
Merve 10 dakika sonra beni almaya gelmişti. Yolda ona olanları anlatmıştım artık katlanamadığımı da eklemiştim. Evine geldiğimizde Elif de oradaydı bana birkaç parça kıyafet verdiler duş almam için. Hızlıca bir duş alıp nihayetinde koltukta oturmuş kahvemi içiyordum. Saçlarımı kurutmaya üşenip gelişi güzel bırakmıştım.
"Ne istiyor bu senden ben hala çözemedim. Aşık mı sana acaba?" Elif'in cümlesiyle anında ona baktım.
"Sanmıyorum aşık olan insan böyle davranmaz " dedi Merve.
"Tam da öyle davranır. Bir gün iyi bir gün kötü değil mi? Aşık olan insan dengesizdir. "
"Aşık olan insan kıyamaz Elif. Adamın bana yapmadığı kalmadı. Aşık olan insan pamuklara sarar sevdiğine zarar gelsin istemez. Gözlerinin içi titrer bakarken. Biz Tahir Kaleli beklerken Vedat Sayar buldu bizi" ikisi son sözüme yüksek bir kahkaha atarken ben de onlara eşlik ettim.
"Ya nerden aklına geliyor böyle şeyler "Merve karnını tutarken zor söylemişti cümlesini.
"Cidden Tahir Kaleli bir markadır ama aynı zamanda bir hayal ürünüdür " dedi Elif. Acı gercekle tekrar yüzleştikten sonra uyuma kararı aldık. Fazladan bir odaları vardı ve Merve benim için o odayı hazırlamıştı. İyi geceler dileyip odalarımıza geçtik. Ben hemen yatağıma girdim uyumak için. Tüm günün yorgunluğunu nihayet hissedebiliyordum göz kapaklarım ağırlamaşmaya başlayınca gözlerimi huzurlu bir uyku için kapadım...
Korkuyla sıçradım yataktan ne kadar zamandır uyuyordum neredeydim ben kimdim? Algılarım yavaş yavaş yerine otururken kim olduğumu ve nerede olduğumu hatırladım. Birisi kapıyı alacaklı gibi çalıyordu hızla salona çıktım. Kızlar da çıkmıştı " Kim bu be bu saatte alacaklı gibi" Elif esneyerek bana baktı. Kim olduğunu tahmin etmek çok da zor değildi. Büyük ihtimalle Karan benim olmadığımı görünce buraya gelmişti. Kapıyı açınca karşılaştığım manzara hayatımın en korku dolu manzarasıydı. Sesim çıkmıyordu korkudan ama avazım çıktığı kadar bağırıyordum içimde. Karşımda Burak vardı. Ama ama o ölmüştü. Kızlara dönüp baktım ama orda yoklardı iki saniye önce oradaydılar halbuki. Birden iki el boğazımı sarmaladı.
Çığlık atabildiğimde her şeyin bir rüya olduğunu anladım. Yamyaş olmuştum terden. İstemsizce ağlamaya başlayınca kızlar girdi içeriye.
"Noldu " ikisi aynı anda koşarak geldiler yanıma. Bense konuşamıyor sadece ağlıyordum. Korkuyu iliklerime kadar hissetmiştim. "Canım noldu anlat" Elif yüzümü avcunun içine almıştı terden yapışan saçlarımı gözlerimin önünden çekerek. Konuşmak istiyordum ama konuşamıyordum. O esnada zil çalınca duraksadım " Açmayın " diyebildim bedenim o kadar güçsüzdü ki adım atacak hali bulamıyordum kendimde. "Neler oluyor Elfida " dedi Merve, kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu.
"Elfida " Karan'ın sesi kulaklarıma doldu. Merve bana anlamsız bakışlar atarken dışarı çıktı saniyeler sonra Karan'ı telaşla odaya girerken gördüm. Şu an ne gibi göründüğümün farkındaydım. Resmen bir deli gibi davranıyordum. "Noluyor" dedi kızlara ben onu yaşlı gözlerimle izliyordum.
"Bilmiyorum çığlık attı önce sonra içeri girdik biz ağlıyordu " Hepsi anlamsızca suratıma bakıyordu. "Kabus gördüm " dedim ağlamaktan kısılmış bir sesle. "Rüyamda kapı çalıyordu açtım kapıyı o vardı karşımda çok gerçekçi duruyordu ölmemiş gibi " tekrar ağlamam şiddetlenince Karan bana doğru eğildi. Saçlarımı geriye doğru itip yüzümü avcunun arasına aldı. Kızlar odadan çıkarken o kafamı göğsüne yasladi. Anında kollarımı beline doladım. O saçlarımı okşuyor beni teselli ediyordu bende onun verdiği güven duygusunu tadıyordum.
" Sadece bir rüyaydı geçti. O öldü yemin ederim kendi gözlerimle gördüm kendi ellerimle onu gömdüm. Sana zarar veremez senin kılına zarar gelirse o kim olursa olsun dünyayı dar ederim ona duydun mu beni? Sana benden başka kimse dokunamaz " dedi. Neydi bu şimdi aşk itirafı falan mı? Karan kendini geri çekip yatağın kenarına uzandı benim de yanına uzanmam için işaret verdi. Hiç düşünmeden yanına uzandım. Güçlü kollarını bedenime doladı beni kendine doğru çekti yine olmayı en sevdiğim yerdeydim, göğsünde. " Uyu şimdi biraz, ben yanındayım " kafamı sallayıp gözlerimi kapattım. Yanımda olduğunu bilmek çok iyi geliyordu...
Puslu gozlerimi araladim hala Karan'ın kolları arasindaydim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Derin bir uykudaydi anlaşılan. Sakallari hafiften uzamısti normalde her gün asker gibi tıraş olurdu. Yüzünü daha önce hiç yakından incelememistim. Hemcinslerimi kıskandıracak güzellikte burnu upuzun kirpikleri ve kemikli bir cenesi vardı. Tıpkı Elijah Mikealson gibiydi yüz hatları. Dudaklarının kenarı kivrilmisti çok hafiften rüyasına gülümsüyor muydu? Dudaklarımı ona yaklaştırıp dudağının kenarındaki cizgiye bastirdim. Bebeklerde de asla yanağını öpmez ya çenesini ya dudağının kenarındaki çizgiyi öperdim değişik bir insanım evet. "Bir kere daha öpsene" uykulu sesi bile çekici olur muydu bir insanın. Gozleri gözlerimi bulunca utançtan yerin dibine girmek istedim. " Çok güzel opuyorsun be kızım " dedi. Bu adamın kafasına taş mı düşmüştü. Yüzümü göğsüne gizlerken ne saçmaladığımı düşündüm. Adamı öpüp üstüne niye ondan utanıp ona sığınıyorsun ??? Karan ufak bir kahkaha attı. "Tamam utanma utanma ben dışarıdayım çık gel kahvaltı yapalım. Başımı tamam anlamında salladım. Karan odadan çıkarken ben de yataktan çıktım. Dünkü kıyafetlerimi giyemezdim günlük kıyafet değildiler. Elifin odasına gideyim bedenlerimiz aynı ne de olsa birkaç bir şey giyinirim dolabindan. Kapıyı açıp dışarı çıktım Karan pencerenin önünde sigara iciyordu hızlıca Elif'in odasına girdim. Telefonla konuşuyordu sevgilisiydi herhalde " Kiyafetinden ödünç alabilir miyim? " çekinerek kurduğum cümleye göz devirdi "Sacmalama aşkım tabii ki istediğini giyebilirsin" dediğinde ona öpücük yolladım. O sevgilisiyle konuşurken ben kırmızı bir kazak ve siyah bir pantolon çıkarıp hemen odama koştum. Karan beni sırıtarak izliyordu ne var dercesine bakınca siritmayi kesti. Yine duş almam gerekiyordu terden yapış yapış olmuştum hızlıca bir duşumu da aldım ve kıyafetleri geçirdim üzerime. Saçlarımı kurutup banyodan çıktım.
"Hele şükür ağaç oldum beklemektrn" Karan bana doğru geldi. Yanımda durunca gözlerini kapattı sıkıca " Sana sampuan kullanmayi yasaklamak gerek " dedi
" Ne alaka?" sorumla gözleri parladı
"Çok safsın " dedi ve dışarı çıktı. Ben de ardından çıktım. Ayakkabılarımı giyerken çoktan aşağı inmişti bile. Kızlara çıktığımı bile soylememistim böyle de iyi bir arkadastim. Birkaç dakika sonra küçük bir mekanın önünde durduk. Küçük ve tatlıydı dış görünüşü. Beraber arabadan indik ve mekana girdik. Anında birkaç kişi etrafımıza dolusunca paranın gücünün ne demek olduğunu bir kez daha anladım. Bizi güzel bir masaya oturttuktan sonra birkaç dakika içinde masayı donattilar. İştah açıcı bir görüntüsü vardı masanın hakkını yemeyelim. Garsonlar gidince "Bir daha sakın benden habersiz çıkma bir yere " dedi Karan. Gözlerini gözlerime dikerek. Yine damarıma basmıştı "Sana-"
"Bana hesap vermene gerek yok evet. Ama seni ne kadar çok aradığımı biliyor musun? Merve'ye götür dediğinde gerçekten Merve'ye kacacagini dusunmemistim" sözümü keserek kurduğu cümle midemde kelebekler etkisi yaratmıştı. Beni aşağılıyor aynı zamanda önemsiyor muydu?
"Ne oldu korktun mu ben gidince?" dedim alaylı bir şekilde.
"Korktum bücür. Bir daha sakın benden habersiz gitme bir yere özür dilerim seni dinlemediğim kararlarına saygı duymadığım için " Arkadaşlar ben iptal şu gurur abidesi benden özür diledi. "Sen iyi misin?" diye sordum elimi alnına götürerek. Ateşi yoktu "Sen benden özür diliyorsun. Balıklar uzaya çıkmış deseler inanırdım da Karan Atahan senden özür dileyecek deselerdi inanmazdım "
"Abartma bücür. Kahvaltını yap" azarlamasi bile umurumda değildi. Keyifle kahvaltimi yapmaya başladım ama akıllardaki soru Karan madem beni kaybetmekten korkuyordu neden geçen gece kızı kucağına almıştı.
"Madem böyle korktun gitmemden. Buglemle niye kucak kucagaydiniz?"
"Çünkü bilgi almam gerekiyordu. Aldım o bilgiyi isim bitti " dedi çayını içerken. Bir hemcinsim olarak üzüldüm kıza. Bu şekilde kullanılmak kötüydü.
"İşlerini halletme bicimin de çok iyiymis" dedigim seyle siritti anında.
"Öyle insanlara öyle davranırsın bücür sen anlamazsın " dedi. Göz devirip kahvaltima devam ettim. Hayatım yoluna mi giriyordu artık? Kahvaltımızı yaptık ben elimi yıkamak için tuvalete gittim. Ellerimi yıkayıp geri döndüm. Montumu alıp beraber dışarı çıktık. Tam o esnada tanıdık bir simayla karşılaştım çocukluğumun beraber geçtiği kişi Ahmet. "Ahmet" dedim ciyaklayarak o da aynı şekilde ismimi söyleyince birbirimize sarıldık. Ne kadar da özlemiştim onu. Sarılmayı bırakıp yanımızda bize tip tip bakan Karan'a döndüm "Ahmet çocukluk arkadaşım " dedim "Ahmet bu da arkadaşım Karan" dediğimde gozleri beni yiyecekmis gibi baktı.
"Memnun oldum " dedi Ahmet ve bana döndü. "Nerelerdesin kızım ya hiçbir iz bırakmadın ardında her yerde seni aradım Murat şerefsizi zaten bir şey söylemiyor " ismi duymam bile midemi bulandırdı.
"Anlatırım bosver. Napiyorsun burada "
"Bir arkadaşım çalışıyor burada ders notlarını istemisti çıkamadığı için ben de getireyim dedim. Ama zamanın varsa bir kahve içelim " Karan'a baktım çenesini sıkmış bize bakıyordu.
"Benim zamanım var sen istersen gidebilirsin ben eve kendim giderim "
"İsim yok ben de kaliyorum" diye kestirip attı.
"Tamam şurada güzel bir kafe var oraya gidelim. " Ahmetin sözüyle kafeye doğru yürüdük. Önce ben içeri girdim ardından onlar. Hızlıca boş olan bir masaya geçtim Karan benim yanıma karşıma Ahmet geçmişti. Hemen siparişleri verip konuşmak istiyordum.
"Ee anlat bakalım neler oluyor bir sabah kalktım yoksun"
" Murat o gün sabah geldi beni evlendirecegini söyledi. Annem bir şey demedi bilirsin annemi beni zaten düşünmez. Sonra kaçtım kendimi burda buldum işte "
"Kusura bakmayın ama siz kimsiniz " dedi Ahmet kibarca. Karan ona baktı
"Karan benim Murattan kurtulmamı sağlayan kişi. " beni satın aldı diyemezdim " Annem ne yapıyor Murat hala dövüyor mu?" Gerildi sorduğum soruyla tabii ki de dövecekti. "Benimki de soru benden sonra iyice sarmıştır anneme "
"Murat birkaç hafta sessiz kaldı ama sonra yine başladı. Annen çabalamiyor Elfida bırak onu polise gidelim dedim dinlemedi. Elfida nerede diye sordum bilmiyorum dedi her seferinde. Onları geçtim sen neden bana ulaşmadın" haklıydı ama benim de geçerli sebeplerim vardı.
"Sana olanları anlatsam inanmazsın bile hayal gördüğümü falan sanırsın. Uzun hikaye ama aklımdaydın ulaşmak istedim cesaret edemedim. Murattan uzak olmak istiyordum "
"Anlıyorum tamam. Ben sadece sitem ediyorum sana ama bundan sonra asla benden uzak durmayacaksin tamam mi" kafamı evet anlamında salladım. Kahvelerimizi içip kalktık ama hep konusacagimiza söz verdik. Son kez sarılıp vedalastik ve yollarımızı ayırdık. Hem mutlu hem de buruk bir ruh halindeydim. Çocukluk arkadasimi görmüştüm ama beraberinde travmalarim gelmişti. Arabaya yürürken sessizdim Karan da öyle soru sormuyordu ve bu benim işime geliyordu. Arabaya geldiğimizde yerime oturdum, Karan da kendi koltuğuna geçti ve eve doğru ilerledik. Eve gelince direkt odama çıktım üzerimi değiştirmeden öylece pencerenin kenarına oturdum dışarıyı izledim. Zihnimde birer birer canlanan anıların üzerinden geçtim her defasında canımı acıtmayi basariyordu. Kaç saattir oturuyordum burada bilmiyordum ama en son hava henüz kararmamisti şu an ise zifiri karanlık. Kapının açıldı kafamı çevirip kim olduğuna baktım Karan yanıma geliyordu. Gelip tam yanımda durdu o da benle beraber dışarıyı izledi.
"Murat çok mu kötüydü " dedi. Alaycı bir gülüş cikti dudaklarımın arasından
"Murat kötü degildi iğrençti. Zalimdi içer içer gelip beni döverdi. Sinirlenir beni döverdi sebep yoksa bile beni döverdi. Odaya kapatır yemek vermezdi okula gitmeme izin vermezdi. Sokakta oynamama izin vermezdi çok kez denedim kaçmayı ama her defasında beni buldu. Annem bir şey demezdi sanki üvey evladıydim ben. Bir gün sokakta oynuyordum 10 yaşlarında Murat mutlu olduğumu görünce saçlarımdan sürükleyerek beni eve çıkardı. Saatlerce dövdü beni" hazırda duran göz yaslarim çoktan akmaya başlamıştı.
"Sırtındaki izler " dedi karan cenesi sikiyordu " o mu yaptı " sırtımdaki kemer izlerini kastediyordu. Başımı salladım küçük bir küfür savurdu
"Acimiyor ki en çok canımı acitanin annemin köşede durup olanları izlemesiydi. Bir insan öz evladına bunu yapar mıydı göz yumar mıydı buna?" Hickiriklarim arttı ve aglamam şiddetlendi. Karan beni göğsüne yaslayıp saçlarımı okşadı " Özür dilerim daha önce gelip seni bulamadığım için, özür dilerim sana yaşattığım onca şey için, özür dilerim hiç günahın yokken her şeyin günahını senden çıkardığım için " sesinin titredigini hissediyordum. "Yemin olsun sana yaşadığın anıların yerine en güzel anıları koyacağım sana eskiyi bir daha asla hatirlatmayacaklar" kollarımı sıkıca sardım ona ve dinlendim göğsünde. Ruhlarımız birbirine karışıyor kalplerimiz baglaniyordu. Ben yine kendimi celladimin kollarında güvende hissediyordum. Biraz sakinleşince kafamı kaldırıp asik olduğum adama baktım. Gözlerim dudaklarında gezindi çenesinde ve en son gozlerinde. O da beni incelerken düşüncelerimi yok sayıp tekrar kafamı göğsüne yasladım. Gözlerimi kapadım uyumak istiyordum çok geçmeden uykuya teslim olmuştum zaten
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |