Yeni Üyelik
39.
Bölüm

36. Bölüm

@_yazarayl_

*bir süre sonra*

Tam tamına doğum günümden 4 ay geçmişti. Berkin ilişki durumu sıfırlanmıştı. Yani artık kimse yoktu hayatında. Ben tugayla tamamen barışmıştım.
Ve birde.. bebek için tedaviye başlamıştım..
Ama bu tedavi çok yoruyordu ki bırakmayı düşünüyordum artık. Belki yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmiş olabilirdim ama kuyruğu en zoruydu zaten.
Berkle konuşmam gerekiyordu.
Yataktan en sonunda kalkabilip aşağı berkin yanına inmiştim.
Yataktan yeni kalktım ama.. sabah değil. Saat akşam 7 ye geliyor.
Ve ben bugün tüm gün boyu yattım.
Aşağı esneyerek indim.

"Lütfen yeni kalktım deme..?"
"Yok bee 10 dakika oluyor"
"Baya geçmiş tamam sorun yo- kızım gün boyu yattın işe de gitmedin bugün. Allah'tan hastane sahibi sevgilin var ha?"
"Sevgili değiliz berk"
"biliyorum vermem ki ona seni"

Kahkaha attı.
"Çok komik gerizekalı"

"Evet komik, ne yani seni ona vereceğimi gerçekten düşündün mü?"

"İzin almadım."

"Al demedim. Direk vermedim."

"Almam sana bağlı değil bu."

"Baaal gibide bana bağlı. Senden büyüğüm ben sus."

"Yaşıtız yalnız?"

Bir an duraksadı.

"Evet öyleyiz"

Bir süre sessizlik çöktü.

"Bir ara konuşmamız lazım seninle galiba biraz.."

"Dinliyorum güzelim?"

"Yok akşam olsun o zaman şimdi hazır değilim"

"Akşam oldu zaten yawrum?"

"Ya bir kaç saat sonra işte yaa"

"Tamam tamam şaka yapıyorum bebeğim"

Gelip yanağımdan öptü.
Aslında konuşacağım 2 şey vardı. Bir tedaviyi artık istemediğim 2. Si de..
Cerrahlık mesleğini bırakmak istediğim. Nasıl olsa berk şuan kendi istediği meslekteydi. Ben neden olmayayım?
Polis olmak en başından beri hayalimdi olaylar elbet çok karışık olacaktı ama daha düşünme aşamasındaydım sonuçta.
Cerrahlık ilgim vardı elbette hâlâ ama kaos olayları daha çok çekiyordu ilgimi. Bunda berkin bana destek çıkacağına emindim nerdeyse. Aynı zamanda akın ve asrında öyle. Tuğçe ve ada sonsuz zaten.
Odama çıktım akşama kadar biraz kendi halimde polis mesleğini araştırdım biraz not aldım. Sonrasında da bir yazı yazdım. Bir süre böyle şeylerle aklımı boşaltmayı da düşünüyordum. Belki ufak denemeler. Havanın karardığını fark edip işimi bırakıp seke seke berkin yanına indim.

"Selam canımm"
Dedim gıcık şekilde.
Elinde telefonu vardı bacak bacak üstüne atmış öyle arkasına yaslanmış duruyordu.
Tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Selam?"
Samimiyetsizdi???

"Noluyo be? Niye soğuksun?"

"Kimsin sen? Tanımıyorum ben seni?"
Ne ne ne!! Ay hoşttt

"NE DEMEK TANIMIYORUM HAİN! HOŞTT HOŞTT KENDİ BAŞINI YE! GÜNEŞ BEN!"
Birden çemkirdim.
Kulağını tuttu.

"Tanımıyom ben seni. Sabahtan beri odasında benim kardeşim. Şimdi inmesi imkansız. Sen kimsin?"
Birden yumuşadım. Büyümüşte bana küsmüş.

"Yaa çen büyüdünde bana mı küstün? Kırıldın mı sen banaa?"
Üstüne atladım resmen. Elleri refleksle belimi tuttu. Yüzünde bir yumuşama olmuştu derkeen tekrar suratsız oldu. Bedenimi sanki hafif bir eşya gibi tek hamlede kaldırıp yanına koydu.

"Güneş battı güneş hanım odasından yeni çıktı. Sanki ters zamanda doğdun?"

"Ya yapma böyle hayatımın anlamısı"
Şak diye ilk bir yanağından sonra yine şak diye diğer yanağından öptüm.
Sonrada yine şak diye alnından öptüm.
"Namusumm"

Kötü kötü baktı.

"Defol tugayınaa"
"Hadi canım hadi yemezler öyle. Barışmak için bana yavşıyor bak sen küçük hanıma?"

"Ayıp oluyo küçük felan yaşıtız?"
Bunda sessiz kaldı.

"Barışayım mı? Bi daha yapican mı?"
Kafamı salladım.

"Yapcam"

"Nah barışırım o zaman."
Kafasını çevirdi. Ayağı kalktım.

HUZUR BOZMA KAÇIRMA VAKTİ AN İTİBARİYLE BAŞLAMIŞTIIIRRR!

Bacak bacak attığı dizinin üstüne kendimi saldım. Vücudum üçgen gibi berkin dizinde duruyordu.

"Napıyon ruh hastası!"
Dişimi dizine yaslayıp geçirdim ve ısırdım sertçe.
Acı içeren bir ses çıkardı.

"Kalksana salak!"
Isırmayı bıraktım. Doğrulup kucağına oturdum kolunu alıp ısırdım. Bir elimlede hem yüzünü tırmalıyor hem de saçını çekip karıştırıyordum.

"LAN MAL BIRAK BENİ GERİZEKALI!"
Nefes almak için dişimi çektim.

"YO BIRAKMAM"

"Güneş rezil ederim seni kızım! Bak zaten tanınan bir isimsin ödüllerin var! Tüm rezil fotoların var bende alır yayarım! Bırak ulan beni!"
Masum bir kız gibi üstünden kalktım saçını düzelttim. Ve yanına oturdum.

"Beyinsiz özürlü yaaa"

"SENSİN O!"
tam üstüne tekrar atlamak için bir hamle yapacaktım ki eline telefonu aldı ve en kötü fotoğrafımı açtı..
Tekrar oturduğum yere çiviledim kendimi.

"Adam ol piremses."

"Eee şeeyy.. cümle biraz devrik oldu sanki ama sen bilirsin"

"Sus ve öğlen konuşmadığın konuya gell"

"Ay iyi tamam"
Derin nefes alıp devam ettim.
"Tedaviyi bırakıyorum bu bir. Cerrahlığıda bırakıyorum bu da iki."
Gayet kararlı sesle konuşmuştum.

"Tedaviyi bırakmana izin vermiyorum bu bir. Cerrahlıktan hangi mesleğe geçeceksin bu da iki"

"Tedavi işinde kesinim sana sormadım"

"Bende kesinim sana fikrini sormadım"

"Onun zahmetini ben çekiyorum berk. Çok zor oluyor benim için. Lanet bir ilaç veriliyor ve onun yüzünden sana bile söylemediğim düzeltiyorum söyleyemedigim sorunlar oluşuyor. Tamam tedavi başarılı gidiyor olabilir ama gün içindeki hem enerjimi sıfırlıyor hem de hareketlerimi"
Tek nefeste sanki içim ful doluymuş gibi konuştum.

O da bir süre duraksadı. Sonra söze girmeden önce iki elimi de tuttu narince.

"Bak birtanem, çektiğin acının tarifi yok çektiğin zorluğun tarifi yok biliyorum. Kimse anlayamaz hatta ben bile. Bunu da biliyorum. Ama az kaldı. Çok az kaldı. O hissi tatma duygusunu senin elinden ben aldım... ve eğer geri veremezsem inan kendimi affedemem ben."

"İlk duyduğumda tamam kötü şeyler yaşamış olabiliriz ama geride kaldı. Tamam belki anne olma duygusunu acısız doğuştan gelen herkeste olan bir şey gibi bende de olabilir di. Ama kaybettim ve kazanması canımı yakıyor"

"Çok az kaldı Ama? Sabredebilirsin dayanabilirsin. Sen benim güçlü kızımsın. Öyleydin?"
Hafif tebessüm ettim.

"Hâlâ öyleyim ama bilmiyorum"
Dudağımı bilmiyorum dediğim zaman büzdüm. Omuz silktim.
"Bilmiyorum yani öyleyim evet ama belki tam başladık derken o kötü şeyi kabullenmisimdir belki de"

"Bu kadar kolay olmamalı"

"Düşünüyorum ama kararımda kesin gibiyim."
Derin bir nefes çekti içine.

"Cerrahlıktan hangi mesleğe geçeceksin peki?"

"Polis."
Dondu. Çok ciddiyim burda dondu.
Neden bilmiyorum ama sanki çok acayip bir şey söylemişim gibiydi. Birden rengi bile atmıştı hatta..
"Noldu ya?"

"Y-yok bir şey güzelim. Ol tabi arkandayım. Sınavlara çalış sen bende hastaneden kaydını sildireyim ki birde bunlarla vakit kaybetme"

"Teşekkür ederiimm"
Sarıldım o da sarıldı ve evden çıktı.
Hayır güneş bastır o duyguyu..
Çok yanlış yolda ilerliyorsun.

Yanlış yol olduğunu biliyordum zaten ama..
Belki de bunu hiç bilmeyecekti. Belki değil asla bilmeyecekti. Bir gün belki sonum gelirse mektup yazardım. Ve mektubu onun şimdi bulamayacağı ama benim yokluğumda anlayacağı bir yere koyardım.
Tugay peki...

Ahh her neyse bugünlük bu kadar saçma düşünce yeterli.
Berki aradim..

"2 dakika olmadı çıkalı söyle bakalım noldu? Özledin mi yoksaa"

"Ne demezsin çok özledim yaa. Neyse sıkıldım sen gelince bir yerlere çıkalım"

"Çıkalım tamam ama senin işi hallettikten sonra biraz da benim işim var. Sonra gelicem akşama doğru. O zaman çıkalım nereye istersen"

"Öff tamam yaa"

"Abiye öff lenmez-"
Bir anda sessizliğe büründü. Bense kahkaha attım.

"Abi? Salaakkk yaşıtız lan yaşıtız! 3 oldu zaten bu yaş konusunda bir garipsin. Neyse tatlım öpüyorum seni.."

"Bende bebeğim"
Kapattı.
32 diş sırıttım resmen...
Yapma güneş yapma..
Odama çıktım uzun süren bir duşa girdim. Çıkınca saçlarımı kıvırcık yaptım ellerimle.
Dolabı açıp kıyafete baktım.
Crop pantolon giydim.

Parfüm sıktım ve oturdum.
Telefonda gezindim uzun bir süre. sonra şarja taktım.
Mutfağa gidip kahve yaptım. Sonra balkona çıktım bahçe olan tarafa. Orda ki salıncağa oturup kahvemi içtim.
Çok uzun bir süre kendimi geleceğimi düşündüm. Tedavi olayını düşündüm. Olacaktım. Ama belki de gizli kalmalıydı. Berk zaten kendini suçluyordu ve eğer tedavi olumsuz sonuçlanırsa bu imkansızlığı o kaldiramazdi. O yüzden imkansız bilsin ve başarılı olursa işte o zaman söylemeliydim.
Yaptığım bir çok yanlış vardı hayatımda. Örneğin... tugayı kullanıyor gibi olmak.. bir zamanlar sevip şuansa sadece olayları karıştırmamak için öyle kullanıyordum belki de.
Bu çok yanlıştı ama yapabileceğim tek şey buydu. Aksi olursa...
Hayır olmayacak.

*Berk Apak*
Güneş.. ah güneş.. ah güzel kardeşim. Ne işin var senin bu bilinmezlik içinde olan dünyada?
Sen daha iyi yerlere layıksın..
Belki de ona gerçekleri içeren bir mektup yazmam en iyisi olur?
Yalan olmadan saklama olmadan.
Peki ya o zaman sana gelebilecekmi tekrar Berk apak?
Hiç sanmıyorum..

Ondan 2 şey saklıyorum..
Ve ikiside benden uzaklaşması için yetecek sebepler.
Güneşim beni bırakmaz. Güneş aydınlattığı yere ışık vermeyi keser mi? Eğer ay bir daha gündüz olup havayı aydınlatmazsa güneş ışık vermez...
Şimdi söyleyebilirdim. Ama bir anda olmaz.
Şimdi söyleyebilirim. Ama beni bırakır..
Ah be kardeşim.. güzel kızım senden çok özür dilerim. Seni tam tamına 2 kez hayal kırıklığına uğratacağım için. Ama inan elimden başka bir şey gelmiyor.
En başından beri aslında her şeyin senin bildiğinden çok çok farklı olduğunu söylersem hem oluşturduğum güçlü kız yok olur, ve aslında beni hiç tanımadığını bilse direk düşer ve uzaklaşır.
İzin vermem. Veremem. Çünkü o her ne kadar istese bile ben onu korumaya mecburum.
Küçük kızım seni çok seviyorum.. bir gün affet beni olur mu? Geç olur belki hiç olmaz ama beklerim ben seni prensesim..

Düşüncelerden ayrılıp eve ilerledim. Neden geç kaldığım hakkında başka tahminleri olamaması için bir sürprizim vardı en azından bahane gibi. Gerçeği kapatacak bir sürpriz..

*Güneş Kumsal Yerel*

Ay nerde kalmıştı bu çocuk. Sinirden kendimi ısırmak üzereydim.
Sen gel o kadar hazırlan 2 saattir bekle tüm güzellik gitsin. Olacak iş değil.
Zil çaldı.
Açmadım kapıyı. Bir daha çaldı.

"AY AÇMİCAM ZORLAMA! GEÇ KALANLARI EVE ALMIYORUZ!"

"Sen bi aç sonra karar ver bence"

"Aynen aynen yedim bende bir çikolataya çiçeğe kanacak göz var mi bende"

"Yok zaten de bir açsan artık?"
Kapıyı açarak konuştum.

"Ya en fazla ne olabili-"
"AAAAAAAAAAAAAAAAAA"
"OHAAAAAAAAA"
"BU NEEEEE!!!!!!"
"ŞAKA YAPIYOSUNN!!?"
Çiğlik atarak konuştum.

"Şakamı?? Aşk olsun dokun bakayım bir"

Ellerimi gezdirdim. Her zerresinde. Çok.. çok.. mükemmeldi..
BANA MOTOR ALMIŞTI! VE FAZLA GÜZELDİ!

Boyununa atlayıp bacaklarımı da ona sardım.
"BU BÜYÜLEYİCİİ ÇOK ÇOK ÇOOOKKKK TEŞEKKÜR EDERİİMMM"

"öpersen teşekkürünü kabul ederim"
Kalbim küt küt atmaya başladı.
Yanağından öptüm şak diye.
"Ohhh misss. Bebeğim benim hayırlı olsun"

Yavaşça belimden tutup indirdi.
Elleri..
Anahtarı elime verdi.

"Off motora bak yakıyo"

"Benimkine de bak. Kendi isin olduğu zaman kendi motoruna binersin. Onun dışında benimkindeyiz"
Göz kırptı arkasını dönüp yürüdü. Göz kirptigi zaman arkaya doğru hafif sendeledim. Sonra çeki düzen verdim kendime ve pesinden gittim.
Onun ki garajdaydı.
Kapı açıldı motor kendini bir elmas gibi gösterdi...

O endam eda nedir öyle hey yawrum..

"AMA BU DA ÇOK GÜZEL"
"Neyse ikisi de benim."

"Benim niye haberim yok acaba bundan??"

"Sende dedin yaa 2 motorada sürekli binebilirsin diye. Hatta buna daha çok bineceksin dedinnn yaşlanmışsın sen baya"

"Allah Allah? Başka?"

"Bir doktora git. Istersen ben bildiğim kadarıyla yardımcı olayım tatlım?"

"Yok tatlım kalsın bin hadi bin motora"

"Nereye gitçez"
Küçük çocuk gibi sevinçle sordum.

"Benim prensesim nereyi isterse oraya"

"Ya berk kaç yaşına geldim hala prenses diyosun ayıp ya"
Trip atarak kendi kaskımı aldım taktım.
Elindeki kaskla kafamdaki kaska hafif vurdu. Hafif olmasına rağmen geriye savruldum resmen düşmeden berk geri tutmuştu.

"Kızım son gücümü uygulamıyorum onda bile geriye uçtun. Tüy kadarsın çok hafif "

"Abartma ya var yine de kilo felan biraz"

"Hehe tamam"
Ciddiye almadan konuştu. Birde boydan süzdü.
"Yawrum seni bu boyla polisliğe alacaklar mı?"
Kahkaha attı.

Elimi kafasına geçirdim şak diye.
"Iyy komikmisin sen gerizekalı"
Bi daha vuracakken elimi tuttu vurmamı engelledi diğer elimle vuracakken onu da tuttu.

Napiyosun ki şimdi...

"Öyle vuramazsınız maalesef küçük hanım"

"Yooo vururum"

"Hmm denesene?"
Üstüme doğru eğilip konuşmasıyla yüzümde sersemlemiş bir ifade oluştu gözüm kapanıp sonra anında açıldı.
Geriye düşecek gibi oldum yine o aynı pozisyonu korurken.

Kahkaha attı kocaman sonra düşmemi engelledi.
"Noluyo kızım sana bir değişik hareketler yapiyosun Allah Allaaahh"
Gülerek konuştu.
"Aşık mı oldun yoksa"
Bu sefer daha fazla güldü.

"Komik değilsin!"
Küt küt atan kalbimi durdurup motora ilerledim.
Bindim.

"Hoooppp arkaya geç bakim sen. Yerin arkada canım maalesef"

Arkaya geçtim. O da öne.

"Senin ehliyetin varmı ki?"

"Var tabiki ben sen miyim?"

"Ay laf soktu aklı sıra piiiiss"

Motoru çalıştırdı ve sürdü. Nereye gidiyoruz bilmesemde akışına bırakıyordum.

Sahile gelmiştik. Güzel.
En azından huzurlu bir gece olacaktı.
Motordan inip kayalıkların dibine çömeldik. Bir süre ikimizde sustuk.

"Tugayla Nasıl gidiyor?"

"İyi"

"O öyle demiyor ama"

"Anlamadim?"

"Niye çocuğa soğuksun..? Bak birtanem elbet vardır bir sebebi ama yaşadığınız olayları anlattı hafif sorunları da anlatti ama sen bunlar yüzünden sevdiği adama soğuk davranacak bir kız değilsin?"

"Soğuk değilim sevgili olalı baya zaman oldu zaten aramız hala bozulmadı. Böyle de gider inşallah.."
Umarım gitmez böyle..

"Şimdi yapacağım şey için gerçekten özür dilerim ama artık sorunlar çözülmeli"
Ayağı kalktı. Arkadan tugay geldi.

"Sağol kardeşim"
Dedi tugay.

"Halledersiniz siz. Tugay kardeşim sana emanet aslanım. Ağlatırsan napacağımı tahmin bile edemezsin"

"Sakinn o aglarsa zaten ben biterim.."

Berk ayrıldı ordan. Tugay yanıma oturdu.

"Dinliyorum"
Dedi.

"Neyi?"

"Seni sevgilim.. seni. "

"Ne anlatıcam ki?"

"Benden uzaklasiyorsun güneş.."

"Hayır"

"Evet. Çünkü yazmıyorsun konuşmuyorsun sarılmıyorsun. Kaçıyor musun benden?"

"Kaçmıyorum ama sadece seni kırmamdan korkuyorum"

"Ne için?"

"Ben.. mesleği bırakıyorum. Başka mesleğe geçiyorum yani.."

"Ne?"
"Neden?"

"Bilmiyorum ne yaşadıysam bu meslekte yaşadım ben ve aklıma sadece kötü anıları getiriyor. Ben bunlarla yıkılacak kız değilim ama kötü anı oldu bende artık.."

"Bunun için beni kırmazsın. Aksine desteklerim arkanda olurum. Peki hangi mesleğe geçeceksin?"

"Polislik sınavlarına hazırlanıyorum"

"Bazı derslerinin iyi olmasi gerek. Yardımcı olabilirim?"

"Berkte halleder yaa teşekkür ederim"

"Rica ederim."
"Sorunlar halledildi şimdi sorun ne?"

"Sorun yok sevgilim?"

"Hmm sevgilim demek? Sevdim bak bunu"
Yanıma gelip dizine cekti uzandırdı.
Saçlarımı okşadı.
Kalp atışlarım normaldi.

"Gece beraber vakit geçirelimmi? Bana gel? E tabi berk izin verirse?"

"Bilmem ki izin almam lazım. Sahiplenici bi yapısı var biliyosun"

Umarım izin vermez..

"Sen al burdan sonra duruma göre gideriz?"

" evet bekle arayayım "
Telefonu çıkarıp aradım açtı hemen.

"Efendim piremsesiimm?"
"Berkk sana bişey sorucam yaa"
"Sor tatlım dinliyorum?"
"Tatlım ne iyyy gay gibi ses cıkarıyo bi de varooş"
"Ağır konuşma ha? Alırım evde boyunun ölçüsünü. Pardon alsam ne yazar 1.50 cıktıktan sonra"
"Boş yapma be. Şey diyicektim. Ben bu gece tugay da kalabilirmiyim?"
"Tugaydaaa?"
"Evet?"
"Bi de bu gecee?"
"E-evet??"
"Gece gece bir erkekte bidee??"
"Evet..?"
"Hayır. Eve geliyosun şimdi."
"Lan amip sen çağırdın ya konuşmamız için"
"Konuştunuz fazlasına gerek yok bitti gel eve"
"Off tamam ya"

Telefonu kapadık.

"İzin vermiyor..."

Gülmeye başladı.
"Duydum duydum sorun yok"

"Ve birde şimdi gitmem gerek berk çağırıyo yeter size bu kadar diye"

"Tamam bebeğim bırakayım ben seni"

Tam kalkacakken kendisi aldı kucağina arabaya yürüdü.

"E ben yürürdüm-"

"Ama artık yürümeyeceksin"

Arabaya bindirdi eve sürdü.
Gelince durduk. Öptü ve arabadan indim gülümseyip. Zile bastım
İçeri girdim. Berk bişeyler anlatıyordu hararetli hararetli ama dinleyemiyordum. Neden öpmüştü?
Tamam sevgilim olabilirdi ama suan rahatsız olmuştum..
Berke anlatmazdım. Anlatsam büyük olay çıkardı. Adım kadar emindim.
Bir anda hafif sarsılmayla berke döndüm.

"Sen hiç bir dediğimi dinlemedin dimi?"

Dürüst olup cevap verdim.
"Dinlemedim"

"Sorun ne? Canını sıkan ne?"

"Bilmiyorum"

"Konuşmak istermisin?"
Göğüsüne çekti uzanmamı sağladı.

"Sanmıyorum.."
Saçımdan öptü kokladı okşadı.

"Bak güneşim, güzel kızım. Ben her zaman burdayım. Tamam belki yaşıtın olabilirim ama abin olarak gör beni. Abi diyebilirsin. Berk diyebilirsin. Öz olmasa bile abinim ben senin Tamam mı güzelim? Ve abilerde kardeşlerinin hep yanında olup onların moralini düzeltiirr"

Tam konuşacakken gıdıklamaya başladı.

"Ya berk- ya- yapma yaaa!"
Gülerken zorla konuştum.

"Ne yapma ne yapma! Yapıcam sen gül birazcık fazla sulu göz oldun"

Gülmeye devam ederken kahkahalarla elini tutup durdurmaya çalıştım.

"Dur! dur nefesim bitti!"

O da kahkaha atmaya başladı durdu.

"Bak ne güzel yakışıyor gülmek sana"

"Senin sayende"

"Napmak istersin? Uyumak, seni derse çalıştırmam, ya da film izlemek?"

"Cevap veriyorum. A şıkkı uyumak son kararım"

Kalp atışı sesi çıkardı heyecanlandirma amacli.

"Doğru cevapp!!"
Kucağına aldı.

"Ya herkes beni kucağına alıyo abi yeter! AAAAA AYAKLARIM VARMIŞ TÜHH YÜRÜYEBİLİRİM YANİ!??"

"Yürüyemezsin. Bebeksin sen. Benim bebeğimsin. Bebekler yürüyemez"

"Bebek değilim kac yasina gelmişim bak büyüdüm"

"Elimde büyüdün eşek sıpası"

"Ya bi siiii-"
Ağzımı kapattı.

"Küfür edersen kendini suda bulman saniyelerimi almaz"

"Nasıl ellerinde büyüdümm! Yalancıya bak zaten seninle 7 senemiz gecmis ellerinde sadece 7 yaş büyüdüm ki sende öyle? Yani aynı yaştayız."

"Hayır değiliz. Abi de bana yawrum"

"Ne nasıl yani?"

"Diyeceğim şu ki aynı yaşta değiliz. Biz bi yalandan ibaretiz. Daha doğrusu ben bi yalandan ibaretim. Fazla sorgulama. Vakti gelince her şeyi öğreneceksin."

 

 

Aaah aahh arkadaşlar denk gelmez dimi bizede hediye olarak motor alan bir berk ajsgagdhahs

Loading...
0%