
Hiç konuşmadan eve girdim hızla yukarı çıkıp üzerimi bile çıkarmadan yatağa girdim. Çok yorulmuştum ve çok da oynamıştım. Olsun pişman değildim içimden nasıl geliyorsa öyle davranıp hayatıma devam edecektim. Yan odadan yani Karan'in odasından bir kadın kahkasının geldiğini duydum. Yanlış duydum herhalde diye mırıldandım gözlerimi kapatıp uyuyacakken aynı kahkaha yine duyuldu. Huzursuzca yerimden kalkıp kapıya yürüdüm neler dönüyordu burada? Kapıyı açıp yavaşça Karan'ın odasına doğru yürüdüm içimden bir ses kötü şeyler olacağını söylüyordu. Kapı kolunu yavaşça açıp kafamı araladigim kapıdan uzattım. Karan yatağa oturmuş ve sarışın bir kız da onun kucağına oturmuştu ikisi de yarı çıplaktı. Ben onlara mal gibi bakarken kız bana ters bir bakış attı. Karan bana bakmıyordu bile "Öyle dikilecek misin? " dedi kız.
"Şey ben özür dilerim " dedim ve kapıyı anında kapattım. Koşarak odama girip kapısını kilitledim ne bekliyordum sonuçta Karan idi bu. Beni umursayacagini mi düşünüyordum?
Bu kadar kısa zamanda hemen de yatağına alacak birini bulmuştu. Gözyaşlarım artık hiç durmuyordu son zamanlarda da durmamaya alıştı. En ufak bir şeyde kendilerini bırakıyorlardı. Yatağa girip cenin pozisyonunu aldım ellerimi kafamın iki yanına yerleştirdim ve düşünmemeye çalıştım. Düşünme sakın senin bir onemin yok onun hayatında sen bir hiçsin seni bu kadar hor görmesine rağmen hala onun evinde onun satın aldigi yataktasin. Yamyas olmuş yastığıma baktım dogrularak. Bir kenara fırlatıp kafamı yatağa gömdüm. Bu kadar da olmazdı seni sevdiğini bildiğin birinin bulunduğu eve de getirmezdin sözde arkadaşını. Ağlamaktan yorgun düşmüştüm ve uykuya dalmam uzun sürmedi...
Sıçrayarak uyandım yine ve yine. Aynı kabuslar sürekli ısıtılıp önüme konuyordu bu durumdan çok sıkılmıştım artık. Elimi telefona uzatıp saate baktım 10.30 olduğunu gördüm. Yataktan çıkıp komedinin üzerinde duran ilaçlarımı aldım mutfağa inip su alacaktım. Kapıdan çıktım saçlarımı toplayarak bir an önce ilaçlarımı alıp sakinleşmek istiyordum. Merdivenleri sallana sallana inerken Karan'ı eve girerken gördüm. Ne yapıyordu bu saatte dışarıda. Onu görmek kalbimi acitinca gözlerimi ondan çekip tek kelime etmeden mutfağa yürüdüm. Bir bardağa su doldurup iki ilacı birden su yardımıyla yuttum. Gözlerini ovalayarak giren Deniz'i gülümsedim hamilelik ona ayrı bir hava katmisti.
"Günaydın " dedim sevecen bir sesle. Gozleri beni bulunca alt dudağı titredi.
"Midem bulanıyor cocugu kusacağım diye korkuyorum" dedi ağlayarak. Ağlamasına sasirsam da hamilelikte olurdu böyle şeyler. Küçük bir kahkaha attım ve anında kollarımı boynuna doladim o ise hala.aglamaya devam ediyordu. Kollarından tutup kendimden ayirinca gözyaşlarını silmeye ve gülmeye başladı o da. Onun bu haline gülünce ikimizin kahkahaları evin içinde yankılandı. Benim psikolojim gidikti Deniz'in de gidince tam olmuştu. "Yeter catliycam" dedim kesik kesik. Karnım agrimisti gülmekten.
"Önce güzel bir kahvaltı yapalım sonra da kuaförler falan gelecek işimiz çok ya" dedi Deniz. Gülümseyerek başımı salladım. "Sabah sabah neye gulusuyorsunuz siz bakayım " dedi Emre yanımıza gelince. Deniz'in yanağına öpücük kondurup kollarını beline doladı. "Hey hey aile var kardeşim burda" dedim arkama dönerek " Hem ne aceleniz var biraz aksami bekleyiverin canım gençlik bitmiş gençlik ölmüş " yalandan vahlar çekerken gülerek önüme döndüm. Donmemle gülüşümun solması bir oldu. Karan meymenetsizi karşımda duruyordu takım elbiseyle ve kahretsin ki çok yakışıklıydı. Boğazımı temizleyip yüz ifademi değiştirdim.
"Bakıyorum da bilgin var bu konularda" dedi alay ederek. Gozlerimi kısıp baktım akşamı bekleyin dememi kastediyordu onu umursamadan yanından geçip merdivenlere yöneldim konuşmak yüzünü dahi görmek istemiyordum. Kahvaltı da etmedim iştah mi bıraktı adamda. Odama geldiğimde duş almak için banyoya girdim işlerimi halledip çıktım. Saçlarımı kurutup cildini nemlendirdim kız enerjisi denen bir şey gerçekten var psikolojin mi bozuk geç dus al bakim yap mis gibi hissediyorsun. Yatağıma uzandım ve gündemde neler oluyor diye bakmak istedim. Her geçen gün Türkiye de kadın olmak daha da zorlaşıyor, yaşamak güç hale geliyordu. Can güvenliğimiz yoktu oysa sadece yaşamak istiyorduk özgürce yaşamak korkmadan çekinmeden yaşamak. Ne kadar trajikomik bir şey aslında en temel ihtiyacımız bize lüks gibi geliyor artık...
Telefonu kapatıp yanıma bıraktım. Kapı açıldı içeri Deniz'in girdiğini gördüm heyecanla yanıma geldi
"Hadi hazırlanıyoruz düğüne çok az kaldı " dedi yanıma otururken .
"Aynen alt tarafı 5 saat var çok azmış "dedim göz devirerek. O da benim gibi göz devirerek koluma vurdu. Mecburen kalktım ve onu takip ettim...
Gerçekten de çabucak geçti zaman ne ara geçtiğini anlayamadım. Şimdi ise gelin odasında bekliyorduk. Deniz kuğu gibi bir gelin olmuştu. Ben de siyah askılı saten mini bir elbise giymiştim. Karan'la muhattap olmayıp ondan kaçıyordum o da bunu farketmisti. Derken Kapı açıldı ve içeri Emre girdi. Deniz'i görünce gözlerinin içi parladı ağzı açık bir şekilde Deniz'i izliyordu. İşte gerçek aşk buydu gözlerden bile anliyorduk bunu. Çünkü gözler yalan söylemezdi...
"Çok guzelsin" dedi Emre bir saniye bile gözlerini kırpmadan. Deniz gülümsedi ve Emre'nin uzattığı koluna girdi. Birlikte odadan çıktılar ben de onların arkalarından. Alkışlar yükselirken gözüm Karan'a takıldı yanında dün gece yatağında olan kız vardı kız resmen içine düşecekti. Ben onlara bakarken basamakların bittiğini anlamayıp ayagimi boşluğa atınca yere cakilacaktim ki birinin beni belimden tutmasiyla son anda kurtuldum. Kafamı kaldırıp elin sahibine baktım esmer uzun boylu adamı gördüm. "İyi misiniz?" diye sordu. Kendimi toparladım nazik bir şekilde gülümseyerek "Evet teşekkür ederim dalgınlıktan farketmedim basamakları " hemen Karan'a baktım bize doğru geliyordu. Karşımdaki adam içtenlikle gülümsedi bana "Nazardandir eminim zira bu güzellik başınıza bela oluyordur" dedi.
"Yok canım abartmayalım " dedigim anda Karan kolumu tuttu. "İyi misin" diye sorunca kolumu çekip onunla konuşmadım bile.
"Teşekkür ederim ben izninizle gidip Deniz'e bakayım " dedim ve ordan hızlı adımlarla Deniz'in yanına vardım. Diken üzerindeymisim gibi hissediyordum nedeni apaçık ortadaydı Karan'ın sinirli bakışları üzerimden ayrilmiyordu. Benim de yanındaki orijinal sarışın kızdan. Gerçekten güzeldi mavi gözleri botoks olduğunu açıkça belli eden renkli dudakları hepsi bir uyum içindeydi. Peki ben basit zayıf bir kızdım alımlı değildim. Deniz sandalyesinde otururken ona eğildim "Şu abinin yanındaki kim dün gece de aynı odadaydilar " diyince sarışın kıza baktı.
"Ne " dedi hayretle " Ne demek odasindaydi ben niye duymadım "
"Bilmem uyuyordunuz herhalde "
"Abimin eski sevgilisi olur kendisi. Turkiyenin seçkin ailelerinden birinin kızı bayağı da zenginler" huzursuzca kafamı sallayıp kendimi sandalyeye bıraktım. Buglem denen kız Karan'a heyecanla bir şey anlatıyordu Karan ise onu dinliyordu. Bir gün bile beni böyle dinlememişti. Gozlerimi onlarda başka her yerde gezdirdim kalabalıktı hem de çok. Dans müziği çalmaya başlayınca gelin damat ile birlikte yavaş yavaş dans pisti dolmaya başladı. Gözüm dans eden çiftlerde dolandı biraz. Az önce beni düşmekten kurtaran adam bana doğru geliyordu. Tam önüme geldiğinde elini nazikçe uzatıp " Bu dansı bana lütfeder misiniz?" diye sordu. Önce ne yapacağımı bilemeyip etrafıma bakındım sonra da ayıp olmasın diye teklifini kabul ettim. Beni tam pistin ortasına getirince ellerini belime yerleştirdi ben de omuzlarına.
"Bu arada Kenan ben. Kenan Erdem" ismi çok tanıdık geliyordu. Evet magazin gundemlerini süsleyen adam buydu.
"Şu magazin gündeminden düşmeyen Kenan Erdem " dedim şaşkınlıkla. Gülümseyerek başını salladı
"Eh biraz meşhur bir insanımdır " dedi sırıtarak. Göz devirip etrafıma bakındım. Karan çok kötü bir şekilde bana bakıyordu. Ne istiyordu benden? Şarkı bitince herkes birbirinden ayrıldı ve yerlerine oturmaya başladı. Köşedeki masaya oturdum ve Kenan denen adam da yanıma oturdu.
"Siz isminizi söylemediniz " dedi
"Elfida ben de " dedim
"Çok güzel isminiz varmış. Herkes kolay kolay taşıyamaz bu ismi"
"Merak etmeyin adımın anlamına sonuna kadar sahip çıkıyorum. "
"Demek gözden cikarildiniz " acıyla gülümsedim
"Birçok kez" diyince sıkıntıyla başını eğdi. Artık ağır gelmiyordu bana alışmıştım çünkü hep gözden çıkarılan ben oluyordum. Nikah memurunun geldiğini görünce Deniz'in yanına doğru ilerledim. Nikah kıyıldı tebrik faslı derken nihayet bitmişti. Deniz ve Emre direkt balayına gideceklerdi evde ben ve Karan kalacaktık. Zaten Sedat abi şehir dışındaydı çoktandır işleri varmış sözde. Deniz ve Emreyle vedalaştım. Onlar arabasına binip uzaklaşırken arabayı izledim.
"Hadi gidiyoruz" Karan'ın sesini duyduğumda ona baktım ve yanındaki sarısına. Niye bunlar beraberler hep???
"Ben bugün Merve de kalmak istiyorum" dedim umursamazca.
"Kalamazsın " dedi Karan net bir şekilde.
"Neden canım kız kalsın istediği yerde" diye dahil oldu Buglem sarısı "Tanışmadık ama Buglem ben Karan'ın sevgilisi" gozlerim fal taşı gibi açıldı. Sevgili mi ? Hani Karan Serpili çok sevmişti? Bir adamin hayatı bu kadar yalan olamaz ya.
"Gelecek dedim bitti" dedi Karan arabaya yürüyerek.
"Neden benim fikirlerimin önemi yok" diye bağırdım ardından. Arkasını dönmedi ama adım da atmadı. Buglem ikimize aptal aptal bakıyordu.
"Herkesin bir fikri var ve herkesin fikrini umursuyorsun bana gelince niye böyle davranıyorsun? Sokaktan geçen köpeğin bile isteğini dikkate alırsın konu ben olunca malmışım gibi davranmaktan vazgeç artık " etrafımızda ugultular yükselmeye başladı. Karan bana dönüp hızlı adımlarla yanıma ulaştığında kolumu tuttu ve " Herkes bize bakıyor yürü " diye arabayı yürüttü beni zorla. Gerçekten de herkes bizi izliyordu. Ne kadar dirensem de yine dediğini yapacakti benim varlığımın bile bir önemi yoktu onun hayatında. Yolcu koltuğuna beni kolayca oturttu kendisi de Buglemin yanına gidip bir şeyler söyledi ve geri geldi. Acı dolu bir gülümseme farkettim dudaklarımda şu kız kadar bile onemim yoktu. Kapı açıldı ve saniyesinde geri kapandı. Karan yerini aldı ve arabayı çalıştırdı kafamı cama yaslayıp olan biten her şeyi zihnimin her bir köşesinden tekrar tekrar çıkarıyordum. Acaba yaşadıklarım bir rüya mıydı veya bir kabus ? Her an Murat'ın iğrenç sesiyle uyanacağım bir kabus muydu? Ama insan kabuslarinda bile celladına aşık olur muydu?
Ne kadar sure düşüncelere boğulduğumu bilmezken evin önünde durduğumuzu farkettim. Karan çoktan inmisti bilr arabadan insan geldiğimizi söylerdi. Ben de arabadan inip eve doğru yürüdüm. Karan'ın arkasında durup kapıyı açmasını bekledim. Kapıyı açtı ve benim geçmem için kenara çekildi. İçeri girdim ona bakmadan salondaki koltuklara kendimi bıraktım ayağimdaki topuklulari çıkarıp bir kenara attım.
"Buglemin yanına geçeceğim evde kal kimseye kapıyı açma " dedi. Gozlerim anında sinirle onu buldu .
"Beni tek bırakıp mi gideceksin?" sinirle bağırdım. "Ben tek kalamam burada. Gideceksen beni Merveye bırak " kapının önünde öylece durmuştu beni izliyordu.
"İsim var Elfida" ooo mevzu büyük ismimi kullandığına göre
"Beni alakadar etmiyor senin işin. Ben senin köpeğin değilim otur Elfida git Elfida gel Elfida diyemezsin "
"Evde oturacaksın bitti gitti" kriz geçirmek üzereydim. Kapıyı kapatacakken elime aldığım topuklu ayakkabıyı ona doğru fırlattım. Topuğun sivri ucu sırtına değdi. Hiçbir şey söylemeden çekip gitti. Sinirden gözlerimden yaşlar akarken ne yapacağımı bilemedim. Önümde duran sehpaya tekme attım ama bu kendime vermiş olduğum bir zarar oldu. Telefonu elime alıp Merve'yi aradım. Uykulu bir sesle "Alo" dedi. Ağlamam durmuyordu dediğim sey sadece "Beni alabilir misin?" oldu. Hic diretmeden geliyorum dedi ve kapattı. Koltuğa oturup Merve'yi bekledim...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |