Yeni Üyelik
30.
Bölüm

28. Bölüm

@_yazarayl_

Eve gelmiştik. Ben odamda, Berk odasındaydı. Tek kelime dahi konuşmamıştık birbirimizle. Benim konuşmamamın sebebi onla ilgili değildi. Kimseyle konuşmak istemiyordum.
Şuan gece yarısıydı. Yatakta dönüp duruyor olsam bile asla uyuyamıyordum.
Yataktan kalktım. Şuan odam bile bana iyi gelmiyordu. En aşağı kata indim. Havuz bölümüne çıkan kapıdan içeri girdim. Oranın manzarası vardı ve insanı rahatlatıyordu. Şezlonglardan birine uzandım. Dışarıyı izledim bir süre. Sonra ortamın karanlığından havuz başında uyuyakaldım.

----------------------------

Uyurkende dahil birisi bana dokunuyormuş gibi hissediyordum. Ama şuan, şuan emindim birisi dokunmuştu.
"DOKUNMAA !"
Diye bağırdım birden yerimden sıçrayarak.
"Tamam sakin ol tamam dokunmuyorum. Sen istemediğin sürece dokunmicam tamammı ?"
Berk olduğunu ayırt edememiştim bir an.
"Berk b-ben özür dilerim. Uykumdayken bile sürekli birisi dokunuyormuş gibi hissediyorum sen öyle yapınca -"
İstemeden ağlamaya başladım ve Berk'e sarıldım. Oda sarıldı.
Benden çekiniyordu. Bende ondan.
Sebebi belliydi.Uzun bir süre odam
Ve ben başbaşa kalacaktık anlaşılan.
Ayrıldım. Halâ ağlıyordum.
"Sen sürekli böyle salya sümük ağlarsan ben seni sevmem bak"
Ağlayışımın arkasından güldüm.
"Sevme"
Omzumu silktim.
"Tamam sevmem"
Dedi ve yanağımdan öptü.
"Bu sevmemiş halinmi?"
Güldü.
"Dışarı çıkmak istermisin?"
"İstemem bir süre. Hatta uzun bir süre. Zaten sende iyi değilsin"
Kaşı, dudağı ve omzu...
Pansuman yapmamıştım oda kendine yapamazdı. Her ne kadar cerrahlığa sağ elimi kullanamama nedeniyle gidemesemde halâ uzman bir cerrahtım. İster kabul edilsin ister edilmesin.
Berkin elinden tutup yukarı doğru çekiştirdim.
"Nereyee ?"
Odasına bıraktım acil yardım çantasını aldım. Odasına girdim.
"Otur "
"Oturmadan yap "
"Aynen Aynen Ben zürafa değilim maalesef "
Gülüp oturdu. Bir pamuk alıp kaşındaki ıslaklığı geçirdim.
Sonra biraz ıslattım ve bant yapıştırdım.
"Acıdığı zaman söyle"
Kafasını salladı.
Dudağına baktım. Patlatmışlardı şerefsizler, Namussuzlar.
Orayada aynı şekilde yaptım pansuman.
Omzuna gelmişti.
"Yara nerde ? Yani omzunda olan "
Sol kolunun üst kısmını gösterdi.
"Kendin yapabilirmisin ?"
Ters ters baktı.
"Boyum zürafa gibi olabilir ama maalesef kolum uzamıyor daha fazla"
Güldüm.
"Çıkar tişörtü o zaman"
Sinsice gülümsedim.
"Haa tişört yok yaa hallederim ben. Sen çık odadan"
"Ama sende haklısın kolun uzamıyorki senin. Ben yapayım o yüzden"
Kafasını salladı.
Omzu açıkta kalınca yarayı görmüş bulundum. Bıçaklamı kesilmişti? Bu çok derindi. Dikiş gerekliydi belkide.
"Berk bu çok derin"
"Yani ?"
"Yani dikiş gerekli"
"E yap o zaman "
"Canın çok yanar. Ben yapamam"
"Emin ol yaşadıklarımın yanında lafı bile olmaz"
"Ama iyi olm-"
"Atacakmısın dikişi hastaneyemi gideyim"
"T-tamam yaaa "
Sağlık malzemelerinin bulunduğu odaya girdim. Evde 2 cerrah olunca evde sağlıkla ilgili hiç bir şey eksik olmuyordu.
Dikiş malzemelerini aldım.
Odaya geri girdim.
Başlamaya gram cesaretim yoktu.
"Ay Berk yok ben yapamicam galiba"
"Yapacaksın. Bak yapmazsan Kan kaybından ölücem "
"Abartmakta üstüne yok hatta üstünde kan bile yok"
Tam dikişe başlayacağım sırada ayağa kaldırdı. Üstümdeki kazağı belimin ölçüsı ortaya çıkacak şekilde sıktı.
"Açıklaman varmı?"
Ne diyordu bu yine ? Bazen beyninden şüphe ediyordum. Bazen değil artık beyni olmadığına emindim.
"Ne diyosun Berk ?"
"Zayıflamışsın!"
"Yani ?"
"Bu tişört sana tam oluyodu. Şuan çok geniş. Hatta elbise gibi olmuş"
"Yalnız ben bu tişörtümü yeni aldım ?"
O an ortaya çıkan yüz ifadesi...
"Tamam uzatmaya gerek yok. Bundan sonra sana ne getirirsem yiyeceksin "
"Yemicem"
Dikiş atmaya başladım. İğne iplik...
Canı tabiki yanıyordu ama bana belli etmiyordu.
Hatta kanıyordu bile.
"BERK KANIYOR !"
"AAA sen ciddimisin. Kanamaması lazım ölürüm yoksa. Güneş ahhh bak ölüyorum"
Kendini birden yatağa attı.
Ağzım açık kalmış bir şekilde onu izledim.
Nasıl bu kadar numaracı olabilirdi.
Yalancı.
"Berk kalk yaa. Bak böyle yaparsan panik olurum ben derini felan sökerim "
"Oha psikopat"
Diyip hemen kalktı.
Bende devam ettim.
Canını yakmamaya özen göstererek bitirmiştim işimi.
Sonrasında o teşekkür etti. Bende odama çıktım. Kapım kilitli bir şekilde yatakta yatmış karşı duvarı izliyordum. Müzik dinleyedebilirdim. Ama katlanamazdım. Berkin yanına gidebilirdim. Ama dayanamazdım. Ağlardım. Belkide içimdeki sorunları ona belli etmemek için uzak duracaktım bir süre ondan.
Odamın kapısının kilidini açtım.
Yatağa geri yattım.
Bir süre uyumaya çalıştım ama kapım açıldı ve büyük ihtimalle Berk yanıma oturdu. Uyumuş numarası yapacaktım.
İlk geldi saçımı okşadı.
"Senin yaşadıkların çok fazla Be güneşim. Nasıl dayanıyorsun gerçekten bilmiyorum. Ama sen her güçlü durduğunda ben sana bir kez daha hayran kalıyorum"
Güçlü değilim Berkim. Öyle görünmek zorundayım.
Odadan çıktı.
Yatakta doğruldum. Yaklaşık bir saat odada her zaman yaptığım gibi kendi karanlığımda boğuldum.
Şuan sadece yalnızlığa ihtiyacım vardı. Mecazen değil gerçekten boğuluyordum. Kendi karanlığımda boğuluyorum. Kendi acımla boğuluyorum.
Odaya Berk girdi. Şuan çıkması gerekiyordu aksi takdirde çok kötü şeyler olacaktı.
"Berk dışarı çık"
"Ne ?"
"Dışarı çık"
"Yemeğini yedirmeden çıkmicam"
"Berk çık dedim odadan "
"Yemeğini ye ! Gözümün önünde ye çıkayım"
"Yemicem. Şuan tek kalmam lazım lütfen"
"Güneş sini-"
"YAA DIŞARI ÇIK YA DIŞARI BEN HER ZAMAN NASIL GÜLÜMSEYİM SANA BENİMDE KAFAM VAR ! DİNLENMESİ GEREK ÇIK DIŞARI!"
"O kafanı eğer ağlayarak dinleyeceksen dinleme güneş ağla ağla nereye kadar yaa nereye gidicek bu böyle! Yeter ağlamayacaksın artık !"
"Berk... Sinirleniyorum bak. Gerçekten sabrım tükeniyor. Sana. Odadan. Çık. Dedim."
"Sen sakinleşmeden ve yemeğini yemeden çıkmicam odadan."
Derin nefes aldım. Cidden bardak kendini taşmak için zorluyordu.
"Sen eskisi gibi değilsin artık! Çok güçsüz biri oldun. Herşeye ağlıyorsun. Odana kapanıyosun. Eski güneşi göremiyorum. Güneşimi batırdın sen benim..."
"NE GÜÇSÜZ BİRİ YA NEE ! SEN NE DİYOSUN BERK NE DİYORSUN !!
GEL.. GEL SEN YAŞA BENİM HAYATIMI. EN BAŞTAN BAŞLA AMA TAMAMMI EN BAŞTAN AL HERŞEYİ!
METENİN SAHTE SEVGİSİNE VERDİĞİM GERÇEK AŞKLA BAŞLA BABASININ VE AYNI ZAMANDA YENİ ÖĞRENDİĞİM BENİM ÖZ BABAMIN BANA 2 KERE TACİZDE BULUNMASIYLA DEVAM ET TAMAMMI !! CERRAHLIK HAYATINI UNUTMAMAK GEREKİR. ÖDÜL TÖRENİMDE VURULDUM LAN BEN VURULDUM ELİMİ KULLANAMIYORUM ŞUAN NE GÜÇSÜZLÜĞÜ NE GÜÇSÜZLÜĞÜ!
BEN 4 HAFTA SENİN ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNEREK YAŞADIM. 4 HAFTA TEK YEDİĞİM İÇTİĞİM SUYDU BE SUYDU. EVET GÜÇSÜZÜM TAMAMMI! DAYANAMADIM ÇÜNKÜ. BEN SENİN UÇAK HABERİNDEN SONRA ZATEN YAŞAMADIM BERRKKK..."

"Güneş"
"Dışarı çık zorlama daha fazla"
İçerde kaldı. Tepsideki tabağı alıp yere fırlattım.
"SEN BENİ DİNLEMİYORMUSUN !"
Bardağıda alıp duvara fırlattım. Yere düşen parçasını aldım. Koluma çizik attım.
"GÜNEŞ DUR!"
"Eğer çıkmazsan daha fazlası olucak, ama eğer çıkarsan sen çıktığın zaman kolumu sarıcam"
"Yapma güneş.."
"Yeter."
Odadan dışarı çıktı istemeyerek. Kapıyı kilitledim.
Sarmayacaktım kolumu. Bence dayanmak zorundada değildim.
Başım çok ağrıyordu. En büyük etkili ağrı kesiciyi aldım. Ve içtim.
1?...2?....3? Yada 4 mü?... Ya tam 6 taneyse?
Yatağıma geçtim. Ben kapatmadan 10 dakika içerisinde gözlerim kapandı.
Bunu ben istemiştim ve eğer ölmekten korksaydım bu yola hiç çıkmazdım.
Bu kadar üstüme gelmemesi gerekiyordu ?

----- ------- -----
*Berk'in anlatımıyla*
Tam 4 saat 38 dakika oldu. Odasından ne ayak sesi ne kapı kilidini açma sesi geldi. Çıksam odasına kapıyı açmayacaktı. Biliyorum bunu.
Belkide fazla üstüne gittim ?
Ama patlaması lazımdı. Eğer ben onu ağır konuşarak patlatmasaydım daha çok ağlayacaktı.
Dayanamayıp yukarı çıktım.
Kapısını çaldım.
"Güneş ?"
Ses yok.
"Güneş uyuyormusun ?"
Ses yok.
Kapıyı daha sert şekilde vurdum. Ne hareket sesi geldi içerden ne de güneşin sesi.
Kapıya tekme atıp kırdım. İlk kırılmadı. 2. De zorladım ve 3. De kırıldı.
Odasında yoktu. Hızlı bir şekilde lavaboya daldım. İstifra ediyordu.
"Güneş n'oldu iyimisin?"
"Dış-"
Konuşamıyordu bile. Ama anlamıştım dışarı çık diyicekti. Burda en azından ısrar etmeyecektim. Dışarı çıktım kapıyı kapattım.
10 dakika içerisinde ses kesildi. Ama sonra büyük bir ses geldi. Yere düşme sesi gibi. Kapıyı tıklattım ses gelmedi. İçeri girdim. Güneş yerdeydi. Gözü kapalıydı.
Hayır hayır hayır hayır tamam sakin ol kucağına al ve hastaneye götür Berk.
Kucağıma aldım.
En yakın hastaneye götürdüm.
Gidene kadar dişimi sıkmıştım.
Çünkü sıkmayınca saçma ama oda dayanmayı kesecekmiş gibime geliyordu.
Arabayı durdurdum.
Kucağıma aldım ve içeri soktum.
Ben konuşmadan müdahale etmişlerdi zaten.
"Neyi var ?"
"Banyoda kusuyordu bir anda bayıldı"
"Tamam biz şimdi müdahale edelim size haber verilicek "
Odanın birine soktular. Galiba bir kaç tane test yaptılar.
Yaklaşık 2 saat geçti. İçeri hemşire girdi ve sonra doktor yanıma geldi.
"Bu aralar kötü şeylermi yaşadı ?"
"Yeni kavga etmiştik evet ama neden ?"
"Kendisi intihara kalkışmış galiba"
"Saçmalıyorsunuz. O yapmaz."
"Kanında gereğinden fazla ilaç bulundu. Öyle basit olanlardan değil. Anlarsınız ya"
"Uyanıkmı şuan ?"
"Evet. Ama fazla üstüne gitmeyin. Birde en kısa zamanda psikiyatristle görüşse iyi olur"
İçeri girdim. Ondan sadece bunun yanlış olduğunu duymak istiyordum.
"Güneş doğrumu?"
"Ne doğrumu"
Sesi çatallaşmıştı.
"İlaçmı içtin?"
Kafasını eğdi
"Hayır "
"Yüzüme bak güneş. İlaç içtinmi ?"
Bekledi.. bekledi.. bekledi
"Evet içtim"

 

 

2 olaylı bölüm ard arda nasıl hissettiriyor acaba?

Loading...
0%