@a_lotus_1
|
Sevdiğim adam olan nişanlımla el ele tutuşmuş, kapalı çarşı da dolaşıyorduk. İkimizinde yüzünden tebessüm bir an olsun eksik olmuyordu. Hediyelik eşya dükkanının önünde beni durdurmuştu. "Neden durduk?" diye sordum. "Sana bir şey almak istiyorum." demiş ve beni dükkanın içine sokmuştu. Orada bulunan kar kürelerine gözlerim kayınca Arat beni o tarafa doğru çekmişti. "Kar kürelerini beğendin sanırım." dedi.
Arat, içinde iki sevgili olan ve ellerinde kalp olan kar küresini eline almıştı. "Çok güzeller ama değil mi?" dedim. "Evet çok güzelmiş." dedi. Dükkan sahibi kadın yanımıza gelince Arat elindeki kar küresini ona uzatmış "Bunu alıyoruz." demişti. Kadın kar küresini eline almış ve paketin içine koymaya gitmişti. "Teşekkür ederim." dedim ve Arat'ın yanağına öpücük kondurdum.
Arabaya binince emniyet kemerini bağlamış ve arkama yaslanmıştım. Arat torpido gözünden bir hediye paketi çıkarınca gözlerim kocaman açılmıştı. "Bu nedir?" diye sordum ve bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Sana küçük bir hediye, aç bakalım beğenecek misin?" diye sordu. Ellerim heyecandan titrerken hediyeyi açmıştım. Kutunun içinden üstü taşlarla süslenmiş, bileklik ve kolye çıkmıştı. "Çok güzel çok teşekkür ederim." dedim ve ona sarıldım. "Senin mutlu olman için elimden ne gelirse yaparım." demişti. Eli çenemden tuttuğu zaman gözlerimi kapatmış, dudaklarımı aralamıştım.
Sıcacık dudakları dudaklarımla buluşunca içimdeki heyecan patlaması bedenimi sarmıştı. Arat ellerini saçlarımda dolaştırmaya başlamıştı. Bende ellerimi ensesinde gezdiriyordum. Parmaklarımda saçlarını okşuyordu.
Nefes almadan birbirimizin dudaklarının keyfini çıkarıyorduk. Nefes almaya ihtiyaç duyunca dudaklarımızı ayırmak zorunda kalmıştık. Nefesini düzene sokunca gözlerindeki parıltıyla bana bakmıştı. "Nazende sevgilim." demiş ve dudağıma öpücük kondurmuştu. Dudaklarımın kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı. Bu mutluluğumun hiç bitmesini istemiyordum.
Arat'ın tek eli direksiyonu tutarken diğer eli elimi tutuyordu. Elimin üstüne öpücük kondurduğu zaman bende onun yanağına öpücük kondurmuştum. "Arat düğünümüz ne zaman olacak?" diye sordum. "Bilmiyorum ama yakında olur. O günü de sabırsızlıkla bekliyorum." demişti. "Bende aynı şekilde o günün gelmesini bekliyorum." dedim.
Kapının önünde durmuş, giden arabanın arkasından bakıyordum. Araba gözden kaybolunca yüzümdeki tebessümle eve girdim. Eve girdiğim zaman duyduklarım bende şok etkisi yaratınca olduğum yerde kalmıştım. "Ben Asmin'le ayrıldım." diyen abimin sesi beynimde yankılanıyordu. Başımdan aşağıya bir kova sıcak su dökülmüş gibi bedenim yanmaya başlamıştı.
"Ne demek ayrıldım? Siz ayrılırsanız kız kardeşin de ayrılmak zorunda kalacak." diyen annem olmuştu. O an nefesimi tuttuğumun farkında bile değildim. Nefesim kesilmişti ve nefes alamıyordum. Gözlerim istemsizce dolmuştu. Elimdeki torba yere düşünce ses çıkarmış, ikisi de dönüp bana bakmıştı. Gözlerimi kapatıp açınca göz yaşlarım yanaklarımda yol çizmeye başlamıştı. Annem gözlerindeki hüzünle bana bakarken abim sanki hiç bir şey olmamış gibi bana bakıyordu.
"Ben nişanlımdan ayrılmam." dedim ve boğazımdaki yumruya rağmen zor da olsa yutkundum. "Mecbur ayrılacaksın." diyen abimin gözlerindeki öfkeyi görmüştüm. "Hayır ayrılmayacağım, ben Arat'ı seviyorum." dediğim zaman abimin kaşları çatılmıştı. "Ne ara sevdin bu adamı!" diye öfke dolu bir sesle konuşmuştu. "Sevdim işte." dedim. "Ben Asmin'den ayrıldım. Sende Arat'tan ayrılacaksın!" diye sitem etti.
Bedenime şimşek çakılmış gibi tüylerim diken diken olmuştu. "Hayır ayrılmayacağım!" diye sitem ettiğim de abimin eli yanağımda ağır bir darbe bırakmıştı. Geriye doğru sendeledim ama düşmedim. "Oğlum ne yapıyorsun!" diye sitem eden annem benim önüme geçmişti.
Yanağımdaki acıyan yere elimi koymuştum. Gözlerim göz yaşlarını bir bir akıtırken akan burnumu çektim. Islak gözlerimi abimin yüzüne çevirdim. "Beni öldürsen de ben Arat'tan ayrılmayacağım!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Annemi kenara itmiş ve benim boğazıma yapışmıştı. "Ölsen de ayrılacaksın." demişti. Gözlerimin önü kararıncaya kadar boğazımı sıkmıştı. Ellerini boğazımdan çekmek ve nefes almak için onunla mücadele ediyordum. "Oğlum bırak kızı öldüreceksin!" diye feryat eden annemin sesiyle ellerini boğazımdan çekmişti. Elleri boğazımdan çekilince nefes almaya çalışmış ve öksürmüştüm.
Titreyen bacaklarım beni yere düşürmüştü. Annem yanıma gelmiş ve benimle beraber ağlamıştı. Abim orada bulunan koltuğa geçmiş ve önündeki yıktığı manzaraya yani bana bakıyordu. "Asmin'den neden ayrıldın?" diye soran annem abime bakmıştı.
"Anlaşamıyoruz." diyen abim sigara paketinden bir sigara çıkarıp yakmıştı. "Daha nişanlanalı ne kadar oldu ki." diyen anneme "Ben başkasını seviyorum." demiş ve asıl bombayı patlatmıştı. Demek abimin derdi başkaydı. Annem ayağa kalkmış ve eliyle ağzını kapatıp şok olmuş gözlerle abime bakıyordu. "Bana o kızı isteyin." diyen abime gözlerimdeki şaşkınlıkla bakmıştım.
Odama girmiş ve bir daha hiç çıkmamıştım. Annem bir kaç kere yemeğe çağırmış ama ben gitmemiştim. Babam gelince annem olanları babama anlatmıştı. Tabi babamda abimden yana olmuştu. Parmağımdaki yüzüğü zorla çıkarmışlardı. Gözlerimdeki yaşlarla onlara engel olmaya çalışmıştım. Ama elimden hiç bir şey gelmemişti.
Telefonumun sesini duyunca gözlerimi telefona çevirdim. Ekranda gördüğüm isimle daha çok ağlamaya başlamıştım. Telefon susmuş ardından yeniden çalmaya başlamıştı. Göz yaşlarımı silmiş ve telefonu elime almıştım. İçim şuan bir kor gibi yanıyor ve kavruluyordu.
"Nazende sevgilim." diyen sesi titriyordu. Ağzımı açıp tek kelime bile edememiştim. Onunda benim gibi ağladığını duyabiliyordum. "Bizim mutluluğumuz bu kadar mıydı?" diye sormuş ve nefesini vermişti. "Aratım sevgilim, bende böyle olmasını istemezdim. Bize ve sevgimize kıydılar." diye bildim. İçim kor gibi yanmaya devam ediyordu. "Sevgilim ben geldim, sizin evin oradayım." dediği zaman içime mutluluk dolmuştu.
Yataktan çıktım ve pencereye koştum. Perdeyi araladığımda arabasının hemen evimizin yan tarafında olduğunu görmüştüm. "Bekle ben hemen yanına geliyorum." dedim ve telefonu kapattım. Odanın kapısını açtığımda koridorun karanlık olduğunu gördüm. Sadece salondaki ışık dışında etraf karanlık ve sessizdi. Yavaş adımlarla koridordan geçip evden çıkmıştım. Kalbim yakalanma korkusuyla küt küt atıyordu.
Kapıdan çıktığım da beni gören Arat'ta arabasından çıkmış ve bana doğru gelmişti. Arat'ı görünce gözlerimdeki yaşları serbest bıraktım. Kolları bedenimi sarınca daha çok ağlamaya başladım. "Nazende sevgilim bunu bize neden yapıyorlar?" diye sormuş ve kokumu içine çekmişti. "Bilmiyorum sevgilim ama ben senden ayrılamam." dedim.
"Ne oluyor lan burada!" diye sitem eden abimin sesiyle onun kollarının arasından çıkmıştım. Abim öfke dolu gözlerle bize doğru gelmiş ve yumruk yaptığı elini Arat'ın suratına indirmişti. "Yüzükleri attık nişan bozuldu diyoruz, sen gelmiş kız kardeşime sarılıyorsun!" diye sitem etmiş ve bir kez daha ona vurmuştu. "Abi yapma, ben onu seviyorum." dediğim zaman abimin elleri saçlarıma yapışmıştı.
Saçlarımı ellerinden kurtarmaya çalışıyordum. "Bırak lan sevgilimi!" diyen Arat öfkeyle bağırmış ve abime vurmuştu. İkisi büyük bir kavgaya tutuşmuş bu sesle annem ve babamda dışarı çıkmıştı. Babam abimi ve Arat'ı güçte olsa ayırmış "Ne oluyor? Neden kavga ediyorsunuz?" diye sormuştu. Arat burnundan nefesini vermiş "Ben Nazen'den ayrılmam." demişti. "Ne demek ayrılmam? Ferman, Asmin'den ayrıldı. O yüzden berdel bozuldu." diyen babama gözlerimdeki yaşlarla baktım. Annemin elini kolumdan hissettiğim zaman başımı ona çevirdim. "Hadi içeri girelim." dedi.
Başımı Arat'a çevirdiğim zaman göz göze gelmiştik. "Nazenim." dediğinde boğazımda kocaman bir yumru oluşmuştu. Abim beni kolundan tutmuş ve zorla eve sokmuştu. "Abi bırak beni!" diye sitem ettim ve kolumu ondan kurtarmaya çalıştım. "Bırak onu!" diye sitem eden Arat'a babam engel olmuş "Evine git." demiş ardından eve girip onun yüzüne kapıyı kapatmıştı. |
0% |