Hatırlatma;
Artık bazı şeyleri öğrenmen Gerek düşmanın kızı. Bir savaş başlattın! Ve burda sadece ikimiz savaşıcaz. İlk hamle benden.
Kendini koru üvey kardeşim.'
Bu mesajda neyin nesiydi ? Kimin numarasıydı bu ? Gizlemişti.
Artık ne olursa olsun burdan çıkmam
Gerekiyordu.
Uyuma hevesimde kaçmıştı.
"Berk çıkarsana beni hastaneden"
"Öyle bir şey olmayacak Güneş"
"Sen daha iyi bakarsın ama bana"
"Burdada artık doktorun benim zaten"
"BERKKK !"
"Güneş?"
"Salaksın"
"Senin gibi dimi"
Arkamı yatakta ona döndüm. Aslında uyuma fikri aklıma tekrar girmişti.
Tam dalmıştımki koluma girdiğini hissettiğim bişeyle açtım gözümü.
BU ÇOCUK GERÇEKTEN DELİRMİŞTİ.
Ben uyumaya çalışırken bana serum takmıştı.
"Berk napıyosun? "
"Serum taktım"
İyi halt yedin. Tekrar uyanmamak üzere ona arkamı döndüm ve uyudum.
•••••••••••••
Bir süre sonra gözümü açtım. Başımda hiç tanımadığım bir hemşire seruma bir şey ekledi. Büyük ihtimalle ağrı kesiciydi. Berk şuan odada değildi. Ama gelirdi en sonunda.
Zaten geldi de. Berk'e galiba gerçekten iyi olduğumu anlatmam gerekiyordu.
İçerdeki hemşire çıktı.
"Berk, çıkart artık lütfen beni burdan"
İyi bir şekilde ikna etmeye çalışıyordum.
"En az 7 gün daha kalacaksın-"
"Berk lütfen lütfen lütfen 3 olsa ?"
"Of güneş bu son ama başka inemem. Ayrıca buda senin için"
Gülümsedim ona
*3 gün Sonra*
Bu geçen 3 gün içinde sadece bir şey çok dikkatimi çekmişti. Hemşire günde 6 kez gelip serumuma bir şey ekliyordu. Ne olduğunu sorduğumda ise sakinleştirici olduğunu söylüyordu.
Şimdi Berkle anlaşmamız üzerine dikişlere dikkat ederek hazırlanmaya çalışıyordum.Rahat bir takım seçtikten sonra odanın kapısı çalındı. Berk girdi.
"Güneş sana kötü bir haberim var..."
"Lütfen hastaneden çıkmana izin vermiyolar deme"
"Cık. Karnını kapatacak bir şey giymezsen ben çıkartmam hastaneden "
"Nedenmiş o ?"
"Kimse görmek zorunda değil çünkü"
"Berk kıskançlıklarınla uğraşamam hadi çıkalım artık "
Kapıya doğru ilerledim. Ama kapıyı kapattı.
"Maalesef ben çok ciddiyim. Değiştiriyormusun yoksa yatış işlemlerini başlatayımmı ?"
"Dışarı çık !"
"Al işte küstü. Hayır çıkmıyorum "
"Üstümü değiştirmeme izin verirsen eğer salak. Odadamı kalıcan ?"
"Haaa yok tamam"
Odadan çıktı. Üstümdekini çıkartıp uzun kollu siyah badi giydim.
Kıyafetleri düzeltip bende odadan çıktım.
"Gidelim hadi"
Dedim. Berkin koluna girdim ve aşağı indik. Arabaya bindik. Uzun süre sonra evime girecektim. Yarım saat içinde evde olmuştuk.
"Acıktınmı ? Hazırlayabilirim birşeyler"
"Gerek yok ya. Odama çıkıp biraz kendi halimde takılıcam ben"
"Tamam. Ama dinlen bak"
Kafamı salladım merdivenlerden çıkacakken beni durdurdu.
"Güneş ! Akşama doğru yani şöyle 2 saat sonra erkek arkadaşlarım gelicek haberin olsun"
"Oooo arasında kızda varmı "
"Aynen var erkek arkadaşlarımdan biri kız salak yaa"
Kahkaha attık aynı anda. Yukarı çıktım bende.
Biraz odada müzik dinledim. Sonra sıkıldığımı fark edip biraz dışarı çıkmaya karar verdim. 2. Defa içecektim. Elimi kullanamama şansıma. Bir elbise seçtim. Giydim hazırlandım. Berkin arkadaşlarının sesi geliyordu. Umrumdada değildi. Öylece ceket almadan aşağı indim. Bir anda tüm gözler bana döndü. Berk ve tanımadığım 4 arkadaşı.
Birisinden 'Oha' gibi bir ses duymuştum. Berk halâ şoktaydı.
"Ben çıktım Berkciğim. Ha birde hayatım beni ararsan duymam "
Sırf arkadaşlarının diline düşsün diye hayatım ve 'ciğim' ekini eklemiştim.
"Hadi iyi eğlenceler size bebeğim"
O daha kendine gelene kadar ben çıkardım. Arabamın anahtarı ondaydı yanına gittim. Cebine doğru eğilip anahtarı aldım. Ve evden çıktım.
Arabaya binip ilerledim.
Amacına ulaştın güneş tebrikler.
Bildiğim Berkin isteğiyle sıklıkla gittiğimiz bir Bar'a ilerledim. Tek başıma gidecektim bugün. Ne Selen ne Melisa. Arabayı park ettim. Ve içeri girecekken bilmediğim bir koruma beni durdurdu. Herkes biliyordu beni ve şartsız beni alıyorlardı içeri. Tek kaşımı havaya kaldırıp tehditkar şekilde baktım.
Yanından hemen biri geldi ve,
"Pardon efendim buyrun"
Dedi
"Bir daha olmasın"
Dedim ona bakmayıp yürürken.
İçeri girdim. Bakışlar bana döndü. Takmadım. Bar köşesine ilerledim. Yani bunuda ilk içişim gibi sayabilirdik bence.
"Ağır olsun"
Barmen verdi. Tek dikişte içtim. Sandalyede arkama yaslandım elbiseyi aldırış etmeden bacak bacak üstüne attım.
Telefonumu çıkardım. Öyle ilgilendim. O sırada yanıma bir garson geldi.
"Şurdaki beyefendi sizi masasına davet ediyor"
Aslında yakışıklıydı. Yakışıklı derken? O nasıl bir hakaret adam taş.
Ayağa kalktım. Yavaş adımlarla yürüdüm. Ve oturdum. Aslında şerefsiz tipi vardı. Denemekten zarar gelmez be.
"Bu geceyi bana lütuf edermisiniz ?"
Dedi adam.
"Sadece bir kaç saatimi maalesef"
"Oda yeterli. Adınızı öğrenebilirmiyim ?"
Ahh tabiki bu adama gerçek adımı söylemeyecektim. Kimsin lan sen ! Hatta gerçek bir isim bile söylemeyecektim.
"Damar ben "
"Gerçek ismimi öğrenmen için erken diyosun ?"
"Aynen öyle"
"Sormadın ama bende Luke"
Yabancıya çattık yaa.
"Türkçeniz gayet iyi aslında yabancılara göre "
"Ahh hayır yanlış anladınız. Sadece başka ülkeye doğum için gitmiş annem. Onun haricinde buralıyım. Orda doğum olduğu için yabancı isim vermişler. İkinci adım türk zaten"
"Yaa öylemi ? İkinci adınız nedir peki ?"
"Mete. Ama o yazmıyor kimlikte"
"Şansımı seveyim"
Diye mırıldandım.
"Birşey mi dediniz ?"
"Hıhı evet. Tanıştığıma hiç memnun olmadım. İyi eğlenceler"
Arkamı dönüp ilerledim.
"Heyy-"
Başka masaya oturdum. Ondan oldukça uzak olan. Biraz daha içtim. Hatta sarhoş olmuştum galiba. Hemde fazlasıyla. Artık kalkmam gerekiyordu.
Ayağa kalktım çantamı sürümleyerek aldım. Zar zor yürüyordum. Berki aradım.
"Güneş nerdesin ?"
"Ben aradım seni sakin. Ben gavaliba biraz sarhoş oldum gelse-"
Sendeledim. O sırada belimde bir el hissettim.
Arkama baktım. Luke mıdır Metemidir o herif vardı.
"Bırak Beni yaaa"
"Düşüyordunuz ?"
Telefonu kulağıma tuttum.
"Berk her zaman geldiğimiz bardayım beni almaya gelsene"
Telefon kapandı.
"SANANE LAN DÜŞERSEM BEN DÜŞERİM !"
"Damar hanım kibar olmaya çalışıyorum. Ama düşeceksiniz izin verin yardımcı olayım oturmanıza"
Elini omzuma koydu
"Kıtmısın oğlum istemiyorum"
Benim her cümlemde daha çok şaşırıyordu. Bir kaç dakika içinde Berk yanımda olmuştu. Tam gelicekken durdu adamın omzumdaki elini gördü sinirlendi.
"Hanımefendi olmaz bu böyle "
Elini beni yürütmek için belime koyacakken,
"Zor anlarım ben kıtım diyosun yani"
Dedim. Ve bacak arasına tekme attım.
İnledi. Yazık oldu yakışıklı adama. Hiçte olmadı. Saçını tuttum ve geriye çektim.
"DOKUNUCAKMISIN LAN BİR DAHA MİLLETİN SEVGİLİSİNE "
Berk bana karışmıyordu çünkü halledeceğimi biliyordu.
Hatta şuan arkada gülmekten yıkılıyordu.
"ÖZÜR DİLERİM BIRAK BENİİ"
"Bağırma lan bağırıyormuyum ben sana şerefsiz "
Dedim ve yine tekme attım bacak arasına.
Berkin arkadan
"Oowwwww"
Sesi geldi.
Saçını bıraktım yere ittirdim. Ellerimi çırptım. Sonra çantamı aldım ve Berk'e ilerledim.
"Hadi gidelim"
Diyip arabaya bindim. Berkin adama ,
"Geçmiş olsun kardeşim"
Dediğini ve güldüğünü hatta kahkaha attığını duydum. Arabayı sürdü. Halâ durduramıyordu gülüşünü.
"Sende az değilmişsin "
"Ne sandın"
Dedim. Eve gelmiştik. Tökezleyince Berk beni kucağına aldı.
"Arkadaşların evdemi"
"Hıhı. Giderler az sonra"
Dedi. Kafamı boynuna gömdüm. İçeri girdik.
İçerdekilerin 'oooo' lama sesi geldi. Ama sadece uyumak istiyodum. Uyudumda. Berk beni odama bıraktı. Saçımdan öptü. Ve kapıyı kapatıp çıktı.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Sabah gözümü açtım. Başım ağrısa bile takmadım.
İlk üstümü değiştirip rahat bir şeyler giyindim. Sonra aşağı indim. Berk uyuyordu galiba. Odasına girdim. Evet uyuyordu. Offf saçları çok güzel duruyordu. Kıvırcık saçları dağılmış dalgalı hale gelmişti. Yanına gittim. Ve arkasına geçip uzandım. Sonra beline sarıldım. Elimi tuttu.
"Günaydın"
"Aymasın gün şuan böyle mutluyum ben"
"Aydı bile günaydın"
"Günaydın"
Yatakta doğruldu. Sırtını yatağa yasladı benide göğsüne çekti bende sırtımı ona yasladım.
"Güneş bir şey isteyebilirmiyim senden ?"
"Her zaman tabiki"
"Dün arkadaşlarım benim için İtalya'ya bugün akşama bilet almış kendileriyle beraber. Ve bugün tek uçuş bizimki olucak. Ben evet veya hayır demedim sen ne dersin ?"
"Kendine dikkat ettiğin sürece ve beni haberdar edeceğin sürece tabiki gidebilirsin "
"İşte bu yüzden seviyorum seni yaa"
Diyip sıkıca sarıldı. Devam etti,
"Ama içime sinmeyen bir şey var. Sen daha tam iyileşmedin"
"Yaa yürü git ben kafamı dinlemek istiyom belki aaaa"
Bunu şakasına demiştim. Aslında gitmesini istemiyordum. Ama onu sıkmaya hakkımda yoktu.
"Öylemiii"
Dedi
"Eveet öyle ben dizimi izlicem bu akşam zaten. Sen maç izleyip duruyosun"
"Şuan beni evden kovdun hatta gömdün. Yazıklar olsun yaaaa "
Güldüm
"Yaa şaka yaptığımı biliyosun. İçin rahat olsun"
"İyi peki. Hazırlanayımmı ben ?"
"Hazırlan bende aşağıda oturuyorum"
Odadan çıktım. Aşağı inip onu bekledim. Kaç gün diye sormamıştım. 2 gündür en fazla zaten. Saate baktım öğlen olmuştu bile. Berk aşağı indi.
"Acıktım hadi crep yapalımm "
Dedim.
"Malzemeleri diğer odadan getir o zaman"
"Üst kata nasıl çıkayım ben. Neyse çıkarım"
Dedim. Üst kata çıktım. Yumurta un vb. Şeyleri aldım. Elim dolmuştu.
Merdivenden indim derken elimdekilerle beraber yere kapaklandım. Berk gülmeye başladı.
"Güleceğin yerde kaldırsana lan beni"
"Kızma abla tamam"
Dedi ve gülmeye devam edip kaldırdı.
Un paketinden yüzüne un fırlattım.
"Savaş başlatıyorsun demek ?"
"Evet benim savaşımm"
O daha fazlasını alıp saçıma fırlattı.
"Saçım benim değerlim bunu yapmamalıydın"
Üstüne doğru yürüdüm, ve elimdeki un paketini onun kafasından aşağı doğru boşalttım. O daha bunun şokunu yaşarken sağ taraftan yumurta alıp kafasına yapıştırdım.
"GÜNEŞ SAVAŞ DEDİK ÖLDÜRDÜN YAAA"
Söylene söylene yukarı çıktı. Yarım saat olmuştu gelmemişti. Duş alıyor olmalıydı. Ben etrafı temizlemiştim bu süre içinde. Arkamı döndüğüm andan Berkle karşılaştım. Ama o hayinlik yaptı ve elinde bulunan 1 kova suyu bana boşalttı.
"BEEEEEERRRRKKKKKKK"
Diye Çığlık attım resmen. Sinirle onu ittirdim ve yukarı çıktım. Üstümü değiştirip saçımı kuruladım.
Aşağı indim. Neyse nasıl olsa ödeşmiştik.
Koltuğa yanına oturdum.
"Krepleride yediğimize göre ben çıkabilirim"
"Saat kaç ki ?"
"4'e geliyor 5 buçuğa kadar anca yetişirim"
"Kaç gün yoksun?"
"1 hafta"
İçten içe parçalandım ama ona gülümsedim.
"Tamamm. Hadi beraber gidelim havaalanına"
"Hayır vedalaşma ayrılıkları zorlaştırır ben giderim. Hatta bunu sen söyledin bana"
"Haklısın. Tamam"
Yarım saat içinde valizleriyle beraber Berk arabasına eşyaları yerleştirdi. Tek veda kaldı. Geldi bana sarıldı.
"Bunu sakın çıkartma boynundan bir daha"
Dedi. Ve bana ben ayrılırken taktığı güneş ve Aydan oluşan kolyeyi taktı.
Ona sıkıca sarıldım. Çok sıkı. Bir daha bırakmayacak gibi. Oda bana öyle.
"Bu vedalar hep çok zor"
"Çok zor..."
Ayrıldık.
"Kendine dikkat et sadece 1 hafta yokum bak"
"Asıl sen dikkat et. Sadece 1 hafta içinde beni unutma bak"
"Seni ölsem yine unutmam kızım ben"
"Sus gerizekalı. Allah korusun"
"Tamam tamam kızma. Neyse görüşürüz. Seni herşeyden herkesten çok seviyorum"
"Bende seni herşeyden herkesten çok seviyorum"
Arabasına bindi. Saniyeler içinde yok oldu. İlk 1 saat öylece kapının önünde oturdum belki gelir diye. Gelmeyeceğini anladığımda içeri girdim.
O şuan uçaktaydı belkide.
İçeri geçtim. Bunu fazla takmamam gerektiğini fark ettiğimde dizim başlamak üzereydi. Saat ne ara 8 olmuştu. Diziyi izledim ilerledi biraz saat 10 olmuştu hatta. Mısır patlatmaya karar verdim. Mısırı patlattım. Sol elimde mısır kabı sağ elimde kolam vardı. Salona ilerledim. Acaba Berk varmışmıydı İtalya'ya ? Sanki başka şehir güneş. Başka ülkeye gidiyor daha varmamıştır.
O sırada televizyondaki dizim kapandı ve başka bir kanal açıldı. Mısırımdan bir tane aldım.
Ve televizyonu dinledim. Reklamlar çıkıyordu sürekli. Kumandayla kapatmaya çalıştım. Kapanmadı. Fazla denemedim. Diğer kanalı açtım. Ordada aynı yer vardı. Dinlemeye karar verdim. Zaten boş bir şeydi.
' 24 Aralık akşam saatlerinde hareket eden bugüne özel tek uçuş olan İtalya uçağı feci şekilde uygun yer bulamayıp suya düştü. İçinden canlı birinin çıkması ümit edilmiyor.'
Elimdeki kola bardağı düştü kırıldı. Mısır kabı düştü kırıldı. Ve bende kırıkların üstüne düştüm.
Berk,uçak,su, cansız beden, Berk,1 hafta, kolye,
Berk, Berk, Berk , Berk... Öldümü ?
yine güzel bir yerde bittii neyse bişey olmaz ya<3