Yeni Üyelik
32.
Bölüm

☆Özel Bölüm☆

@_yazarayl_

1 gün 2 saat kala...
Kafamda çok garip düşünceler vardı.
Berkten özür dilemek gibi..
Özür dilesem barışırmıydı ?
Ama ben haklıydım. Oda haklıydı.
Aynı zamanda ikimizde haksızdık. Ama en çok o. Çünkü ne olursa olsun bırakmayacaktık birbirimizi.
Ya yeni yıla girerken küs kalırsa benimle ?
Belkide artık boş vermeliydim. Unutmuştu bile belkide..
Odama çıktım. Berkin gelmeyeceğini biliyordum. Ama kanıtlayamazdım. Yinede son ana bırakmak istemedim. Makyaj malzemelerimi,kıyafetlerimin hepsini,bakım eşyalarımı vb. Tüm şeyleri valize koydum. Yaklaşık olarak 1 buçuk saat felan sürmüştü. Şu yarım saatte belkide diğer zamanda eğer berk gelirse ona bir hediye acı çekeceği bir hediye bırakmak istedim.
İlk bir fotoğrafımızı buldum.
Daha önceden bu özelliğim vardı.
Bir resime gerçekten önem verirsem yada onu çizmek istersem aynısını çizebiliyordum. Ve evet hediyem buydu. Duvara berk ve benim gayet şık olduğumuz kıyafetlerle olan fotoğrafımızı yapmaya karar verdim.
O anı hatırlıyordum tabiki..
Nasıl unuturum ki cerrahlığımı bitiren ödül töreni fotoğrafımızı.
Benim üzerimde krem rengi gayet şık elbisem, berkin siyah gömlek ve siyah pantolonu..
Evet kesinlikle bunu çizecektim.
Belki diğer duvara daha güzel çizecek şey bulurdum.
Aşağı indim. İnmeden önce kendime baktım. Gayet iyiydim.
Üstümde siyah kot pantolon. Siyah şifon gömlek sonuna kadar kapatmışım düğmelerini.
Beyaz uzun üst kısmı geniş çizme. Anahtarı aldım. Hem evin hem arabanın. Evden çıktım.Ama saat çok geç olmuştu. Ama her yerde bir tanıdığının olması her zaman için iyiydi.Telefon açıp bir arkadaşıma konuşmuştum. Sırf benim icin gecenin köründe dükkanını acmaya gitmişti.Arabaya binip şehir içinde olan arkadaşımın boya malzemeleri bulunan dükkanının önünde durdum.
Yaklaşık 10 kova belki daha fazla boya almıştım. Yani her renkten almıştım. Pembe bile.. Ne ise yarayacaksa artık.
Acaba berkin yüzünü pembemi yapsan güneş birde küpe çizdinmi oh miss.
Saçmalamayı keselim şimdi. Arabaya bindim ve geldiğim gibi eve döndüm.
Şimdi büyük bir sorun vardı..
Ben bu kovaları 2 kat nasıl çıkaracaktım ?
Offf hayır neden gece gece böyle bir şey yaparsın ki güneş.
Kocaları almadım ilk eve girip şu rahatsız kıyafetlerden kurtulmam gerekiyordu.
Odama girdim. Valizin birinden siyah ev şortu beyaz kısa salaş tişört aldım ve giydim. Saçımı dağınık topuz yaptım. Arabaya inip tüm kovaları çıkarmam 40 dakikamı almıştı.
Odam bomboştu ne güzel..
Sesim bile yankılanabilirdi. Ama ben konuşursam. Konuşacakmıyım?
Belki şarkı mırıldanırım.
Odama geçtim. Yatağın olduğu kısıma ikimizin ismini yazmayı düşünüyordum. Dolap yerine giyinme odam olduğu için ayrıca şanslıydım duvar yönünden.
Odama küçük bir tabure getirdim. Büyük geniş duvarın önüne koydum. Fırçalarımı çıkardım.
İlk bir taslak gibi şey çizdim bastırmadan hafif izi belli olacak şekilde. Çizim bitince gerçek boyalarla üstünden geçecektim.
Devam ettim. Kendimi bitirdim. Aslında berkin de sadece eli ve ayağı kalmıştı.
"Sen niye çap oldunki şimdi"
Eli aşırı eğri ve 6 parmaklı gibi olmuştu.
"Neyse gerçektede bundan farkın yok zaten"
Devam ettim çizmeye.
Hepsi bitmişti. Şimdi üstünden boya ile baştan geçmem gerekiyordu. Saate baktım. 3 derken ? Yuh o kadar saattir bununlamı uğraşıyordum?
Neyse. Tek tek aynı renklerle tıpatıp aynısını yaptım.
Sinsice gülümsedim.
"Acabaa şu gerizekalının kıyafetini pembe yapsammı ?"
Elime pembe boyayı aldım. Geri bıraktım. Tabiki yapmicaktım. O bana yaşatacağı kötülükleri yaşattı zaten ben kıyafetini pembe yapsam bişey olmazdı. Ama yapmicaktım işte.
"Bu gümüş kemeri nasıl boyamam gerekiyor acaba, hayır boyada yok ki evde. Yoo var aslında sprey boya olması bişey değiştirmez"
Arkamı döndüm hiç birşeye bakmadan odadan çıktım.
Hatta kaçar gibi geçtim koridordanda.
En aşağı zemin kata inip gümüş renkli sprey boyayı aldım. Geri odama girdim. Kapıyı kapattım.
Sandalyeye oturdum.
"Hey sandalye senin yerin mi değişti! Sen burda değildin"
"Şuan inanamıyorum SALAK BERK senin yüzünden kendi kendime konuşmaya başladım. Ve hâlâ konuşuyorum. Sandalyeyle konuştum ben pes yani. Ben niye hala konuşuyorsam"
Arka kapıda bir hareketlenme hissettim kapı açılmıştı.
"Ama ben seni kapattım diye hatırlıyorum. Kapatmadımmı yoksa neyse banane"
Yine kendi kendime konuşup sustum.
Kemerin üstünden dikkatlice sprey boyayla geçmeden önce salladım.
"Bu tıkır tıkır çıkan sesi çok seviyorum ben yaaa"
Elimde denedim. Sonra duvara sıktım.
Çokta güzel olmuştum ben.
Sırada elbisem vardı. Krem rengi..
Karın kısımı dekolteli ve tam karın kısmına ve kalbime yakın kısıma yediğim kurşun..
Tabiki kan detayı vermedim. Vermeden boyadım. Berki ful siyah yaptım. Orda olduğu gibi.
Bitmişti sonunda.
"Allah'ım çok yoruldum"
Kendimi küçük yere yakın sandalyeden geriye saldım.
Yere çakıldım. Acımadı. Ama çok yorulmuştum. Telefonu çıkartıp saate baktım. 3 buçuk.
Bir dakika yaaa ben yere düştüm ama hâlâ bir soğukluk hissetmedim. Yada sert yere çarpma hissi. Aksine yumuşak şeyler hissediyorum.
Umarım şuan kucağında olduğum kişi bir hayalet değildir tamda gelme saati.
Kafamı kaldırıp kucağında olduğum kişiye baktım.
Gelmişti. Halüsinasyon olabilirmi ?
O beni tutuyordu şuanda.
Berk Apak tüm asaletiyle karşımda yada üstümde duruyordu.
"Sen.. Berk? "
"Ben Berk memnun oldum sende güneş olmalısın"
Gülümsedi.
"Ha ?"
"Ne diyeceğimi bilemediğim için hiç kavga etmemişiz gibi davranıyorum"
"Nasıl yani ?"
"Diyorumki Berk gerizekâlısı kıyafetini pembe yapmak istediğin kişi senden özür diliyor. Çok pişmanmış"
Beni duymuş kapıyı açan sandalyenin yerini değiştirende oydu.
"Sen ne zamandan beri beni izledin ?"
"Eve boya alıp geldiğinden beri"
"Ama fark etmedim. Koridorda bile yoktun"
"Saklanmış olamazmıyım? Ayrıca konu bu değil affettinmi beni ?"
"Bir daha yapacakmısın? "
"Seni bir daha asla bırakmicam"
"Söz ver"
"Söz"
"Ama ben eşyalarımı topladım"
"Neden ?"
"Sen gelmezsen ben eski kendi şehrime gidecektim. Ve tam 1 günün vardı senin. Ama geldin"
"Gidelim o zaman"
"Ama geldin düzeni bozmaya gerek yok"
"Sadece hava değişikliği. Bu evi asla satmam başkasına zaten. Ama senin o evde kötü anıların kadar benimle iyi anılarında olmalı"
"Haklısın biliyormusun. Gidelim. Sen zaten toplamıştın eşyalarını. Benimde hazır"
"Ben boş odada yatmam yaaa"
"Toplamadan önce düşünseydin banane"
"Salonda yatalım"
"Ben odamı seviyorum"
"Sev banane bugün salonda yatıcaz"
"Yaa sanane! Ben seninle yatmak zorunda değilim. Dur bir dakikaa sen yoksa korkuyor musun ?"
"Ne alaka hayır tabiki"
"Yemedim ama neyse. Sen kahve yap bize. Bende koltuğu hazırlayım"
"Tamam"
Dedi ve aşağı indi.
Bende bir kaç örtü alıp koltuğu hazırladım. Sonra uzandım.
Galiba berk'e biraz daha soğuk davransam zarar gelmezdi.
Çok yorulmuştum.
Geldi oturdu yanıma. Kafamı kaldırıp dizine koydu.
"Özledinmi beni"
"Sanane. Umrunda olsa gitmezdin"
"Balkanlardan gelen soğuk hava rüzgârlarına dayalı soğukluk seziyorum"
Buda neydi şimdi ? Hayır Güneş gülme sakin sakin.
Kahkaha attım.
"O ne demek yaaa "
"Soğuksun işte"
"Artık değilim"
"Öylesin hâlâ. Niye kalktın dizimden öyle değilse"
"Berk kahveyi üstüne yemek istemiyorsan kapa çeneni "
"Yat dizime"
"Sanane yaa kahvemi içicem"
"Kahvemi benmi"
Sustum. Kahve veya o sorusuna tabiki cevap vermeyecektim. Elimdeki kahve elimden kaymış gibi bıraktım üstüne.
"Aaaa yandı çocuk koş koş değiştir üzerini"
"Of güneşş gelince konuşucaz bu konuyu kahveyi seçeceğini biliyorum"
"Berk yandın git değiştir sonra konuşuruz"
Kalktı ve gitti. Bende koltuğa uzandım. Gözüm anında kapanmıştı.
Bir ara bir kaç şey duymuştum.

"Evet yarın geliyoruz biz"
"Kimsenin haberi olmayacak dedim sana"
"Ayarla sen bitince gönder bana. Sonra bilgilerini atıcam ben kızın......"

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Gözümü açtığımda berk uyanmıştı.
"Günaydın kalk çabuk çıkmamız gerek"
"Saat kaç"
"Altıyı üç geçiyor 7 de çıkmamız gerek. Eşyalar arabada"
"Ama kıyafetlerim arabadaki valizimde kaldı"
"Süslenmeye hiç gerek yok piremses ev temizlemeye gidiyoruz"
"Ne?"
"Ev temizleyeceksin bu kadar basit yani bende yardımcı olucam merak etme. Ama 6 7 yıldır girilmemiş bir ev kirli olur"
"Peki çıkalım hadi"
"Ben sana rahat bir kaç kıyafet ayarladım onları giy"
Odama çıktım kıyafetlere baktım.

Rahat olanından bir şeyler seçtim.

Aşağı indim. Berk evden çıkıp arabaya binmişti bile.
"Bu kadar çabuk mu bırakmak istiyordun evimizi?"
"Hayır ne alaka sadece acele etmek istedim"
Arabaya bindim ve direk uyku pozisyonuna girdim.
"Gelince uyandırırsın"
"Tamam uyandırırım"
Gözlerimi kapadım. Uykuya dalmaya çalıştım. Pek zor olmadı.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Mira geldik"
"Hadi aç gözünü artık geldik"
Mira mı? O 6 yıl önceki kızmı? İmkansız.
Gözümü açtım. Esnedim.
"Berk ne mirası yaa! Sabah sabah cidden moralimi bozdun"
Arabadan indim ve o görüntüyle karşılaştım.
Yıllar önce oturduğum o ev yanında ben gitmeden önce metenin taşındığı ev...
Adım attım evin kapısına dokundum.
Kimse benden burda hiç birşey olmamış gibi yaşamamı bekleyemezdi.
Ne güzeldi diyebileceğim zamanlarda vardı bu evde. Keşke yaşamasaydım diyeceğim anlarda.
Okul zamanımla başlamıştı her şey benim hikayem belki de bu evde bitecekti başladığı gibi yine herşey. Saçma gelir belki ama bu evi asla satmak istemedim ne olursa olsun. Ve satmadımda. Anahtarının hep belli bir yeri vardı, şartelin içi.
O dolabı açtım anahtarı aldım ve kapıyı açtım. İlk gıcırdadı. Açıldı. İçerisi değişmişti biraz. Ne de olsa ben kendimi öldü gösterdikten sonra belkide ekin yaşamaya devam etmişti burda.
Salona baktım mutfağa baktım. Mutfağın bitişindeki büyük boydan cama baktım orası bahçeydi ve ben onları orda ağırlamıştım o zamanlar tabi hastaydım...
Ada ve tuğçe...
Tuğçe değişmişti. Ada aynıydı.
Acaba Akın ve Asrın ne yapıyordu?
Onlarda mete gibi kötümü olmuşlardı?
Anlaşılan hala bıraktığım yerdelerse ufak bir işim vardı.
Üst kata çıktım. Kendi odama girdim.
Camları yapılmıştı kırmıştın en son.
Yatağın altına eğildim orda bir kağıt parçası vardı. Bu ne şimdi? Eve gelir gelmez kaos çıkarsa geri gidicem ben.
Elime aldım.
"Anne..."
Bu onun fotoğrafıydı. Hayır güçlü olmuştum ama onların yarası geçmeyecekti asla.
"Anne ben başardım, farklı oldu ama yaptım anne! Gittim burdan ama sonucu güzel oldu, cerrah oldum anne. Seni kurtarma şansım olsaydı keşke. Ama inan bana sizin gibi bir çok kişiyi kurtarıyorum"
Sözümü tutmuştum. Fotoğrafı yatağın
Üstüne koydum. Berki gördüm kapıda beni izliyordu. Yanıma geldi.
"Sen hayatımda gördüğüm en güçlü kızsın"
"Başka kız gördünmü gerizekalı doğruyu söyle!"
"Yok sen odunun kadın olmuş halisin hiç romantik olamıyorsun kızım farkındamısın yaaa!"
Gülerek ayağa kalktım.
"Yürü yürü boş yapma bir sürü işimiz var"
"ilk temizlik yapalım sonra indirip yerleştiririz eşyaları"
"Ben temizlik malzemesi alayım market var ilerde sen yabancısısın buraların hiç bir yere gitme bekle burda"
"En fazla kaçırılırım"
"Sus ve otur berk şuraya 5 dakikaya geliyorum"
Güldü bende evden çıkıp yokuş aşağı indim küçük markete girdim. Bu abiyi ne zaman görsem çok kanım kaynarseverdik birbirimizi. Ah be Gökhan abim.
Marketten içeri girdim. Adam ilk baktı sonra,
"Hoş geldiniz"
Dedi. Bir kaç malzeme aldım bana uzun uzun baktığını fark ettim.
"Ne oldu birisinemi benzettiniz?"
"Evet kusura bakma sen kızım"
"Yanlış anlamayın ama kime benzettiğinizi sorabilirmiyim?"
"Şu üst sokakta oturuyordu sana çok benzeyen bir kız. Öldüğünü bilmesem o olduğunu söylerdim"
"Belkide ölmemiştir be gökhan abim"
"Sen O musun?"
"O değilim ben Güneş kumsal Yerel"
"Nasıl..."
"Kimlik değiştirdim gökhan abi. Mecburiyetten. Mira yok Güneş var tamammı?"
"Tamam kızım"
"Sevindim bak 6 yıl oldu beni unutmamışsın"
"Senin bana o kadar iyiliğin dokundu unutulurmusun sen kızım"
"Görüşürüz abi"
Gülümsedi orta yaşlı tatlı adam. Tam çıkmıştım ki geri girdim.
"Abi benim beraber olduğum bir kaç arkadaşım vardı şu saçı uzun olan erkek değilde diğer 2 tane vardı ya uzun boylu kumral birisi, diğeride esmer orta boylu küpeli hatta onlar geliyormu hiç buralara"
"Evet kızım daha 3 saat önce geldi Asrın uzun boylu kumral olan, biseyler aldı gitti. Akında 2 gün önce gelmişti"
"Sağol abi kolay gelsin"
Dükkandan çıktım. Demek benden sonra tamamen dağılmıştı grubumuz.
Ada/Akın çifti en tatlı olanımız..
Kız olan en yakın arkadaşı için 4 yıllık sevgilisini bıraktı. Belkide evleneceklerdi.
Tuğçe/Asrın çifti en ciddi en mantıklı ama en eğlenceli olanımız...
Kız olan en yakın arkadaşını seçti sevgilisini bıraktı. Ama bir süre sonra en yakın arkadaşını sırtından bıçakladı. Belki sevgilisiyle olsaydı onada aynısını yapacaktı.
Ve son olarak 1 çift kaldı.
Mira/Mete çifti en acımasız ama en acılı eski bir çift...
Erkek olan kız olana yapmadığı şeyi bırakmadı. Kız saf olduğu zamanda güvendiği bir yabancı yüzünden hayatında başına en büyük belayı aldı.Erkek olanın Gerçek Aşkı zamanla yok oldu yerini psikopat tarzı aşka bıraktı. Ve belkide hikayelerini bitiren aslında erkekti.
Ve bu hastalıklı grup artık yoktu. Kötüydü .. acısıyla aşkıyla ihanetiyle baş balasıyla kötüydü bu grup. Ama devam etmişlerdi hep. Artık yoklardı. Herkes kendi yoluna bakmıştı.
Eve geldiğimde kapı açıktı berkte bıraktığım yerde değildi.
Vay gerizekalı nerdesin salak yaaa. İyikide bekle dedik.
Biliyorum ben senin nerde olduğunu.
Aşağı müzik odama indim. Çimenle ve renkli led ışıklarla süslü olan ve 2 tane puf koltuğumun olduğu müzik odam. Orasıda tozlanmıştı ama hâlâ güzeldi. Belkide en güzel oda hala burasıydı. Kulağımda bir ses yankılandı..
~Geceler benden bıkana kadar
Tüm yıldızları sayana kadar
Sen beni gelip affedene kadar
Uyku yok uyku yok bana

Çık aklımdan lanet şarkı, aklıma kötü şeyler getiriyorsun.
Berk burda oturmuş etrafı inceliyordu.
"Berk sana ayrılma dedim dimi"
"Yarım saat geçti kızım napayım sıkıldım"
"Yürü temizlik yapıcaz"
"Ben mi?"
"Yok başkası tabiki sen yani birde ben"
"Ama ben anlamam"
"Benim dediğimi yap yeter"
Arabaya gittim ve taç tarzı lastikli bisey aldım.
"Berk gel tatlım burayaaa"
Yanıma geldi tuttum ve saçına temizlik yapmasını engellemesin diye lastikli tacı taktım.
Sonra bir kahkaha attım.
"Çok iyi oldu buu"
"Güneş yaaa"
Aynaya bakmaya gitti koşarak sonrası facia...
Berkin yüksek ince ve tiz çığlığı duyuldu. Ahhhh bu haksızlık kulaklık takmamıştım daha.
"Kulağım..."
Yanıma geldi ve o tacı bana takmaya çalıştı.
"Eğer onu bana takarsan tüm işleri sen yaparsın!"
"Sana takmayacaktım kiii denedim sadece"
"Tabi tabi. Tak onu kafana"
Bana gıcık olmuş gibi baktı ve geri taktı.
Viladaya su doldurdum ve köpürttüm
Sonra ilk olarak salondan başladım silmeye. Berk'e de bu sırada benim silmeye gelemediğim odaları elektrikli makinayla almasını söylemiştim. Tüm odaları ilk böyle bitirmiştik.
"Şimdi camlar. Ben silicem sen kurulayacaksın"
"Tamamdır"
Tüm camları sildik. En son bahçe camına geldik.
"Güneş bitmez bu yok ı-ıhhh öldüm ben çok yoruldum"
"Sus berk bu son başka işimiz yok. Yada var yatak örtülerini değiştiricez"
İtiraz etmedi. Oda biliyordu ne kadar çabuk yaparsak o kadar erken biterdi.
Camı sildik berk örtüleri değiştirdi bende mutfak dolaplarını sildim. Tüm işleri bitirdik. Berkle aynı anda salonda buluştuk.
"Çok yoruldum bu haksızlık amaaa"
Berk mızmızlanmaya başlamışken saate baktım akşam olmuştu umrumda olmadan gözlerimi kapattım.Çok yorulmuştum yada yorulmuştuk bugün. uyurken bildiğim tek birşey vardı. Oda yarın çok önemli işlerimin olduğu..

sabah gözlerimi uzun çok uzun süreden beri kendi odamda açtım.

elimi yüzümü yıkadım. Berk nerde yatmıştı acaba. Aşağı indim. kahvaltı çoktan hazırdı. Kabul edilmesi zor olsada berk'i ben hamarat bir erkek yapmıştım. Her ne kadar hala yemek yapmayı bilmesemde.

''Günaydın piremses''

gıcık olduğumu biliyordu bu cümleye bu yüzden inatla söyleyecekti hep.

''Günaydın beko çamaşır makinesi''

bir insan böyle sinir edilir işte. Yüz ifadesi o kadar iyiydikiii

''Senin yüzünden bende en yakın zamanda ismimi değiştiricem cidden''

Masaya oturdum. Bir kaç lokma bisey yedim sonra kalktım.
"Berk sana birilerini anlatmıştım. Eskiden Ada ve Tuğçenin sevgilileri.
Asrın ve Akın. Hatırlıyor musun ?"

"Hatırlıyorum"

"Ben oraya gidicem. Galiba onları artık görme vaktim geldi"

"Sen bilirsin güzelim. Nasıl mutlu olacaksan onu yap. Gelmeme gerek varmı ?"

"Kendim giderim"

Kafasını salladı. Bende odama çıktım tabiki valizler burdaydı ama yerlestirilmemisti. Kıyafet valizimi açtım.
Kırmızı etek. Şifon beyaz gömlek aldım giydim. Beyaz topuklu giydim ve beyaz çantamı da aldım. Hafif makyaj yaptım.

Hem onlar için zor olacaktı hem benim için. Acaba okumuşlarmıydı?
Meslek sahibi olabilmişlermiydi ?
Aşağı indim.
"Bu güzellik onlar için değildir umarım çünkü ben varken böyle süslenmiyorsun"
Stresimi azaltmaya çalışıyordu sadece.
"Ben çıktım evden ayrılma. En son dediğimde başka yerlerden çıktın"
"Tamam tamam fazla geç kalma"
Evden çıktım yürürsem çok dikkat çekerdim.
Arabaya bindim. Berk 1 gün içinde benim arabamı getirmişti. Bildiğim kadarıyla ilk akının evine sürdüm. Ve durdum.
Derin nefes aldım.
Burda yaşamıyor olabilirdi ve ben başkasıyla karşılaşabilirdim.
Ama burda oladabilirdi.
Yürüdüm ve zile bastım.
Evet bunu yaptım ben bile şaşırdım ama bastım zile.

"Asrın abi sana kaç kez dedim şu zile basma kapıyı çal diye bebek uyuyor"

Akın... bebek?

Geldi ve kapıyı açtı. Dolu gözlerimle ve sonuna kadar değişmiş her şeyimle onun karşısındaydım.

"Sen.. kimsin ?"
Beklemiyordum bu soruyu.
Elimi uzattım.
"Güneş kumsal Yerel. Bir zamanlar aynı sınıftaydık altılı grubumuz vardı hatta. O gruptaki kız"

"Ama, a-ama o öldü?"

"Ölmedim akın karşındayım işte kanlı canlı görmüyor musun? "

Geldi ve hiç beklemeden sarıldı. Demekki benimle bir düşmanlığı yoktu. Asrın ne derdi acaba.

"Evlenmişsin ve çocuğun var.. ne güzel"

"Heyy bunu sana kim dedi? Evlenmedim çocuğumda yok. Adayı unutmak ne mümkün.."

"Ama asrın geldi sandın ve bebek uyuyor dedin"

"Halamın bebeği ve bana teslim etti 2 hafta benle bu küçük misafir"

"Evlendin sandım"

"Her şeyi en başından en sonuna kadar anlatmanı istiyorum Mira-"

"Değil Güneş yada kumsal ikisinden biri akın. Mira o gece öldü"

"Tamam okey ama konu bu değil. Az sonra Asrın gelicek. Ve emin ol sen öldükten sonra en çok o yıprandı"

"Ara şimdi gelsin"

Telefonunu çıkardı ve Asrını aradı

"Asrın acil bize gelmen gerek"
"Niye akın bebeğe sahip çıkamadın dimi lan"
"Evet hiç susmuyor bu bücür sürekli ağlıyor"
"2 dakikaya ordayım akın kapa. Gelince seni dövmemem için saklan bence"

Akın kapattı telefonu.
"Peki Asrın evlimi?"

"Sevgilisi vardı yürütemediler. İşine yoğunluk verdi o. Tabi tuğçe olsaydı farklı olurdu"

"Sormayı unuttum ben. Sen ne iş yapıyorsun asrın ne iş yapıyor"

"Ben gördüğün üzere bebek bakıcısı asrında bakıcı yardımcısı"

Duyduğum cümleyle kahkaha attım oda sırıtıyordu.
"Hiç vazgeçmedin dimi bu şakacı hareketlerinden"

"Ben bir kere ciddi bir insanım lütfen"
Sonra devam etti,
"Gülüşünü bile özlemişim zalımın kızı"
Geldi ve baştan sarıldı bende ona aynı şekilde sarıldım.

"Şimdi gerçek mesleğinizi söyle"

"Ben istediğim gibi hukuk okudum ve avukat oldum. Hakim olurdum da işte hatta beni çok çağırdılar yalvardılar lütfen hakim ol diye ben reddettim"

"Tabi tabi"

"Asrında istediği gibi sivil polis işte böyle. Yani herkes istediği bölümlerde. Peki sen?"

"Hiç mi görmedin oğlum internette ünlü beyin cerrahı diye adım bile çıktı"

"OHAAA OLAYA GEL O SENMİSİNN?!"

"Evet benim. Şuan bir süre şerefsiz biri yüzünden mesleğime ara verildi"

Kapı çaldı.

"Çocuğa senin yüzünden laf attım bak zile basmadı"
Gülerek konuştu ve kapıya yürüdü.
Açtı.

"Oğlum hani ağlamıyor bebek"
"Sen ağlayacaksın az sonra bebeğim"
"Yürü git lan buraya gelende kabahat"
"Pişman olmayacaksın. Geçsene lan artık içeri"

Kapı açıldı ve içeri asrın girdi.
İlk bana baktı sonra etrafa.

"Akıncım niye söylemiyorsun bir hanımefendi var diye"
"Asrın yemedim abisi tanıdın işte"
"Sus o olmamasını diliyorum sadece"
Araya girdim.
"Asrın.."
"Seside aynı bence rüya"
"Her şeyi anlatıcam ama sarılmayacakmısın"
"Şuan sana Tuğçe gibi tepki vereyim mi?"
"Ver. Ama yeterki tepki ver"
"Aptal çok özledim seni. Ama sen.. öldün. Ben kendi elimle taşıdım mira senin cenazeni. Akında öyle"
"Anlatıcam her şeyi"
Koşarak boynuna atlar gibi sarıldım. Oda elini belime sardı. Akın tabiki durmadı oda geldi arkadan sarıldı.
"Tamam ağlamak istemiyorum konuşalım şimdi"

"Anlat mira. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar"
Dedi asrın.

"Oğlum şu internette bir kız vardı beyin cerrahı olan Hatırlıyor musun?"

"Unuturmuyum akın, sırf onunla tanışmak için görev icabı istanbula gidicem ben"

"Hayırlı olsun kardeşim gitmene gerek kalmadı. Şuan tam karşında oturuyor"

"Ne? Lütfen bana Adım Güneş Kumsal Yerel deme Mira."

Elimi uzattım sırıtarak.
"Hayranımın en yakın arkadaşımın olması sevindirdi. Güneş kumsal Yerel."

"Sivil polis Asrın. Ve şuan seni büyük insan topluluğunu kandırmaktan yalancılıktan göz altına alıyorum."
Kelepçe çıkarttı cebinden ve elime taktı.

"Sen ciddi olamazsın asrın? Cidden mi?"

"Asrın ne kadar salaksın"

Ben ve Akın söylenirken asrın güldü.
"Şaka şaka. Olayları anlat şimdi dinliyoruz. Daha sonra çekinicem fotoğraf"

Onlara dürüst oldum. Neden gittiğimi o gece okulun partisinde neler olduğunu daha doğrusu eve gelince neler olduğunu kendimi nasıl öldü gösterdiğimi anlattım. Sonra yeni yaşamımı anlattım berki anlattım. Metenin karşıma çıkıp asıl meslek hayatımın onun yüzünden bittiğini anlattım.
en son olarak ödül törenimde yaptığını anlattım. Ve bir daha hamile kalamayacağımı.

"Şerefsiz puşt"
İlk küfür Asrından cıktı.

"Erkeklerin yüz karası. Biz bununla nasıl arkadaş olduk abi anlayamıyorum"

"Daha bitmedi.. son bir şey kaldı. Tuğçe ve Ada. Yani Selen ve Melisa"

"Tuğçe Ada tamamda Selen Melisa oturmadı"

"İlk önce özür dilerim ikinizdende onlara çok söyledim. Sizinle kalmalarını söyledim ama dinlemediler. Onlarda kimlik değiştirdi. Ada, selen oldu tuğçede, melisa. Yani ayrılma sebebi benim galiba. Ve evet onlar en başından beri ölmediğimi biliyor. 6 yıldır onlarla aynı hastanede çalıştık. Son zamanlar tuğçe bozmaya başladı. Ve şuan küsüm onunla"

"Onlar.. gelirlermi geri?"

"Tabiki ben konuşursam gelirler"
Sustuk. Üçümüzünde çıtı çıkmadı bir süre. Ama Akın bozdu.

"E nerde oturuyorsun sen şuan?"

"Her zamanki yerimde"

"Istanbul?"

"Hayır. Buraya taşındım. Hatta dün. Eski evimdeyim yani"

Akın devam ettirdi. Bu çocuk susmak nedir bilmiyor.
"Enişteyle tanıştır bizi. Berk miydi ?"

Asrın girdi araya.
"Akın! Enişte değil diye kaç kez söyledi kız. Oğlum abi kardeş ilişkisi var aralarında anla şunu"

"Hay ağzınla bin yaşa Asrın sussana oğlum sen bir yaa! Bak böyle hanımefendi gibi giyindiğime bakma içimde kötü şeyler var"
İkiside kahkaha attı.
"Bana müsade gençler. Yani en fazla 23 yaşındasınızdır. Ben kaçar. Akşam bekliyorum sizi. E birde berkle tanışın. Ve bir sürprizim daha var"
Ayağa kalktım kapıya yürüdüm.

"Gelmeye çalışırız. Konum at diyicem ama hep aynı yerdesin. Umarım bir daha gitmezsin"

"Kalıcıyım bu sefer. Söz."
Sarıldık ve evden ayrıldım.
Arabaya binip giderken bir yandan adayı aradım ve olanları taşındığımı her şeyi anlattım. Tabiki onlarda taşınmak istedi. Engel olamazdım. Akşam da bana davet etmiştim. Yine eskisi gibi sadece 1 eksikle bir arada olacaktık akşam. Ama o eksiği Berk kapatıyordu.
Eve geldim. Kapıyı açtım.
Berk yine yoktu. Bu çocuk beni deli etmeye çalışıyordu.
Koltuğa geçtim üstümü değiştirmeden oturup biraz telefonla ilgilendim.
Sonra kapı açıldı.
"Berk nerdesin sen yaaa"

"İşim vardı. Yada sana sürprizim."

"Akşam grup olarak toplanıcaz. Asrın Akın Ada Tuğçe. Ama asrın ve akının kızların geleceğinden haberi yok. Ada ve tuğçeninde erkeklerin geleceğinden haberi yok. Ona göre"

"Tamam ama sürprizi sormadın?"

"Ne sürprizi?"

"Sana seni uyandırırken Mira demiştim dimi? Bu işte"

Önüme bir kart koydu. Ama bir süre sonra kart olmadığını anladım. Bu bir kimlikti. Elime alıp inceledim.
Adım Mira su Deniz. 23 yaşındayım.
İstanbul doğumluyum ve anne baba adım yazıyor.
Bu benim eski kimliğimin aynısı..
Peki ben hazırmıyım mira olmaya?
"Berk ben hazır değilim buna ama düşünmem için zaman ver bana"

"Kabul etmek zorunda değilsin ama bir insan doğduğunda neyse yaşamı boyunca o olur Mira"

Ayağa kalktım odama çıkıp rahat şeyler giydim. Berk'e yemekleri yapmasını söylemiştim. Bende masayı hazırlayacaktım. Berk yemek yapmıştı. Bende sofrayı hazırlayıp tatlı yapmıştım. Akşam olduğunda artık hazırlanmamız gerektiğini anladık.
"Berk salonda yatmayı bırak. Bu ev ikimizin evi tamammı? İnsan kendi evinde salonda yatmaz. Karşı odamda yat sende valizlerinde orda zaten"

"Tamam piremses kızma"

Hızla odama çıktım ve giyecek bisey aradım. Şort tişört ? Halka küpe ve beyaz spor en güzeli. Saçımıda düzlestirip yukardan at kuyruğu yaptım.

Hazır olduğum için aşağı indim ve oturup bekledim. Berkte indi. Siyah tişört ve siyah pantolon giymişti. Gayet cool bir görünümü vardı. Ve zil çaldı.
Berk kapıyı açmaya gitti.

"Hoşgeldiniz. Berk ben"
Elini uzattı ve tokalaştılar.

"Akın bende"

"Asrın."
Araya girip artık içeri davet etmem gerekiyordu.

"Hoş geldiniizz içeri geçin"
Içeri girdiler.
"Sizi biraz bekleticem başka misafirlerde var şimdi gelirler onlarda hatta... geldiler"
Zil çaldı ve kapıyı açtım. Ada ve tuğçe içeri girdi. 6 kişiydik ve altımızda ayaktaydık. Ben ada akın asrın ve tuğçeye bakıyordum. Dördüde kendi sevgilisine bakıyordu.

İlk akın konuştu.
"Ada...?"
Adanın gözü dolmuştu.

Asrın devam ettirdi.
"Tuğçem...?"
Tuğçe tepkisiz hayattan kopmuştu.

"Bölmek istemem ama bu gece herkes barışacak. Şimdi sevgili olanlar biliyor kimse arkadaş kalamaz sevgili olanlardan."

Ada girdi araya.
"Akın ben özür dilerim affetmek senin elinde ama yapmak zorundaydım mira yanlız kalmamalıydı. Ben.. seni seviyorum"
Akın bunu bekliyormuş gibi hızla sarıldı adaya.

Tuğçe konuştu.
"Belki yeni sevgilin olmuştur ama sen yapamazsın. Biz seninle 9 yıl geçirdik. Benim seni unutamadığım gibi sende unutmamışsındır beni. Ama ayrılan ben oldum. Adanın dediği gibi Mirayı yanlız bırakmazdım. Seni çok seviyorum. Çok özür dilerim"

Asrın konuştu.
"Seni affetmem. Affedemem ama ilk defa senin için sana olan aşkım için bir gurursuzluk yapıp seni affediyorum.."
Tuğçe hiç beklemeden boynuna atladı.

"Aşıkları kavuşturduğumuza göre yemek yiyebiliriz artık"

Herkes masaya geçti. Ve ayrı olunan zamanlarda ne yapıldığından bahsedildi. Berk kendinden bahsetti. Herkes baştan mesleğini söyledi.
Gecenin en mutlu olduğum yeri şuydu.
Benim yüzümden ayrılan çiftler şimdi
Benim sayemde bir araya gelmişlerdi.
Herkesin lafını kesip araya girdim.

"İKİ DAKİKA BENİ DİNLERMİSİNİİZZ"

Berk konuştu
"Güzelim bağırmaya gerek varmı? Sence de boğazını yırtmadan söylesen dinlemezmiydik"

"Konu bu değil bir dakika dinleyin şimdi"

"Berk bana siz gelmeden önce bir kimlik verdi. Şunu.."
Kimliği çıkarttım.
"Mira su Deniz kimliğim.. Ve ben öğlen bunu kabul etmedim. Çünkü mira ölmüştü. Yaşaması için sebep yoktu da zaten. Ama şimdi var galiba.
Şimdi yaşaması için çok güzel sebepler var. Bundan sonra Asıl ölü olan kişi Güneş kumsal Yerel ruhu. Çünkü Mira geri döndü"

 

 

 

güzel bir bölüm oldu kaos yerine heyecan sevinç var<3

Loading...
0%