
Simsiyah bir gece; her zamanın aksine daha da koyulaşan bir gece ve ben o gecenin tam ortasındayım. Sanki bana gitme oraya der gibi konuşan ağaçlara baktım. Sahi neredeydim ben, hiç tanıdık gelmiyordu burası. Çürümeye yüz tutmuş eve baktım birisi içeriden bir çığlık sesi duyunca koşarak içeri girdim. "Kimse var mı?" Sesim koca evde yankılanırken kapısı aralik olan odaya baktım. Ayağımın altında ezilen çürük tahta parçalarının çıkardığı ses ortamı daha çok geriyordu. Kapının yanına yaklaştım icerden uğultular geliyordu ve ben anlayamıyordum. Aralık olan kapıyı ittirince odanın ortasında olan bir adam gördüm. Dizlerinin üzerine çökmüş başını öne eğmişti kafasını bana çevirdi. Burak dedim içimden gözlerim dolmaya başlamıştı. Şeytani bir gülüş attı arkamı döndüm koşarak uzaklaşmaktı amacım. Arkamı döner dönmez yerime çakılı kaldım. Önümde cam bir tabut vardı aglamam daha da şiddetlendi. Ne yaşıyorum lütfen bana yardım edin. İçinde kim vardı tabutun?
Nihayet bir adım attığımda hala ağlıyordum. Gördüğüm şeyle yere çökmem bir oldu. Tabutun içinde yatan bendim. Vücudumdaki tüm kanın çekildiğinin habercisi olan bembeyaz suratıma baktım. Olanları yeni anlamaya başlamışken sırtımda sert bir cisim hissettim " Bu daha başlangıç " dedi birisi kulağıma eğilerek. Tüm bedenim titrerken yine bir el ateş sesi ve yine sol tarafımda bir acı...
Gözlerimi yavaşça araladım sanki bin kilo yük vardı da gözlerimi açamıyordum zor da olsa araladım gözlerimi. Gözümü kör eden ışığa baktım kapatın şu ışığı demek istiyordum ama konuşacak dermanım yoktu. Neredeydim ben neden hareket edemiyordum?
Hızlıca odayı taradım hastane odası evet hastane odasındaydım. Başımda bir hemşire vardı serumu kontrol ediyordu bana bakınca sevinçle bağırdı "Uyandı " dedi dışarı koşarken. Bense neler olduğu hatırlamaya çalışıyordum. Evet Burak beni silahla vurmuştu. O anı hatırlayınca göğsümün alt kısmı sızladı. Karşımdaki camda Karan'ı gördüm cama yapışmış bana bakıyordu. Gülümsedim ama Burak'in anlattıkları geldi aklıma gülümsemem anında solarken içeri doktor girdi. Elindeki ışığı gözlerime tuttu eminim bilimsel bir ismi vardır da şu anda düşünemeyecektim. "Şimdi senden elimi sıkmanı isteyeceğim " dedi doktor. Elini sıkınca gulumsedi " Çok güçlü bir kızsın. Çok direndin" diye ekledi ve çıktı gitti. Gözlerim yine Karan ile buluştu. Pişman bir ifadeyle bana bakıyordu. Olanları polise anlatmaliydim...
Sonraki birkaç saat içerisinde beni normal odaya aldılar. Sedat abi, Deniz,Emre de gelmişti. Deniz ağlayarak sarılınca ağladım bende. Emre yine şakalarından birini yapıp ortamı yumusatti. Karan hep köşede oturdu sesini çıkarmadı 10 dakika da bir sigara içmeye çıkıyordu bahçeye geri geliyordu. Hepsi icerde olunca fırsat bilip olanları anlatacaktım.
"Burak nerede" diye sorunca ortam buz kesti hepsi birbirine baktı. Herhalde bu kadar erken konuya girmemi beklemiyorlardı. " Verdiğim flashbellekleri polise verdiniz mi?"
Kafasını salladı Karan.
"Yaptığı pisliklikleri tek tek kayda almış narsist içerden bin sene geçse de çıkamaz." dedi Emre.
"Son bir tane kaldı " dedim Karan'a bakarak. O da ne dediğimi anlamaya çalışır gibi baktı. " Polisi çağırın ifade vereceğim " diyince "Az daha ölüyordun Elfida ne acele bu" dedi Deniz. Yerimde kımıldaninca Karan soluğu yanımda aldı. Canım yanmış olsa da doğrulamama yardım etti.
" Emre git polisleri bul" diye emir verdi Emre komutuyla dışarı çıktı.
" Elfida biz sana olanları sormak için korkarken tekrar hatırlamak mi istiyorsun " dedi Sedat abi " 1 haftadır uyanmani bekliyoruz " diye ekledi.
"Korkmayan ilk ameliyat oluşum değil " küçükken Murat'la balkonda tartışınca sinirle beni ittirmisti ve balkondan düşüp yine bir ameliyat olmuştum.
Karan bana baktı gözlerindeki acımayı görüyordum. Acısın istemiyordum bana. Emre yanında polislerle döndü.
"Geçmiş olsun hanimefendi hazırsanız ifadenize başlayalım. " dedi polis memuru. Kafamı salladım boğazımı temizleyip anlatmaya başladım.
" Davete gitmiştik ordan evde beni bir sürpriz beklediğini söyledi bende eve gitmeyi kabul ettim. Zaten planlarımızı biliyorsunuzdur mecburen eve gitmeyi kabul.ettim evde bir şey bulurum diye"
"Evet Karan bey her şeyi anlattı açık olabilirsiniz lütfen "
Kimseye bakmadan boşluğa bakıyordum. " Eve geldik ortamı yumuşatmak için evin çok güzelmiş dedim. Evet öyledir dedi o da sonra bu evin sahibi olmak ister misin diye sordu anlamadım nasıl yani diyince de daha ne kadar salağa yatacaksın dedi. Her şeyi en başından beri biliyormuş Karan'ın boş bir ev kiraladigini o eve beni bırakırken görmüş " gözlerimi Karan'a çevirdim ellerini yumruk yapmış çenesini de sıkıyordu. " Ona bakışlarımı görmüş " dedim kısık sesle. Karan'a bakamadım utançtan.
"Nasıl bir bakış" diye sordu polis memuru. Odadaki herkesin ynu soruyu merak ettiğini hissedebiliyordum o gün ona hayran hayran bakmıştım davet günü yani.
"Onun yeterince sinirlenmesini sağlayan bakış. Beni bileğimden tutup üst kata çıkardı kocaman bir tablonun olduğu bir odaya getirdi. Tablodaki kişi bana benzeyen ölen sevgilisiydi" diyince hemen Karan'a baktım gözlerini yumdu acıyla.
" saçlarımı tutup zorla tabloya bakmamı sağladı sonra tabloda olan kişinin onu değil başkasını sevdiğini söyleyip yere fırlattı beni tekrar saçlarımı tuttu. O kızı " dedim titreyen sesimle " o kızı öldürdüğünü sırf onu sevmediği için öldürdüğünü cesedini de Bodrumda tuttuğu söyledi" ağlıyordum artık. Karana baktım geri geri gidip koltuğa bıraktı kendini gözlerinin dolduğunu ilk defa gördüm. Herkes şok olmuştu. Polisler hemen dışarı çıktılar. Karan da onları takip etti. Ama bilinci yerinde değildi. Deniz hemen yanıma geldi bana sarılmak için. Ben de ona sarılıp ağlamaya devam ettim. Yara yerim sızlıyordu ama umursamıyordum. Doktorlar gelip seruma bir iğne yapınca yavaş yavaş uykum gelmeye başladı denizden ayrılıp yatağa uzandım ve gözlerimi istemesem de kapatmak zorunda kaldım.
Gözlerimi açıp etrafa baktım saat kaçtı bilmiyorum ama Deniz ve Emre koltukta beraber uyuyordu. Sonunda istediğini almış gibiydi Deniz. Sedat abi neredeydi bilmiyorum saate bakınca gece 3 olduğunu farkettim. Bu odadan sıkıldım dışarı çıkmak istedim seruma baktım bitmişti bu ne demekti çıkabilirsin demekti. Elimin üzerinde yapışmış olan plasteri çektim. Ayaklarımı yataktan sarkittim önce derin bir nefes aldım ve yataktan güç alarak ayağa kalktım. Dizlerim titriyordu duvarları tutarak dışarı çıktım. Duvarları tutarak ilerledim koridorda kapıyı görene kadar. Kapıyı görünce kendimi dışarı attım. Kışın kokusunu içime çektim. Çekemedim çünkü yara yine sızladı bu hep böyle mi olacaktı? Acıyla duvara tutundum
" Sen ne yapıyorsun burada " dedi tanıdık ses. Kafamı kaldırıp Karan'a baktım. " Çok sıkıldım icerde biraz nefes almak istiyorum" dedim sitemli bir ses tonuyla. Ceketini çıkarıp giydirdi bana. Ben bunu elbise diye giderdim bu arada bir gün çalıp da giyeyim. Elini belime dolayıp beni kendine çekti yaptığı hareket nefesimi kesti ama yaradan kaynaklanan bir şey değildi neydi bilmiyordum ama silah yarasından cok daha acıtacak gibi duruyordu. Beni bir banka doğru götürdü önce ben sonra o oturdu banka. Biraz dışarıyı izledim insanlar uyanık kalmak için kahveye ve sigaraya kendini adamıştı kim bilir kaç hayat soluyordu.
"Buldular mi" dedim boşluğa bakarken. Ses çıkarmadı Karan sadece başını salladiğini hissettim.
"Üzgünüm " dedim ona çevirdim bakışlarımı. " Üzgün olma sen onu da kurtardın en azından huzurla uyuyabilir artık " dedi boşluğa bakarken.
"Çok mu sevdin " dedim ısrarla ona bakarak. Gözlerini gözlerime dikti.
"Çok sevdim " dedi bu cümlesi canımı yakmaya yetmişti. Acıyla gülümseyip önüme döndüm. " Çok şanslısın sevilip sevmişsin. Birini bu kadar çok sevmek eminim çok güzeldir eminim ki. Ben hiç sevmedim daha doğrusu sevilmediğim için sevmek nedir bilmem " gözlerimden akan bir iki damlayi görmesin diye suratımı ona ters bir yöne çevirip sildim gözyaşlarımı.
"Olmaz bücür" dedi sigara yakarken.
"Ne olmaz "
"Senle ben diye bir şey olmaz. Bakışlarını farkettim davet günü. Ben gittiğim her yere acidan başka bir şey goturmuyorum. Bana güvenme sakın " dedi. Kafamı ona tekrar çevirdim bana bakmak yerine başka tarafa bakıyordu.
"Peki" dedim ceketi çıkarıp banka bıraktım. Yavaşça içeri doğru yürüdüm ağlayarak. Beni sevse ne olurdu ki gerçi beni ailem bile sevmezken bir başkası niye sevsin...
Hasta yatağına tekrar girip battaniyeyi üzerime çektim yaramin sızlaması kalbimin sızlamasının yanında sinek ısırığı gibiydi. Kapının açılma sesini duyunca gözlerimi kapadım hemen. Kokusundan da anladığım üzere Karan gelmişti. Peki bir insanı kokusundan anlamak kaçıncı seviyeydi...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |