Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 9 "AŞKINA ESİR"

@a_lotus_1

Havadaki kara bulutlar bütün şehrin tepesini sarmış, yağmur suyu her yeri yıkıyordu. İçimde şuan gökyüzündeki kara bulutlar gibi karanlıktı. Pencerede durmuş cama vuran damlalara bakıyordum. Hafif esen rüzgar agaçları sallıyordu. Kuşlar yağmurdan korunmak ister gibi sığınacak bir yer bulmaya çalışıyordu.

 

Kapının sesiyle gözlerimi camdan çekmiş gelene bakmak için arkamı dönmüştüm. Devran içeriye girmiş ve koltuğa oturmuştu. Aramızda rahatsız edici bir sessizlik vardı. Boğazını temizlediği zaman gözlerimi yüzüne çevirmiştim. "Bana ne kadar kızdığını biliyorum." dediğinde "Hayır sana kızmıyorum. Ben kendime kızıyorum." dedim. Tek kaşını yukarı kaldırıp "Neden?" diye sormuştu. "Çünkü herkesin bana böyle kötü davranmasına izin veriyorum." dedim. Devran oturduğu yerden ayağa kalmış ve yanıma gelmişti. Elini kaldırıp bana dokunacağı zaman "Sakın bana dokunmaya kalkma." dedim. Eli öylece havada kalmıştı.

 

Önceden hazırladığım valizimi elime aldım. Devran çatık kaşlarla ve gözlerindeki öfkeyle elimdeki valizi çekip almıştı. "Ne yapıyorsun!" diye sitem ettim. "Hiç bir yere gidemezsin!" diye o da bana sitem etmişti. "Artık seninle bir dakika bile evli kalamam." dedim ve elindeki valizimi almaya çalıştım. Devran beni omzumdan itince kendimi yerde bulmuştum. "Seninle artık evli kalmak istemiyorum! Seni terk ediyorum!" diye bağırdım. "O piçe mi gideceksin!" diye o da bana bağırmıştı. "Evet ona gideceğim!" diye sitem ettim.

 

Valizi bir köşeye fırlatıp atmış daha sonra üzerime eğilmiş ve saçlarımdan tutmuştu. "Seni o piçe yar etmeyeceğim!" diye öfke dolu bir sesle bağırmıştı. Saçlarımdaki ellerinden kurtulmaya çabalıyordum. "Seni öldürürümde o piçe yar etmem!" diye bağırmıştı. "O zaman öldür! Sende kurtul bende kurtulayım!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım.

 

Yüzüme yediğim darbe nefesimi kesmişti. Burnumdan akan kan dudaklarımın üstünden çeneme doğru yol çizmeye başlamıştı. Art arda yediğim darbeler beni afallatmıştı. Devran bütün öfkesini sanki benden çıkarıyor gibiydi.

 

Odanın kapısı büyük bir gürültüyle açılmış Ferzan ağanın sesi odada yankılanmıştı. "Oğlum bırak kızı öldürüceksin!" diye sitem etmişti. "Ölsün!" diye sitem eden Devran'ı benden uzaklaştıran Ferzan ağa "Ne istiyorsun kızdan? Sana ne yaptı?" diye sormuştu. "Beni terk edecekmiş." diyen Devran gözlerindeki öfkeyle gözlerimin içine bakıyordu. "Bizde boşanmak yoktur, bunu bilmiyor musun?" diyen Ferzan ağaya baktım ve yerden güç alarak ayağa kalktım. "O zaman bırak beni öldürsün!" diye sitem ettim.

 

Devran ve Ferzan ağa gözlerindeki şaşkınlıkla bana bakmıştı. "İkinizde kendinize gelin!" diye sitem eden Ferzan ağa bana dönmüş "Gitmeyi, terk etmeyi aklından çıkar." demiş ardından bakışlarını Devran' a çevirmişti. "Kendine hakim ol. Bu kıza bir daha eziyet edersen karşında beni bulursun." demişti. Kapının girişinde duran Şehnaz hanıma gözlerim kaymıştı. "O çok savunduğun oğlun bak bana ne yapıyor, umarım mutlusundur!" diye sitem ettim.

 

"Çokta iyi yapıyor, demek ki hakediyorsun." dediğinde şok olmuştum. "Dizini kırıp otursan sesini çıkarmasan benim oğlum sana hiç bir şey yapmaz." demişti. "Şehnaz." diyen Ferzan ağaya bakmış "Yalan mı?" demişti. "Dayak yiyorsa demek ki hakediyordur." demiş ve gitmişti. Öfkeden ellerim ve bacaklarım titriyordu. Kendimi yere attım ve ağlamaya başladım. Ferzan ağa odadan çıkınca arkasından kapıyı kapatmıştı. Devran bir köşede durmuş sanki az önce beni döven o değil gibi bana bakıyordu.

 

"Kalk yerden!" diye dişlerinin arasından konuşmuştu. "Kalkmayacağım." dedim. Koltuk altlarımda ellerini hissedince bir anda kendimi ayakta bulmuştum. "Bana bir daha dokunma!" diye sitem ettim. "Sana istediğim gibi dokunurum çünkü sen benim karımsın." demişti.

 

Başım ağrıyor ve o ağrı enseme vuruyordu. Şakaklarımı ovaladım ve yatağa geçip oturdum. "Başın mı ağrıyor?" diye sormuştu. "Seni ilgilendirmez." dedim. Nefesini sesli bir şekilde vermiş ve komodinin çekmesinden ağrı kesici çıkarıp komodinin üstüne koymuştu. "Şimdi de bana acıyor musun?" diye sordum. "Ben kötü biri değilim. Sen böyle yaparak beni kötü bir adama dönüştürdün." demişti. Komodinin üstünde duran hapı aldım ve bir bardak suyla mideme yolcu ettim.

 

Yatağın üstüne uzandım ve yan döndüm. Gözlerimdeki yaşlar başımın altındaki yatak örtüsünü ıslatıyordu. Dudaklarımın arasından bir hıçkırık kopunca gerisi gelmişti. Yatağın diğer tarafında oluşan ağırlıktan sonra Devran'ın bedenini sırtımda hissetmiştim. Elini belime sarınca kendimi ondan uzaklaştıracağım zaman izin vermemişti. "Beni neden sevmiyorsun?" diye sormuştu. Nefesi enseme değince ürpermiştim.

 

Nefesi boynumu, eli de belimi yakıyordu. "Neden?" diye tekrar sordu. Ona döndüğüm zaman gözlerinin biraz dolduğunu görmüştüm. "Bende senin gibi bu evliliğe mahkum edildim." demişti. Eli bu sefer yanağıma gelmişti. Yanağımı okşayacağı zaman elini çekmiştim. "Seni hiç bir zaman sevmeyeceğim." dedim. Gözlerinde oluşan öfkeyi görebiliyordum. Dişlerini sıktığı için çenesi gerinmişti. "Güzellikle olmasa o zaman zorla seveceksin." diye dişlerinin arasından konuştu. "Beni öldürsen de seni sevmeyeceğim." dedim ve doğruldum. Nefesini sesli bir şekilde vermiş ve yataktan kalkmıştı.

 

Duvara çarpan porselen biblo parçalanarak yere düşmüştü. Onun arkasından cam vazo kırıkları yerdeki yerini almıştı. "Devran yeter artık!" diye sitem edip kolundan tuttum ve onu durdurmaya çalıştım. Şimdi de sinirini böyle çıkarıyordu. "Bırak beni!" diye sitem etmişti. Eline aldığı porselen bir heykeli aynaya fırlatınca kırılan ayna parçaları üzerimize doğru gelmişti. Kolumda hissettiğim bir acıyla inlemiştim. Elimi koluma götürdüğüm zaman parmaklarımdaki kanı görmüştüm. "Ne yaptığını gördün mü?" dediğimde "Özür dilerim böyle olmasını istemezdim." demiş ve elbisenin kolunu sıyırmıştı.

 

Kolumdan tutup beni banyoya doğru çekmişti. Soğuk suyu açmış ve kolumu altına tutmuştu. Yutkunduğu zaman adem elması aşağı yukarı hareket etmişti. Başımdan başlayan sıcaklık bütün bedenimi esir almıştı. Sıcak nefesi ensemdeki tüylerimi diken diken etmişti. Kolumdan akan soğuk su bile içimde oluşan yangını söndürmeye yetmemişti. Bana ne olmuştu böyle? Kendimi şuan ona çekilirken bulmuştum. Orası mı çok sıcaktı bilmiyorum ama sırtımdan bir ter damlasının kaydığını hissediyordum. "Kan durdu hadi çıkalım." dedim ve kolumu elinin arasından çekip oradan çıktım.

 

Koluma yara bandı yapıştırdıktan sonra elbisenin kolunu indirmiştim. "Biz hiç bir zaman normal bir çift gibi olmayacağız." dedim. "Zamanla göreceğiz." demişti. Arat'la mutlu olamadıysam Devran'la da mutlu olmayacaktım. "Ben acıktım." dediğinde suratına bakmıştım. "Mutfağa in bir şeyler ye." dedim. "Sen bana bir şey hazırla." demişti. "Oldu bir de sana yemek mi hazırlayayım." dedim. "Karım değil misin? Tabi hazırlayacaksın. Hadi mutfağa inelim." demiş ve beni kolumdan tutup aşağıya indirmişti.

 

Buzdolabından çıkardığım sebzeleri yıkıyordum. Devran'da mutfak masasında oturmuş beni izliyordu. "Menemen yapsan olur." dedi. Ona bakmadan "Tamam." dedim soğuk bir sesle. Menemen için domates ve biberleri yıkamaya başladım. "İçine soğanda koyayım mı?" diye sormuştum. "Aşçı sensin ben sana bırakıyorum." dedi. Başımı salladım ve menemen için soğan doğramaya başladım.

 

Devran ayağa kalkmış ve arkama geçmişti. Elleri belimi sarınca ürpermiştim. Burnunu boynuma gömmüş ve kokumu içine çekmişti. "Seni seviyorum." dediği zaman nefesim kesilmiş ve kalbim küt küt atmaya başlamıştı. "Devran bırak beni işime engel oluyorsun." dedim. Boynumda dudaklarını hissedince ensemdeki tüyler diken diken olmuştu. "Devran lütfen." derken sesim titremişti. Elleri beni bırakınca rahat bir nefes almıştım. Devran geçip eski yerine oturmuştu.

 

Menemen hazır olunca masaya koymuştum. "Bakalım beğenecek misin?" diye sordum ve karşısına oturdum. "Senin elinden zehir olsa yerim." demiş ve eline ekmeği almıştı. Ekmeği menemene bandırıp yemeye başlamıştı. "Sende acıkmadın mı?" diye sormuş ve bana bakmıştı. "Canım istemiyor." desem de karnım guruldamaya başlamıştı. Devran bir dilim ekmek bana uzatınca elindeki ekmeği almış ve bende onunla beraber yaptığım menemeni yemeye başlamıştım.

Loading...
0%