Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@_yildizcik_

Sabah gözlerimi güneş ışıklarıyla açtım usulca.Üstümde bir battaniye vardı yanımda ise bir ağırlık.

 

Hızlıca gözlerimi sol yanıma çevirdiğimde,uyuyan Arel'i gördüm.Kolları belime dolanmıştı.Sanki ateşe dokunuyormuş gibi geri çekildim.

 

Bu hareketimle benim aksime birden gözlerini açtı ve yumruk atma pozisyonuna geçti.

 

Bir ona,bir yumruklarına bakarken yumruklarını yavaşça geri çekti."Ben,özür dilerim sen olduğunu görmedim." dedi mahçup bir ifadeyle.

 

"Sorun yok,korkmadım zaten." gülümsemeye çalışmıştım ama ödüm bir şeyime karışmıştı.

 

Birden benim yanımda yattığını fark etmiş olacak ki,"Şey,sen uyurken kabus görüyordun sanırım,ağlıyordun.Ben de sana ne olduğuna bakmak için geldiğimde uyuya kalmışım da..." diyerek açıklamaya yapmaya başladı."Ondan buradayım yani,rahatsız ettiysem özür dilerim."

 

Yatağın kenarında ki komodinin üstünde bir ateş düşürücü gördüm.Muhtemelen gece uyku mahmurluğuyla içirmişlerdi bana ilacı.

 

"Önemli değil,rahatsız olmadım zaten." olmamıştım gerçekten,sadece korkmuştum.Bu his çok değişikti.

 

Tam ağzını açacakken konuşmamızı Arel'in telefon zil sesi böldü.Kim arıyordu acaba?Aman banane neden merak ediyorum ki?

 

"Emredersiniz,komutanım!" dediğini duydum Arel'in.Asker miydi?Yoksa polis gibi bir şey miydi?

 

Merakıma yenik düşüp sorumu sordum,"Asker misin ki sen?". Sesimin tonu hafiften merak içeriyordu.

 

Merakımı anlamış olacak ki hafifçe güldü,"Askerim evet,yüzbaşıyım." dedim gülerek.Bende ona güldüm.

 

"Peki,ne olacak,yani neden aramışlar ki?" gülüşüm yavaş yavaş soldu onun gülüşüyle beraber.

 

Ciddileşip cevap verdi,"Gitmem gerek,görev çıkmış da," derin bir nefes alıp devam etti,"Muhtemelen Yusuf da sabah bu yüzden gitti."

 

"Bu arada," diye devam ettirdi cümlesini,"Biz yokken bir şey olursa.." babamdan bahsediyordu anlamamak elde değildi,"Buraya gelebilirsin,hatta burada kalabilirsin istersen." cümleleri söyledikten sonra dudağının bir kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı.

 

"O,yani..." kısa nefes aldım,"Babam,hala evde mi?" sesim korku içeriyordu bunu anlamamak için sağır falan olmak gerekirdi.Sesimde ki korku tınısını anlamış olacak ki gülümsemesini büyüttü.

 

"Sanırım evet çünkü,dün gece sen uyurken birazcık fazla ses çıkarttı." sanki bundan tiksiniyormuş gibi burnunu kırıştırdı.Bu hareketine hafifçe güldüm.Hafifçe dediğime bakmayın ben basbaya otuz iki diş sırıttım.

 

"Şimdi mi gitmen gerekiyor?" biraz çekiniyor gibiydim ondan,"Evet,şimdi gideceğim ama kısa sürer merak etme." bana güven vermek istercesine bu sefer yanağını ağrıtacak şekilde gülümsedi.

 

Fakat ben ne kadar gülümsemeye çalışırsam da çalışayım olmadı,üzülüyordum.Sonuçta gidipte geri dönememek vardı.

 

"Üzülme Tansu," dedi.Sırıtarak devam ettirdi,"Çok iyi bir yüzbaşıyımdır." kollarını kaldırp kaslarını gösterdi.Bu hareketine hafifçe kıkırdadım.O da benim kıkırdamama güldü.

 

Aklıma dün gece onlara verdiğim söz geldi,Patatesli börek.Anında ayağa kalktım.Bu hareketime hem ben,hemde Arel şaşırmıştı.Bana şaşkın gözlerle bakınca açıklama yapma gereği hissettim.

 

"Şey,ben size patatesli börek yapmak için.." diye açıklama yaptığında güldü.Hatta basbaya kahkaha attı."Peki,peki yap de böreğinin.Malzemeler var." konuşuyordu ama sanki kendi kahkahasını da bastırmaya çalışıyordu.

 

Kahverengi ile bal rengi karışımı olan saçlarımı toplamak için bileğimde ki tokaya baktım.Yoktu.Belki yatağa düşmüştür diye yatağa baktım fakat yoktu.En sonunda Arel'e baktım.

 

"Düz,siyah bir toka gördün mü?" diye sordum kaşlarımı çatarak.Eliyle ateş düşürücünün olduğu komidini gösterdi.Kafamı sallayıp komidine uzandım ve siyah tokayı aldım.Hemen saçıma geçirerek dağınık bir topuz yaptım.

 

"Sen şimdi gideceksen,hazırlan o zaman." dedim gülümseyerek.O da bana gülümsemesiyle yanıt verdi.

 

 

Hazırlanması için odadan çıktım.Çıkış kapısının önüne geldim.Çıksam mı?Yoksa çıkmasam mı?Diye ikilemde kalırken arkamdan Arel geldi

L

"Ne yapıyorsun sen!" diye bağırdı,sesinde hafif bir" sitem ve öfke vardı."Bile bile o adamın,yani pisliğin yanına gidiyorsun!" bu sefer gerçekten bağırmıştı bana bağırması benim korkmama sebep oldu.Zaten çıt çıksa korkuyordum,korkağın tekiyim işte.

Ben bunları düşünürken sanırım bir yere dalıp gitmiştim ki,Arel bana yine bağırmıştı,"Tansu!" diye bağırmasıyla kendim geldim."Geç otur koltuğa,gitmiyorum göreve falan ben.Malum senin ne yapacağın fazla belli olmuyor." sesinde ki imayı fark etmemek elde değildi.

 

Ona karşı hissettiği korkuyla uslu bir çoçuk gibi salonun ortasında ki bej rengi koltuğa oturdum.Onun kızgın kızgın kahvelerini üzerimde hissediyordum.Onun kızgın hallerine hiç alışık değildim,yani onun bu halini ilk defa görüyordum.

 

Kendisi cidden göreve gitmeyecek miydi?sırf benim için.Tansu için.evde kendi tişörtünü bile zar zor giyen bir kişi için.Babasından şiddet gören ve hiç bir şekilde karşı çıkamayan bir kız için.Bedeni morluklarla dolu diye bir crop bile giyemeyen bir kız için ve daha fazlası...

 

Ben bunları düşünürken o çoktan mutfağa gitmiş ve kahvaltı hazırlıyordu.Mutfaktan tabak,çanak sesleri geliyordu.kafamı ona bakmak için mutfağa çevirdiği Arel gözlerini bana dikmiş,beni izliyordu.Onu fark ettiğimi anlamış olacak ki bakışlarını önünde ki tezgaha çevirdi.

 

Eliyle kumral olan saçlarını dağıttıktan sonra gülümseyerek kahvaltıyı hazırlamaya devam etti.Bu gün onda da değişik ve nedenini anlamadığım bir mutluluk vardı.Ve herkes hatırlıyordur en son böyle hisettiğim zaman ne olduğunu.

 

Bu düşünce içime bir korku salındı ama umursamamaya çalıştım.Tırnaklarımı öne uzatıp ne kadar uzadığına baktım.Hala kısaydı.Asla ben kendim stres yapıp tırnaklarımı kemirmiyorum.Asla.

 

Ben öylece dalmış gitmişken Arel'in bana seslenmesini duydum,"Tansu,kahvaltı hazır." bu sefer mutlu değildi.Sinirliydi.Muhtemelen gitmek istediğim için böyle yapıyordu.

 

Yavaşça ayağa kalktım ve ayaklarımı sürüyerek mutfakta ki kahvaltı masasına gittim,oturmadım.Arel benim ne yapacağımı izliyordu."Tansu," diye bakan seslendi hafifçe."Hı?" o sırada benim gözlerim başka bir yere odaklanmıştı.Masanın üstünde duran şırıngaya bakıyordum.Tekrardan bana seslendi,"Tansu," bu sefer hiç bir şey diyemedim.Aklıma bin bir türlü senaryo ve düşünce geliyordu.

 

Bakışlarımı ellerime çevirdim titremeye başlamışlardı.Sonra tekrardan şırıngaya baktım,sakinleştiriciye benzemiyordu."Tansu," diye seslendiğini duydum tekrardan.Sesler boğuk gelmeye başladı.Kulağıma sadece bağırma sesleri geliyordu.

 

Arel sanırım bunu fark etti,"Tansu,bana bak." bakamadım.Doğru düzgün bile duyamadım zaten.Sadece ağzı oynadı.Kulağıma bağırma sesleri geliyordu.Benim bağırma seslerim...

 

Sonra,yalvarış seslerim gelmeye başladı kulağıma.Bunları duydukça titremelerim artıyordu.

 

Ellerimi kulağıma götürüp sesleri duymamaya çalıştım.O sırada Arel masanın üstünde ki iğneyi alıp çöpe atmıştı bunu fark ettim.

 

Arel yanıma geldi."Tansu,derin nefes al ve ver.Tamam mı?Hadi al,ver..." kendisi de derin nefes alıp veriyordu."Benimle beraber." o derin bir nefes aldı,bende aldım.Sonra aldığı nefesi geri bıraktı bende bıraktım.O yaptı,ben yaptım.O yaptı ben yaptım.Neredeyse 10 dakika boyunca böyle devam ettik.O aldı,bende aldım.

 

10 dakikanın sonunda sakinleştim.Titremelerim durdu."İyi misin?" gözlerine baktım.Gerçekten endişeliydi."İyiyim..." dedim pek de iyi olmayan sesimle.Elindeki bardağı dudaklarıma doğru uzattı."İç biraz," dedi yalvaran bir ses tonuyla.Biraz daha dikkatli bakınca gözlerinde mahçupluk da vardı aslında.

 

Dudaklarıma doğru uzattığı suyu yavaşça içtim.Biraz daha iyiydim artık.Aslında normalde de iyiydim ama şuan daha da iyiyim.

 

"İstiyorsan biraz daha uyu." ani bir refleksle "Hayır," diye çıkıştım."Yani olmaz." diye kendimi düzelttim.Hem sesimi de biraz kıstım.

 

"Tamam,tamam uyuma." dedi hafifçe tebessüm ederek.Muhtemelen bu halim onu güldürmüştü.

 

Fakat gülüşü uzun sürmedi.Aniden çalan kapıyla ikimizin de beti benzi attı.İkimizin de aklında aynı isim vardı...

 

Arel ayağa kalktı ve yavaşça kapıya doğru gitti.Ben ise mutfakta öylece kalakaldım.Arel kapıyı yavaşça açtı ve gelen kişi karşısında suratı sanki hayalet gibi beyazladı...

 

 

 

 

3.bölümle hepinize Merhabaaa

 

 

Bu bölüm fazla kaos yazmadım iki dakika rahat etsinler istedim.

 

 

O kriz geçireceği zaman neden geçirtmedim bilmiyorum ama Arel'im onu sakinleştirsin istedim.​​​

 

 

Bu arada lütfen yorum yapım isterseniz övün isterseniz gömün ama yorum yapın.

 

 

Bu arada babam bu kitabı okumak istedi madem yazıyorsun okuyayım bari dedi bende öyle bir bahane bulup okutmadım okursa muhtemelen...

 

 

Neyse yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınnn

 

 

Öptüm siziii<3

 

 

Loading...
0%