gitmedim. Sizi bırakıp gidermiyim ?"
Dediğimde Berk bana öyle bir bakış attıki. Gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Telefonun çalıyor güneş "
Dedi Berk.
"Ya aman bir arama yaa. Hastane kurucusu arıyor"
Dedim ve telefonu açtım.
"Alo? Evet efendim. Çok iyiyim çok teşekkür ederim. Evet bazı aksilikler çıktı ama en kısa zamanda hastane işlerini toplayacağımdan eminim. T-tabi gelirim ciddi bir şeymi var ? Tamam"
Diyip kapattım beni odasına çağırıyordu.
"Güneş Oscar ödülü almalısın. Bu nasıl bir numara yaa. Adamla konuşurken seviyomuşsun gibi konuştun"
Dedi Berk gülerek.
"Bir an sevdiğine inandım ben "
Dedi Selende aynı şekilde.
"Ben gidiyimde lanet adam ne diyor öğreniyim"
Dedim yürüyerek.
"Al işteee"
Dediler arkamdan.
Odaya girdim. Tabi kapıyı çalıp girdim.
"Güneş hanım. Bana bir telefon geldi. Sizin hakkınızda birkaç şey söylediler.Oldukça şaşırdım tabi ama bana öyle şeyler sundularki hayır diyemedim haklılarda zaten. "
Hayır hayır hayır hayır hayır. Bu mesleği bırakmak istemiyordum. Şimdi kovuldun diyicekti kesin.
"Bu hastanenin kurucusu yani ben ve benim büyüklerimle karar verdik."
"Kovuldummu ?"
Dedim korkarak. Adam güldü.
"Hayır hayır ne kovulması aksine sizi kaybetmek istemeyiz. Size ödül törenine davet ediyorlar. Büyük şehir kurucusundan ödül alacaksınız."
Elim refleksle ağzıma gitti.
Yıllardır beklediğim anı yaşıyordum.
Gözüm bile doldu mutluluktan.
"Çok teşekkür ederim. Ne zaman?"
"Hemen yanı 2 gün sonra "
Konuşma bitince odadan çıktım.
Berk ordaydı.
"Güneş ne oldu iyimisin neden gözün dolmuş bişeymi dedi o adam"
Duvara yaslandım kafamıda yasladım.
Tam içeri girecekken kolunu tuttum.
"BERK BAŞARDIMMM! YILLARDIR ALMAK İÇİN UĞRAŞTIĞIM LİSANSLI ÖDÜLÜ ALICAM BEERKKK! BAŞARDIM KAZANDIM!"
Berk şok olmuştu. Birden ona sarıldım. Sarılınca oda sarıldı. Hatta döndürdü.
"Gerçektenmii sonunda. Ne zaman"
"2 gün sonra"
"Çok iyi"
"Eveeet"

"2 gün sonra- ödül
töreni günü "

 

Sabah alarm çaldı. Dün elbise almıştım.
Ayakkabı almıştım ve takı.
Şuan saat 10 a geliyordu. Tören 5 te başlıyordu.
Ayrıca parti şeklinde törendi.
Yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Maske yaptım. Aşağı indim hafif birşeyler yedim. Berk evde değildi. Yarım saate geleceğini söyleyip evden çıkmıştı.
Gün içinde oturdum uyudum biraz müzik dinledim. Ama Berk halâ gelmemişti.
Aradım.
27. Aramamın üstüne açtı.
"BERK SEN NEREDESİN !"
"çok çok çok özür dilerim güneş hemen geliyorum"
"Çabuk Berk çabuk "
Kapattık. Saate baktım. 14.39 olduğunu gördüm. Az kalmıştı. İlk duşa girdim. Çıkınca saçımı kuruttum.
İlk saçımı rastgele topladım. Makyajımı yapmaya başladım bir sürü malzeme. Ama yüzümü güzel gösterecek.
En son kırmızı rujumu sürdüm. Eyliner far fondöten haylaytır gibi bir çok şey sürmüştüm.
Parfüm sıktım biraz. Kokusu sinince daha güzel oluyordu.
Şimdi saçımı yapacaktım.
Şık bir elbiseye topuz yakışırdı. Elbisemin modeli krem rengi şifon parlaktı, sol taraf uzundu dalgalı gelecek sekilde. Sağ tarafı daha kısaydı. Ama modeli bozmuyordu. Ve askılıydı elbisem. Saçımı ilk sıkı olmayacak şekilde at kuyruğu yaptım saçımı en aşağıdan. Sonra at kuyruğu saçımın arasından halka olacak şekilde geçirdim. Sonra iki yandan sarıp topuz yaptım. Tel tokalarla tutturdum. Önlerden 2 tutam bıraktım.
Berk gelmişti.
Ama şuan hazırlanıyordum. Vaktim az kalmıştı 1 saat kadar.
Kolyemi taktım küpemi taktım ayakkabılarımı giydim.

Berk daha hiçbir kıyafetimi görmemişti.
Şuan tam anlamıyla hazırdım. Son olarak biraz daha parfüm sıkıp odadan çıktım.
"Berk sen hazırmısın ?"
"Evet ve aşağıda prensesimi bekliyorum"
"Geliyorum"
"Gel"
Dedi. Sadece topuklu ayakkabımın sesi duyuluyordu.
Aşağı indim. Berk bana baktı. Ağzı açık kaldı.
"Ohaaa"
"Ohamı ? Bir sürü kelime varken oha mı cidden ?"
"Ha-hayır yani muhteşem mükemmel güzel olmuşsun"
"Teşekkür ederim. Çıkalımmı ?"
"Çıkalım"
Elimi nazikçe tutup öptü ve evden çıktık.
Onun arabasına bindik.
Sonunda tören yerine geldik. Berk benim kapımı açtı elimden tuttu ve beraber içeri girdik. Tüm gözler bize döndü.
"Berk biraz daha bize bakarlarsa bayılıcam heyecandan"
"Bize değil sana bakıyorlar. Bu kadar güzel olunurmu zalımın kızı "
Dedi. Gülümsedim. Selen ve Melisanın yanına gittik. Onlarda bana ağzı açık şekilde bakıyorlardı.
"Selen bu Güneşmi ?"
"Bence değil Melisa "
"Aşk olsun ben normalde çirkinmiyim ?"
Aramızda böyle bir muhabbet geçti.
Arka arkaya sırayla dizilmiş kırmızı rengimsi koltuklara oturmuş sıramı bekliyordum. Berk yanımda Selen ve Melisa Berkin diğer tarafındaydılar.
"Berk ben vazgeçtim. İstemiyorum ödül felan "
"Güneş sakin ol. Şuan sadece heyecanlısın. Diyelim ki vazgeçtin kaçtık gittik 4 yıldır uğraştığın şeyi elinle itmiş olacaksın. Sakin ol sadece. Sakin ve cesur. "
"Uzman Cerrah Güneş Kumsal Yerel"
Diye seslendiler.
"Sana güveniyorum."
Salondan alkış sesleri yükseldi. Ben sahneye çıktım.
Mikrofonu uzattılar.
"Öncelikle merhaba demek istiyorum. Bugün benim için çok özel bir gün. 4 yıldır uğraştığım bıkmadan usanmadan çalıştığım işimin karşılığını alıyorum. Tabiki bunu tek başıma başarmadım herkesin bir katkısı oldu ama özellikle 1 kişi bana hayatını adadı. Aynı şekilde bende ona. Meslektaşım uzman Cerrah Berk Apak. Bu işi başarmamda bana en büyük desteği olan kişi. Onunda iş hayatında büyük başarıları olacağına eminim."
Dedim. Tüm salondan alkış sesleri geldi.
"Son olarak bana bu lisansı verenlere çok teşekkür ediyorum. Hepinize iyi eğlenceler."
Dedim. Ödül elime verildi ve fotoğraf çekildi bir sürü. Berke baktım. Herkes gibi bir kez daha alkışladı.
O sırada birşey oldu. Olmaması gereken bir ses duydum. Ve bir acı. Kurşun sesi. 3,4, 5 el ateş ve bana saplanan kurşunlar. Elimde tuttuğum şeyin yere düşmesi. Berkin ismimi haykırması, ve sonra onun koşarak sahneye gelmesi.
"GÜNEEEEEEEEEŞŞŞ!"
"GÜNEŞŞ"
"GÜNEŞ HANIM"
Sahneye veya Berkin kucağına yığıldım.
Şuan öleceğimden o kadar emindimki.
Zorla konuştum. Berk ikinci defa ağlıyordu. Biri gidişimde biride şuan sonsuza kadar gidişimdeydi.
"B-berk, hissediyorum şuan .... Şuan birşey olucak bana. Ben bu ödül için çok çalıştım. Eğer bana birşey ol-"
"Olmayacak olmayacak olamaz"
Dedi Berk ağlarken. Aynı zamanda ambulans diye bağırıyordu.
"Bana bir şey olursa bu ödülü sen alacaksın. Benim odamı sen alacaksın. Benim yerime sen geçeceksin...."
"Güneş dur güneş güneş güneş lütfen yalvarırım dur kapatm-"
Bence artık bazı şeyler için her şey geçti. Yapmak istediklerim yapamadıklarım. Bunlar böyle kalacaktı. Sonsuza kadar yapamadıklarım olarak kalacaklardı.
Gözlerim kaydı. Uğultu başladı. Uğultu kesildi. Bilincim varsa bile artık yoktu. Artık yoktu.sonsuza kadar belkide.
Şöyle kötü bir şey vardıki beni vuranı görmüştüm. Bunu nasıl yapmıştı. Acıma duygusu?
Sevgi duygusu?
Korku peki ?
Bunların hiçbirini hissetmeden o yapmıştı. Mete Terkin.

 

 

tamam izin veriyorum sövebilirsiniz. Meteye sevginiz arttımı bari... yazarınız durmuyor yazıyor, mete de durmuyor karaktersizlikte ödül alıyorr

 

Loading...
0%