@a_lotus_1
|
Güneş bugün bütün ihtişamıyla parıldıyor ve her yeri ısıtıyordu. Kuşların cıvıltılı sesi penceremden odamın içine kadar giriyordu. İçimdeki mutluluk dışıma vurduğundan yüzüm ışıl ışıldı. Yüzümdeki gülümseme herkese geçsin isterdim çünkü bugün içim içime sığmıyor, mutluluk içimden taşmak istiyordu. "Kızım git hazırlan şimdi gelirler." Annemin sesiyle ona bakmış ve başımı sallamıştım.
Yüzümden ne kadar mutlu olduğumu anlamış olacak ki onunda yüzü gülmüştü.
Üzerime tuttuğum elbiseye hayran olmuş bir şekilde bakarken kendimden geçmiştim. Beni istemeye gelecek olan kişinin kim olduğunu annem ve benden başka bilen yoktu. Arat'ı seviyordum o da beni seviyordu. Hayallerimiz sonunda gerçek olacaktı. Yüzümdeki mutluluğun kaynağı Arat'tan başkası değildi.
Sonunda Arat sözünü tutmuş ve beni ailemden istemeye gelecekti. Kalbim heyecanla küt küt atmaya devam ediyordu. "Hadi daha giyinmedin mi?" sesiyle kapının girişine göz atmıştım. "Tamam hemen giyiniyorum." dedim. "Yüzündeki gülümsemeyi de biraz sil çok hevesli görünme." demişti. Annemin sözüyle dediğini yapmış ve yüzümdeki parıltıyı biraz kısmıştım ama kalbim beni ele vermek ister gibi küt küt atıyordu.
Kapı çaldığı zaman heyecanla kapıya bakmaya gitmiştim. Kapıyı açtığımda Arat'ın beni gören yüzü parıldamıştı. "Hoş geldiniz." dedim ve misafirleri içeriye davet ettim. Alim amca yüzündeki tebessümle "Hoş bulduk kızım." dedi. Arat elinde tuttuğu çiçek ve çikolatayı elime verirken "Her zaman ki gibi çok güzel olmuşsun." diye kulağıma fısıldadı. İçimdeki kelebekler kanat çırpmaya başlamıştı. "Sende her zaman ki gibi çok yakışıklı olmuşsun." dedim. Onlar içeriye geçerken bende elimdeki çiçekleri vazo ya koymaya gitmiştim.
Annem mutfağa gelmiş "Kızım hadi kahveleri yap." demiş ve gitmişti. Cezvenin içine kahve, şeker ve su koyup ocağın üstüne koymuştum. Ellerim titrerken kahveyi yapmak o kadar zordu ki resmen ter dökmüştüm. Onların sesi odada yankılanıyor ve ben daha çok heyecan yapıyordum. Kahve hazır olunca içimdeki heyecanla kahveyi fincanlara eşit bir şekilde paylaştırdım. Elime tepsiyi aldım ve salona girdim.
Alim amcaya, Seher hanıma, babama, anneme, abime ve Arat'ın ablası Asmin'e kahvelerini verdikten sonra sıra Arat'a gelmişti. Arat'ın önüne gelince başımı hafiften kaldırıp ona baktım. Arat yüzündeki gülümsemeyle bana göz kırpmış ve fincanı eline almıştı. Yüzümdeki gülümsemeyle bende ona bakıyordum. Boğaz temizleme sesiyle başımı yere eğdim ve kapıdan çıktım. Bu annemin beni uyaran sesiydi.
Kapının girişinde durmuş odaya göz gezdiriyordum. "Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Nazen'i oğlumuz Arat'a istiyoruz." diyen Alim amcaya baktım. Babam kahvesinden bir yudum içip boğazını temizlemişti. "Nazen'in önünde abisi var. Abisi Ferman evlenmeden onun evlenmesine müsaade edemem" dediği zaman içim öfkeyle dolmuştu.
"Öyle mi?" diye soran Alim amca elindeki fincanı sehpaya koymuştu. "Yani kızınızı vermiyor musunuz?" diye soran Arat nefesini sesli bir şekilde vermiş ve gözlerindeki hayal kırıklığıyla bana bakmıştı. O an burnumun direği sızlayınca gözlerim dolmuş ve bir iki göz yaşım yanaklarımdan aşağıya doğru kaymıştı. İçimdeki huzursuzluk dışıma vurmuş olacak ki suratım bir anda asılmıştı.
Babam elindeki fincanı sehpanın üstüne koymuş "Arat'ın ablası Asmin'i uygun görürseniz oğluma almak istiyorum." demişti. Herkesin bakışları babama kaymıştı. Alim amca bir şey söylemeden biraz beklemişti. Sanırım babamın dediği şeyi düşünüyordu. Gözlerim Asmin'e kayınca yüzündeki tebessümü görmüştüm. Alim amca sonunda konuşmak için ağzını açmıştı. Herkes gibi bende onun ne diyeceğini merakla bekliyordum. "Tamam bizim için uygundur." dediğin de "Hayırlı olsun o zaman." diye cevap vermişti babam.
Arat yüzündeki mutlulukla bana bakınca bende ona aynı şekilde karşılık vermiştim. Gözlerim anneme kayınca, başıyla mutfağa git işareti yaptı. Bende mutfağa gitmek zorunda kaldım. Şuan içim içime sığmıyor, kalbim heyecanla küt küt atıyordu.
"Nazen buraya gel." Babamın sesiyle salona dönmüştüm. "Buyur baba." dedim ve başımı yere eğdim. "Gel öp bakalım büyüklerinin elini." demişti. Başım önde önce babamın ve Alim amcanın sonra annemin ve Seher hanımın ellerini öpmüştüm. "Yarın yüzükleri alın gelin." Babam, Alim amcaya bakmış aynen böyle söylemişti. Alim amca yüzündeki memnun ifadeyle kabul etmişti. Salondaki herkesin yüzü gülüyordu. Göz ucuyla Arat'a bakıyordum. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Midemdeki kelebekler uçuşmaya devam ediyordu.
Onlar gidince etrafı topladım ve kendi odama çekildim. Üzerimdeki elbiseyi çıkarmış ve geceliğimi giymeye başlamıştım. Odamın kapısı açılınca annem içeri girmişti. "Uyuyacak mısın?" diye soran anneme bakmış, başımı evet anlamında sallamıştım. Annem yatağa oturmuş ve eliyle yatağın üstüne hafif bir şekilde vurmuş "Gel otur konuşalım." demişti. Nefesimi verdim ve gidip yanına oturdum. "Çok mu seviyorsun o oğlanı?" diye sorunca açıkcası çok şaşırmıştım.
Bir şey diyememiştim ama annem zaten onu ne kadar sevdiğimi biliyordu. Saçlarımda ellerini hissedince omzuna başımı yaslamıştım. "İnşallah her şey gönlünüzce olur, hep böyle mutlu olursunuz." dedi ve başımın üstünden öptü.
Annemle aramızda normal bir anne kız ilişkisi vardı. Ondan başka zaten kimse beni anlayamazdı. Ne kız kardeşim ne de ablam kimse beni annemden daha iyi tanımazdı. Ellerini çekmiş ve ayağa kalkmıştı. "Hadi yat yarın erken kalkacağız." dedi.
Annem odadan çıkınca kendimi yatağa atmıştım. Gözlerimin önüne Arat'la yaşadığım anılar gelmişti. Arat'la gizli saklı buluşurduk. Her buluşmamızda saçlarımı okşardı. Kokumu içine çektiğini nefes alışından anlardım ve mutlu olurdum. Bir kaç defa beni dudaklarımdan öpmüştü. İlk başlarda utanmıştım. Utangaçlığım geçince aşkımızı dolu dizgin yaşamaya başlamıştık. Hiç bir zaman öpüşmekten öteye geçmemiştik. Çünkü kendimizi evlendiğimiz zamana saklıyorduk.
Arat bana hep 'nazende sevgilim' derdi. Benimde bu söz çok hoşuma giderdi. Ben onun nazende sevgilisiydim. O da benim aynı şekilde nazende sevgilimdi. Yarın Arat, annesi ve Asmin bize gelecekti. Ben, annem ve abim hep beraber onlarla alış verişe çıkacaktık. İlk defa ailelerimizin yanında onunla özgür bir şekilde dolaşacaktım.
Arat'la nişanlanınca bu sefer onunla gizli saklı buluşmama gerek bile kalmayacaktı. İçimdeki kelebekler ayaklanmış ve uyumama engel olmuşlardı. İşte mutluluk böyle bir şeydi. Komodinin üstünde duran telefonum titreyince yataktan doğruldum. Elime telefonu alınca onun adını gördüğüm zaman yüzümdeki tebessümle telefona cevap verdim.
"Nazende sevgilim." dediği zaman kendimden geçmiştim. "Aratım." dediğim de onunda kendinden geçtiğini biliyordum. "Gözüme uyku girmiyor. Yarının bir an önce olmasını istiyorum." dedi. "Bende öyle dört gözle yarın olmasını bekliyorum." diye fısıldamıştım.
Fısıltıyla konuşuyordum çünkü kimse sesimi duysun istemiyordum. "Sonunda hayallerimiz gerçek oluyor Nazenim." demişti. "Evet Aratım sonunda." dedim. "Seni çok seviyorum nazende sevgilim." dediği zaman kalbim küt küt atmıştı. "Bende seni seviyorum sevgilim." dedim. Koridordaki ışık yanınca kapının camından odama süzülmüştü. "Aratım kapatmam lazım sonra konuşuruz." dedim ve telefonu kapattım.
"Oğlum, Asmin'le konuştun mu?" diye soran annemin sesini duymuştum. Yavaş adımlarla kapıya doğru gittim. Kapıyı aralayınca annem ve abimin koridorda konuştuklarını gördüm. "Evet konuştuk ve anlaştık." demişti. "İnşallah herkes için hayırlısı olur." diyen annem odasına doğru gittiği zaman abimde kendi odasına girmişti.
Bende kapıyı yavaş bir şekilde kapatmıştım. Yine yavaş bir şekilde yatağıma doğru ilerledim ve yatağa girdim. Yüzümdeki gülümsemeyle başımı yastığa koymuştum. Telefonumu elime aldım ve Arat'la birlikte çekindiğimiz fotoğrafa baktım. Parmak uçlarım fotoğrafın üstünde gezinirken kalbim deli gibi atıyordu. Mutluluğumuz ikimizin de gözlerinden okunuyordu bunu görebiliyordum. |
0% |