Ahmet kendini kokunun etkisiyle sahile atmıştı şapkasını gözüne kadar indirmiş sahil yolunda yürümeye başlamıştı lan koca istanbulda burda bile bu koku benim burnuma gelmişti dedi kendi kendine..

Sonra başka düşüncelere dalmaya başladı aklına Alev gelmişti 17 18 yaşında idi ilk buluşmalarıydı ,ona bakmaya kıyamıyor hatta utanıyordu yüzüne bakmaya, ama baktıkça acılmıştı utangaçlıgı elini tutmaya kıyamıyordu öpmek falan aklının ucundan bile geçmiyordu..

Çok güzel di masumiyet denilen şey onun üstündeydi sanki.

Bir kaşının arasında seyreklik vardı ama onu bile seviyor du bir kızın güzelliğini bozacak hicbirşeyi onda göremiyor du yada görmek istemiyordu..

Bir gece saat 4 yada 5 sıralarıydı yurt dışı numarasıyla bir kadın azına geleni söylemişti ona, kızımın peşini bırak neler neler, uyku sersemi rüya görüyorum sanıp telefonu elinden atmıştı..

Ertesi gün rüya gördüğüne kanaat getirmişti çünkü uyku sersemi aramayı silmişti..

Doğum gününe bir kaç gün vardı cebindeki paraları ve ailesinden aldığı paralarla çok beğenerek gümüş bir kelebek kolyesi almıştı..

2 saat sonra bir mesaj geldi, kusura bakma seni çok seviyorum ama üzerimde çok baskı var ayrılmak zorundayım..

Elindeki kelebek kolyesine bakıyordu..

Kelebeğin ömrü kısa olur derler, olsun yinede çok güzeller...