Sabah erkenden kalkmış ve alışverişe çıkmıştık. Bana aşkla bakan adamın yanında içimdeki heyecanla yürüyordum. Annem ve annesi önden gidiyorlardı. Abim ve Asmin'de biraz ileride yürüyordu. "Nazenim." diye fısıldamıştı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. "Aratım." dediğim zaman elimi tutmuştu. Eli sıcacıktı ve o sıcaklık bedenimden yayılıp ruhuma işliyordu. Annemler durunca elimi bırakmak zorunda kalmıştı. Kısa süreliğine de olsa onun elini tutmak bana yetmişti. "Bir de şuraya bakalım." diyen annemin arkasından kuyumcu dükkanına girmiştik.

Çeşit çeşit altın yüzükler önümüzde sıralanmıştı. İçlerinden bir tanesini beğenmiştim. "Hangisini beğendin?" sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim ve parmağımla, beğendiğim yüzüğü işaret ettim. "Tamam bunu alıyoruz." demiş ve eline aldığı yüzüğü satıcı adama uzatmıştı. Asmin ve abimde bir yüzük seçince onu da annem almıştı. "Nişan için bir de elbise bakalım." diyen Seher hanıma bakmıştım. Kuyumcudan çıkmış ve orada bulunan kıyafet mağazasına girmiştik.

Rengarenk elbiselerde gözlerimi gezdirmeye başladım. Yanıma gelen Arat'ta elbiselere bakıyordu. "Senin beğendiğin bir elbise var mı?" diye bu sefer ben ona sordum. Eline buz mavisi renginde bir elbiseyi almıştı. "Bunu beğendim." dediğinde elbiseyi elinden almıştım. Kabine girip elbisemi çıkardım ve getirdiğim elbiseyi giydim. Kabinden çıkınca, Arat hayran olmuş bir şekilde gözlerini üzerimde gezdirmişti. "Sana çok yakıştı." dedi. Yüzümdeki mutlulukla ona baktım. Gözlerim annemlere kaydığı zaman onların başka şeylerle meşgul olduğunu görmüştüm.

Arat'a yaklaştığım zaman elimden tutup beni kendine çekmişti. Dudakları alnıma değince içimdeki huzuru iliklerime kadar hissetmiştim. Eli çeneme değmiş, yüzümü yukarı doğru çevirmişti. "Seni seviyorum nazende sevgilim." demiş ve ardından dudaklarıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Boğaz temizleme sesiyle kendimi toplamış ve arkama bakmadan kabine girmiştim. Annemin yine beni uyardığını anlamıştım.

Ellerimizdeki alışveriş torbalarıyla mağazadan çıkmıştık. Arat'ın arabasına binip yola çıktık. Arada dikiz aynasından bakan Arat'a yüzümdeki tebessümle bakıyordum. Onunda gözlerinden mutlu olduğu anlaşılıyordu. Araba evin önünde durunca arabadan inmiştik. Annem ve annesi konuşurken bende Arat'ın yanına gitmiştim. Eli elime değince başımı çevirip ona baktım. "Seni seviyorum." dedi. "Bende seni seviyorum." dedim. "Nazen hadi eve girelim." diyen annemin arkasından eve doğru ilerledim. Arat'lar hazırlanmak için evlerine gidince bizde eve girmiştik.

Abim kendi odasına girince annem yanıma gelmişti. "Allah'tan abin sizi öyle görmedi. Bir daha hareketlerine dikkat et." diyen anneme baktım. "Tamam." dedim ve yutkundum. Mağazadaki olaydan bahsettiğini anlamıştım. Elindeki paketleri bana vermiş ve mutfağa girmişti. Bende elimdeki paketlerle odama girmiştim. Nişan elbisesini paketten çıkardım ve yatağın üstüne koydum. "Nazen gel bana yardım et." Annem bana sesleniyordu.

Odamdan çıkmış ve mutfağa girmiştim. "Yemeğimizi yiyelim sonra etrafı toplarız." dedi. Başımı olumlu anlamda salladım ardından dolabı açıp tabak ve bardakları çıkarmaya başladım. "Yemek daha hazır değil mi?" diye soran sesle başımı kapı tarafına doğru çevirdim. "Hazır olur birazdan sen geç şöyle otur." diyen annem babamın oturması için sandalyeyi çekmişti. Yemekler hazır olunca tabaklara doldurmuş ve masaya koymuştuk. Ardından hep beraber sofraya oturmuş ve yemeğimizi yemeye başlamıştık.

Buz mavisi elbiseyi elime almış ve içimdeki heyecanla elbiseye bakmıştım. Elbisenin üst tarafları boncuk işlemeliydi. Elbiseyi giydiğim zaman bedenime tam olmuştu. Sanki elbise bana özel dikilmiş gibiydi. Üzerindeki boncuklarda parmaklarımı gezdirdim. "Kız çok güzel oldun." diyen ablam yanıma gelmişti. "Hoş geldin, ne zaman geldiniz?" diye sordum ve ona sarıldım. "Biraz önce geldik." demiş ve ardından "Heyecanlı mısın?" diye sormuştu. "Heyecandan öleceğim." dediğim zaman gülümsemişti. Ablam görücü usulü evlenmiş ve iki tane de çocuğu olmuştu.

Kapının zilini duyunca bacaklarım ve ellerim heyecandan titremeye başlamıştı. "Ben gidip kapıya bakayım." demiş ve odadan çıkmıştı. "Abla çok güzel olmuşsun." diyen kardeşim Buket'e sevgi dolu gözlerle bakmış "Teşekkür ederim güzelim." demiştim. Buket'le beraber odamdan çıkıp salona girmiştik. "Çok güzel olmuşsun." deyip kulağıma fısıldayan Arat'a gözlerimdeki aşkla bakmıştım.

Akraba ve komşularımız bizi bu mutlu günümüzde yanlız bırakmamıştı. Bütün misafirler gelince Abimi, Asmin'i, Arat'ı ve beni ortaya almışlardı. "Buraya gençlerimizin nişanını kıymak için toplandık. Allah utandırmasın." diyen Alim amcaya bakmıştık. Alim amca tepsi de duran yüzükleri eline almıştı. Titreyen elimi ona uzatmış ve yüzüğü parmağıma takmasına izin vermiştim. Alim amca diğer yüzüğü de Arat'ın parmağına takmıştı. Arat'ın da heyecandan benim gibi eli titriyordu.

Alim amca kurdaleyi makasla kestiği zaman alkış sesleri odada yankılanmıştı. "Hayırlı olsun." demiş ve elindeki makası tepsiye bırakmıştı.

Babam da abim ve nişanlısı olan Asmin'in yüzüklerini takmış "Hayırlısı olur inşallah." demiş ve kurdaleyi kesmişti. Yine alkış sesleri odada yankılandı. Alim amcanın elini öptükten sonra babamın ve annemin ardından Seher hanımın elini öpmüştüm. İçimde kelebekler uçuşuyordu. Sonunda sevdiğim adamla nişanlanmıştım.

"Hayırlı olsun Nazen." diyen arkadaşım Dicle'ye "Sağol darısı başına." dedim ve ona sarıldım. Dicle benim en yakın arkadaşımdı. "Amin inşallah." demişti ve Arat'ı da tebrik etmişti. "Hayırlı olsun enişte." dedi. Arat yüzündeki tebessümle ona bakmış "Sağol teşekkür ederim." demişti. Dicle yüzündeki gülümsemeyle ikimize bakıyordu. "Gidip ötekileri de tebrik edeyim." demiş ve abimlere doğru gitmişti.

Arat'ın elini elimde hissedince şaşırmıştım. Herkesin içinde elimi tutmazdı. Beni odadan çıkardığı zaman daha çok şaşırmıştım. "Arat ne yapıyorsun?" diye sordum. "Sana sarılmak istiyorum ama ailelerimizin önünde sarılamıyorum." dedi ve bana sarıldı. "Seni her zaman sevdim ve seveceğim." dediği an içimdeki kelebekler ayaklanmış ve kanat çırpmaya başlamıştı. "Bende seni seviyorum ve hep seveceğim." dedim. Arat daha sonra kokumu içine çekmiş ardından beni bırakmıştı.

Tatlılar dağıtılmaya başlanmıştı. Arat ve abim erkeklerin olduğu odaya girince ben ve Asmin'de kadınların olduğu odaya girmiştik. Asmin ve beni sandalyelere oturtmuşlardı.

Orada bulunanlar gözlerindeki hayranlıkla bize bakıyor ve güzel dilekler havada uçuşuyordu. "Allah tamamına edirsin." "Allah mutluluğunuzu daim etsin." "Allah ağzınızın tadını bozmasın." gibi şeyler söyleyen kişilere yüzümdeki gülümsemeyle bakıyor "Amin" diyordum. Elime verdikleri tatlıdan bir dilim yiyebilmiştim. İçimdeki heyecan iştahımı kestiği için fazla yiyememiştim.

Arat'la sonunda kavuşmuştuk. İnşallah bir an önce düğünümüz olurdu ve dünya evine girerdik. Bu mutluluğuma gölge düşeceğinden habersiz bir şekilde herkes gibi bende yüzümdeki tebessümle oturuyordum. Ama kader bana başka bir yol çizmişti ve ben o yolda yürüyeceğimi bilmiyordum.

Aşık olduğum adam şuanda yan odadaydı ve benim nişanlımdı. Parmağımdaki yüzüğe tebessümle bakmış ve yüzükle oynamaya başlamıştım. Göz ucuyla yanımda oturan Asmin'e baktığım zaman onunda parmağındaki yüzükle oynadığını görmüştüm. Bakışlarından mutlu mu yoksa mutsuz mu olduğu bir türlü anlaşılmıyordu. Ama onun aksine benim içim içime sığmıyordu.