@a_lotus_1
|
Hayatımızı alt üst edenler yeniden hayatımızı mahvetmişlerdi. Dövünüp ağlasam da fayda etmemişti. Kucağımda uyuyan İnci'ye sarılmış, ağlıyordum. Kapının zil sesiyle gözlerimdeki yaşı silmiş ve ayağa kalkmıştım. "Ben karımı almadan hiç bir yere gitmiyorum!" diye sitem eden Boran'ın sesini duydum ve İnci'yi yatağın üstüne koyup odadan çıktım. "Boran ağa kavga çıksın istemiyoruz." diyen babama "O zaman bırak beni kocamla gideyim." dedim. Babam bana bakmış "Hiç bir yere gitmiyorsun!" diye sitem etmişti.
"Ne demek gitmiyor!" diye sitem eden Boran'ın gözlerindeki öfkeyi görmüştüm. "Boran ağa berdel bozuldu. Kız kardeşinle oğlum boşandı." diyen babama "Oğlun kız kardeşimi aldatmış." demişti. "Oğlum öyle bir şey yapmaz." diyen annem olmuştu. "Yapmış işte." diyen Boran'a bakmışlardı. "Oğlunuz kız kardeşimi aldattığı için boşanmışlar." demişti. "Berzan bu doğru mu?" diye soran babama abim bir şey diyememişti. "Böyle bir şey yaptın mı!" diye sitem eden babamın suratı kızarmıştı. Abim başını yerden kaldırmış "Oldu." diye bilmişti.
Gözlerimdeki şok olmuş ifadeyle abime bakıyordum. "Nasıl böyle bir şey yaparsın!" diye sitem eden babama "Bir hata yaptım." demişti. "Benim senin gibi bir oğlum yok." diyen annemin gözlerine öfke yerleşmişti. "Senin yüzünden bizim de hayatımız mahvoldu." diyen Boran burnundan nefesini vermişti. "Baba bırak karımı alıp evimize götüreyim." diyen Boran babama bakıyordu. Babam ona bakmış ama bir şey dememişti. "Bak çocuklarım da perişan oldu." diyen Boran ardından gözlerini bana çevirmişti.
Gözlerimdeki bir kaç damla yaş yanaklarımdan süzülmüştü. "Baba elini ayağını öpeyim beni kocamdan ayırma." dedim ve dizlerimin üstüne çöktüm. Babamın gözlerindeki öfke yerini hüzne bırakmıştı. "Al karını götür." diyen babam oturma odasına girmişti. Gözlerimdeki mutlulukla ayağa kalkmıştım. Annem bana sarılınca bende ona sarıldım. "Ah kızım kadersiz kızım." demişti. "Rojin hadi evimize gidelim." diyen Boran'a başımı çevirmiştim. Onunda gözlerindeki mutluluğu görmüştüm. Abim bir şey demeden kendi odasına girmişti.
Boran'ın açtığı kapıdan içeriye girmiştik. Kucağında uyuyan Can'ı Zilan odasına götürmüştü. Boran kucağımda uyuyan İnci'yi almış "Gülüm bize kahve yap. İnci'yi beşiğine koyup geleceğim." demiş ve merdivenlerden yukarıya çıkmıştı. "Tamam." dedim ve mutfağa girdim. Cezvenin içine su, kahve ve şekeri koyup ocağın üstüne koydum. Kahveyi fincanlara eşit şekilde pay yağtığım sırada Boran mutfağa girmişti. Elimdeki cezveyi tezgahın içine koymuştum. Boran bana sarılınca bende ona sarıldım. "Seni hiç bir zaman bırakmayacağım." dediğinde kalbim küt küt atmaya başlamıştı.
Boynuma öpücük kondurmuş ardından kokumu içine çekmişti. "Bende seni bırakmayacağım." dedim ve onu boynundan öptüm. Elleri beni bırakınca kendi fincanını almış, masaya geçip oturmuştu. Bende fincanımı alıp onun yanına oturdum. Karşılıklı kahvelerimizi içmeye başladık. "Ellerine sağlık." demiş ve fincanı masanın üstüne koymuştu. "Afiyet olsun." dedim ve kahvemden bir yudum içtim. Elimin üstündeki eli parmaklarımı hafiften sıkmıştı. "Ne olursa olsun ayrılmayacağız." demiş ve gülümsemişti.
Boş fincanları alıp tezgahın içine koymuştum. Cezveyi ve fincanları yıkamaya başladım. "Film izleyelim mi?" diye soran Boran'a başımı çevirip baktım. "Sen filmi seç bende birazdan gelirim." dedim. "Tamam." demiş ve mutfaktan çıkmıştı. İşim bitince mısır patlatmak için tencereyi ocağa koymuştum. Tencerenin içindeki yağa mısırı ve tuzu koyup kapağını kapattım. Patlamış mısırları cam kaseye koyup mutfaktan çıkmıştım.
Boran'ın yanına oturduğum zaman Boran kolunu omzuma koymuştu. "Filmin konusu ne?" diye sordum. "Dram ve aşk konulu bir film açtım." demiş ve kaseden bir kaç mısır alıp yemeye başlamıştı. Film başladığında bende kaseden mısır alıp yemeye başladım. Birbirlerini seven bir kadın ve adamın aşkını anlatan bir filmdi. Kadın sevdiği adamdan ayrılmış ve başkasıyla evlenmişti. Kadın yolda eşi ve çocuğuyla yürürken sevdiği adamı görmüştü. O an onların gözünden düşen yaşlarla benimde kalbim acımıştı. Gözlerimi yakan göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı.
"Gülüm sen ağlıyor musun?" diye soran Boran'a ıslak gözlerle baktım. "Ne bileyim duygulandım." dedim ve gözlerimdeki yaşları sildim. "Gel buraya sulu göz." demiş ve beni kendine çekmişti. Başımın üstünde hissettiğim öpücüğü içimin huzurla dolmasına sebep olmuştu.
Film bitince Boran televizyonu kapatmış "Hadi yatalım." demiş ve ayağa kalkmıştı. Uzattığı elini tuttum ve ayağa kalktım. "Kaseyi mutfağa götürüp geleyim." dediğimde "Bırak şimdi onu sonra götürürsün." demiş ve beni oturma odasından çıkarmıştı. Birlikte merdivenlerden yukarıya çıkmıştık. Bugün olanlar gözlerimin önüne gelmişti. Boran'dan ayrılma düşüncesi bile kalbime saplanmış bıçak hissine neden oluyordu.
Kapıyı kapatmış ve yanıma gelmişti. "Senden ayrılma düşüncesine bile dayanamıyorum." dediğimde bana sarılmıştı. "Bizi ölümden başka hiç kimse ayıramaz." diye fısıldadı. Nefesi boynuma değince tüylerim diken diken olmuştu. Boynuma değen dudakları içimin yeniden huzurla dolmasına neden oldu. Elleri sırtımda dolaşınca içimde bir şeyler uyanmıştı. Boran'ın buram buram parfüm kokusunu içime çekmiştim. "Seni seviyorum." dediğinde "Bende seni seviyorum." dedim. Gözlerimin içine aşkla bakıyordu. Bakışlarımı dudaklarına çevirdiğim zaman hiç vakit kaybetmeden dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.
İçimde uçuşan kelebeklerin kanat çıpma sesini sanki duyar gibiydim. Kalbim küt küt atıyor göğüs kafesinin içine sığmıyordu. Dillerimiz birbirleriyle sevişirken nefesimiz kesilmişti. Nefes nefese dudaklarımızı ayırmıştık. Nefesimi düzene sokup, benim gibi nefes nefese kalan Boran'ın gözlerinin içine baktım. "Sana doyamıyorum gülüm." dediğinde dudaklarımın kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı.
Üzerimdeki kıyafetleri çıkarmaya başladığı zaman bende onun üstündeki kıyafetleri çıkarmaya başladım. Elleri bedenimin her zerresini keşfe çıkmış gibi bedenimde gezintiye çıkmıştı. Dudaklarımız tekrar birleştiğinde, sırtımın altında yatağın varlığını hissettim. Vücudum terden ıslanmaya başlamıştı. Boran'ın terden kayganlaşan sırtına ellerimi koymuş, sırtını okşuyordum. Dudakları boynuma değince içimdeki sıcaklık bütün bedenime yayılmıştı. Kaslı vücudunu üzerimde hissetmek bile içimdeki zevk dalgasını kabartmaya yetiyordu. Dudakları boynumdan göğüslerime doğru yol çizerken kendimden geçmiştim.
Duvarlara çarpan nefes seslerimiz aslında mutluluğumuzun sesiydi. Dudaklarımız tekrar birleşince bu sefer bir bütün olmuştuk. İkimizde şuan terden sırıl sıklamdık. Başımı göğsünün üstüne koyduğum da kalbinin küt küt atan sesini duymuştum. Boran'ın parmakları saçlarımın arasında gezerken yüzümde tebessüm oluşmuştu. Son zamanlarda yaşadıklarımıza rağmen tekrar bir aradaydık. "Yarın iş kadını olacaksın." dediğinde başımı kaldırıp bana gülümseyen suratına baktım. "Heyecanlı mısın?" diye sorduğunda "Hemde çok heyecanlıyım." dedim.
Yüzümü duş başlığına doğru çevirmiş, akan suyun yüzümü yalayıp geçmesine izin vermiştim. Avucuma sıktığım şampuanla saçlarımı yıkamıştım. Sıcak suyun etkisiyle vücudum gevşemişti. Duşa kabinden çıkıp bedenime sardığım bornozla odaya girdim. Boran yatakta oturmuş, elindeki telefona bakıyordu. Elime fön makinesini alıp saçlarımı kurutmaya başladım. Göz ucuyla arada Boran'a bakıyordum. Saçlarımı hafiften nemli bırakmış, fön makinesini yerine koymuştum. Dolabın karşısına geçtim ve pijama takımını çıkardım.
Bornoz üzerimden düşerken, Boran başını kaldırıp bana bakmıştı. Pijamamı giymeye başladığımda "Telefonla ne yapıyordun?" diye sordum. Telefonunu komodinin üstüne koymuş "Önemli bir şey değil." demişti. Yatağa doğru gidip örtünün altına girmiştim. "Senin uykun yok muydu?" diye sorduğumda "Duş alınca uykum kaçtı." demişti. "Benim çok uykum var." dedim ve başımı yastığa koydum. Boran'ın kolları beni sarınca gözlerimi kapatmıştım. Aklımdaki düşünceler bir türlü gitmek bilmiyordu. Son zamanlarda Boran elinden telefonu hiç düşürmüyordu. Aklıma gelen düşünce nefesimin kesilmesine neden oldu. Acaba Boran beni aldatıyor olabilir miydi? |
0% |