10. Bölüm

10. Bölüm

Elif Işık
a.littleprincess

Haftalardır ilk defa bu kadar huzurlu uyumuştum, yanımda yatmakta olan Karan'a baktım dün beraber uyumuştuk. Onun kollarının arasında olmak huzur veriyordu. Sahi bir insan celladına aşık olabilir miydi?

Gözlerimi iyice aralayıp yatakta yan döndüm, ardından da parmaklarımı sanki kalemle çizilmiş kaşlarına burnuna ordan da dudaklarında gezdirdim. Uykusu derin olmalıydı resmen adamı taciz ediyordum ve o mışıl mışıl uyuyordu. Elimi yeni çıkmaya başlayan sakallarının arasında dolandırdım. Çok hoşuma gitmişti sakalları. Karan kıpırdanınca uyuyormuş gibi yaptım. "Uyumadığını biliyorum bücür " diyince gülmemek icin zor tuttum kendimi.

"Yooo ben uyuyorum ki" dedim çocuk gibi.

"Uyumuyorsun bücür " diyince gözlerimi açtım. O çoktan yataktan doğrulmuştu bende doğrulup ona baktım "Günaydın " dedim gülümseyerek.

" Belasın biliyorsun değil mi?" diye sorunca sırıtarak başımı salladım. Başını nereden buna çattık der gibi iki yana salladı ve odadan çıktı. Bense mutluluktan yatakta debeleniyordum. Kapı aniden açılınca korkuyla yerimde sıçradım ve kapıya baktım. Deniz telaşla içeri girdi, yanıma koşarak yatağa oturdu. Yüzü kireçten bile beyaz olmuştu. " Ne oldu Deniz ne bu suratının hali " dedim ellerini tutarak elleri buz gibiydi. Ağlamaya başladı " B-Ben mahvoldum " dedi hıçkırıklarının arasından

"Deniz ne oldu anlat korkutuyorsun beni" dedim telaşla.

"B-ben " dedi sabrımı taşırıyordu." Ben hamileyim " . Duyduğum cümle karşısında vücudum kaskatı kesildi. Karşımda ağlayan Deniz'e baktım

"Nasıl yani kimden Emre'den mi? " diyince başını salladı. " Elfida ben ne yapacağım şimdi abim duyarsa beni de Emre'yi de öldürür. "

"Şşşt tamam sakin ol" dedim kollarımı ona sararak " Bulacağız bir yolunu güzelim sakın ağlama hallederiz bir şekilde. " sırtını sıvazlarken ağlaması gittikçe şiddetleniyordu. Birkaç dakika sonra ağlaması iç cekislere dönünce onu kendimden uzaklaştırıp yüzünü ellerimin arasına aldım. " Söz veriyorum halledeceğiz " diyince gülümseyip bana sarıldı.

"Emre biliyor mu?" dedim. Başını salladı geriye çekilirken.

"Ne tepki verdi "

"Sevindi çok" dedi gülümseyerek. " Ama ben sevinemiyorum Elfida abim var abim mahvedecek bizi"

"Abin en başta sinirlenirse de sonradan kabul edecektir. Başka çaresi yok. Şimdi stres yapmıyoruz tamam mı bebisimize zarar vermiyoruz. Her şeyi güzelce hallediyoruz. " dedim

" Sen çok iyi bir insansın " dedi ve tekrar sarıldı. Tam o esnada Karan'ın bağırışını duyduk. İkimizin adını bağırarak söylüyordu. Ne olur düşündüğüm şeyi yapmış olma Deniz.

" Gebelik testini kaldırdın mı ortalıktan " diye sordum korkuyla. Gözlerini iyice açarak bana baktı uzun süre "Siktir " dedi gözleri dolarken.

" Tamam şimdi sen burda kal ben abini oyalarım" dedim ve hemen aşağı indim. Karan salonda bir ileri bir geri volta atıyordu. " Ne oldu Karan niye bağırıyorsun " dedim sakince. Elindeki peceteyle tuttuğu testi gözüme sokarcasına kaldırdı. Tüm vücudumun titrediğini hissettim.

"Bu ne " dedi sinirle.

" O ne" dedim salağa yatarak.

"Bu gebelik testi kimin " diye kükredi resmen. Bağırması gerilememe neden olurken " Nereden bilelim biz kimin. Temizliğe gelen kadınlardan birinindir" dedim bahane bulmaya çalışarak.

"Elfida " dedi sinirle ilk kez adımı söylemişti şu durumda olması sinir bozucuydu. "Bugün eve kimse gelmedi ve ayrıca kimse yaptığı testi ortada bırakmaz " Hala bağırıyordu o esnada Emre girdi içeri. Karan'a ve elindekine bakınca şok oldu. Karan öfkeli gözlerini Emre'ye çevirdiğinde Deniz geldi aşağı. Abisinin suratına bakamıyordu "Benim" dedi kısık sesle. Karan duyduklarına inanmak istemiyor gibi kaşlarını çattı. " Ne dedin sen " diye Deniz'in üzerine yürüdü. Kıza sinirle bir şey yapar diye önüne geçtim. Beni kolumdan tutup kenara ittirdiginde dengemi sağlayamayıp düştüm. "Ne demek bu Deniz ne demek senin " sesi de mi kısılmıyordu bunun?

"Abi " dedi Deniz ağlayarak " Abi özür dilerim. " dediği esnada Emre Deniz'in elini tutup kendine doğru çekti ve Deniz'in önüne geçip kendini ona siper etti. "Karan çocuk benden. Ben Deniz'i seviyorum" Emre'nin lafıyla Karan'ın içinde bir şeyler yıkıldığına sahit olmuştum. Ne de olsa birisi kardesi diğeri de kardeşim dediği insandı. Karan bir yumruk salladı Emre'nin suratına, beklemediği için yere savrulunca Karan tekrar üzerine eğildi Emre'nin. Art arda yumruklar indiriyordu ve Emre hiçbir şekilde karşılık vermiyordu. Haksız olduğunu biliyordu çünkü. Çocuğu öldürecek dereceye getirince "Karan yeter " dedim bağırarak " Yeter çocuğu öldüreceksin "

"Ölsün benim arkamdan iş çeviremez ben ona kardeşimi emanet ederken o ne işler peşindeymiş " dedi sinirle. Son bir yumruk daha indirecekti ki yumruk yaptığı eli tuttum. " Yapma görmüyor musun kardeşinin halini" dedim. Karan gözlerini ağzı burnu kandan görünmeyen Emre'ye dikmişti. Sonra Deniz'e çevirdi bakışlarını, Deniz Emre'nin başına çökmüş ağlıyordu hıçkırarak. Karan sinirle bir küfür savurup dışarı çıktı. Bende ardından çıktım onunla, arabaya bindi hızlı davranarak hemen yan koltuğa geçip oturdum. Hiçbir şey demeden arabayı çalıştırdı ve son sürat sürmeye başladı arabayı. İbre 200'e yaklaşıyordu, korkuyla takmayı unuttuğum kemerimi taktım. Karan direksiyonu öyle bir tutuyordu ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu. Sesimi korkudan çıkaramıyordum. "Karan yavaşla "dedim köy tarzı bir yere gelmiştik. Uyarıma kulak asmadı. "Karan yavaşla birine çarpacaksın" uyarım kulağına değmeden bumerang gibi bana geri dönüyordu. En son avazım çıktığı kadar " Sana yavaşla dedim" diye bağırınca orada olduğumu yeni farketmiş gibi aniden frene bastı. Ben kemer olmasına rağmen öne doğru savrulurken o yerinden milim bile kımıldamadı. Kemerin metal yeri yara olan yerime girince nefesim kesildi. Acıyla inleme döküldü dudaklarımdan. Gözlerimi kapatıp tırnaklarımı avucuma batırdım canım yanmıştı.

" Ne oldu" dedi eliyle gövdemi yoklayarak. "İyi misin? " Kafamı sallayıp ellerini bedenimden uzaklaştırdım. Kendini sinirle arkaya bıraktı bacaklarını iki yana ayırarak. Gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı.

"Karan " dedim ellerini avcumun içine alarak mecburen doğrulup bana doğru yan döndü. " Çok zor kardeşin yerine koyduğun adamın böyle bir şey yapması, ama sen hiç Deniz'in Emre'ye olan bakışını gördün mü " Gözlerini gözlerimden ayırmadan beni dinliyordu. " Nasıl yani Deniz Emre'yi seviyor mu?" diye sorunca başımı salladım. " Seviyor hem de çok seviyor. Emre de aynı şekilde."

"Birisi kardeşim diğeri kardeşim gibi gördüğüm adam. Sevemezler birbirlerini" dedi sinirle ellerini çekmek istedi ama izin vermedim.

"Aşk öyle kolay değil vazgeç diyince geçemezsin. Aşk öyle lanet bir duygudur ki önce seni içten kemirir kurt gibi, ama o insanı gördüğünde içindeki tüm sıkıntılar biter artık onsuz yaşayamaz gibi olursun. Birbirlerini seviyorlar sen kabul etsen de etmesen de. Artık onların ortak bir noktaları var Karan, artık onların bir bebeği var " diyince gözlerini kaçırdı. "Kabul etmekten başka çaren yok kardeşini kaybetmek ister misin? " dediğimde küçük cocuk gibi başını iki yana salladı. " Güzel " dedim gülümseyerek elimi yanağına yerleştirdim " Dayı olacaksın sen. Yeğenine karışanları tutup tutup döveceksin. Düşünsene minicik bir çocuğun sana aşkla baktığını. Çünkü dayılar her zaman yeğenlerinin kahramanlarıdır. " diyince gözlerini kapatıp gülümsedi. Dudaklarının kenarında küçük bir çukur oluştu. Ah en sevdiğim görüntü

" Ha şöyle " dedim gülerek." Hadi sür şoför sür de gidelim surdan " söylediğim söze ters ters bakıp. Arabayı çalıştırdı (çalıştıramadı)

Kontağı çeviriyor ama bir türlü arabayı calıştıramıyordu, aradan inip kaputu açtı ne olduğunu anlamayarak geri döndü. " Telefonunu ver bücür " diyince avel avel ona baktım. Öyle aniden çıkınca her şeyi unutmuştum.

"Unuttum onu " dedim. Bir küfür mırıldandı ve bana döndü

"Kaldık burada ben de unutmuşum evde"

"Eee ne yapacağız şimdi " dedim korkuyla etrafına bakındım.

"İlerde bir köy var orda telefon bulup birilerini arayacağız" arabadan çıkıp Karan'la birlikte yürüdüm ikimizin de montu yoktu ve hava sanki burada daha soğuktu. Arabanın bizi yolda bırakacağını düşünmemiştik. Biraz yürüdükten sonra küçük bir köye geldik. Dışarıda genç bir adamın odun kırdığını gördük. "Gel "dedi bileğimi tutarak. "Kardeş selamünaleyküm " diye lafa girince şaşırdım, Karan selam vermeyi bilir miydi ya. Adam bize baktı elindeki baltayı kenara bırakırken

"Aleykümselam kardeşim buyur " dedi genç adam.

"Abi bizim araba yolda kaldı da buralarda tamirci var mı ?"

"Yok abim ya" dedi genç adam " Bir tek köyün merkezinde var o da burdan yaklaşık yarım saat uzaklıkta " şaşırdım. Köy o kadar büyük müydü?

"Adamı arasan olur mu?" Karan tüm yolları deniyordu.

"Ararım da burda değil bizim Esat karısı yeni doğum yaptı şehire indiler onlar. Gelin sizi misafir edeyim yarın gidip merkezden getiririz birilerini. Birazdan hava kararır göz gözü görmez burada" dedi adam sevecen bir şekilde.

"Biz zahmet vermeyelim " dedim çekinerek.

"Yok ablam ne zahmeti. Hem benim hanım da var rahat edersiniz" adamın cümlesiyle Karan'a baktım. O da ne yapacağını bilmiyordu kolundaki saate baktı. Hava gerçekten de kararmak üzereydi. "Rahatsızlık vermeyelim" dedi Karan da.

"Yav ne rahatsızlığı Allah misafirisiniz siz olur mu öyle şey? " dedi adam el mahkum kabul edip onun arkasından evine doğru ilerledik. "Bu arada benim ismim Mehmet " dedi arkasına dönüp.

"Karan ben " dedi kalpsiz eşek " bu da Elfida " adam suratıma baktı

"Abi yengeye bayağı ağır isim koymuşlar. Hiç mi demediler insan ismiyle yaşar diye. Gözden çıkarılan demek Elfida " adamın sözleri canımı yaktı. Zorla da olsa gülümsedim evet genelde gözden ilk ben çıkarılırdım.

"Yani öyle biraz " dedim gülümsemeye çalışarak. Karan'ın bakışlarını hissedebiliyordum ama dönüp ona bakamadım. Birkaç adım sonra adamın evine ulaştık. Kapıyı önden çalarken biz arkada onu bekliyorduk. Kapı açılınca "Serabım misafirimiz var" dedi kenara çekilip bizi gösterdi. Kadın bizi görünce gülümsedi içtenlikle, gülümsemesine karşılık verdim. "Tabii buyurun içeriye hava çok soğuk sobayı yeni yaktım, hadi hadi içeri geçin. " dedi kadın. Ayakkabılarımızı indirip içeri girdik. Dışarıdaki çamura rağmen ev tertemiz pırıl pırıldı. Küçüktü ama huzurun kokusunu alabiliyordunuz.

"Söyle geçin " dedi kadın koltukları göstererek " Ben hemen size çay getireyim içiniz ısınsın "

"Zahmet etmeyin zaten size rahatsızlık verdik" dedim sıkıntıyla.

"Ay duymamış olayım. Rabbimin misafiri ne zamandan beri rahatsızlık olmuş." dedi ve elinde çayla geri döndü. Teşekkür edip çayı aldım.

"Eee nasıl kaldınız yolda" dedi Mehmet denen adam. Güzel soru kardeşim ve kardeşim gibi olan adam bana ihanet edip yatmışlar üstüne bebek de yapmışlar bizde sinirlenip çıktık diyemezdik. "Biz yeni evlendik de " dedi Karan gözlerimi ona çevirdim ne saçmalıyorsun diye bakışlar atarken o yalanlarına devam ediyordu " Canımız sıkıldı oturmaktan bir turlayalim dedik sonra yolu kaybettik kendimizi burada bulduk" Adam ve kadın kıkırdadı.

"Yeni evli çiftler çok şirin ya" dedi kadın. "Bizi de hatırlıyon mu Mehmet. Ne kadar da heyecanlıydık. Allah razı olsun hep ilk günkü aşkla sevdi beni Mehmet'im" . İkisinin birbirine gerçekten aşkla baktığını görünce gülümseyemeden edemedim. "Zaman çok çabuk geçiyor. Şimdiyse küçük bir kızımız var uyuyor o" tam o esnada küçük kız gözlerini ova ova geldi içeri agzinda emzikle. 4 yaşlarında vardı, bizi görünce bakakaldı. " Zehra gel kızım bak kimler geldi" dedi babası. Zehra bembeyaz tenli tombik yanaklı bir çocuktu. Bana baktı biraz, sonra yanıma geldi ben ona ne yapacağımı bilemez halde bakarken" Anne gözleyi aynı denij gibi" dedi emziğiyle. Sanırım gözleri deniz gibi demeye çalışıyordu. Onun bu tatlılığına kahkaha attım zira yiyebilirdim küçük kızı. Koltuktan inip yere çöktüm ve zehrayla boylarimizi eşitledim zaten 1.55 bir şeydim.

"Merhaba Zehracim ben Elfida " dedim elimi uzatırken. Büyük bir ciddiyetle elimi sıkarken onu ısırmamak için zor duruyordum.

" Bu abi senin aşkın mi ?" diye sordu. Karan'a baktım o da kızı izliyordu. Kafamı salladım " Evet " dedim

"Kızım çok ayıp nereden duyuyorsun böyle şeyleri" dedi babası

"E baba şen de anneme şöylüyoşun" diyince adam utandı.

"Önemli değil " dedim adama " Peki Zehra ben sana sarılabilir miyim?" diye sorunca işaret parmağını çenesine bir kaç kez vurdu. Ya resmen büyümüş de küçülmüş gibi bir edası vardı. " Oluuur" diye onay alınca hemen kollarımın arasına aldım onu. Birazcık gıdıkladım onu o kahkahalara boğulurken ben de aynı şekilde kahkaha atıyordum. Sonunda gıdıklamayı bıraktım. Gülmekten ölebilirdik yoksa. Biz bebeklerle oynarken Karan hep bizi izledi arada bir adamın sorduğu sorulara cevap veriyordu gözlerini bizden çekmeden. Kadın sofrayı kurarken kalkıp ona yardım ettim. İçeri pilavı tabaklara koyarken arkamdan geldi Serap hanım " Vallahi ben sana diyorum enişte bey sana çok aşık. Sen zehrayla oynarken öyle bir dikkatle izledi ki seni. Sizde bence hemen bir çocuk yapın" dedi gülerek. Ah evet çocuk. Ama benim çocuğum olamazdı ki.

" Şey " dedim " Benim çocuğumun olması biraz zor " Kadın yutkunamadı " Şey ben çok özür dilerim. Bilmiyordum cok mahcup oldum " kadın art arda özürler sıralarken gülümsedim her zamanki gibi bir şey yokmuş gibi. " Önemli değil. Ben o kadar takmıyorum Karan da takmıyor " kadın kendine kızarak içeri gitti. Bende kızaran gözlerimin normal rengine dönmesini bekleyip ardından gittim. Yemek boyunca konuşmamış sadece sorulan sorulara cevap vermiştim. Yemekten sonra masayı toplayıp kadına yardım ettim. Bulaşıkları da hallettikten sonra yan odaya yatak sermişti bizim için. İyi geceler dileyip Zehrayi da öpüp odaya geçtik Karanla. Ben kadının verdiği pijamaları giyecek bir yer arıyordum. İçeri girdiğim anda "Arkanı dön üzerimi değiştireceğim " dedim başını sallayıp arkasını döndü. Çocuk mevzusu açıldığından beri moralim bozulmuştu. Şu dünyada en çok tatmak istediğim duygu annelikti ve ben ondan da mahrum bırakılmıştım. Regl günlerimde inanılmaz bir ağrı yaşadığım için doktor gitmiştim o zaman kistlerden dolayı çocuğumun zor olacağını söylemişlerdi. Üzerimi değişip yerde duran yatağa girdim. Sırtımı Karan'a döndüm ve bir elimi başımın altına koydum, uyumaya çalıştım. Karan da uzandı yanıma. Beni kendine çekti sırtım göğsüne degiyordu. Gözyaşlarım göz pınarlarimda bekliyordu. " Kimse görmüyor rol yapmana gerek yok. Karı koca değiliz " dedim soğuk bir sesle. O ise çenesini omzuma bastırdı " Ya ben rol yapmak istiyorsam" dedi.

"Sen de yakacaksın canımı. " dedim acıyla

"Ne oldu mutfakta durgunsun" diye sordu. Göz yaşlarım akmaya başlamıştı bile. Burnumu çekince Karan doğruldu beni de doğrultup kendine bakmami sağladı.

"Niye ağlıyorsun bücür "

"Ben sana istediğini veremem Karan. Boşuna oyun oynayıp yakma canımı " dediğimde şaşırdı.

" Ne istemişim senden?"

"Ben kızla oynarken sen öyle dikkatle bakiyormussun, kadın evli olduğumuzu sandığı için sizde çocuk yapın dedi. Benim çocuğum olamazmış " diyince uzun uzun baktı bana. Kendine çekti, kafamı onun göğsüne yaslayıp ağlamama devam ettim. O ise saçlarımı oksuyordu " Senden hiçbir beklentim yok bücür yanlış şeyler düşünme. Ben sana acı vermekten başka bir şey yapmam "

"Ya ben senden gelen acıya da razıysam" dedim burnumu çekerek. Kafamı göğsünden ayırmadan.

"Uyu bücür uyu" dedi. Gözlerimi kapattım ve uyumayı denedim.

Bölüm : 23.09.2024 22:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...