Yeni Üyelik
33.
Bölüm

30. Bölüm

@_yazarayl_

Dün gece gayet güzel eğlenmiştik. Güzel sohbetler etmiştik. 6 yıl boyunca çekilen hasret son bulmuştu ve o altılı grup başka ruhlarda geri gelmişti.
Şimdi saat öğlen 2 civarıydı ve ben evde tektim. Berk Asrın ve akınla fazlasıyla iyi anlaşmıştı.
Akşam karaoke gecesi yapılacağı için kızlar ayrı erkekler ayrı olacaklardı.
Ada ve tuğçe artık gelmelilerdi..
"Sizi bekleyen de kabahat yaaa gidip hazırlanıcam ben"
Bu sırada zil çaldı bende çıldırmış gibi kapıya yürüdüm.
"HİÇ GELMESEYDİNİZ YAA!"
sinirle bağırdım.
"Sakin ol kızım geldik"
İlk ikisiyle de sarıldık.
"Ne kadar vaktimiz var şimdi?"
Diye sordum.
"İlk biseyler yemeye gidecekmişiz sonra da bizim için boşalan mekana geçicez"
Ada açıklamasını yaptı.
"Tamamdır hazırlanalım. Gençler sadece 3 saatimiz var acele edin"
Bunu der demez Ada resmen fırladı onlara gösterdiğim odaya tuğçe gülerek önden devam etti. En son ben kendi odama girdim ve ayarladığım şeyleri giydim. Kısa bir askılı şifon elbise giydim.

Odadan parfüm sıkıp çıktım. Saate baktım. Cidden mi? 2 saatte mi hazırlandım? Hayır. Saçımı unuttum! Çıktığım gibi odaya geri girdim. Ve toplu bir model yaptım.Önlerden bırakıp çıktım tekrar.
Ada ve tuğçe çoktan inmişti.

Ben fazlamı sade kaldım acaba?
Neyse sadelik en iyisi.
"Siz bir faciasınız... bu ne güzellik"
"Şimdi senin hakkını yemeyelim biz güzeliz ama sen model gibi olmuşsun bu endam eda nedir öyle hey yawrumm"
Ada şarkıyla karışık iltifat edince güldüm.
Tuğçeyle aram biraz limoni gibiydi ama yine de samimiydik.
"Şimdi şunu fark ediyorum.. Mira sade ve şık gayet hoş, Ada bol simli ama mükemmel, ben karışık. Birbirimize gram benzemiyoruz. Hep farklı giyinmişiz"
Diyip güldü tuğçe. Haklıydı ardından bizde kahkaha attık.
"Çıkalım-"
Kapı çaldı. Ada ben bakarım diyip koştu ve açtı. Erkeklerin hepsi gelmişti. Gözüm berk'i buldu. Offfff taş. Kardeşim diye demiyorum bir afet olmuştu...
İçeri girdiler. Kapıyı açık tuttular.
Asrın Tuğçenin önüne eğilip elini uzattı. Tuğçe tuttu.
Akın adanın önünde eğilip elini uzattı. Ada da tuttu.
Berk yanıma geldi ilk saçımdan öptü sonra elini uzatmasını bekledim ama bunu yapmadı. Aniden belimde kaldırıp omzuna aldı.
"BERK!"
"Söyle piremses"
"Ya sen ne öküz birşeysin. AKIN VE ASRIN GİBİ OLSANA BAK NE KADAR NARİNLER"
"O onların sorunu ben iyiyim"
İleri doğru yürüdü arabaya götürdü.
Eve geri girdi beni indirmeden.
Diğerleri gülmekten ölecekti nerdeyse.
"El insaf beee nerde insanlık?"
Biraz daha sesimi yükseltip bağırdım.
"İNSANLIK NAMINA GÜVENLİK!!"
Bu sefer berk te dahil hepsi resmen yıkılmıştı. Ada gözünü yelliyordu çünkü yaş gelmek üzereydi gülmekten.
"Canım benim bu elbise biraz kısa değil mi?"
"Normal berk"
"Değil git değiştir gel bekliyorum tatlım"
"Bekleme tatlım çünkü gitmiyorum"
"Gidiyorsun"
"Hayır"
"Evet"
"Hayır"
"Evet"
"Hayır"
"Eveet"
"Hayır"
"Hayır"
"Evet"
Diyince berk kahkaha attı. Diğerleri gülmeyi hiç kesmemişti.
Asrın,
"Mira sen nasıl yedin bunu!"
Diyip gülmeye devam etti.
Berk'e sinirli bir bakış attım.
Sonra samimiyetsizce gülümsedim.
Yaklaştım yaklaştım yaklaştım. Elimi omzuna koydum.
"Bak berkcim canım benim"
Bacak arasına çok sert bir şekilde vurdum dizimle. Off dizim çok acımıştı. Peki Ya berk? Owww.
Modunu hiç bozmamıştı. Ama sinirlenmişti. Gerilen yüz hatlarından canının yandığı fazla belli oluyordu.
"Arabaya bin"
Ortam bir anda susmuştu. Ne yani bana gelince mi gülmeleri sustu!?
Kabul et yaptığın fazla komik değildi Mira.
Olduğum yerde çivilendim.
"Arabaya bin dedim güneş."
Yavaş yavaş arabaya ilerleyip bindim.
Diğerleri bana acır gibi baktı. Herkes kendi arabasına binecekken,
"Restoranta gidelim beni takip edin"
Dedi berk sinirlice.
Çıt çıkmadı ve arabaya bindik. Biz en öndeydik.
"Yapmak zorunda değildin!"
Berk sonunda konuşup kavga başlattı.
"Sende beni omzuna aldın"
"Canını yaktımmı?"
"Ama sinirlendim sana!"
"Olabilir. Orda şakalaşmak anlamında diyorum ben. Ne zaman sana kısa giyindiğin için üstünü değiştir dedim güneş!?"
"H-hiç"
"O zaman sorun ne güzelim? Şaka yaptığımı anlamış olman lazımdı"
"Ya çok canını yaktım ama sinirlendim işte öyle yapınca özür dilerim çok acıdımı?"
"Çocuğum olmayacak sayende"
Diyip ilk sırıttı. Sonra gülüşü dondu ve tamamen yok oldu. Kafamı cama çevirdim.
"Hay ben ağzımın ayarını"
"Sıkıntı yok önüne dön sen"
"Özür dilerim"
Önüme döndüm şeridi ortalamaması gerekiyordu. Biraz sağa çevirdim direksiyonu ama bu sefer kontrolü kaybedip sürekli sağa ve sola gittik.
Telefonum çaldı. Berk arabayı durdurdu sonunda.
"GÜNEŞ BEN ARABA KULLANMASINI BİLİYORUM"
"ŞERİDİ ORTALIYORDUK!"
"DÜZELTECEKTİM DİKKATİM DAĞILDI"
"DIKKATIN DAĞILDI DİYE BEN ALDIM HAKİMİYETİ ZATEN"
"ALMA BEND-"
Arabanın kapısı açıldı. Asrın gelmişti.
"Siz napıyorsunuz!?"
"Sanane"
Dedik berk le aynı anda.
"Polisliğimi devreye katarak arabaya el koymak üzereyim ya düzgün sür şunu ya da sürme sen bilirsin."
Kapıyı kapattı. Arabalarına bindi.
Tekrar sakince hiç konuşmadan restoranta geldik. Arabadan indim. Masaya oturduk. Ben berk 'in yanına oturmamıştım. Ama sonrasında o gelip oturmuştu yanıma.
Masaya oturduğumuz andan beri gözüm sürekli yan masadaydı.
O nasıl bir afet?
Hiç bir fikrim yok. Ama gözüm bakmaktan vazgeçmiyordu. Garson yanımıza geldi ne yiyeceğimizi sordu. Hepimiz siparişleri verdik. Yarım saat içinde geldi. Ben oyalana oyalana yedim. Yada yiyemedim.

''Güneş bakma artık şuraya anladık sevdin çocuğu''

yakalandıkmı? hemde berk'e.

''ha? haaa yok dalmışım''

''umarım öyledir. Şu yemeğide ye. Herkes seni bekliyor.''

masadakilere baktım ve hepsinin aslında yediğini gördüm. Cidden beni bekliyorlardı. Hızlı şekilde yiyebileceğim kadar yedim. Her ne kadar sadece bir kaç lokma alsamda doymuştum. İzin isteyip lavaboya gittim. Saçımı düzeltip makyajımı kontrol edip lavabodan çıktım. Çıktığımda yemek boyu kestiğim çocuğu gördüm. O da salona doğru yürüyordu. acaba selam versem tepkisi ne olurdu?

''Selam, Tugay ben''

Ne? tugay sen? ve bana selam verdin? birde elini uzatıyorsun? ahh kalbim

''Güneş be-''

tam elini tutacaktım selamlaşmak için ama sertçe sağ tarafa itildim. Omzum sertçe duvara çarpınca inledim ama takan kim? berk beni ittirip tugayın önüne geçip o tutmuştu elini.

''Selam.Berk bende. Çok memnun oldum. güle güle''

''ben hanımefendiye selam vermiştim ama sizde olursunuz''

birbirlerinin elini sıktılar. Berk beni yine sertçe çekti.

''ahhh omzumm''

''bişey olmamıştır merak etme''

elini omzuma koyup sertçe bastırdığında kütleme sesi geldi. Rezil olmamak adına bağırmamıştım ama arabada asla susmayacağımı ikimizde çok iyi biliyorduk. Samimiyetsizce gülümsedim. tugayın şok'tan havada kalmış elini tuttum.

''Güneş. Memnun oldum''

berk bir bana bir elime baktı 2 3 kez. Sonra arkasını dönüp gitti. al küstü işte. bende sonrasında gülümseyip ordan ayrıldım berk'in yanına gittim.

''berk-''

lafımı kesen şey eli olmuştu. Elini 'kes,konuşma' der gibi kaldırmıştı. kes kaba olurdu o demezdi ama konuşma diyebilirdi. Onu aldırmadım. Bu sefer ona konuşmayacaktım. İçeridekilerin yanına gittik.

''kalkalım artık.''

''siz iyimisiniz? çok ciddi duruyorsunuz. kavga mı ettiniz?''

Tuğçe anlamıştı bile. Ama buna rağmen hayır dedik berkle aynı anda.

''Tamam aynı anda dediklerine göre kesin küsmüşler''

Ama yani onlarda biz sürekli küsüyormuşuz gibi davranıyorlardı. Ayağa kalkıp arabaya doğru ilerledim. Araba önünde berk'i bekledim. 2 3 dakika içinde onlarda geldiler zaten.
Arabaya bindim konuşsammı konuşmasammı kararsız kalmıştım. Omzum için normalde bir ton laf ederdim ama şuan susma taraftarıydım.

"Konuş konuş içinde kalmasın"

"Asıl sen konuş. Patlayacaksın ama benim bişey dememi bekliyorsun"

"Hayret ilk defa anlamışsın"

"İlk defa? Berk kavga ettik diye şöyle konuşma"

"Kavga etmedik. Sen bana haksızlık yaptın"

"Ben mi?. Haklıydım."

"İlk tekme attın sonra inadıma gittin elin adamının elini tuttun.''

''Elini tutmadım selamlaşmak için uzattığı ele karşılık verdim. En başta sen omzumu çıkarmak yerine insan gibi davransaydın bunu yapacaktım''

''kardeşimi başkasıyla paylaşmak istemiyorum? ve bunun için her şeyi yapıcam. Ben sana evde kal evlenme demiyorum. Elin herifiyle olma diyorum.''

''Berk kes yaaa yeter! yediğim muameleye bak. Senin şu saçma saçma kıskançlık ve paylaşamama triplerini çekemem daha fazla. Yeter, cidden yeter!''

Çokmu ağır olmuştu? hay ben ağzımın ayarını ya.. şuan berkten beklediğim şey ani bir frenle ilişkimizi bitirmesiydi. Ama yapmadı sakin sakin arabayı sürdü. Geceyi geçireceğimiz şarkı mekanına geldik. Biraz önden gelmiştik. Arabadan indi. bende indim. Yanına gittim. Koluna dokundum hafifçe ama hızla temas etmemi engelleyerek çekti kolunu.

''Sakın özür dileme. Belliki sıkılmışsın benden. Doğru tabi uzun ilişki kalp ister. Gidebilirsin? bırakabilirsin beni. Bitirebilirsin ilişkimizi hiç çekinme. Sana gitme derim. gitme. Ama böyle olacaksan git. Kararını zaten hareketlerin belirler.''

benim konuşmama fırsat bile kalmadan diğerleri gelmişti. İlk ada konuştu.

''Siz günlük kavga kotanızı doldurdunuz hadi artık keyiflenelim biraz''

bunu demesiyle hepimiz girdik. bar tarzı yerlere oturduk. İlk ada ve akın çıktı.İkisinin beraber çıkmasını beklemiyordum. Parçanın müziğini dinledim ve evet biliyordum. Birden geldin aklıma. Hadi amaa ciddimisiniz? birbirlerine aşkla bakarak söylediler. Tuğçenin kulağına fısıldadım.

''bu ne ya böyle vıcık vıcık ıyyy. Siz sakın böyle olmayın''

kahkaha atıp bana cevap verdi.

''Asrın şarkı söylemeyi sevmez. Ben tek söylicem''

dedi. Berk' e baktım neşesiz şekilde izliyordu. Sayemde. Akının sesi çok iyiydi. şarkıları bitince hepimiz alkışladık. Tuğçe havalı bir şekilde sahneye çıktı.Söyleyeceği şarkıyı açtırdı. Offf kadınım yaaa Asrına gönderme geliyor. Nil karaibrahimgil/ seviyorum sevmiyorum.

Seviyorum sevmiyorum
Kaç yaprak var bilmiyorum
Ben seni kopardım attım
Kendimi toparlıyorum

Galiba şu bebek olayı yüzünden kavga çıkmıştı. İlk geldiğim zaman akında olan bebek. Onu Asrın almıştı sonrasında tuğçe onlara gittiğinde benim çocuğum diye şaka yapmıştı ve kavga biraz büyümüştü. İşte bu şarkı Tuğceden asrına.

Var mı şimdi başka biri?
Onu bana benzettin mi?
Ne yaparsan o ben olmaz
Parçaları sana uymaz

El hareketleri, sesi, kınayan bakışları mükemmeldi.

Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?
Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?

Her bunun için mi dediğinde söver gibi eliyle asrını göstermişti. Şarkıyı böyle böyle resmen söverek söyleyen bakışlarını asrına göndererek bitirdi. Asrın hariç hepimiz gülerek alkışladık. O sırada çok şaşırtıcı bişey oldu. Berk ayağa kalktı. Sahneye çıkıp şarkı ayarladı. Ve mikrofonu aldı ve belkide uzun süredir ilk kez o büyüleyici sesini duydum.

Sor, adım şimdi
Kalbimi ben sana kapattım
Dün gece, gördüm seni
Hislerini duydum, uzandım

Hafif ince dalgalı ve dinledikçe bir daha dinleyesi gelinen bir sesi vardı..

Ben güçlü biriydim
Bir tek sana yenildim
Senle dünyam karardı
Eskiden iyi biriydim
Şimdi durdur zamanı
Yada yık yok et bu kararı
İçindesin, görmezsin zararı
Nolucak şimdi?

Bu kısmı ard arda söyledi ve yarım nefes alıp ilk defa bana bakıp benimle göz göze gelip söyledi.

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Ama bir insanın kalbi nasıl dayanır buna? Vicdansız. Gözümden bir damla yaş aktı kafamı sağ tarafa çevirdim. Göz temasını ben kesmiş oldum. Sesi düştü ama şarkıyı bırakmadı.

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Ben güçlü biriydim
Bir tek sana yenildim
Senle dünyam karardı
Eskiden iyi biriydim
Şimdi durdur zamanı
Yada yık yok et bu kararı
İçindesin, görmezsin zararı
Nolucak şimdi?

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Artık haklı olarak son kısımlara doğru sesi kısılmıştı. Belkide içi kırılmıştı.
Benden beklenecek bir hareketle ayağa kalktım. Bardağımdaki içeceği bitirdim. Şimdi sıra bendeydi. Belki o benim gitmemi istemememi böyle dile getirmişti. Bende ondan özrümü böyle dileyecektim. Çok fazla abartmıştım.
Sahneye çıktım.Müziğin en sade kısmı başta geldi sonra ben girdim.

Unuttun mu beni?
Her şeyimi
Sildin mi bütün
İzlerimi

Benim aksime berk dikkatlice beni dinliyordu. Gözünü gözümden bir an ayırmadan. Ara verip devam ettim.

Hiç düşmedim mi aklına?
Hiç çalmadı mı o şarkı?
O sahil, o ev, o ada
O kırlangıç da mı küs bana?

Hiç düşmedim mi aklına?
Hiç çalmadı mı o şarkı?
O sahil, o ev, o ada
O kırlangıç da mı küs bana?

Hâlâ bakıyordu. Diğerlerine göz gezdirdim fon müzik kısımında onlarda bana bakıyordu. Normal olarak şarkıyı ben söyledigim için bana bakacaklardı tabi ki. Bu kısımda kesit vermemem gerekiyordu.

Sanırdım ki aşklar ancak
Filimlerde böyle

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Araya kısa bir fon müzik girdi. İşte bu kısımı berk'e gönderiyordum.

Ey aşk, neredesin şimdi?
Sen de mi terk ettin beni?
Ne hata ettiysem affet
Büyüklük sende kalsın, e mi?

Sen de olmazsan eğer
Batar artık bu gemi

Korkarak söyledim desem yeri olur berk'e baktım tepkisi için. Yada daha dikkatli baktım diyelim zaten bu kısmı ona bakarak söylemiştim. Soran gözlerle 'beni affettinmi?'
Der gibi bakıp devam ettim.

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Unuttun mu beni?
Her şeyimi
Sildin mi bütün
İzlerimi

Şarkıyı bitirip derin nefes aldım berkin yüzüne baktım. Oda bana baktı sonra salondan diğer bir odaya çıkıp gitti. Mikrofon elimden düştü. Alkış seslerini umursamadım bile.

''Kızım dikkat etsene! şakada yapılmıyor sana.''

berk? ne ne ne bir dakika? hızla arkama döndüm.Ona baktım.

''bakma öyle süt dökmüş kedi gibi. Affettim. sen gitmezsen ben sana küsmemki''

bunu der demez boynuna atladım resmen. O da bana sarılmıştı.

''sesinde güzelmiş ilk defa duyurdun bana''

''sende tam bir yalancıymışsın. Sarhoşken kullandığın sesinle bu sesin arasında dağlar kadar fark var.''

''bu da benim sırrım''

diyip göz kırptım. Elimi tutup tekrar yerimize geçirdi.

''Ben bir lavaboya gideyim gelirim hemen''

''keşke lavaboya gitsen. Siz kızlar lavaboyu sadece aynaları için kullanıyorsunuz çünkü makyaj tazeliyorsunuz''

Berk böyle diyince şuan hepimiz yani Ben Ada Tuğçe ona kinlenmiştik. ilk kızlarla göz göze geldik sonra aynı anda;

''sanane''

dedik hep bir ağızdan.

''biz kızlar lavaboyu aynalar için kullanıyoruz doğru. Siz erkekler gibi bakımsız görünmek istemiyoruz.''

''Ayrıca tüm kızlar geneli konuşuyorum bizim makyaja ihtiyacımız yok. Makyaj yapmamız, Güzel giyinmemiz kendimize verdiğimiz değeri gösterir''

''Ve son olarak.. siz sakın kızları anlamaya çalışmayın. Karışmayın. Kızların zekası sizden üstün. Pişman ederler. Ederiz.''

sırasıyla ben ada ve tuğçe laf saldırısında bulunmuştuk berk'e karşı. Kızlar benim yanıma geçti. Erkeklerde yani Akın ve Asrında şaşırtarak bize meydan okudu ve berkin arkasına geçti. Ben kahkaha attım.

''İşte fark bu. Biz yan yana,Siz birbirinizin arkasına sığınarak''

''Erkeklerin zekasını küçümsemek yanlış bir hareketti.. Karşında 1 avukat 1 sivil polis ve 1 beyin cerrahı duruyor''

Asrının savunması iyiydi ama yeterli değildi.

''Sizinde bizi makyajla yargılamanız yanlıştı.. Ha birde sizinde karşınızda 3 tane Beyin cerrahı duruyor. 1 tanesi ünlü hatta aranızdan birisi hayranı onun''

Offf Ada vurdu gol oldu. O suratlarındaki ifadeyi görmek çok iyiydi.

''Aramızdan birisi belki onun hayranı ve o kişi benim ama herhangi bir kız kavgasına karışırsanız sizi suçsuz çıkartacak o''

akın asrını savundu ve sonda baş parmağıyla asrını gösterdi. Saçma olmuştu biraz.

''Kabul et saçmaydı Akın''

''Sizinkide çok mantıklı değildi. Tüm kızların adına konuştunuz. Bazıları böyle olmayabilir''

''Genelleme yaptık biz çünkü çoğunluk kız böyle. Ve sizdede çoğunluk erkekler böyle''

Berkin Araya girmesine ben karşılık verdim. Berk tekrar konuştu.

''Erkekleri çok iyi tanıyor gibisin?''

Bu sefer Ada beni korumaya almıştı.

''E ara verdiğimiz meslek sağ olsun tür tür hasta görüyoruz. bazıları da bize hasta çıkıyor ama her neyse''

Yaptığı savunma resmen üçünü de delirtti.

''Her neyse savaşın Galibi belli olduğuna göre ben artık lavaboya doğuştan olan güzelliğime yaptığım makyajı kontrol etmeye gidiyorum''

dedim ve yanlarından ayrıldım. Arka tarafa gittim neden bu kadar ıssız bir yerdeydi lavabosu. İçeride her musluk başında büyük büyük aynalar vardı Gri beyaz ve siyah renkleri ağır basıyordu. içeri girdim kapıyı kapattım. rujum hafif bulanık gibi olmuştu farklı yerlere kaymıştı onu düzelttim. saçımı açıp baştan topladım. o sırada kapı açıldı ve içeri biri girdi şapkası vardı. Erkekti ama kimdi?

''Özledinmi beni eski sevgilim? bakıyorum başlangıç yerimize dönmüşsün bizede yeni bir başlangıç lazım''

hayır yaa. Bu şaka olmalıydı güzel geçirdiğim her günde olacakmıydı bu böyle!? Mete..

''Senin ne işin var yaa burda! bana Berk'e yaptıklarından sonra seni affedeceğimimi sanıyorsun aptal !?''

''Mecbursun. Ya benimsin ya benim. Başka çaren yok.''

''Eğer benim peşimi bırakmazsan çok kötü olacak! ben başkasını seviyorum''

bunu duymak onu delirtmişti hızlı ve can yakacak şekilde beni duvara yapıştırmaya çalıştı Ama tabiki izin vermeden ben onu can yakacak şekilde duvara yapıştırdım ve kaçmasını engelledim.

'' O bir kere olur mete. Şimdi ya gidersin yada hayatını karartırım senin saniyeler içinde''

'' kimi seviyorsun!?''

''sanane lan sanane sen kimsin?''

''Pişman olacaksın. O adamı dimi? Berk denen herifi seviyorsun''

hadi ver cevap şimdi Mira. nasıl vereceksin.

''Evet. Ve biliyor musun ben geleceğimi onunla görüyorum. Sen yoksun artık.''

Tam konuşacakken içeri birileri girdi hala meteyi tutuyordum. Asrın ve Berk gelmişti.

''E madem siz geldiniz gerisini size bırakıyorum'''

''Sana bişey yaptımı!?''

''yapmadı aşkım.İzin vermedim''

Berk kısa bir bakış attı ne yaptığımı anladı.

''tamam bebeğim ama yinede biraz ellerimizi çalıştırmamız gerek. İçeri git Akını çağır sizde gelmeyin''

''Ama-''

Asrın araya girdi.

''Aması yok Mira, Berk'in dediğini yap''

''Vay vay Asrın bey? bir aralar benim kardeşimdin? Şimdi bakıyorum başkasını seçmişsin''

''Sen bir kadının hayatıyla oynamasaydın biraz erkeklik gururun olsaydı adam olmayı becerebilseydin hiç ayrılmazdık''

''Aynen ama atladığın bir yer var. Ben sana ihanet edip başkasını seçtim demiyorsun şer-''

berk lafını kesti.

''O dediğin küfürü biz sana uygulayacağız. Sana susmak düşüyor. Güneş son kez diyorum, İçeri git Akını çağır ve kızlarla orda kal''

berk'i dinleyip içeri gittim. hepsi suratımdaki donuk ifadeyi gördü. olan şeyi akına anlattım oda gitti ve bizi oraya gelmememiz için uyardı.

*1 GÜN SONRA*

Dün gece her ne kadar hoş bitmese bile bitmişti. O lavaboda meteye ne yaptıklarını bize asla söylemediler. Resmen direniyorlardı.
Şimdi biraz dışarı çıkacaktık berkle.
Ben hazırdım zaten ilk defa ondan önce. Şimdi onu bekliyordum.

Ben fazlamı sade kaldım acaba?
Neyse sadelik en iyisi.
"Siz bir faciasınız... bu ne güzellik"
"Şimdi senin hakkını yemeyelim biz güzeliz ama sen model gibi olmuşsun bu endam eda nedir öyle hey yawrumm"
Ada şarkıyla karışık iltifat edince güldüm.
Tuğçeyle aram biraz limoni gibiydi ama yine de samimiydik.
"Şimdi şunu fark ediyorum.. Mira sade ve şık gayet hoş, Ada bol simli ama mükemmel, ben karışık. Birbirimize gram benzemiyoruz. Hep farklı giyinmişiz"
Diyip güldü tuğçe. Haklıydı ardından bizde kahkaha attık.
"Çıkalım-"
Kapı çaldı. Ada ben bakarım diyip koştu ve açtı. Erkeklerin hepsi gelmişti. Gözüm berk'i buldu. Offfff taş. Kardeşim diye demiyorum bir afet olmuştu...
İçeri girdiler. Kapıyı açık tuttular.
Asrın Tuğçenin önüne eğilip elini uzattı. Tuğçe tuttu.
Akın adanın önünde eğilip elini uzattı. Ada da tuttu.
Berk yanıma geldi ilk saçımdan öptü sonra elini uzatmasını bekledim ama bunu yapmadı. Aniden belimde kaldırıp omzuna aldı.
"BERK!"
"Söyle piremses"
"Ya sen ne öküz birşeysin. AKIN VE ASRIN GİBİ OLSANA BAK NE KADAR NARİNLER"
"O onların sorunu ben iyiyim"
İleri doğru yürüdü arabaya götürdü.
Eve geri girdi beni indirmeden.
Diğerleri gülmekten ölecekti nerdeyse.
"El insaf beee nerde insanlık?"
Biraz daha sesimi yükseltip bağırdım.
"İNSANLIK NAMINA GÜVENLİK!!"
Bu sefer berk te dahil hepsi resmen yıkılmıştı. Ada gözünü yelliyordu çünkü yaş gelmek üzereydi gülmekten.
"Canım benim bu elbise biraz kısa değil mi?"
"Normal berk"
"Değil git değiştir gel bekliyorum tatlım"
"Bekleme tatlım çünkü gitmiyorum"
"Gidiyorsun"
"Hayır"
"Evet"
"Hayır"
"Evet"
"Hayır"
"Eveet"
"Hayır"
"Hayır"
"Evet"
Diyince berk kahkaha attı. Diğerleri gülmeyi hiç kesmemişti.
Asrın,
"Mira sen nasıl yedin bunu!"
Diyip gülmeye devam etti.
Berk'e sinirli bir bakış attım.
Sonra samimiyetsizce gülümsedim.
Yaklaştım yaklaştım yaklaştım. Elimi omzuna koydum.
"Bak berkcim canım benim"
Bacak arasına çok sert bir şekilde vurdum dizimle. Off dizim çok acımıştı. Peki Ya berk? Owww.
Modunu hiç bozmamıştı. Ama sinirlenmişti. Gerilen yüz hatlarından canının yandığı fazla belli oluyordu.
"Arabaya bin"
Ortam bir anda susmuştu. Ne yani bana gelince mi gülmeleri sustu!?
Kabul et yaptığın fazla komik değildi Mira.
Olduğum yerde çivilendim.
"Arabaya bin dedim güneş."
Yavaş yavaş arabaya ilerleyip bindim.
Diğerleri bana acır gibi baktı. Herkes kendi arabasına binecekken,
"Restoranta gidelim beni takip edin"
Dedi berk sinirlice.
Çıt çıkmadı ve arabaya bindik. Biz en öndeydik.
"Yapmak zorunda değildin!"
Berk sonunda konuşup kavga başlattı.
"Sende beni omzuna aldın"
"Canını yaktımmı?"
"Ama sinirlendim sana!"
"Olabilir. Orda şakalaşmak anlamında diyorum ben. Ne zaman sana kısa giyindiğin için üstünü değiştir dedim güneş!?"
"H-hiç"
"O zaman sorun ne güzelim? Şaka yaptığımı anlamış olman lazımdı"
"Ya çok canını yaktım ama sinirlendim işte öyle yapınca özür dilerim çok acıdımı?"
"Çocuğum olmayacak sayende"
Diyip ilk sırıttı. Sonra gülüşü dondu ve tamamen yok oldu. Kafamı cama çevirdim.
"Hay ben ağzımın ayarını"
"Sıkıntı yok önüne dön sen"
"Özür dilerim"
Önüme döndüm şeridi ortalamaması gerekiyordu. Biraz sağa çevirdim direksiyonu ama bu sefer kontrolü kaybedip sürekli sağa ve sola gittik.
Telefonum çaldı. Berk arabayı durdurdu sonunda.
"GÜNEŞ BEN ARABA KULLANMASINI BİLİYORUM"
"ŞERİDİ ORTALIYORDUK!"
"DÜZELTECEKTİM DİKKATİM DAĞILDI"
"DIKKATIN DAĞILDI DİYE BEN ALDIM HAKİMİYETİ ZATEN"
"ALMA BEND-"
Arabanın kapısı açıldı. Asrın gelmişti.
"Siz napıyorsunuz!?"
"Sanane"
Dedik berk le aynı anda.
"Polisliğimi devreye katarak arabaya el koymak üzereyim ya düzgün sür şunu ya da sürme sen bilirsin."
Kapıyı kapattı. Arabalarına bindi.
Tekrar sakince hiç konuşmadan restoranta geldik. Arabadan indim. Masaya oturduk. Ben berk 'in yanına oturmamıştım. Ama sonrasında o gelip oturmuştu yanıma.
Masaya oturduğumuz andan beri gözüm sürekli yan masadaydı.
O nasıl bir afet?
Hiç bir fikrim yok. Ama gözüm bakmaktan vazgeçmiyordu. Garson yanımıza geldi ne yiyeceğimizi sordu. Hepimiz siparişleri verdik. Yarım saat içinde geldi. Ben oyalana oyalana yedim. Yada yiyemedim.

''Güneş bakma artık şuraya anladık sevdin çocuğu''

yakalandıkmı? hemde berk'e.

''ha? haaa yok dalmışım''

''umarım öyledir. Şu yemeğide ye. Herkes seni bekliyor.''

masadakilere baktım ve hepsinin aslında yediğini gördüm. Cidden beni bekliyorlardı. Hızlı şekilde yiyebileceğim kadar yedim. Her ne kadar sadece bir kaç lokma alsamda doymuştum. İzin isteyip lavaboya gittim. Saçımı düzeltip makyajımı kontrol edip lavabodan çıktım. Çıktığımda yemek boyu kestiğim çocuğu gördüm. O da salona doğru yürüyordu. acaba selam versem tepkisi ne olurdu?

''Selam, Tugay ben''

Ne? tugay sen? ve bana selam verdin? birde elini uzatıyorsun? ahh kalbim

''Güneş be-''

tam elini tutacaktım selamlaşmak için ama sertçe sağ tarafa itildim. Omzum sertçe duvara çarpınca inledim ama takan kim? berk beni ittirip tugayın önüne geçip o tutmuştu elini.

''Selam.Berk bende. Çok memnun oldum. güle güle''

''ben hanımefendiye selam vermiştim ama sizde olursunuz''

birbirlerinin elini sıktılar. Berk beni yine sertçe çekti.

''ahhh omzumm''

''bişey olmamıştır merak etme''

elini omzuma koyup sertçe bastırdığında kütleme sesi geldi. Rezil olmamak adına bağırmamıştım ama arabada asla susmayacağımı ikimizde çok iyi biliyorduk. Samimiyetsizce gülümsedim. tugayın şok'tan havada kalmış elini tuttum.

''Güneş. Memnun oldum''

berk bir bana bir elime baktı 2 3 kez. Sonra arkasını dönüp gitti. al küstü işte. bende sonrasında gülümseyip ordan ayrıldım berk'in yanına gittim.

''berk-''

lafımı kesen şey eli olmuştu. Elini 'kes,konuşma' der gibi kaldırmıştı. kes kaba olurdu o demezdi ama konuşma diyebilirdi. Onu aldırmadım. Bu sefer ona konuşmayacaktım. İçeridekilerin yanına gittik.

''kalkalım artık.''

''siz iyimisiniz? çok ciddi duruyorsunuz. kavga mı ettiniz?''

Tuğçe anlamıştı bile. Ama buna rağmen hayır dedik berkle aynı anda.

''Tamam aynı anda dediklerine göre kesin küsmüşler''

Ama yani onlarda biz sürekli küsüyormuşuz gibi davranıyorlardı. Ayağa kalkıp arabaya doğru ilerledim. Araba önünde berk'i bekledim. 2 3 dakika içinde onlarda geldiler zaten.
Arabaya bindim konuşsammı konuşmasammı kararsız kalmıştım. Omzum için normalde bir ton laf ederdim ama şuan susma taraftarıydım.

"Konuş konuş içinde kalmasın"

"Asıl sen konuş. Patlayacaksın ama benim bişey dememi bekliyorsun"

"Hayret ilk defa anlamışsın"

"İlk defa? Berk kavga ettik diye şöyle konuşma"

"Kavga etmedik. Sen bana haksızlık yaptın"

"Ben mi?. Haklıydım."

"İlk tekme attın sonra inadıma gittin elin adamının elini tuttun.''

''Elini tutmadım selamlaşmak için uzattığı ele karşılık verdim. En başta sen omzumu çıkarmak yerine insan gibi davransaydın bunu yapacaktım''

''kardeşimi başkasıyla paylaşmak istemiyorum? ve bunun için her şeyi yapıcam. Ben sana evde kal evlenme demiyorum. Elin herifiyle olma diyorum.''

''Berk kes yaaa yeter! yediğim muameleye bak. Senin şu saçma saçma kıskançlık ve paylaşamama triplerini çekemem daha fazla. Yeter, cidden yeter!''

Çokmu ağır olmuştu? hay ben ağzımın ayarını ya.. şuan berkten beklediğim şey ani bir frenle ilişkimizi bitirmesiydi. Ama yapmadı sakin sakin arabayı sürdü. Geceyi geçireceğimiz şarkı mekanına geldik. Biraz önden gelmiştik. Arabadan indi. bende indim. Yanına gittim. Koluna dokundum hafifçe ama hızla temas etmemi engelleyerek çekti kolunu.

''Sakın özür dileme. Belliki sıkılmışsın benden. Doğru tabi uzun ilişki kalp ister. Gidebilirsin? bırakabilirsin beni. Bitirebilirsin ilişkimizi hiç çekinme. Sana gitme derim. gitme. Ama böyle olacaksan git. Kararını zaten hareketlerin belirler.''

benim konuşmama fırsat bile kalmadan diğerleri gelmişti. İlk ada konuştu.

''Siz günlük kavga kotanızı doldurdunuz hadi artık keyiflenelim biraz''

bunu demesiyle hepimiz girdik. bar tarzı yerlere oturduk. İlk ada ve akın çıktı.İkisinin beraber çıkmasını beklemiyordum. Parçanın müziğini dinledim ve evet biliyordum. Birden geldin aklıma. Hadi amaa ciddimisiniz? birbirlerine aşkla bakarak söylediler. Tuğçenin kulağına fısıldadım.

''bu ne ya böyle vıcık vıcık ıyyy. Siz sakın böyle olmayın''

kahkaha atıp bana cevap verdi.

''Asrın şarkı söylemeyi sevmez. Ben tek söylicem''

dedi. Berk' e baktım neşesiz şekilde izliyordu. Sayemde. Akının sesi çok iyiydi. şarkıları bitince hepimiz alkışladık. Tuğçe havalı bir şekilde sahneye çıktı.Söyleyeceği şarkıyı açtırdı. Offf kadınım yaaa Asrına gönderme geliyor. Nil karaibrahimgil/ seviyorum sevmiyorum.

Seviyorum sevmiyorum
Kaç yaprak var bilmiyorum
Ben seni kopardım attım
Kendimi toparlıyorum

Galiba şu bebek olayı yüzünden kavga çıkmıştı. İlk geldiğim zaman akında olan bebek. Onu Asrın almıştı sonrasında tuğçe onlara gittiğinde benim çocuğum diye şaka yapmıştı ve kavga biraz büyümüştü. İşte bu şarkı Tuğceden asrına.

Var mı şimdi başka biri?
Onu bana benzettin mi?
Ne yaparsan o ben olmaz
Parçaları sana uymaz

El hareketleri, sesi, kınayan bakışları mükemmeldi.

Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?
Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?

Her bunun için mi dediğinde söver gibi eliyle asrını göstermişti. Şarkıyı böyle böyle resmen söverek söyleyen bakışlarını asrına göndererek bitirdi. Asrın hariç hepimiz gülerek alkışladık. O sırada çok şaşırtıcı bişey oldu. Berk ayağa kalktı. Sahneye çıkıp şarkı ayarladı. Ve mikrofonu aldı ve belkide uzun süredir ilk kez o büyüleyici sesini duydum.

Sor, adım şimdi
Kalbimi ben sana kapattım
Dün gece, gördüm seni
Hislerini duydum, uzandım

Hafif ince dalgalı ve dinledikçe bir daha dinleyesi gelinen bir sesi vardı..

Ben güçlü biriydim
Bir tek sana yenildim
Senle dünyam karardı
Eskiden iyi biriydim
Şimdi durdur zamanı
Yada yık yok et bu kararı
İçindesin, görmezsin zararı
Nolucak şimdi?

Bu kısmı ard arda söyledi ve yarım nefes alıp ilk defa bana bakıp benimle göz göze gelip söyledi.

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Ama bir insanın kalbi nasıl dayanır buna? Vicdansız. Gözümden bir damla yaş aktı kafamı sağ tarafa çevirdim. Göz temasını ben kesmiş oldum. Sesi düştü ama şarkıyı bırakmadı.

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Ben güçlü biriydim
Bir tek sana yenildim
Senle dünyam karardı
Eskiden iyi biriydim
Şimdi durdur zamanı
Yada yık yok et bu kararı
İçindesin, görmezsin zararı
Nolucak şimdi?

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Gidiyor musun?
Bu kez ağlama
Günlerim artık odalara sinmiş kokunda
Kaldı aklım

Biliyor musun?
Son kez güldün bana
Gelmek istedim, atkımı aldım
Gururu attım, ucuz yırttım

Artık haklı olarak son kısımlara doğru sesi kısılmıştı. Belkide içi kırılmıştı.
Benden beklenecek bir hareketle ayağa kalktım. Bardağımdaki içeceği bitirdim. Şimdi sıra bendeydi. Belki o benim gitmemi istemememi böyle dile getirmişti. Bende ondan özrümü böyle dileyecektim. Çok fazla abartmıştım.
Sahneye çıktım.Müziğin en sade kısmı başta geldi sonra ben girdim.

Unuttun mu beni?
Her şeyimi
Sildin mi bütün
İzlerimi

Benim aksime berk dikkatlice beni dinliyordu. Gözünü gözümden bir an ayırmadan. Ara verip devam ettim.

Hiç düşmedim mi aklına?
Hiç çalmadı mı o şarkı?
O sahil, o ev, o ada
O kırlangıç da mı küs bana?

Hiç düşmedim mi aklına?
Hiç çalmadı mı o şarkı?
O sahil, o ev, o ada
O kırlangıç da mı küs bana?

Hâlâ bakıyordu. Diğerlerine göz gezdirdim fon müzik kısımında onlarda bana bakıyordu. Normal olarak şarkıyı ben söyledigim için bana bakacaklardı tabi ki. Bu kısımda kesit vermemem gerekiyordu.

Sanırdım ki aşklar ancak
Filimlerde böyle

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Araya kısa bir fon müzik girdi. İşte bu kısımı berk'e gönderiyordum.

Ey aşk, neredesin şimdi?
Sen de mi terk ettin beni?
Ne hata ettiysem affet
Büyüklük sende kalsın, e mi?

Sen de olmazsan eğer
Batar artık bu gemi

Korkarak söyledim desem yeri olur berk'e baktım tepkisi için. Yada daha dikkatli baktım diyelim zaten bu kısmı ona bakarak söylemiştim. Soran gözlerle 'beni affettinmi?'
Der gibi bakıp devam ettim.

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım gitti

Unuttun mu beni?
Her şeyimi
Sildin mi bütün
İzlerimi

Şarkıyı bitirip derin nefes aldım berkin yüzüne baktım. Oda bana baktı sonra salondan diğer bir odaya çıkıp gitti. Mikrofon elimden düştü. Alkış seslerini umursamadım bile.

''Kızım dikkat etsene! şakada yapılmıyor sana.''

berk? ne ne ne bir dakika? hızla arkama döndüm.Ona baktım.

''bakma öyle süt dökmüş kedi gibi. Affettim. sen gitmezsen ben sana küsmemki''

bunu der demez boynuna atladım resmen. O da bana sarılmıştı.

''sesinde güzelmiş ilk defa duyurdun bana''

''sende tam bir yalancıymışsın. Sarhoşken kullandığın sesinle bu sesin arasında dağlar kadar fark var.''

''bu da benim sırrım''

diyip göz kırptım. Elimi tutup tekrar yerimize geçirdi.

''Ben bir lavaboya gideyim gelirim hemen''

''keşke lavaboya gitsen. Siz kızlar lavaboyu sadece aynaları için kullanıyorsunuz çünkü makyaj tazeliyorsunuz''

Berk böyle diyince şuan hepimiz yani Ben Ada Tuğçe ona kinlenmiştik. ilk kızlarla göz göze geldik sonra aynı anda;

''sanane''

dedik hep bir ağızdan.

''biz kızlar lavaboyu aynalar için kullanıyoruz doğru. Siz erkekler gibi bakımsız görünmek istemiyoruz.''

''Ayrıca tüm kızlar geneli konuşuyorum bizim makyaja ihtiyacımız yok. Makyaj yapmamız, Güzel giyinmemiz kendimize verdiğimiz değeri gösterir''

''Ve son olarak.. siz sakın kızları anlamaya çalışmayın. Karışmayın. Kızların zekası sizden üstün. Pişman ederler. Ederiz.''

sırasıyla ben ada ve tuğçe laf saldırısında bulunmuştuk berk'e karşı. Kızlar benim yanıma geçti. Erkeklerde yani Akın ve Asrında şaşırtarak bize meydan okudu ve berkin arkasına geçti. Ben kahkaha attım.

''İşte fark bu. Biz yan yana,Siz birbirinizin arkasına sığınarak''

''Erkeklerin zekasını küçümsemek yanlış bir hareketti.. Karşında 1 avukat 1 sivil polis ve 1 beyin cerrahı duruyor''

Asrının savunması iyiydi ama yeterli değildi.

''Sizinde bizi makyajla yargılamanız yanlıştı.. Ha birde sizinde karşınızda 3 tane Beyin cerrahı duruyor. 1 tanesi ünlü hatta aranızdan birisi hayranı onun''

Offf Ada vurdu gol oldu. O suratlarındaki ifadeyi görmek çok iyiydi.

''Aramızdan birisi belki onun hayranı ve o kişi benim ama herhangi bir kız kavgasına karışırsanız sizi suçsuz çıkartacak o''

akın asrını savundu ve sonda baş parmağıyla asrını gösterdi. Saçma olmuştu biraz.

''Kabul et saçmaydı Akın''

''Sizinkide çok mantıklı değildi. Tüm kızların adına konuştunuz. Bazıları böyle olmayabilir''

''Genelleme yaptık biz çünkü çoğunluk kız böyle. Ve sizdede çoğunluk erkekler böyle''

Berkin Araya girmesine ben karşılık verdim. Berk tekrar konuştu.

''Erkekleri çok iyi tanıyor gibisin?''

Bu sefer Ada beni korumaya almıştı.

''E ara verdiğimiz meslek sağ olsun tür tür hasta görüyoruz. bazıları da bize hasta çıkıyor ama her neyse''

Yaptığı savunma resmen üçünü de delirtti.

''Her neyse savaşın Galibi belli olduğuna göre ben artık lavaboya doğuştan olan güzelliğime yaptığım makyajı kontrol etmeye gidiyorum''

dedim ve yanlarından ayrıldım. Arka tarafa gittim neden bu kadar ıssız bir yerdeydi lavabosu. İçeride her musluk başında büyük büyük aynalar vardı Gri beyaz ve siyah renkleri ağır basıyordu. içeri girdim kapıyı kapattım. rujum hafif bulanık gibi olmuştu farklı yerlere kaymıştı onu düzelttim. saçımı açıp baştan topladım. o sırada kapı açıldı ve içeri biri girdi şapkası vardı. Erkekti ama kimdi?

''Özledinmi beni eski sevgilim? bakıyorum başlangıç yerimize dönmüşsün bizede yeni bir başlangıç lazım''

hayır yaa. Bu şaka olmalıydı güzel geçirdiğim her günde olacakmıydı bu böyle!? Mete..

''Senin ne işin var yaa burda! bana Berk'e yaptıklarından sonra seni affedeceğimimi sanıyorsun aptal !?''

''Mecbursun. Ya benimsin ya benim. Başka çaren yok.''

''Eğer benim peşimi bırakmazsan çok kötü olacak! ben başkasını seviyorum''

bunu duymak onu delirtmişti hızlı ve can yakacak şekilde beni duvara yapıştırmaya çalıştı Ama tabiki izin vermeden ben onu can yakacak şekilde duvara yapıştırdım ve kaçmasını engelledim.

'' O bir kere olur mete. Şimdi ya gidersin yada hayatını karartırım senin saniyeler içinde''

'' kimi seviyorsun!?''

''sanane lan sanane sen kimsin?''

''Pişman olacaksın. O adamı dimi? Berk denen herifi seviyorsun''

hadi ver cevap şimdi Mira. nasıl vereceksin.

''Evet. Ve biliyor musun ben geleceğimi onunla görüyorum. Sen yoksun artık.''

Tam konuşacakken içeri birileri girdi hala meteyi tutuyordum. Asrın ve Berk gelmişti.

''E madem siz geldiniz gerisini size bırakıyorum'''

''Sana bişey yaptımı!?''

''yapmadı aşkım.İzin vermedim''

Berk kısa bir bakış attı ne yaptığımı anladı.

''tamam bebeğim ama yinede biraz ellerimizi çalıştırmamız gerek. İçeri git Akını çağır sizde gelmeyin''

''Ama-''

Asrın araya girdi.

''Aması yok Mira, Berk'in dediğini yap''

''Vay vay Asrın bey? bir aralar benim kardeşimdin? Şimdi bakıyorum başkasını seçmişsin''

''Sen bir kadının hayatıyla oynamasaydın biraz erkeklik gururun olsaydı adam olmayı becerebilseydin hiç ayrılmazdık''

''Aynen ama atladığın bir yer var. Ben sana ihanet edip başkasını seçtim demiyorsun şer-''

berk lafını kesti.

''O dediğin küfürü biz sana uygulayacağız. Sana susmak düşüyor. Güneş son kez diyorum, İçeri git Akını çağır ve kızlarla orda kal''

berk'i dinleyip içeri gittim. hepsi suratımdaki donuk ifadeyi gördü. olan şeyi akına anlattım oda gitti ve bizi oraya gelmememiz için uyardı.

*1 GÜN SONRA*

Dün gece her ne kadar hoş bitmese bile bitmişti. O lavaboda meteye ne yaptıklarını bize asla söylemediler. Resmen direniyorlardı.
Şimdi biraz dışarı çıkacaktık berkle.
Ben hazırdım zaten ilk defa ondan önce. Şimdi onu bekliyordum.

Spor kombinin altına bile topuklu giymiştim.. çantamı tek omzuma aldım ve koltuğa yaşlanıp berki bekledim. Saçıma gelince onuda yukardan at kuyruk yapmıştım.

"Berk hadi yaa!"

Sonrasında oda geldi zaten. Mavi kot pantolon siyah tişört bir tanede kot ceket almıştı.

"Sen üşürsün ama böyle?"

"Üşümem berk hadi çıkalım artık"

Evden çıkıp arabaya bindik.

"Nereye?"

''Gidince görürsün''

sustum ve beni götüreceği yeri bekledim. Yarım saat içinde çok tatlı bir yerde buldum kendimi. Havuzu vardı sadece orası havalı duruyordu. ama derin gibiydi havuz. Onun dışında her yer yeşildi beyaz beyaz çiçekler vardı. Ve kahvaltı yeriydi. Ama biz kahvaltı yaptığımız için gezmeye gelmiştik. etrafa göz gezdirmek için arabadan indim. Berkte inmişti. Yavaş yavaş koşarak onun yanına gidip koluna girdim. yürüdük.

''Berk bazen çok sinirimi bozuyorsun''

kahkaha attı.

''Sende öyle ama yine n'aptım ben?''

''Çok uzunsun şu farka bak yaa! topuklu giymesem resmen yanında görünmicem''

yine kahkaha attı.

''gülme.''

''ben çok uzun değilim. Benimki ideal. Seninki idealin altında.Ayrıca ben spor yapıyorum sen onuda bıraktın''

tekrar kahkaha attı.Bende ağzına evkelendim.

''Sen gün geçtikçe gıcıklaşıyorsun''

etrafa bakmaya devam ettim. Aaaaaa tugay? ne ne ne ? vallahi o. bakayım bir daha? evet o kesin o. Telefonumu çıkarıp hemen tuğçeye yazdım.

-Tuğçe tugay burdaa!


-Ne? nerde? siz nerdesiniz?

-Berk bir yere getirdi ama oda burda

-Neyse bu önemli değil.Seni görsün ve onun dikkatini çek. Ne giydin?

-Iııı siyah askılı açık mavi kot şort siyah topuklu ve siyah sırt çantası

-Her zaman şık giyinirsin bugün spor giyineceğin tutmuş. Neyse sen her halinle güzelsin. Dikkatini çek yeter. Ama abartma yanında patlayacak bomba var çünkü

-offf evet berk.. neyse teşekkür ederim orası bende

Mesaj sayfasını kapattım. Masa olarak Berkin tugaya Arkasını dödüğü ama benim görebileceğim bir yer seçtim.

''Sen niye sessizleştin?''

Büyük bir kahkaha attım. offff salak Güneşş.. Tugayın bakışları bana dönüp beni fark ettiği an ona bakmayı bıraktım.

''bu kadar komik bir sorumuydu?''

''pardon tutamadım bir an kendimi aklıma bişey geldi''

telefonum çaldı. Tuğçe arıyor..

''ben bir telefonla konuşup geliyorum''

''Tamam bende bize kahve alıp geleyim''

kafamı sallayıp ayağa kalktım ve havuzun oralarda yürürken telefonu açtım.

*Efendim?

*Ne yaptın? fark ettimi seni?

*berk bana bakıyor tuğçe..EVET EVET İYİYİM ADA SEN NASILSIN?

*Bağırmasana kızım kulağım gitti neyse çok gerildin sen bişeyler iç rahatla

*Ama ben içki içmiyo-

Ağzımdan büyük bir çığlık koptu. topuklu ayakkabının topuğu havuzun suyu süzen kısmına girmişti ve beni havuza düşürmüştü. Telefon havaya fırladı. Bende suya düştümm. Allahatanki omzuma geliyordu ve ayağım yere değiyordu. Tugay koşarak yanıma geldi gülüyordu. Berk ortalıkta yoktu.

''TELEFONUUM''

''1 saattir daha fazla ne kadar dikkatimi çekeceksin diye bekliyordum sonu bu bence''

''TELEFONUM YOOK''

Elini uzattı. tutup onuda havuza çektim. ama istemeden. istemeden.

''Beni niye çektin sen şimdi yaaa!''

''ben çekmedim sizi.. siz kendiniz şey yaptınız..düştünüz. TELEFONUM NERDEE''

''Kız bizi havuza düşürdü hala telefon diyor yaa''

''ben düşürmedim telefonumu şey yapayım derken oldu''

İnanmaz gibi baktı. İnanma aslanım bunlara kız taktikleri denir.

'' inanmalımıyım?''

hayır inanmamalısın.

''TELEFONUM! AAA ORDAA''

Havuzdan resmen yürüyerek çıktım. Telefonumu aldım bozulmamıştı ama gülme kahkaha atma sesleri geliyordu. Adaa?? ve tuğçe?? rezil oldumm. Gülmekten yıkılıyorlardı. Telefonu kapattım.

''Size iyi eğlenceler''

''Bekle''

dese bile durmadım ve arabaya resmen koşar adımlarla gittim. araya dönerken bir bedene çarptım.

''DİKKAT ETSENE AY-''

''Güneş???''

''Berk?''

''Sen niye ıslaksın?''

''Eve gidinceye kadar dayanamadım duş alayım ded- HAVUZA DÜŞTÜM SALAK''

''Sen yüzme bilmiyorsun?''

''boyumu geçmiyordu''

'' haa tamam yani sığ dı derin değildi diyorsun''

dalga mı geçmişti o?

''HAYIR BERK! SIĞ DEĞİLDİ SADECE BOYUMU GEÇMİYORDU OMZUMDAYDI''

''Sen kısasın su da derin olmuyor o zaman''

'' Ay sen ne komik şeysin aç arabayı üşüdüm''

'' gel buraya sakar kızım benim''

kendi ceketini çıkartıp bana giydirdi ve düğmesini kapattı. Elini omzuma atıp yürüdü bende aynı şekilde. Arabaya bindik. Arkadan örtü gibi bişey aldı onuda dizime örttü.

''Hızlı sürerim klimayı da açarım üşümezsin güzelim''

gülümsedim. her ne kadar kavga etsek bile bazen, o beni bende onu çok seviyordum. Eve yine yarım saat içinde ulaşmıştık.

''Ayy berk''

''söyle piremses''

''piremses senin a- neyse beraber uyuyalım diyicektim''

''uyuyalım birtanem''

odama çıktım üzerimi değiştirdim. Sonra berki çağırdım. yanıma geldi. yatağa uzandım oda yanıma yattı. Arkasını döndü.

''farkındamısın ne zaman beraber uyusak bana hep arkanı dönüyorsunn??''

güldü.

''Tamam tamam bu sefer öyle yapmicam''

bana doğru döndü. Bir elini kafamın altından geçirip beni koluna aldı. Diğer elinide karnımın üstüne koydu.

''Lütfen susta uyuyalım piremses''

güldüm bende. Bu sefer susacaktım çünkü gerçekten uykum vardı. huzurluca öylece beraber uyuduk.

 

 

 

selaamm üstte, güneşin söylediği şarkının bir kısmı spoiler içeriyoorr bakalım ileri bölümlerde anlayacak mısınız💕💜

Loading...
0%