@_yildizcik_
|
Babam bana yüzünde pis bir sırıtışla bakıyordu.Bunu gören,Arel ve Yusuf hemen beni arkalarına çektiler.Babamın pis gülümsemesi daha da arttı,"Vay,korumaların olmuş bunlar senin.".Elini saçlarıma uzatmaya çalıştığında,Arel,Yusuf'tan önce davranıp önüme geçti,"Bak abicim,al şu orospu sevgilini de çek git buradan.Kavga etmek istemiyoruz,ki bunu sende istemezsin." Arel'in sinirli olduğunu nelerden anlayabiliriz:Burnundan soluyorsa,yüzü kızarıyorsa ve de 'güzelim' derse.Anlayın ki sinirlidir. Bunları en iyisi bir deftere yazmalıydım.Şuan tek seçenek olarak bana güzelim dememişti.Sadece o kalmıştı.Eğer onu da yaparsa,Arel'den kurtuluş yoktu.
Babam bunu duyunca alaycı bir tavırla güldü,"Farkındaysan,benim kızım.Yani illaki o bu eve gelecek.Ayrıca kızım,".Elini saçıma uzattı,fakat Arel'in bakışlarını görünce durdu."Düğünde buluşuruz." dedi ve tekrardan dairenin içine girdi.Babam gidince kendime baktım.Ellerim titriyordu.
Arel bana baktı,burnundan solumuyordu ama yüzü hala kıpkırmızıydı,"Tansu,iyi misin?" dedi sakin ses tonuyla,endişeli olduğu belli oluyordu.Titreyen ellerimi arkama sakladım ve kafamı aşağı yukarı salladım.Hafifçe belimden destekleyerek beni merdivenlerden indirdi.Yusuf da arkamızdan bizi takip ediyordu.
Kapının önünde bir araba vardı.Gözlerim buğulanıyordu,ne oluyordu?Hayır ağlamam gerek.Sakin ol,Tansu.Sakin ol.Bedenim titremeye başlamıştı.Kriz,şu an olmazdı,olamazdı.
Bir süre sonra ayakta durmayacağımı anladım ve Arel'in ceketinin kolundan tuttum.Arel'in bakışları bir anlığına beni süzdü,sonrasında iç çekerek bacaklarımın ve belimin altından tutup anında kucağına aldı.Bacaklarıma baktığımda çok fazla titriyorlardı.Ne yapacağımı bilemeyip,kollarımı Arel'in boynuna doladım.Bedenim fazla titriyordu ve gözlerimden yaşlar geldiğini hissediyordum.Arabanın önüne geldiğimizde kapıyı Yusuf'a açtırıp beni arka koltuğa oturttu.
Sonrasında Arel,Yusuf'a kafasıyla anlayamadığım bir işaret yaptı,yanıma oturdu,"Tansu,bana bakar mısın?" bakmadım.Utanıyordum halimden."Tansu," diye yineledi.Yine sustum.Derin bir iç çekti bu hallerime."Tansu," dedi yeniden.Sesi çaresiz ve mahçup gibi geliyordu.En sonunda konuşma kararı aldım.Önce titreyen ellerimle gözyaşlarımı sildim,konuşmaya başladım,"Hadi gidelim,sonra komutanına ayıp olur değil mi?" gülümsedim.Sanırım kişilik bozukluğum da vardı artık.
"Güzelim,".Güzelim kelimesi içimi sıcacık etmişti,ama krizi engelleyemiyordu.Artık kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.Zaten bunun olacağını bilen Arel ise,sıkıca sarıldı bana.
Arel'in anlatımından
Tansu'nun minicik bedeni,benim kollarımda titriyor,hıçkırıyordu."Geçti güzelim,geçti." diye onu yatıştırmaya çalıştım.Fakat nafileydi.Kafasını kendi göğsüme yasladım.Göğsümdeki künye kafasını acıtmasın diye göğsümle kafasının arasına kendi elimi siper ettim.O ise ağlamaya devam etti."Güzelim,Tansu yetmez mi ha?Çok ağladın." hıçkırıkları duracak gibi değildi.
Yusuf'a baktım,daha arabayı çalıştırmamıştı.Muhtemelen benim söylememi bekliyordu."Yusuf,hadi ilaçları getir." dedim son çare olarak.Kafasını aşağı yukarı salladı ve arabadan çıktı.
Tansu'ya baktığımda işaret parmağımı sıkıyordu.Destek istiyordu,dayanamıyordu.Ama bende onu anlayamıyordum.Tansu'nun aksine güzel bir ailem olmuştu.Beni sevip saymışlardı.Elimi saçına atıp okşadım.Kaçmadı.Daha fazla sokuldu.
O sırada Yusuf binadan geri çıktı elinde bir poşet vardı.Tüm ilaçları koymuştu içine.Arabaya bindi ve ön koltuktan uzattı ilaç poşetini.İçine baktım biraz,sayısızca uyku ilacı,sakinleştiriciler,antidepresanlar ve doğum kontrol hapı.Bunu görünce kaşlarımı çattım.Ne için kullanıyordu ki bunu?İlacı poşetin içinden çıkarıp cebime attım.Yaptığım yanlıştı ama ben bakmazsam içim rahat etmeyecekti.
Manon'un hıçkırıkları daha fazla artmaya devam ediyordu.Poşetin içinden sakinleştirici iğneyi aldım,"Tansu,sakin ol artık." tekrardan denedim bir umut olarak,fakat beni duymuşa benzemiyordu.Yapacak bir şeyim kalmadığında,pijamasının kolunu tutup hafifçe yukarı çektim.Bir şey demedi,sadece ağladı.
İğneyi direkt olarak hızlıca koluna batırdım.İçindeki ilacı tamamen boşalttığımda iğneyi geri çıkardım.Hafif kan kalmıştı,baş parmağımla kan lekesini sildim.Kafamı kolundan kaldırıp Tansu'nun suratına baktığımda,dolu yeşil gözleriyle beni izlediğini gördüm.Bakışları fazla masumdu.Gerçi masum olması normaldi.Daha on sekiz yaşındaydı.
Neredeyse on dakika sonra Tansu'nun ağlamaları durmuştu,nefesleri daha düzenliydi,göz kapakları kapalıydı.En önemlisi ve en güzeli ise,başını göğsüme yaslamıştı.Elimi hala kafasının arkasından çekmemiştim,künye canını acıtırdı.Minicik elleriyle,benim işaret parmağımı tutuyordu.Kriz geçirirken sıkıyordu ama şimdi elini gevşetmişti.
Yusuf'a baktığımda bizi izlediğini gördüm.Biraz daha bize bakınca,"Ne bakıyon lan?" dedim atarlı bir şekilde.O ise bu halime güldü,önüne dönüp arabayı sürmeye devam etti.
Lojman için sadece 1 saatimiz kalmıştı,bir saat sonra lojmandaydık.İçimden geçirmeden edemiyordum,Tansu zaten kötü bir haldeydi,askeriye ise erkek doluydu.Sadece bir kadın askerimiz vardı.Zümrüt Yıldız.umarım onunla iyi anlaşırlar.En azından Zümrüt onu korurdu.
Yusuf bana döndü,gözleri ilk önce beni taradı,sonra da kollarımda uyuyan Tansu'yu."Şarkı açayım mı?" dedi Tansu'nun uyanmamasına dikkat ederek.Kafamı aşağı,yukarı salladım.Tansu uyanmazdı ne de olsa.Yusuf gülümseyip elini radyoya uzattı ve rastgele bir şarkı açtı.Önüne döndü.
Ellerimi Tansu'nun eline uzattım.Tutup,tutmamak arasında kararsız kaldım ama,gönlüm bu ikilemi boş verip Tansu'nun elini sıkıca kavradı. "bu ilk defa değil ki,kimselere inanmadım yalanlar söylemeye başladığım günden beri..." dedi şarkı.Sonra devam etti. "Bugün fal bakmayı öğrendim elini tutabilmek için.Son bir defa boynuna sarılıp gitsem boynuna sarılıp gitsem..."
Şarkı devam edecekken,Yusuf radyoyu kapattı.Camdan dışarı baktığımda,lojmanın önünde,askerideydik.Zifra timi yani benim timim,yine ceza almışlardı ve lojmanların önündeki çimleri yoluyorlardı.
Kapıyı açtım,Tansu'nun minicik bedenini kucağıma aldım ve konuşma doğru yürüdüm.Yusuf ise o sırada arabayı park ediyordu.Beni gören,Talha güldü ve omzuma vurdu,"Ooo,komutanım yeni yengemiz mi?" dedi bağırarak.Tüm askeriyeye bildirmek istiyordu.Bunu duyan Ömer koşarak yanıma geldi."Komutanım,komutanım kardeşi var mı?" dedi Tansu'yu incelerken.
Hepsi başıma üşüşünce bağırdım,"Eh,susun lan.Madem yengeniz niye öyle yiyecek gibi bakıyorsunuz?La havle.Yürüyün gidin uyanacak zaten sizin yüzünüzden.Allah Allah,birde geliyorlar başıma." sinirle lojmana girdim.
Tansu hafiften kollarımda hareketlenince daha hızlı hareket ettim ve,onun dairesine girdim.Tansu'yu yatağına bıraktıktan sonra onun dairesinden çıktım.Şu akıllanmazlara akıl vermek gerekiyordu.Kendi daireme gidip üniformamı giydim ve dışarı çıktım.
Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu,"Önceki ceza iptal.Şınav pozisyonu al!" öyle bir bağırmıştım ki,herkes anında yere eğilip sınav pozisyonu aldı,"Başla!" diye bağırdım tekrar."Ömer konuşma,şınav çek.Mert sende düzgün çek şu şınavı." sinirimden olsa gerek,herkeste bir kusur görüyordum.
Bulunduğumuz yere Ayhan komutan gelince anında hazır ol duruşuna geçtim ve,"Hazır ol!" komutu verdim.Hepsi yine aynı anda ayağa kalkıp,hazır ol duruşuna geçtiler.Ayhan Komutanımın sesi yükseldi aradan,"Asker,rahat." bu sefer hepimiz rahat ol duruşuna geçtik.Ayhan Komutanım benim yanıma geldi,"Misafirimiz geldi mi?" Tansu'dan bahsediyordu.Kafamı aşağı yukarı salladım,"Evet,komutanım."
😿
Ayhan komutan,sırasıyla askerlerini süzdü.Sonra gözüne bir şey çarptı,Yusuf en köşede duruyordu,normalde hep ortada dururdu,"Poyraz Şimşek!" dedi seslice Ayhan Komutan."Emredin komutanım!" dedi aynı ses tonuyla."Yusuf'la yer değiştir." sesi hala aynı sertlikteydi.Bunu duyan Yusuf da Poyraz'in yerine geçti.
"Say baştan asker!" dedi bağırarak. Saymaya başladı Zifra Timi. "Yüzbaşı Üsteğmen Arel Akşahin." "Teğmen Yusuf Demirtaş." "Çavuş Yağız kocabaş." "Astsubay Halil Öztürk." "Üsteğmen Poyraz Şimşek." "Üsteğmen Ömer Mancılık." "Kıdemli başçavuş Zümrüt Yıldız." "Kıdemli astsubay Mert Evik." "Astsubay Kıdemlı Başçavuş Talha Başer." İşte karşınızdaydı Zifra Timi.
"Dağılabilirsin asker!" dedi bağırarak.Cevap gecikmedi,tam dokuz kişinin ağzından aynı ses,aynı kelime,"Sağol!'
Arel'in aklında ise sadece bir kişi vardı,Tansu.Arel onu orada tek bıraktığı için pişmandı,fakat bir sorun vardı,Arel'in bilmediği.Pişmanlıklar bir şey değiştirmezdi.
Komutanı,'Dağıl!' dediği an koşarak,lojmanın içine girdi.İçeriden ağlama sesleri duyunca yaptığı hata daha da yüzüne vuruldu sanki.Tansu'nun dairesinin anahtarı,Arel'de vardı.Hızlıca açtı kilidi.
😿
İçeriden kilit açma sesi duyduğumda daha da derinleşti ağlamam.Kapıya tedirgin bir şekilde bakıyordum,gelen kişiyi görünce rahatladım.Benim bile beklemediğim bir sende ağzımdan dört harf çıktı,"Arel." Arel koşarak yanıma geldi ve kollarını belime doladı,"Sakin ol,tamam." kriz geçirecek gibi değildim ama öyle bir korkutmuştum ki yerimde duramamıştım.Fakat Arel gelince tüm hepsi durdu.
Arel'in boynuna sıkıca sarıldım,"Korkma,tamam.Korkma." sırtımı sıvazladığını hissettim.Hafiften sakinleşmiştim.Kendimi başka bir yerde bulunca korkmuştum biraz.Kafamı Arel'in omzundan çektiğimde asker üniformasıyla olduğunu gördüm.Onu birazcık süzdüm.Bunu farkeden Arel,"Bakıyorum,beni görünce ağlaman durdu.".Alay ediyordu benimle.
Ellerimi boynundan çektim ve asker üniformasına baktım,"Çok güzel," diye mırıldandım ağzımın içinde.Sonra ne dediğimi fark ettim ve sustum."Aç mısın?" dedi.Kafamı iki yana salladım.Sabahtan beri bir şey yememiştim ama aç değildim.O da anladığını belirtmek istercesine kafasını aşağı yukarı salladı.
"Ha,bu arada," dedi birden,"Üst kat benim dairem." gülümsedi.Benim gözlerim hala üniformasındaydı.Arel onun içindeyken nasıl bu kadar güzel gözüküyordu ki?Sonra koltuğun üstündeki çantamı gösterdi,"İçinde her şeyin var.Telefonun falan," sustu.Gözleri bir kaç saniyeliğine üzerimde gezindi."Numaramı vereyim mi?" dedi sessizce.Niye sessizdi bu kadar.Kafamı olumlu anlamda salladım.
Telefonumu çantadan çıkarttım ve numarasını söylemesini bekledim."0542......." tüm numarayı yazdıktan sonra bir kez çaldırdım ve gülümsedim.O da çaldırdığım telefonu kapatmak yerine açtı,"Alo?" dedi çapkın sesiyle.Güldüm.Sonra bende onu taklit ettim,"Alo?" dedim en etkileyici sesimle.Fakat onun gülmek yerine ağırca yutkunduğunu gördüm.Bir kaç dakika öyle kaldık sonra,hızlıca telefonu kapattı.
Ne olduğunu anlamamıştım?"Ben en iyisi seni yalnız bırakayım." benim cevap vermemi beklemeden koşarak evden çıktı ve kendi dairesine gitti.Kaşlarımı çattım.Bir olaylar dönüyordu ama anlamıyordum.
B Ö L Ü M S O N U İnsta:zeynoss034
Selammmm
Nasıl buldunuz bu bölümü?
Artık yavaştan askeriyeye giriş yapmak istedimmm
Bence mükemmell oldu
Beğendiyseniz oylamayı ve yorum atmayı unutmayınn
|
0% |