@_yildizcik_
|
Arel odasından çıkıp kanepede yatan kızın minik bedenine baktı.Son zamanlarda durumu çok kötü gibiydi.Tansu bunu anlatmasa bile,Arel anlıyordu.
Kanepeye yaklaşıp daha dikkatli baktı.Yüzünde bir sürü yara vardı.Bunlarıda Celal yani Tansu'nun babası yapmıştı.Yarın sabah Hatay'a gideceklerdi.Arel Tansu'nun içindeki korkuyu hissedebiliyordu.Onun korkusunu azaltabilmek için her şeyi yapacaktı.
Tansu'nun yattığı kanepenin önüne oturdu.Elini hafifçe uzatıp sevdiği kadının yüzünü kapatan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı."Yeşilim." dedi içten bir fısıltıyla.
Uyanmaması için sessiz konuşmuştu ama ne yazık ki,Tansu'nun uykusu hafifti.Hafifçe bir mırıltı çıkarttığında Arel gülmeden edemedi."Öğrenmişsin lakabını."
Aynı şekilde mırıldandığında Arel otuz iki diş sırıttı.Tansu'dan izin almaya gerek duymadan saçlarını okşadı."Hmm uyuyor muymuş benim Yeşilim?" biraz da dalga geçiyordu.
Tansu gözlerini açmaya çalıştı ama vücudundaki yorgunluk bunu engelledi."Şşt,uyumaya devam et.Sen sadece sorularıma cevap ver." dedi sakinleştirici bir tonda.Tansu şu an Arel ne sorsa cevap verirdi.Öyle bir durumdaydı.
"Sen Arel'i seviyor musun bakayım?" kendi yaptığı alaycı harekete güldü fakat Tansu ciddi ciddi cevap verdi,"Çok..." Arel aklında geçen şeyi yapmamak için dudaklarını ısırdı.
"Hatay'a gelecek misin?" konuşmak için fazlasıyla yorgundu.Onaylayan bir ses çıkardı.Birkaç dakika sonra Tansu tekrardan uykuya daldı.Arel,Tansu'yu izlerken kendini gülümsemekten alıkoyamıyordu.
İçinden Tansu'yu kucağına alıp,onu kucağında uyutma fikri geçmişti üç kez.En sonunda içindeki cesarete güvenerek kanepeye oturdu.Koltukta yatan minik bedeni belinden tutarak yavaşça kucağına çekti.
Bedeni,Arel'in bedeninin üstünde minicik kalmıştı.
"Özür dilerim," dedi onu uyandırmamaya dikkat ederek."Ama dayanamadım." Elini yeşil harelerine aşık olduğu kadının baldırlarına hafifçe koydu ve bacaklarını kendi beline sardı.Tansu'nun kendisine daha fazla sokulduğunu hissettiginde bir zafer edasıyla gülümsedi.
Belki biraz hızlı gidiyordu.Ama Arel aklına koymuştu,Tansu'yla soyadları aynı olacaktı.
Saat gece üçtü,Arel'in yanında sevdiği kız vardı.Kucağındaydı.Daha ne isteyebilirdi ki?
Tansu gözlerini hafifçe açtı.Üstünde olduğu yeri tanıyamadı.Umursamadı.Çok rahattı,güvenliydi."Hmm." diye mırıldandı Tansu."Bir sorun mu var Yeşilim?" diyen Arel'in sesini duyunca gülümsedi.Nerede olduğunu bilmiyordu ama Arel yanındaydı.Güveni yanındaydı.
Arel elini çekinerek Tansu'nun belindeki yaraya götürdü.Acıtmamak için hafifçe okşadı.Kimin yaptığını bilse de sordu,"Kim yaptı?" Tansu fazla umursamadı ve direkt olarak söyledi,"Babam." düz bir sesle söylemişti.İnsanlar babalarından bahsederken hayranlık,sevgi veya en azından saygı duyarlardı.Tansu'nun babasına karşı beslediği ne öfke vardı ne sevgi.
"Kahvaltı...nasıl olmuştu?" sesinde değişik bir hüzün vardı.Anlayamadı Arel.Cevapsız bırakmadı,"Çok güzeldi." Sesinden anlaşılıyordu ne kadar beğendiği.
Tansu gözlerini tamamen araladı.Kafasını kaldırdığında Arel'i gördü.Gülümsedi.Fakat gülümsemesi nerede oturduğunu anlayınca soldu.
😿
Neredeydim?Ve ben niye Arel'in kucağındayım?Hızlıca onun kucağından kalkıp kendimi yere attım.Sırtımda hissettiğim acıyla durdum.Yere mi düşmüştüm?Arel'in kalkıp yanıma gelmesi çok ani olmuştu.
"Tansu,sakin ol.Kendini yere atmana gerek yoktu." Elimden tutarak beni kaldırdı.Ben ise nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi suçlu hissediyordum.Hissettiğim suçluluk ve utanç duygusu yavaş yavaş bedenimi sararken,çoktan tırnak etlerimi yolmaya başlamıştım.
Ben fark etmeden beni koltuğa oturttuğunda,gözlerimi ondan kaçırıyordum."İyi misin?" dediğinde bile zar zor duymuştum.Kafamı salladım.Fakat o benim yalan söylediğimi anlamıştı.Yalan söylüyordum.Sırtım çok acıyordu.
"Bakayım mı sırtına?" kafamı korkuyla iki yana salladım.En çok yara sırtımda vardı.En büyükleride onlardı.Yaraların nasıl oluştuğu aklıma geldiğinde,derin nefes alıp verdim.
Arel beni dinlemedi.Arkama oturup,kazağımı yukarı kaldırdığında,kendimi ondan uzaklaştırdım."Tansu!" dediğinde gergindi.Dişlerini sıkıyordu.Şu an yaptığı hareketlerin hepsi aklıma babamı getiriyordu.
Kafamı iki yana salladım,"Arel,sus.Yalvarırım." Ağlamak istemiyordum.Ellerim titremeye başladığında,yumruk yapıp sıktım.Ve kendimi anılarla baş başa bıraktım.
Sabah erkenden kalkmıştım.Abim daha geçen gün ölmüştü,babam bunu umursamadan kahvaltı yapacak kadar kendini iyi hissediyordu.Buzdolabından peynir ve zeytini çıkarttım.Başka bir şey yoktu.Babam tüm parayı uyuşturucuya harcamıştı.Akşam da sarhoş olup eve gelmişti.
"TANSU!" diye bağırdığında titreyen ellerimle zeytini masaya koydum."Efendim?" dedim güçlü durmaya çalışarak.
Çoktan mutfak kapısına gelmişti.Masayı gördüğünde küçümser bir şekilde baktı,"Abinde yok artık,ufaklık.Ne yapacaksın ha?" masadan bir tane zeytin alıp ağzına attı.Bir kaç dakika sonra zeytin çekirdeğini yüzüme savurdu."Bu nasıl kahvaltı lan?İki tane şeyle kahvaltı mı olur?Birde kahvaltı diyorsun buna!"
Kemerini çıkardığını ona bakmasam bile hissettim.Bana yaklaşıp üstümdeki kıyafeti çıkarttı ve kemerle sırtıma vurmaya başladı.Abimin eksikliğini anladım o an.O beni koruyordu,gerçekten koruyordu.
Ne kadar çok bağırsam,o kadar çok vuruyordu.
Kapı zili çaldığında durdu.O andan yararlanarak üstümü bile giymeden kendi odama gittim.Kapıyı hızla kilitledim ve kapının arkasına yaslandım.Dişlerini sıkarak bağırdığını hissettim,"TANSU!"
Karşımda babam yerine Arel'i görünce rahatladım."Arel,"
"Geçti,geçti." diyerek kollarını belime doladı.Onu tekrar ederek sakinleşmeye çalıştım."Bakmayacağım sırtına tamam."
Birkaç dakika öyle durduktan sonra bedenimi ondan uzaklaştırdım,"Özür dilerim." bunu dediğimi duyunca bıkkınlıkla bir nefes verdi,"Sana 'özür dilerim' kelimesini yasaklıyorum.Yeşilim,suçlu değilsin.Özüre gerek yok."
Bir şey demedim.Biliyordum çünkü çok fazla özür dilediğimi ama yasaklayacak kadar çok dilediğimi bilmiyordum.Sadece alışkanlıktı.Arel her şeyi değiştiriyordu.Her şeyi ama gerçekten her şeyi. Uzun bir sessizlikten sonra sordum,"Saat kaç?" "Daha gecenin üçü,Tansu."
Çok geçti."Ben artık eve gitsem?" sorduğum soruya kaşlarını çattı."Burada kalıyorsun işte.Ne gerek var eve gitmeye?" kafamı sallayarak onun dediğini yaptım.Neden burada kalmamı istiyordu ki?
Arel biraz çekinerek yanıma yaklaştı,"Film izlemek ister misin?" Soruyu sorarken utandığı belliydi."Yani,boş boş durmayalım diye." Film izlemek mi?Hem de Arel'le.Bu fikir hoşuma gitmişti.Kafamı salladım.
Heyecanla koltuktan kalktığında,şaşkınlıkla ona bakıyordum."Ben...patlamış mısır?" kaşlarımı çatarak,"Gece gece?" kafasını gayet normal bir şeymiş gibi aşağı yukarı salladı.Daha sonra benim ne cevap vereceğimi beklemeden mutfağa koştu.Oradan seslendi,"Sen filmi aç."
Ayağa kalkıp televizyon sehpasının önündeki kumandayı aldım.Ne filmi açacağımı bilmediğim için mutfağa,Arel'in yanına gittim.Mısır patlamalarının sesi tüm evi dolduruyordu."Ben,ne filmi açacağımı bilemedim."
Biraz düşündükten sonra cevap verdi,"Titanic açabilirsin." kafamı sallayarak salona gittim.Televizyondan Titanic filmini açtım.Daha başlamadan,durdurdum filmi.Türü neydi acaba?
Koltuğa oturup dizlerimi kendime çektim ve Arel'i beklemeye başladım.Neredeyse iki dakika sonra geldi ve yanıma oturdu.Uykulu gözlerimi ona çevirdim.Bana gülümseyerek bakıyordu."Umarım filmi izlerken uyumazsın."
"Uyumam,merak etme." bende onun gibi gülümsedim.Elindeki kovayı bana uzatarak,"Patlamış mısır ister misin?" kafamı iki yana salladım.Gece gece hiç patlamış mısır yiyesim yoktu.
Kumandayı alıp filmi başlattı.Nedense kendimi gergin hissediyordum.Kendimi kastığımı,kaslarım acımaya başlayınca anladım.Arel'e baktığımda dikkatle filmi izliyordu.Bundan yararlanarak yan profilini izlemeye başladığımda ne kadar yakışıklı olduğunu fark ettim.Kahverengi kaşları çok güzel duruyordu.Bir kere okşasam ne olurdu ki?
Arel.gülümsediğinde,ilk önce bunun benden kaynaklandığını düşünsem de filme baktığımda karakterlere gülümsediğini gördüm.
😿
Tansu'nun beni izlediğini fark etmiştim.Bu gülümsememe neden olsada ciddiyetimi hemen geri takındım.
Omzumda bir ağırlık hissettiğimde kafamı çevirip baktım.Herkesin tahmin ettiği gibi:Uyumuştu.
Ah,şu an ne kadar tatlı.gözüküyordu.Tansu'nun benden önce uyuması ne kadar güzeldi."Yeşilim," dedim burnuna dokunarak.Bu sefer hiçbir ses çıkarmadı.Derin bir uykudaydı sanırım.Fırsattan istifade elimi uzatıp kirpiklerine dokundum.Kirpiklerine bile deli oluyordum."Senin her yerine deli oluyorken,yanımda uyuyorsun.Ben nasıl dayanayım sana?" Sesten rahatsız olmuş gibi kıpırdandı.Kıpırdanmasıyla kafası göğsüme düştü,eli ise bacağıma.
Gülümseyerek ona baktım."Gülüm," Ona böyle seslenmek hoşuma gitmişti."Yeşilim," fakat bu favorimdi.
Kendisini onaylayan bir mırıltı çıkardığında,onu derin uykusundan çıkardığımı fark ettim.Uyanmıştı ama uykulu olduğundan dolayı gözlerini açamıyordu."Arel," dedi bir şey söyleyecekmiş gibi."Efendim Tansu'm?" Onu böyle sahiplenmeyi seviyordum.
"Hatay'a mı gideceğiz?" sesi uykulu çıkıyordu."Evet." diyerek onu onayladım.Bacağımdaki elinin titrediğini hissettiğimde elini sağ avucumun içine aldım."Babam..." devam ettirmek istemiyordu.Gerekte yoktu,anlayabiliyordum."Babanı hiç dert etme tamam mı?Çünkü bize bir şey yapamayacak.Ben varken kim üzebilir seni?Ben varken hangi gözyaşları akmaya cürret eder?Hım Yeşilim?"
Tekrardan uykuya daldığını hissettiğimde gözlerimi kapattım.
Telefonuma gelen mesaj bildirimiyle gözlerimi açtım.Sehpanın üstünde duran telefonumu alıp mesaja baktım. *Tebrikler "GRUP" grubuna Salak Talha tarafından eklendiniz*
Grup mu?Ne grubu?
Islak paça Poyraz:Komutanım yarın 5'de yola çıkıyoruz Mert:Bu grupta bizde varız.Hatırlatayım. Islak paça Poyraz:Lan kim kurdu bu grubu?Ben komutanıma yazacaktım. Salak Talha:Bennn!
Herkes birden mesaj atınca telefonu sessize almak zorunda kaldım.Deneyimlediğim kadarıyla Tansu bu sese bile uyanabilirdi.
Siz:Oğlum az sessiz olun! Halil:Heh,sonunda geldi komutanımm 👨👨👦
Siz:O emoji ne alaka ya? Halil:Asker emojisi işte.Biz. Islak paça Poyraz:Ayrıca neden sessiz olalım?Biri mi yanınızda.Komutanım isterseniz size bir kaç çapkınlık öğretirim.😏
Siz:Poyraz saçmalama.Tansu yanımda,uyuyor. Salak Talha:Peki neden?Saat bu kadar geç.Tansu niye yanınızda?Yoksa 👨👩👦👨👩👧 Islak paça Poyraz:Oyyy Talha lafı soktuu.
Siz:Off ne alaka ben öyle bir adam mıyım? Salak Talha:Evet Islak paça Poyraz:Evet Halil:Evet Mert:Yine evet Komutanım:Arel maalesef evet Zümrüt:Çok çok evet.Ben şahidim. Komutanım:Sen neye şahitsin Zümrüt? Zümrüt:Eee... Komutanım:Yan odaya gel.Ben seni başka bir şeye şahit edeceğim.
Sohbetleri beni sıktığı için kapattım.Omzumda uyuya kalan kıza baktım.Hazır elimde telefon varken,neden fotoğrafını çekmiyordum ki?
Kapattığım telefonu tekrardan açtım ve kameraya girdim.Arka kamera tuşuna basarak telefonu ona çevirdim.Rastgele bir yerden çektim ve evet yine çok güzeldi.
Birden telefonuma annemden,gece gece gelen görüntülü aramayla dona kaldım.Bakışlarım bir omzumda uyuyan Tansu'ya,bir de hâlâ aramaya devam eden telefonuma kaydı.İçimden bir küfür savurduktan sonra aramayı açtım.Telefonun kamerasını kulağıma yapıştırdım.
"Oğlum,niye ekran simsiyah oldu?" diyen anneme gülmemek için kendimi zor tuttum."Anne,boşver sen onu.Ne oldu?Bu saatte niye arıyorsun?"
"Babanın tansiyon yine tavan yaptı."
"Bunun için mi?" dedim bıkkınlıkla."Hastaneye götürün." Telefondan babamın bir şeyler söylediğini duyuyordum."Hangi hastaneye?Onu soruyor."
"Florya Hastanesi,oraya götürün." Hızlı bir şekilde telefon kapandı.Evdeki kargaşayı düşünemiyordum bile.
Kafamı eğip,Tansu'ya baktığımda gözleri hafifçe aralanmıştı."Tansu,uyu hadi." Kafasını iki yana salladığında kaşlarımı çattım."Gitmeyelim,Arel." dedi uykulu sesiyle."Nereye?" dedim şaşkınlıkla.
"Hiçbir yere." Gözleri artık tamamen açılmıştı.Buna rağmen göğsümden kalkmıyordu.Bu hoşuma gitmişti.Benimle temas hâlinde bulunmaktan zevk alıyordu.
Birkaç dakika sonra ne dediğini tam olarak anladım,Hatay'a gitmek istemiyordu.Onaylatmak için sordum,"Hatay'a mı gitmeyelim,Yeşilim?" Sessizce bir mırıltı çıkardığında kendi fikrimden emin oldum."Niye peki?" Nedense hiç olmadığı kadar bu konuyu merak ediyordum.
"Telefonumda,takip uygulaması var." Emin olduğum başka bir konu daha vardı,takip uygulamasını babası yükletmişti.Zorla.
Biraz düşündükten sonra cevap verdim,"Sileriz uygulamayı.Ne olacak ki?"
"Arel..." dedi değişik bir ses tonuyla.Bu ses tonundan anladığım;Benim hiçbir şey bilemediğimdi.
Daha demin söylediğim fikirden hemen vazgeçerek,"Tamam silmeyiz.Ben halledeceğim,sen rahat ol." Derin bir nefes aldığını fark ettim.Sanki,rahatlamış gibi.
"Peki,şimdi ne yapıyoruz?" dedim sesimi oldukça yumuşak tutmaya çalışarak.Yüzüne bakmasam bile onun sağ yanağındaki gamzesinin oluşmasını sağlayacak sıcacık gülümsemesini hissettim.
"Uyuyoruz."
"Evet,uyuyoruz."
B Ö L Ü M S O N U
bölüm geldiii
2 hafta oldu tam tamına
Özlediniz mii??
Fazla güzel olmadı
Bir dahaki bölüm bomba olacak.Yani yazabilirsem.
|
0% |