@_yazarayl_
|
Berk apak anlatımı; *Uzun bir aradan sonra* "Gitti lan gitti! Beni hiçe sayıp yine gitmek istedi ve engelde olamadım!" "Bilmiyor Emir! Hiç bir haltı bildiği yok! Kalbimi yine söktü! Tamam. Tamam haklı evet sakladım ondan.. kendisi kaç yıl benimle büyüdü ama..." Emir araya girdi, "Sakin ol tamam bak onu hepimiz tanıyoruz. Kendini toplamalı, kafasını dinlemeli. Ve en önemlisi sana olan hislerini bitirmeli. Geçmişini hatırlamalı." "Hatırlamıyor lan! Naptıysa ne yaşattılarsa kendi hayatından geçmiş hayatını hatırlamıyor!" "Berk sakin olacaksın. Yıkıp dökmekle geri mi gelecek güneş? Hayır? Bak o adını değiştirdi. Geçmişinden kurtulmak için. Psikolog tedavinden aldı. Ve geçmişinden tamamen kurtuldu. Sildi belkide unuttu. Olması gereken bu belkide? Ben mutlu muyum berk? Burak mutlu mu? Peki gece? Gece seni böyle görmekten mutlu mu? Kardeşlerin burda karın burda. Ama senin bu durumun herkesi üzüyor." Burak girdi araya bu sefer; "Mutlu değilsin evet ama gelecek sende biliyorsun. O da mutlu değil. 7 yıldır seninle o silemez." "Ve ayrıca berk, o adını hayatını değiştirip her şeyden kurtuldu bu iyi bir şey. Peki sen? Berk sende adını değiştirdin hayatını değiştirdin. Bak kardeşimle evlisin. Güzel giden bir ilişkin var. Geçmişte kendinden ödün verdin şimdi bırak akışına. Kardeşinle aran iyi olacak elbet" "Ya Burak, Allah aşkına bak ne yaşadım da belli ettim ben ona! Canım yandı içimde kaldı! Canı yandı canımı verdim! Gelsin lan gelsin. Canını vermeyen ne olsun lan!" "Şimdi böyle düşünüp canını sıkmana değmiyor. Karın yanında kardeşlerin yanında" Gece Yaldız, Güneşten sakladığım evli olduğum kadın. Burak Yaldız, gecenin abisi ve benimde çocukluktan beri tanıdığım arkadaş olduğum, kardeş saydığım insan. 27 yaşında. Psikolog. Emir Ateş, çocukluktan beri yine beraber büyüdüğümüz kardeşimiz. Güneşte vardı biliyordu bir zamana kadar ana sonra onlarıda unutmuştu.. Emir 26 yaşında ve Genel cerrah. Gece 23 yaşında, istediği hayalleri yapmaya gerçekleştirmeye çalışıyor Ve ben.. Berk Apak... Bir bilinmezlik arasında sürüklenip giderken kardeşimin geri gelmesini bekliyorum.. "Ben çıkıyorum yukarı. Gece'm birtanem gelmek istersen gelebilirsin" "Gece geliyorda biz niye gelemiyoz lan şerefsiz" "Sizle mi evliyim ben gerizekalılar. Karım o benim" "Gece gitmiceksin abicim." Gece girdi araya, "Gitcem abi" "Gelicek tabiki salak" Yukarı çıktım. Gece gelmedi. Ve zaten yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Belki gelecekti belki gelmeyecekti. Ama ihtiyacım vardı.. Bir kâğıt aldım kalemle birlikte ve biricik kardeșime mektubunu yazmaya bașladım.
Merhaba değerlim.. Biriciğim.. Günlerim sensiz ve kokunsuz geçiyor uzun süredir.. Meleğim gitmeyeceğine söz vermiștin.. Birde bana kızardın sözlerimi tutmadığım zaman.. Evet hakettim hepsini ama gelsen olmaz mı artık..? Hiç mi özlemedin beni.. Tamam sen istersen ben Berk olurum abi demezsin.. Ama Abilik yaparım hep yaptığım gibi.. Neden güneș.. Onca insan varken neden ben? Kardeștik biz.. Ama birtanem ben sana hep dedim.. Dimi? kimse kimsenin karșısına rastgele çıkıp baș tacı yapmaz dedim..? Ama sen bana öylesine inanıp sularıma dalmıșsın ki... Abicim ben sana ne diyeceğimi inan bilmiyorum. Küçükken istemediğin șeyler olunca da küsüp diğer odaya giderdin. Aynı odada kalırdık bazen benle uyurdun korkup ama küsünce eșyalarını bir sırt çantasına dolușturup diğer odaya giderdin sanki çok uzakmıș gibi. Artık benden gitme huyundan vazgeç.. Çünkü sen gidince abini ne kendisi toplayabiliyor ne bașkası biriciğim...
mektubu yazdım katlayıp koydum çekmeceye. Eğer olurda bir gün gelirse diye... Belki hissederdi. Benim için elbette zordu. Ama sadece bana değildi bu zorluk. Emir mesela. Onda da bir gariplik vardı. Ben her ne kadar bilsem bile gariplik sebebini o belli etmemeye çalıșıyordu. İçinde bir yerlerde oda özlüyordu güneși biliyordum. Ama gelince benim gibi oda burakta hayal kırıklığı yașayacaklardı. Çünkü güneș geçmișini silerek aslında bizide silmiști. Kurunun yanında yașta yandı gibi bir șey... Bir yerimiz vardı ortak.. Uçurum kenarı ama o kadar huzurlu ki.. rastgele giyinip evden çıktım. Her zaman ki o uçuruma.. Motorla gidip durdum. Ağaç.. güneș ağacımızın yaprakları sararmıș... Gelsene artık.. Senle neler paylaștık biz burda.. İkimizin huzur bulduğu yer artık bir ölüm yerinden mi ibaret olacak? Güneș ağacımızın yaprakları soluyor bizim gibi.. Gelsene artık? Ağacımızın dibine çöktüm. Ona yaslandım. Güneș sen olsan sana yaslanabilirdim... Yerde ki taș topraklarla oynadım ellerimi gezdirdim. Güneș sen olsan elini tutabilirdim.. Uçurumun karșısına diktim gözlerimi. Boș manzarayı izledim. Güneș sen olsan seni manzaram yapıp izleyebilirdim abicim... Evet belki boș hayaller kuruyordum ama hayaldi iște belki gerçek olabilicek hayaller.. Güneș sen olsan sana sarılabilirdim abicim... bir șey eksik gibiydi..? Güneș sen eksiksin abicim... bir erkek ağlamaz derler. Peki ya ağlarsa? Erkeklik kalıbı mı bozulur yoksa cool sanılan egolu havası mı? Bir erkekte ağlayabilir.. Duyguları incinebilir. Ama erkekler o kadar hassas değillerdir. Hassas değilim ama bam telim kırmızı çizgim dediğim kızım... Kardeșim benden gitti ve evet bu yüzden ağlıyorum.. Güneș beni ağlatan tek insansın.. Gelirmisin artık? Uzun bir süre orda kalıp eve geri döndüm. Eve döndüğümde soru yağmuruna tutulmamak adına direk odamıza çıktım. Düșüncüler beni uyuturmuydu? Șüpheliyim. Uykumdan yeniden bir kabusla uyandığım sırada yatağımda dikleşerek etrafa bakındım. Yüzümü ovuşturarak yataktan kalktım ve masanın üzerinden sigaramı alıp nefes alabilmek adına kendimi balkona attım. Sandalyeye oturup sigaranın ucunu alevlendirdim ve yağmurlu havaya baktım. Benim dünyamda yaz hiçbir zaman yaşanmıyordu zaten. Güneş'i düşünmekten kafayı yiyecek raddeye gelmiştim. Beynimin içinde aynı şeyler dönüyordu. Neredeydi? Neden ulaşamıyordum? Çok özlemiştim. Nefes alamıyordum. Meraktan kafayı yiyecektim. O benim herşeyimdi tek yaşam kaynağımdı. Nasıl bu hale düşmüştük? Defalarca ayrı kalmıştık ama hiç biri bu kadar yaralayıcı olmamıştı. Güneşi çocukken en son gördüğüm zamana ışınlandı beynim. Hiç bir zaman bire bir abisi olarak konuşamamıştım onunla. 'bir parktaydık. Annemle babam güneşi oynatırken güneş kendi halinde oynamaya devam etmişti. Annemle babam bir banka oturdu. Babam tehditkar bakışlarını bana gönderirken ben güneşe uzaktan bakmaya devam ettim. Onunla konuşmam yasaktı. Aynı evde yaşamıyorduk. Beni neden sevmiyorlar bilmiyordum ama o zamanlar haketmediğimi düşünüyordum şuan ise herşeyin farkındaydım. Annemle babam güneşe pamuk şeker almak için uzaklaşırken uzaklaştılar. Güneşe yaklaşmaya cesaretim yoktu o yüzden bekledim. Güneşin oyuncağı benim ayağıma doğru yuvarlanınca bana baktı. "Beyefeyndi" dedi çocuk ağzıyla. "O beyim. Onu baya verir misiniz?" Gülümsedim ve oyuncağını alıp ona verdim. "Al bakalım..." Onunla ilk defa konuşuyor diyalog kuruyorduk. "Dikkat et ama herkes benim gibi düşünmez" başını saklarken biranda kolunun altından tutulmasıyla havalandı. Baktığımda annemi ve babamı gördüm. Annem güneşle uzaklaşırken babam kolumdan tuttu. Arabaya yöneldik zorla. "Özür dilerim" dedim hızla. Konuşmadı. Güneşi ikiside bu kadar çok severken benden ikiside nefret ediyordu. Haklılardı insan sevmediği birinin çocuklarıyla görüşmesini istemezdi. Arabaya bindik soğuk bir depoya girdik. Saatlerce orda dayak yedim ve orada gecenin bir yarısı bırakılıp gittim. Burağın babası beni bulduğunda ise yanına almıştı' O son çocukluk anımızdı. Ondan önce videolarını izlerdim fotoğraflarına bakardım o çocuk aklımla bile kız kardeşime deli gibi tapıyordum. O benim tek ailemdi tabiki tapıcaktım. Seneler sonra bulabilmiştim. Ama o gitmişti. Yeniden yanlızdım. Ailemi bulmuşken yeniden kaybetmiştim. Benim hatamdı ilk baştan söylemeliydim ona gerçekleri. Anlatmalıydım. Biranda bana aşık olduğunu söylediği bir anda ona bunları bağıra haykıra yüzüne vurarak söylersem giderdi kaçardı. Kim olsa yapardı. ''Ben kaçmazdım'' dedi iç sesim. "Kaçardın berk.." diye bir mırıltı döküldü dudaklarımdan. Yavaşca aya çevirdim gözümü boynumdaki yarısı güneşi kardeşimde olan ayı parmaklarım arasına aldım. Güneşi hissettim. Bu kolye bana onu andırırken sertleşen havayla sigarayı söndürdüm ve ayağı kalktım. Saate baktım. 4:37 "Si*tiğimin geçmişi yakamı bırak artık" diye homurdandım ve sertçe balkon kapısını kapatıp odamda yatağıma geri uzandım.
Meeerrrrhaaabaalaarrrrr biraz kısa oldu gibi bölüm ama diyalog olmadığı icin geçmișe ağırlık vermek istedimm nasıl sizcee? Birde emir burak gece hakkında neler düșünüyorsunuzz? ayrıca her hafta bölüm gelicek geçte olsa ama gelicek yanii ⭐🌈☀️
|
0% |