3. Bölüm

KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR Umarım beğenirsiniz arkadaşlar 🥰

Elif Işık
a.littleprincess

Duyduğum cümle karşısında şoka uğramıştım. Ne demek ben aradıkları kızım. Beynim yanmak üzereydi.

"Nasıl yani ben nasıl sizin aradığınız kız oluyorum ve siz niye beni arıyorsunuz. " Ufak bir kahkaha attı Deniz.

"Valla biz seni aramıyorduk sen bizim önümüze düştün. "

"Nasıl yani artık lütfen daha fazla şifreli konuşmayın hiçbir şey anlamadığım gibi başım çok ağrıyor. "

O esnada kapı tekrar sertçe açıldı ve içeri orta yaşlı bir adam daha girdi heyecanla beni görünce duraksadı. Bunların kapıyla ne derdi vardı ki.

" İnanamıyorum " dedi " Gerçekten inanamıyorum insanlar çift yaratılmış derlerdi de inanmazdım " Deniz denilen kız adama bakıp gülümsedi.

"Bulduk Sedat abi bulduk. Şimdi Burak şerefsizi düşünsün ". Adam da güldü işte simdi kartlar yeniden dağıtılacak.

"Şey " dedim çekinerek "Sohbetinizi bölmek istemem ama birisi bana burada neler olduğunu açıklayabilir mi?"

" Açıklayacağız kızım açıklayacağız " dedi adının Sedat olduğunu öğrendiğim adam. " Gelin benimle herkes aşağıda sizi bekliyor" Deniz beni kolumdan tutup uzunca bir koridordan geçirdi amma da lüks bir evdi ne evi buna ev diyen taş olurdu resmen saray saray. Ağzımı ayırıp etrafı inceliyorken merdivenleri ne zaman indiğimizi farketmedim. Dediği gibi aşağıda belki 10 kişi bizi bekliyordu. Koltuğu gösterdi Deniz oturmam için üzerimdeki kirli kıyafete ve telaştan ayakkabı bile giyemediğim çıplak ayaklarıma baktım. Deniz gözlerini devirip "Ay hadii otur "dedi. Sessizce koltuğa oturdum orta sehpanın üzerinde resimler vardı. Dikkatli bakınca hepsinin aynı kişi olduğunu anladım. Kumral düz uzun özenle toplanmış saçlı bir adamdı. Erkeğe uzun saçı herhalde bir ben yakıştıramıyorum. Şimdi dedi ismini bilmediğim benim tabirimle alık olan çocuk. " Ben Emre bu gördüğün sana bağıran adam da Karan " dedi şeytanı göstererek o ise gözlerini üzerimden bir saniye bile ayırmıyordu. Kendimi iyice koltuğa gömdüm. "Şimdi" dedi Emre "bizim normalde başka planlarımız vardı ama sen öyle şak diye arabanın önüne kendini atınca maalesef yarım kalmış oldu. Şu resimlerde gördüğün adam ismi Burak. Bizin baş düşmanımız buradaki herkese tek tek zararı dokundu ve hepimiz ondan bir intikam istiyoruz" anlamışcasına kafa salladım. " Biz tam biz derken Karan, Burak itinde bize ait olan bir şeyi alıyordu kiii sen önüne çıktın ve o şerefsizin kacma fırsatı oldu. "

" İyi de dağ başı mı burası. Polisler var size ait olan neyse söyleyin bulsunlar "

" Kendini zeki mi sanıyorsun bücür " dedi Karan tam gözlerimin içine bakıyordu. " Biz bilmiyor muyuz sanki işin içine polis karıştırmayı."

" Ne yazık ki burada ne polislerin ne de hakimlerin sözü geçer. Sadece Karan abim ve Burak denen itin sözü geçer kimsenin onların karşısında durmaya yüreği yetmez" dedi Deniz koltukta bağdaş kurarken. Neyin içine düştüm ben mafya filmi mi çekiyoruz.

" Belli sözü geçmiş halini gördük " dedim mırıldanarak. Gozleri anında gözlerimi buldu. Renkten renge giren göz bebeği sinirden büyüdükçe büyüyordu. Ayağa kalktı aniden " Dedim ben size en başta kafasına sıkacaktım " kanım dondu ne kadar rahat konuşuyordu. " Bu bir haltı beceremez" dedi iğrenerek suratıma baktı. Göz devirip olanları hazmetmek çalıştım.

" Peki benden ne yapmamı istiyorsunuz" dedim ellerimi açarak

" Saçma ama bu Burak'ın hiçbir zaafı yok ve hayatına kimseyi de almıyor evine hiç kimseyi sokmuyor temizlikcilerin bile başına adam dikiyor sadece bir zaafını bulabildik o da ölen sevgilisi" son cümleyle Karan gözlerini yumdu sanki ona bir şey hatırlatmış gibi.

" Dediğiniz gibi ölmüş gitmiş hani zaafı yoktu. Hem siz nasıl öğrendiniz " dedim

" Bizden birini içeri temizlikçi diye soktuk gizli bir oda varmış hiçbir şekilde oraya giremiyorlarmış. Temizliğini bile Burak yapıyormuş o odanın. " O anda önüme bir telefon bırakıldı bir tabloydu ve benim resmim çizilmişti tabloya. Gözlerim ayrıldı

" E bu benim " dedim hayretle. Nasıl olabilirdi ki.

" Sen ölüp tekrar dirilmediğine göre " dedi Emre

" Yani seninle bir anlaşma yapacağız sen Burak denen o iti kendine aşık edeceksin bizde seni ailenden kurtaracağız ve istediğin imkanı sağlayacağız "

Ah evet ailem beni zorla evlendirmek isteyen ailem. Sahi ben onlardan nasıl kurtuldum.

" Öncelikle benden başka şansınız yok gibi duruyor. Daha önce hiç tanımadığınız bir kıza güvenecek kadar büyük bir sıkıntı içerisindesiniz anlaşılan. Ya sizi ispiyonlarsam " diye tehditvari bir soru yönelttim.

" O zaman ben de seni cehennemin dibine de gitsen bulurum ve o evlenmek istemediğin 60 yaşındaki adamın koynuna kendi ellerimle sokarım. " dedi Karan. Bir insanın içinde bu kadar öfke olmamalı ben ne yapmıştım ki ona. Sözleri canımı çok yaksa da aldırış etmedim. Başka seçeneğim de yoktu ve görünüşe göre yaparım diyorsa yapardı.

" Tamam" dedim " Yapacağım ama bir şartla. Ben üniversite başvurusunda bulunmuştum aynı zamanda okulumu da okuyacağım. "

" Olmaz öyle şey. Bizim dediklerimizin dışına çıkmayacaksın bu evden bir adım bile atmayacaksın " dedi Karan.

" O zaman gidin kendinize yeni bir ölü sevgili bulun" sinirle ayağa kalktı Karan. Üzerime yürüdü korkacak değildim artık Murattan ne çok dayak yemiştim bu mu beni korkutacak. Tamam korkutuyor zaten azıcık. Bende ayağa kalkıp karşılık verdim ona

" Yapacaksın "dedi " Yoksa gider o adamı bulur kendi ellerimle teslim ederim " parmağını bana sallarken.

"Edersen et be eminim saplantılı bir aşıktan iyidir"

"Sence yaşlı bir adamın koynunda sabahlamak daha mı iyi" dedi iğrenç iğrenç sırıtarak. Bir kez daha nefret ettim ondan gözlerim dolarken onu ittirdim. Çok azıcık sendeledi hayvan gibi vücudu vardı sendeletmem bile mucize. Tekrar üzerime yürürken bu defa saklandım Sedat abinin arkasına.

"Karan cocuk gibi davranmayı Kes. Kız okula gidecekse gitsin bırak asıl meseleye odaklanın". diyince Karan eski yerine gecip oturdu ama bana düşmanıyım gibi bakmayı kesmedi. "Şimdi şöyle yapıyoruz yarın üniversiteler açılıyor ve seni kaydedeceğimiz üniversitenin tam yanında bir kahve dükkanı var edindiğimiz bilgilere göre Burak her gün aynı saatte o kahveciden kahve alıyor nedenini bilmiyoruz. Iste o zaman sen devreye giriyorsun Elfida." Sedat abiye baktım " Ne yapacağım peki " diye sordum.

" Klasik aşk filmi karşılaşması artık kitapları mı düşürürsün kahve mi dökersin adamın uzerine bilemiyoruz biz seninle olmayacağız seni uzaktan seyredeceğiz. Ve biz sana mesaj yazana kadar da bizimle kesinlikle iletişim kurmayacaksın. Burak hepimizi tanıyor yanında görürse anlar bir şeyleri. "

" Anladım " dedim başımı sallayarak"

" Şunun kılık kıyafetini düzeltin mültecilere benziyor aynı Burak bunu görünce kaçar. " dedi Karan ya bu benden ne istiyordu.

"O işi siz bana bırakın. Eloş'tan afet-i devran yapacağım " diyince ellerini alkış yaparak birbirine vurdu. Gulumsemeden edemedim.

" Hadi şimdi herkes odasına geçsin dinlensin yarın büyük gün " Karan'ın komutuyla hepimiz odalara dağıldık. Barbie duvar kağıtlı odayı bana verince Deniz'e dalga mı geçiyorsun bakışı attım. O da " Elimizde bu oda kaldı diğerleri Karan abimin tarafında oraya da gitmek istemezsin eminim " diyince burda kalmakta karar kıldım. Her ne olursa olsun yatağı bile olmayan odamdan iyiydi. Sadece yere battaniye serer uyurdum. Buna da şükür.

 

 

 

 

 

Bölüm : 16.09.2024 23:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...