@a_lotus_1
|
Arabanın camına yağmur damlaları vuruyor ardında izler bırakıyordu. Arabanın silecekleri yağmur damlalarını kovalıyor gibi camın üzerinden geçiyordu. İçeride hafif bir müzik sesi vardı. Bakışlarımı ona çevirdim ve onu izlemeye başladım.
Elleri direksiyonun üstünde adeta dans ediyordu. Parmaklarını hafif ritimlerle elinin altındaki direksiyona vuruyordu. Bakışlarımı yüzüne çevirdim. Benim yerimde başka bir kız olsa ona çoktan aşık olmuştu.
Burnu şekilliydi ve yüzüne tam oturmuştu. Yanaklarında gamzeleri vardı. O çukurlara parmaklarımla dokunmak isterdim. Dudağını yalamış ve nefesini vermişti. Gözlerim dudaklarında takılı kalmıştı. "Bana hayran hayran bakman hoşuma gitti." sesiyle gözlerimi gözlerine çevirdim. "Ben sana bakmıyordum." dedim ve başımı cama çevirdim. "O zaman kime bakıyordun? Burada bizden başka kimse yok." dedi. "Senin tarafındaki agaçlara bakıyordum." demiştim.
Araba go kart pistinin oraya gelince arabayı durdurdu. Gözlerimi kocaman açmış, ona başımı çevirmiştim. "Buraya neden geldik?" diye sordum. "Hadi inelim." dedi ve arabadan indi. Bende arabadan inip onun peşinden gittim. Boran'ın kolundan tutmuş, bana dönmesini sağlamıştım. "Burada ne yapacağız?" diye sordum. Tek kaşını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. "Herkes ne yapıyorsa bizde onu yapacağız." dedi. Kolu elimin arasından çıkmıştı. Ona arkasından bakakaldım.
"Hadi Rojin geliyor musun?" diye sordu. Etrafıma baktım, yağmurun hafiften ciselendiğini gördüm. "Bu hava da buna binilmez ki." dedim ve ona doğru yürüdüm. Beraber go karta binmek isteyenlerin durduğu yere gittik. Boran gidip görevliyle konuşup geri gelmişti. "Go karta binmeye hazır mısın?" diye sordu. Hazır değildim ve korkuyordum. Çünkü daha önce hiç buna binmemiştim. Görevli gelip ne yapacağımızı anlatmaya başladı. Boran bana bakmış "Yarış için iddiaya girelim mi?" diye sormuştu.
Aslında iyi fikirdi ona istediğim her şeyi yaptırabilirdim. "Tamam olur." dedim. "Eğer ben kazanırsam istediğimi yapacaksın. Eğer sen kazanırsan ben senin dediğini yapacağım." demişti. "Tamam." dedim ve orada bulunan boş bir arabaya gidip bindim. Boran'da yan tarafımdaki diğer araca binmişti. Başlama düdüğünü duyunca gaza basmıştım. Boran beni geçmişti ama ben yine de pes etmedim. Bu sefer onu ben geçtim. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Bitiş çizgisi çok yakınımdaydı ama bu sefer o beni geçmişti.
Aracı durdurup kesilen nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Adrenalin vücudumu sanki esir almıştı. Her yerim titriyor, kalbim deli gibi çarpıyordu. Titreyen ellerimle başımdaki kaskı çıkardım. Boran'da başındaki kaskı çıkarıp aracından inmiş ve yanıma gelmişti "Rojin iyi misin?" dedi endişeli ses tonuyla. "Hayır iyi değilim. Bacaklarım tutmuyor, ayağa kalkamıyorum." diye bilmiştim.
Beni kucağına alınca büyük bir şaşkınlık yaşamıştım. "Beni düşüreceksin." dedim ve düşmemek için elimi boynuna sardım. İnip kalkan göğsü, sırtımdan ve bacaklarımdan tutan kolları, heyecanlanmama sebeb olmuştu. Arabanın yanına gelince beni arabanın koltuğuna oturtmuş ve kapıyı kapatmıştı. Boran ardından pistin olduğu tarafa doğru gitmişti. Arabanın camından onu izliyordum. Görevliyle konuşmuş ve arabaya doğru gelmişti. Arabaya binince arabayı çalıştırıp gaza bastı.
"Şuan iyi misin?" diye sordu yola bakarak. "İyiyim" dedim ve elimi bacaklarımın üstüne koydum. "Çok heyecanlandın sanırım." dedi. Nefesimi verip arkamdaki deri koltuğa yaslandım. "Ben böyle bir yere daha önce hiç gelmedim." dedim. Başımı yan tarafımdaki cama çevirmiştim. Agaçlar ve ışıklar hızla geçip arkalarda kalıyordu. Kırmızı ışıkta durmuştuk. "Sen hiç evden çıkmıyorsun sanırım." dedi. "Ailem fazla dışarı çıkmama izin vermezdi." dedim.
"Peki sevgilinle nerede buluşuyordun?" diye sormuştu. Ona başımı çevirip bakınca kahverengi gözleriyle karşılaştım. Elbisemin eteğinin kumaşı parmaklarımın arasındaydı. "Telefonunda yoktu, sevgilinle nasıl konuşuyordun?" diye bu kez başka bir soru sormuştu. Işık yeşile dönünce gaza basmıştı.
Arabanın içinde, yağmurun altında dolaşıyorduk. Nefesimi verdim ve küt küt atan kalbime aldırmadan "Azad, mahallede ki çocuklarla bana mektup gönderiyordu. Buluşmak istediği zamanda kısa notlar yazıyordu." dedim. Onun adını kullandığımı fark etmemiştim. Araba hızla durunca ben öndeki cama çarpıyordum. Nefesini sesli bir şekilde verip bana bakmıştı. Şok olmuş ifadesinin yerini ifadesiz bir bakış alınca "İyi misin?" diye sordu. Başımı evet der gibi salladım. Bir şey demeden direksiyonu kavramış, arabayı sürmeye devam etmişti.
"Ne oldu? Önümüzde arabada yoktu." dedim. Hiç bir şey demeden sürmeye devam ediyordu. Ama bir şeyler vardı hissediyordum. Azad'ın adını duyunca şok olmuştu. Acaba onu tanıyor muydu? Beni o an bir panik dalgası sarmış ve sıcak basmıştı. Boğuluyor gibi hissettiğim de camı açtım ve havanın içeriye girmesini sağladım. İçeri giren hava bile sakinleşmeme yardımcı olmamıştı.
Nefes nefese kaldığımı hissettim. Alnımda ter damlaları birikmişti. Kulaklarımın kızarmış, yandığını hissediyordum. Ensem bile alev almış gibi yanıyordu. Sonra panik dalgası yavaş yavaş yok oldu.
Evin önüne gelince arabadan inmiş, bahçeye girmiştim. Akşam olduğu için hava biraz kararmıştı. Boran'ın arkamdan geldiğini biliyordum. "Çok hızlı yürüyorsun." dedi. Boran'a bakmadan yürümeye devam ettim. Kolumda elini hissedince mecburen durmak zorunda kaldım. "Neden benden kaçıyorsun?" diye sordu. Eli kolumu yakmış gibi bedenim alev almıştı. Nefesimi verip yutkundum. "Kaçmıyorum sadece hemen odama çıkmak istedim." dedim. Gözlerimin içine bakıp kolumu serbest bıraktı. Özgür kalmış kuş misali hemen eve girmiştim.
Titreyen bacaklarıma aldırmadan yukarı yatak odasına çıktım. Titreyen ellerimle şalımı cıkarmış, bir köşeye atmıştım. Odanın kapısı açılıp kapanmıştı. "Saçların çok güzelmiş." demişti. Ona dönmeden "Teşekkür ederim." dedim. Arkamda ayak seslerini duydum. Ardından sırtımda bedenini hissettim. Sanki donmuş gibi hareket edemedim. Ayaklarım bana itaat etmeyi bırakmıştı.
Kollarını bedenime sarmış, çenesini omzuma koymuştu. İnip kalkan göğsü sırtıma değiyordu. Nefesi omzumu yakıyordu. Elleriyle, kollarımı tutmuştu. Odada ki tek ses nefes seslerimizdi. Kokumu içine çekmiş ve yutkunmuştu. Bende nefesimi verip yutkundum. Kalbim adeta çırpınıyordu.
Orada öylece ne kadar kaldık bilmiyordum. Kapı çalınca beni bırakmıştı. Kapıya biri gelmişti ve onunla konuşuyordu. Bende öylece ayakta dikiliyordum. "Hadi yemeğe iniyoruz." sesiyle ona döndüm. Boran kıyafetlerini çıkarmış ve dolaba gitmişti. Dolaptan kendine temiz kıyafet çıkarmış, onları giymeye başlamıştı. Bende orada öylece durmuş onu izliyordum. Boran giyindikten sonra bana bakmıştı. Bende dolaba gittim ve kendime elbise çıkardım.
Elimde tuttuğum elbiseyle banyoya doğru giderken Boran'ın sesiyle olduğum yerde kalmıştım. "Ben senin kocanım benden utanmana gerek yok." demişti. Onu dinlemedim ve banyoya girip kapıyı kapattım. Üstümdeki elbiseyi çıkarmış, getirdiğim elbiseyi giymeye başlamıştım. Odanın kapısının kapanma sesini duymuştum. Üzerimi giyindikten sonra banyodan çıkmıştım. Odanın boş olduğunu gördüm. Boran çoktan aşağıya inmişti. |
0% |