Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Bölüm 11 "ÇIKMAZ SOKAK"

@a_lotus_1

Güneş bir tepenin arkasına geçmiş gerisinde turuncu bir ton bırakarak batmaya başlamıştı. Esen rüzgar elbisemden içeri giriyordu. Hızlı adımlarla yürüyordum. Annemlerin evinin oraya gelmiştim. Kapıdan içeri gireceğim zaman evin önüne park eden araba sesiyle arkamı döndüm. Devran'ın arabasını karşımda görünce tüylerim diken diken olmuş o an nefesimi verememiştim. Devran arabadan inmiş ve çatık kaşlarla bana bakmış "Senin dışarıda ne işin var?" diye sormuştu.

 

Bacaklarım titreyince arkamdaki kapıya yaslanmıştım. Kalbim göğüs kafesinin içinde çırpınıyordu. "Nereye gittin?" diye bu kez başka bir soru sordu. "Hava almaya çıktım." dedim. Tek kaşı yukarı doğru kalkmıştı. "Tek başına mı?" diye sormuş ve bana doğru gelmişti. "Bana yalan söyleme." demişti. "Sana yalan borcum yok." dedim ve içeri girmek için hamle yaptım. Devran'ın eli kolumu tutunca durmak zorunda kaldım. Nefesini içine çektiği zaman kaşları daha çok çatılmıştı. Eli kolumu sıkınca acıyla inlemiştim.

 

Gözlerinin içine baktığımda öfkeyle dolduklarını gördüm. Kalbim ağzımda atmaya başlamıştı. "Sen erkek parfümü kokuyorsun." dediği an esem ve kulaklarımın arkası alev almıştı. Boğazımda kocaman bir yumru oluşunca yutkunamadım. "Kimin yanında geliyorsun!" diye sitem etti. "Kimsenin yanından gelmiyorum, bırak kolumu." dediğimde kolumu daha çok sıkmıştı. Kolumdaki acı gözlerimden bir iki damla yaşın akmasına sebep olmuştu. "Bana yalan söyleme!" diye bağırmıştı. Gözlerinden şuan resmen ateşler saçıyordu.

 

"Oğlum Devran ne oldu?" Annemin sesiyle başımı kapıya çevirdim. Annem kapıda durmuş bize bakıyordu. "Senin kızın beni aldatıyor." diyen Devran bana öyle bir vurmuştu ki kendimi yerde bulmuştum. Acıyan yanağıma elimi koymuş, korku dolu gözlerle ona bakıyordum. "Nazen öyle bir şey yapmaz." diyen annem yanıma gelmiş ve beni ayağa kaldırmıştı. "Tabi onu savunursun." dedi ve kolumdan tutup beni arabaya doğru götürmeye başladı. Başıma gelecekleri biliyordum. "Oğlum oturup bir konuşalım." diyen annemin sesinde telaş vardı. "Konuşacak bir şey yok." diyen Devran beni zorla arabaya sokmuştu.

 

Gözlerimdeki yaşlarla geride kalan anneme bakıyordum. Devran nefesini sesli bir şekilde verince ona dönmüştüm. Direksiyonu tutan parmaklarının üstündeki eklemler beyazlamıştı. Arabadaki tek ışık sokak lambalarının geçip giden ışığıydı. Arabayı sağa çektiği zaman nefesini burnundan vermişti. "Onun yanına mı gittin!" Sitem dolu sesi arabanın içinde yankılanmıştı. Nefesimi verip yutkundum. "Cevap ver!" diye bağırdığında yerimden sıcramıştım.

 

Bedenim korkuyla titrerken "Evet." diye bilmiştim. Yüzüme inen tokadıyla gözümdeki yaşlar akmıştı. Elini saçlarıma geçirmiş ve bir kez daha bana vurmuştu. "Neden ona gittin neden!" diye bağırdı ardından önündeki direksiyona vurdu. "Beni onunla mı aldatıyorsun!" diye bağırmış ve elini çeneme koyup sıkmıştı. "Hayır seni aldatmadım." dedim. "Ne demek aldatmadım? Adamın parfüm kokusu üstüne sinmiş." dediğinde "Yemin ederim onunla birlikte olmadım." dedim. "Ama öpüştün." dediği zaman yutkunamadım.

 

Arabayı çalıştırmış ve gaza basmıştı. Şuan sinirden küplere bindiğini biliyordum. Araba evin önüne gelince arabadan inmiş ve benim tarafıma gelmiş, beni de arabadan indirmişti. Ayağım bahçedeki taşa takılınca umurunda olmamış, beni sürüklemeye devam etmişti. Kolumdaki elinden kendimi kurtarmaya çalışıyordum. "Devran canımı yakıyorsun." dedim. "Sana yapacaklarımın yanında bu hafif kalacak." dedi ve beni zorla eve soktu. Merdivenlerdeki basamaklara bacaklarım sürtüyor daha fazla canım yanıyordu.

 

Odaya girdiğimizde beni resmen bir çuval gibi yere atmıştı. Kapıyı kilitlemiş ve bana dönmüştü. Ellerimden güç alarak geriye doğru gitmeye başlamıştım. Yanıma gelip saçlarımdan tutmuş ve bana vurmuştu. Dudaklarımın kenarındaki kan ağzımı açtığımda ağzımın içine dolmuştu. "Sende Dicle'yle öpüştün!" diye sitem edince saçlarımdaki eli donmuştu. "Hadi inkar et!" diye bağırdım. Devran'ın eli saçlarımı bırakınca kendimi ondan uzaklaştırdım. Gözleri ifadesiz bir şekilde yüzüme bakıyordu. "Evet Arat'la öpüştüm." dedim. Devran'ın gözleri yeniden öfkeyle dolup taşmıştı.

 

Ağzımın ortasına öyle bir darbe indirmişti ki beni nefessiz bırakmıştı. "Benim yaptığım bir hataydı! Ama sen bile bile onun yanına gittin!" diye sitem etti. Kapı gürültülü bir şekilde çalmaya başladığı zaman gözlerimi kapıya çevirdim. "Devran aç şu kapıyı!" Ferzan ağanın sitem dolu sesi kapının önünden geliyordu. Devran bakışlarını kapıya çevirmiş "Beni rahat bırakın!" diye bağırmıştı. "Kırdırtma bana bu kapıyı!" diye bağıran Ferzan ağa kapıya kuvvetli bir darbe indirince kapı titremişti.

 

"Eğer o kapıyı kırarsan bir daha benim yüzümü göremezsin!" diye sitem eden Devran kapının yanında duruyordu. "Ne alıp veremediğiniz var? Neden kavga ediyorsunuz?" diye soran Ferzan ağanın sesi odada yankılanmıştı. "Aramızda olan bir mevzu için sana hesap verecek değilim." diyen Devran ardından bana dönmüştü. "Ona iyi olduğunu söyle." diye dişlerinin arasından konuştu. Gözlerimdeki yaşları sildikten sonra boğazımı temizledim. "Baba ben iyiyim merak etmeyin. Devran'ı biraz kızdırdım hepsi o kadar." dedim. Kapının arkasından ses gelmeyince gittiğini anlamıştım. Devran tekrar yanıma gelmişti.

 

Karnıma yediğim darbeyle nefesim kesilmiş ve iki büklüm olmuştum. Midemden ağzıma gelen su dilimde acı bir tat bırakmıştı. Yine karnıma yediğim darbeyle yine nefesim kesilmişti ve o an öleceğimi sanmıştım. Saçlarımdaki eli beni ayağa kaldırmış ardından gelen darbe gözlerimin kararmasına neden olunca karanlığa mahkum olmuştum.

 

Yüzüme çarpan soğuk su ağzıma dolunca nefesim kesilmiş ve öksürmeye başlamıştım. "Bu sana ders olsun." demiş ve elindeki kovayı bir köşeye fırlatıp atmıştı. Her yerim acıyor ve sızlıyor yerden bile kalkamıyordum. Gözlerimden akan sıcak yaşlar, soğuk suratımda yol çiziyordu. Devran orada bulunan bir koltuğa geçip oturmuş, kendine bir sigara yakmıştı. "Kalk şu yerden!" Sitem dolu sesini duysam da yerde yatmaya devam ettim. "Bundan sonra bu evden dışarıya adımını atmayacaksın." demişti. Kendimi yerden kaldıracak gücü bulamıyordum.

 

Bacaklarımda ve sırtımda hissettiğim elleri beni havaya kaldırmış daha sonra yatağın üstüne bırakmıştı. Devran üzerimdeki kıyafetleri çıkarmaya başladığında bile sesimi çıkarmamıştım. Üzerimde sadece iç çamaşırım kalmıştı. Örtüyü üstüme örtmüş ardından kendi kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı. Yan döndüm ve ağlamaya başladım. İçim şuan bir kor gibi yanıyor ve kavruluyordu. Yatağın diğer tarafında oluşan ağırlığı hissettim. Gözlerinin şuan sırtımda olduğunu ve beni izlediğini biliyordum.

 

Nefesi sırtıma değince tüylerim diken diken olmuştu. Eli çıplak sırtıma dokununca onun dokunuşuyla bedenim ürpermişti. "Böyle olmasını istemezdim." demiş ve nefesini vermişti. Gözlerimdeki yaşlar akmaya devam ediyordu. "Bana dokunma." dedim. Sesim gereğinden fazla kısık çıkmıştı. "Özür dilerim. Kendimi kaybettim." diye fısıldadı. "Ne kadar özür dilesen de seni hiç bir zaman affetmeyeceğim." dedim. Sırtımdaki elini çekmiş ve yatakta hareket etmişti. O an bana arkasını döndüğünü anlamıştım.

Loading...
0%