
Taburcu olmamın üstünden 1 hafta geçmişti. Bu 1 hafta içinde ne Karan'ı görebildim ne de sesini duyabildim. Bilerek gece uyumazdım onu görebilmek için ama yine de göremezdim. Beni sevmediğini söyledin tamam kabul ettim ama benden niye kaçıyorsun dedim kendi kendime odamın camından bahçeyi izlerken. Saate baktım gece 4 olduğunu görünce huzursuzlandim. Bugün bu kadar bekledim niye gelmiyor bu derken bahçe kapısı açıldı Karan'ın sendeleyerek girdiğini gördüm içmiş gibiydi. Yerimden kalkıp yavaşça merdivenlerden indim hala yaramı zorlamamam gerekiyordu. Trabzanlara tutunup aşağı indim, bahçeye çıktım. Yanına varmadan alkol kokusu geliyordu buraya kadar. Yüzümü buruşturup yanına gittim " Niye bu kadar içtin" dedim kolunun altına girip ağırlığını bedenime dayadım. Adım bile atamıyordu yavaş yavaş yürüttüqm onu. İnsan sarhoşken bari konuşur yemin etmiş sanki benimle konuşmamak için. Bir an nefesim kesilince durdum yaram sızladı, ne yaraymış ya. Bana baktı Karan kaşlarını catarak "Ooo bücür sende mi buradasın? "
"Yok ben onun ikiz kardeşiyim. " dedim gülerek. Alık Alık baktı kısık sesle kahkaha attım.
" Nasıl yani şimdi iki tane daha mı Serpil var" diyince kalakaldım. Gözlerimin dolduğunu hissettim tamam sevmiş olabilirsin de seni seven birine de eski ölen sevgilinin adını söylemezsin be Karan aptalı. Evet seviyorum ve engel olamıyorum şu kısacık sürede nasıl sevebilirsin diye sormayın bende bilmiyorum. Gözyaşlarımı tutup zar zor merdivenlerden çıkardım odasının kapısını açıp yatağa fırlattım onu. Niye fırlatmayayım ki. O küçük bir çocuk gibi uyurken ben ona baktım birkaç saniye. "Hiç şansım yok değil mi" dedim ölü gibi yatan bedenine. " Güzel değil miyim yeterince beni niye sevemiyorsun " diye ekledim ağlayarak. Evet hiç şansın yoktu Elfida, alış artık buna sevgini tek başına yaşamayı da öğren...
Aynadan kendime baktım göğsümün altındaki kirmiziligi farkettim acımamıştı. Giderek alışıyordum herhalde acımasına ya da başka acılar gölgeliyordu bedenimin acısını.
Odama gidip pansuman malzemelerini çıkardım. Aynanın karşısına geçip kazağımı da sıyırdım üzerimden. Yavaşça yarayı temizleyip geri kapattım. Niye ağlıyordum ki seni istemeyen biri için niye ağlıyorsun. Zaten bir kaç hafta sonra gideceksin bir daha yüzünü bile görmeyeceğin bir adam için niye ağlıyorsun dedim kendi kendime sinirle. Yatağa girip battaniyeyi kafama kadar çektim uyumak istemiyordum sürekli aynı rüyaları görüyordum ve artık uyumaktan korkuyordum. Gözlerimi kapattım bir kaç saat de olsa uyusam fena olmazdı.
Ağlamaktan şişmiş gözlerimi zar zor açabildim elimi telefona alıp baş hizama getirdim saate baktım. 8 olmuştu yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Odama banyo yaptırmışlardı zor oluyordu çünkü ortak banyoya kadar yürümek. Bugün doktora dikişlerimi göstersem iyi olurdu dün gelişi güzel temizlemiştim. Eczaneden ilaç alırken rahat banyo yapayım diye şu geçirmeyen bant almıştı Karan. Ah Karan ah o kelime bana artık yasaktı evet yasak koyuyorum kendime. Hızlı bir duş alıp bedenimi havluya sarıp çıktım dolabıma ilerleyip bol bir sweatshirt ve bol bir pantolon çıkardım. Üzerimi giyinip saçlarımı da kuruttum. Biraz kapatıcı sürdüm göz altlarıma bu aralar çok ihtiyacım oluyordu. Maskara ve toprak tonu bir rujla makyajımı tamamladım. Odamın kapısını açıp aşağı indim. Kahvaltı yapıyorlardı bir kişi eksik ismi lazım değil anladınız siz.
"Günaydın " dedim gülümseyerek hepsine. Aynı cevabı alınca masaya oturdum ama iştahım yoktu öyle bakınıp gidecektim. " Nereye böyle hazırlanmışsın sabah sabah" dedi Sedat abi.
"Dün dikişlerim kanadı doktora göstereyim dedim bir de dersim var bugün "
"Sakin ol şampiyon dünyayı sen kurtarmayacaksın " dedi Emre börekten bir ısırık alırken.
" Az ye Emre duba gibi oldun " dedi Deniz.
"Seni de yememi istemiyorsan sus Deniz " dedi Emre. Deniz renkten renge girerken kahkaha attım. Cidden bu kadar belli etmesen mi dedim içimden Deniz'e. Malum kişiyi görünce kahkaham anında soldu.
"Sahi dün niye dikişlerin kanadı " senin zamanlamana ben Emre ya.
"Hiiç, eğilirken zorladım herhalde bilmiyorum" diye kestirip attım
" Dikişlerin mi kanadı " dedi malum şahıs hatırlama zaten bir bok, sen anca Serpil diye sayıkla.
"Önemli bir şey yok ben gidiyorum" dedim masadan kalkarken.
"Nasıl gideceksin " diye sordu Sedat abi" iki dakika bekle ben bırakayım"
"Ben bırakırım " dedi malum kişi
"Gerek yok Arda'yı aradım gelir o" halbuki yalan aramamıştım. Terslenmesine şaşırmış olacak ki çenesini sıktı.
"Söyle o Arda'ya gerek yok kimse benim evimden birini alamaz." Dedi sinirle.
" Doğru ben hala bir malım değil mi sizin için ama sanki ben onun bedelini ödedim ya" dedim yara yerimi göstererek.
"Kimse sana öyle bir şey demedi bücür " dedi ters ters malum kişi. Zahmet edip bana bakma gereği bile duymuyordu. " ayrıca sana kimse Burak'ın evine git demedi sen kendin istedin" diye ekleyince kalbime sapladığı hançeri iyice derine soktu.
" Abi fazla bu kadarı " dedi Deniz ayağa kalkarak.
"Bence de fazla Karan " diye Deniz'i takip etti Emre. Sedat abi de aynı şeyi söyleyince "Aynen haklısın. Bedelini ödedim pardon ben istedim ödemeyi bunun karşılığı en azından böyle olmamalıydı. Gidiyorum zaten birkaç güne benden kurtulacaksın. Artık nefret edeceğin kimse kalmayınca rahatlarsın sende"
Yüzüme baktı ben de dolu gözlerle ona baktım. Hiçbir şey söylemeden önüne döndü. Sinirle yürüyüp dışarı çıktım. Nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm, tırnaklarımı avucuma geçirdim ağlamamak için. Ağlama elfida yapma bunu kendine ne bekliyordun vuruldun diye madalya mı vereceklerdi? Burak haklıydı ben sadece bir piyondum onun için. Ana caddeye çıktığımda ağlamayı kesmiştim bir taksi görünce elimle durmasını işaret ettim. Hemen binip hastaneyi gösterdim götürmesi için. Hastaneye gelince pansuman odasına gittim. Doktor zorlamamam gerektiğini söyleyip gitti pansuman yapılınca ordan çıktım. Üniversiteye gittim kaç derse girip çıktım bilmiyorum ama kafam yerinde değildi odaklanamıyordum. Son derste bitince kızlar yanıma geldi.
"Yazmıyor ya hala Allahın cezası herif " dedi Elif.
"Erkek cinsiyeti değil mi hepsinin canı cehenneme" dedim sinirle çantamı toplarken.
"Malum kişi yine bir bok yaptı değil mi" dedi Merve. Göz devirdim" Zaten ondan başka kim bana ne yapabilir ki"
"Kızım sen vuruldun farkında mısın takıntılı sapığın var" gözümü kısıp Elif'e baktım " Çok soğuttun ya içimi sağol" dedim bıkkınlıkla. Telefonum çaldı arayan kişiye baktım Deniz arıyordu. Günde en az on kere arıyordu zaten. "Efendim Denizcim " dedim açtığımda.
"Eloooş" dedi ağlıyordu.
"Noldu niye ağlıyorsun birine bir şey mi oldu Deniz" dedim telaşla.
"Emre ile tartıştık evi terkettim neredesin yanına geliyorum" dedi hala ağlıyordu. Al bir de bu çıktı ben sana güvendim de evi terketmedim sen niye terkediyorsun nerde kalacağız akşam diye geçirdim içimden.
"Dersim yeni bitti çıkmadım kampüsteyim gel bekliyorum seni" diyince kapattı telefonu. 10 dakika sonra Deniz geldi hala ağlıyordu beni görünce sarıldı yine agladi sanki biriyle yakalamıştı, bu niye bu kadar ağlıyordu. Onu alıp kantine indik kızlarla birlikte. Onlar boş bir masaya otururken ben kahve aldım.
" Bak şimdi ben bunun bir kız arkadasini gördüm biz kafede oturuyorduk geldi yılışık yılışık hareket etti bende sinirlenip trip yapıp çıktım " ağzının üstüne bir tane carpasim geldi. "Bu sebepten mi bu kadar yaygara" dedim "Lan ben vuruldum üstüne bir de kendim vurulmayı istemişim gibi haksız duruma düştüm "
"Ya abim öküz sen ona ne bakıyorsun " dedi Deniz. Evet öküz olduğunu biliyorduk zaten. Kızlar da Deniz'i destekliyordu zaten sinirimi daha da bozuluyordu.
"Dün gece saat 4 gibi uyanıktım Karan sarhoş sarhoş geldi eve, gidip ona yardım edeyim dedim bana Serpil dedi" üçü bana baktı "NE!!!!" dediler aynı anda. Kafamı salladım
"E yuh artık ya bu kadar da fazla" dedi Merve. Yapacak bir şey yoktu
"Yapacak bir şey yok asla beni sevmeyecek" derken içim sızladı.
" Sikerler " diye yükseldi Elif. Anlamsızca ona bakarken " Kalkın lan bu gece bizim gecemiz olacak hiçbir xy kromozomlu canlıyı düşünmeyeceğiz " dedi. Deniz de ona katılınca el mahkum kabul ettik. Hep beraber Elif'in evine gidip hazırlandık bana pembe tül kollu mini elbise verdi Elif. Saçlarım toplanmadığı için açık bıraktım makyajımı da yapınca çok güzel olmuştum. Senin gözlerin kör Karan nasıl beni kaçırırsın. Hep beraber hazırlanıp çıktık. Merve'nin arabasıyla gidecektik. Herkes yerini alınca gitmeye hazırdik. Elif'in yakın arkadaşının gece kulübü varmış ve biz oraya gidecektik. Gece kulübüne gelince dışına baktım ne işimiz var der gibi kızlara baktım sonra.
"Sakın heves kaçırma " dedi Elif parmağını bana sallarken.
"Üf iyi be tamam" dedim göz devirerek. İçeri girdiğimizde müzik sesi rahatsız etti beni. Ama kızların hevesini kıramazdım. Bir masaya geçtik. Aslında eğlenmenin o kadar da kötü bir yanı yoktu. Deniz hemen fotoğraf çekmeye başladı. " Kudursun bakalım Emre köpkesi" dedi sinsice gülerek.
"Emre Baysöz mü " diye sordu Elif.
"Evet de ne alaka "
" Aşkım çabuk beni de etiketle Mert ile Emre yakin arkadaş ona göstersin o da kudursun köpek " dedi Elif
"Aaa o Mert senin mi sevgilin. Ay resmen götle don gibi onlar ya daha önce niye tanışmadık ki " dedi Deniz birbirini bulmuşlardı. Bir şeyler çevirip çak yaptılar birbirine. Merve kendi halinde takılıyordu bende öyle. Biraz zaman geçince kızlar alkol içmeye başladı benim neyim eksik diye ben de içtim. Tadı acıydı ama sonradan alışıyordu insan.
"Dur " dedim dj kıza doğru " ver bana mikrofonu şarkı söyliycem...
KARAN ATAHAN'DAN
Sabahtan beri Elfida'ya söylediğim cümle beynimde dolaşıp duruyor. Fazla üzerine gittim, kız canını tehlikeye attı bizim için benim söylediğim cümleye bak. Aptal Karan aptalsın sen dedim kendime. Ben de isterdim onu sevmeyi ama sevemem ben çevreme sadece üzüntü verirdim Serpil'den sonra bücürü de kaybedemezdim benden uzak olması nefret etmesi daha iyiydi. Bir dakika dün gece ne oldu yeni hatırlıyorum sıçayım böyle işe kız bana yardım ederken ben kıza Serpil dedim. Her şey üst üste gelmek zorunda mıydı. Kafamı masaya koydum ben ne bok yiyecektim şimdi. Kapı aniden açılınca sinirle kapıya baktım kapı çalma özelliğiniz yok mu sizin. Emre koşarak yanıma geldi" Abi şunlara bak" dedi telefonu göstererek" Denizler bara gitmiş"
" E gitsinler oğlum kız kendi kararlarını verebilecek yaşta " dedim bikkinca .
" Şuraya bak " dedi ekranın en köşesini gösterirken Elfida elindeki kadehi kafasına dikiyordu. Alkol içmez ki o
"Kalk gidiyoruz bana hemen orayı bul " dedim ceketimi alıp dışarı çıktım. Emre de beni takip ediyordu. Arabaya bindim hızla navigasyonun gösterdiği yere ilerliyordum. İçki ne demekti yani git oyna da içki içmek nedir. Gece kulübünün önüne geldiğimde arabadan indim Emre'yi beklemeden. İçeri girer girmez zaten en dikkat çeken kişi Elfidaydi. " Evet arkadaşlar benden size tavsiye sakın erkek kişilerine güvenmeyin şimdi size bir şarkı soyliycem. Ne yapıyordu bu
"Mini mini bir kuş donmuştu pencereme konmuştu." Kahkaha attım bu ne oğlum kaç yaşındasın sen. O şarkısını söylerken herkes ona bakıp gülüyordu. Bizim salaklar salak dediğim Elif de dans ediyordu. Emre gelince o da kahkayi bastı.
" Bunlar ne yapıyor böyle" dedi gülerken, krize girdi çocuk.
"Emre kayda al şunları çabuk " Emre kayda alırken ben hala gülüyordum uzun zamandır böyle gülmemiştim hatta uzun zamandır gülmemiştim. Şarkısını(!)bitirince eğilerek selam verdi işte o olmadı bücür. Ne biçim elbise giymiş kısacık her yeri görünüyor. Emre'nin bir arkadaşı da soluğu yanımızda aldı.
" Noluyor lan kim o Elif'in yanındaki " dedi sinirle.
"Hadi beyler sarpa sarmadan alalım şunları. Emre sen Deniz'i al Mert sen de diğer kızları al ben de şu bücürü alayım" Sahneye doğru yürüdüğümde beni görünce gözleri parladı. Yapma kızım yanarız. "Aaa bakın burdaymış kalpsiz eşek. " dedi herkes bana bakınca sinirlendim. O nasıl bir hakaret ya. " Gel bücür buraya "dedim kolundan çekerek. Direndi " Ya hayır git ben seni istemiyorum Bilal gelsin öyle gelerim" vaay hemen de Bilal bulmuş kendine .
"Bilal yok ben varım " dedim yine kolundan tutup çektim yine gelmedi.
"Sen kötüsün ben seni sevmiyorum artık. " dedi çocuk gibiydi. Ama çok hoşuma gitmişti bu hali. Sabrım kalmayınca bacaklarından tuttuğum gibi omzuma attım. " Ya bıraksana beni " diye diretiyordu.
"Bi sus be " dedim ve onu çıkışa götürdüm. Arabanın kapısını açtım ve onu koltuğa oturttum inlediğinde yarası olduğu aklıma geldi. Kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçince ona döndürdüm bedenimi. Bir şeyi var mı diye kontrol ettim elbiseden görünmüyordu ama kanama yok gibiydi. Arabayı çalıştırıp eve sürdüm. "Acıyor " diye ağlamaya başladı. Yarasını mi kastediyordu?
"Canım acıyor acımasın istiyorum ama acıyor " kurşun yarası olmadığını anladığım an boğazım düğümlendi bir şey diyemedim. Ağlaya ağlaya uyudu ve benim elimden hiçbir şey gelmiyordu. Eve gelince onu kucağıma alıp yukarı çıkardım arkamdan Emre geliyordu. Yukarı çıkıp yatağına yatırdım Sedat abi uyuyordu herhalde görünmüyordu ortalıkta. Ayakkabılarını çıkarıp kenara indirdim. Elbisenin boyu biraz daha yukarı çıkınca yutkundum. Yapma kendine hakim ol diye uyarıyordum kendimi. Tam çıkacakken bileğimi tuttu dönüp ona baktığımda doğruldu biraz gözlerini açtı " Yaklaş bir" dedi. Yaklaştım bu defada arı vız vız şarkısını mı söyleyecekti. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Dudaklarını dudaklarıma degdirip geri çekildi
"İyi geceler fırfır" dedi ve uyudu. Benim ayarlarımla oynamasını biliyordu. Sıcak oldu sanki, yok bayağı bir sıcak oldu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |