41. Bölüm

Bölüm 41 "KARMAN ÇORMAN"

Lotus
a_lotus_1

Yeni güne yeni umutlarla başlamak ve her şeyin öyle olmasını umut etmek.. İşte bende öyle bir güne uyanmıştım. Şuan bir davete gelmiştik ve Berdan'ın ortaklarıyla tanışacaktım. Müziğin sesi insanların sesini bastırmak ister gibi çalıyordu. "Birazdan burada olurlar." diyen ve yanıma gelen Berdan'a baktım. Elindeki kokteyli kafasına dikmiş ve masaya koymuştu. "Beni neden herkesle tanıştırmak için bu kadar çok ısrar ediyorsun?" diye sordum. "Çünkü sevdiğim kadınsın." demiş ve gülümsemişti.

 

Yüzümde oluşan tebessümle ona bakıp elimdeki bardağı masaya koydum. "Sende benim sevdiğim adamsın." dediğim de "O zaman vakit kaybetmeden sizinkilerle de tanışmak istiyorum." dedi ve beni kendine çekti. Dudakları omzuma öpücük kondurduğun da huylanmıştım. "Olur neden olmasın." dedim. "Berdan biz geldik." diyen bir kadın sesiyle birbirimizden ayrıldık. Kadının yanında gördüğüm kişiyle tüylerim diken diken olmuştu. Boğazıma yerleşen yumruyla sesim kesildi ve o an sesim çıkmadı. "Hoş geldiniz." diyen Berdan onlara bakmıştı.

 

Beni gören Arat'ın da gözleri kocaman olmuştu. Kalbim küt küt atmaya devam ediyordu. "Nazen bak bunlar benim iş ortaklarım Arat ve Nergis" diyen Berdan'a baktım. Nergis yüzündeki tebessümle elini uzatmıştı. Titreyen elimi ona doğru uzattığım da elimi tutup sıktı. "Memnun oldum. Demek ki Berdan'ın kalbini çalan kadın sensin." derken sesinde rahatsız edici bir tını vardı. "Arat'la da tanışın." diyen Berdan'ın sesiyle bakışlarımı Arat'a çevirmiştim. "Merhaba Nazen bende Arat. Berdan'ın en yakın arkadaşı ve ortağı." demiş ve elini uzatmıştı. Kalbim göğüs kafesinin içinde küt küt atarken sakin kalmaya çalışmak gerçekten çok zordu.

 

Arat elimi sıkarken gözlerimin içine gözlerindeki öfkeyle bakıyordu. Ama bu öfkeyi benden başka gören yoktu. Nefesimin kesildiğini ve nefessiz kaldığımı hissettim. "Ben biraz hava almak istiyorum." dediğim zaman Berdan "Bir şey mi oldu iyi misin?" diye sormuştu. "Yok iyiyim sadece hava almam lazım." dedim. İçerideki atmosfer şuan beni boğuyordu. "Seninle gelmemi ister misin?" diye sorduğunda "Berdan sana danışmam gereken bir kaç şey var." diyen Nergis olmuştu. "Sen beni merak etme. Birazdan dönerim." dedim ve oradan çıktım.

 

Cafe'nin teras katına çıktım ve gökyüzüne bakıp temiz havayı içime çektim. Şuan Arat neyin peşindeydi ve beni sanki tanımıyormuş gibi davranmıştı. "Sence Berdan benim kim olduğumu bilse bu kadar rahat olur muydu?" diyen ve yanıma gelen Arat'a arkamı dönüp baktım. "Beni rahat bırak." dediğim de elini kolumda hissettim. Bedenime yayılan ürperti titrememe neden olmuştu. "Benden öyle kolay kurtulamayacaksın." demiş ve nefesini burnundan vermişti. "Senin derdin ne? Ne istiyorsun benden?" dedim.

 

"Berdan'la aranızda ne var?" diye sordu. "Bu seni ilgilendirmez!" diye sitem ettim. "Bal gibi de ilgilendirir." deyip kolumu sıkmıştı. "Arat bırak beni canımı acıtıyorsun." dedim ve kolumu elinin arasından kurtarmaya çalıştım. "Berdan'ı ne kadar iyi tanıyorsun da hemen onunla sevgili oldun!" diye sitem etmişti. "Seni tanıdım da ne oldu?" dediğim de burnundan nefesini verip kolumu bıraktı. Hafif esen rüzgar bir kaç saç tutamını gözlerimin önüne getirmişti. Saçlarımı, gözlerimin önünden çekmiş ve kulağımın arkasına sıkıştırmıştı. "Beni hiç mi sevmedin." derken bile gözlerindeki öfke geçmemişti. "Sen beni yarı yolda bırakıp gittin." dedim.

 

Aklıma gelen düşünce başımdan bir kova sıcak suyu boca etmişti. "Yoksa o konuştuğun kadın bu Nergis mi?" dediğim zaman gözlerindeki öfke yerini anlamsız bir ifadeye bırakmıştı. Konuşmak için ağzını açmış ama aynı hızla tekrar kapatmıştı. "O değil mi?" dediğim de sesim titremişti. Gözlerim istemsizce dolarken burnumun direği sızladı. "Beni onunla aldattın." dedim. Gözümdeki yaşlar bir bir yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. "Yaptığım bir hataydı." dedi. "Artık ne yaptığın beni zerre ilglendirmiyor." dedim ve onu orada bırakıp merdivenlerden indim.

 

***

Turuncu sokak lambalarının ışıkları arabanın camından içeriye giriyor aynı hızla geri çıkıyordu. Şuan arabada büyük bir sessizlik hakimdi. "Nazen iyi misin? Bugün de fazla konuşmadın." diyen Berdan'a bakıp "İyiyim sadece biraz yorgunum." dedim ve gülümsemeye çalıştım. "Gerçekten iyi misin? diye sormuş ve arabayı sağa çekip bana dönmüştü. "İyiyim bir sorun yok." dedim. Eli çenemden tutunca gözlerimi kapatıp dudaklarımı araladım. Sıcacık dudaklarını dudaklarımın üstünde hissedince bir nebze olsun rahatlamıştım. Kafamın içindeki düşünceler bir bir kaybolurken kendimi hafiflemiş hissettim.

 

Sonunda dudaklarını ayırmış ve gözlerimin içine bakmıştı. "İyi ki girdin hayatıma." dediğim de gülümsemiş ve arabayı tekrar çalıştırmıştı. "Sende iyi ki benim hayatıma girdin." dedi ve boşta kalan eliyle elimi tuttu. Parmakları parmaklarımı hafiften sıkmıştı. Şuan onun yanında gerçekten mutluydum. Bu mutluluğumun Arat tarafından bozulacağını bilmek şuan bana sadece endişe veriyordu. Kısa süre de evimin yakınlarına gelmiştik. Arabayı yavaşlatıp durdurduktan sonra bana döndü. "Ailenle ne zaman tam anlamıyla tanışacağım?" diye sordu. Yeşil gözlerini bir saniye bile üzerimden ayırmadan bana bakıyordu. "Zamanı gelince." dediğim de "Ne zaman mesela." dedi.

 

Onun da bir an önce ailemle tanışmaya can attığını biliyordum. "Tamam yarın gel." dediğim zaman gözlerinin içi parlamıştı. Elleri bu sefer beni sararken başımı omzuna yasladım. "Seni çok seviyorum ve hep seveceğim." demişti. "Bende seni seviyorum." dedim. Kalbim anın verdiği heyecanla kıpır kıpır ediyordu. Kokumu içine çeken ve boynuma konan öpücüğüyle kendimden geçmiştim. Elleri beni bırakınca gözlerindeki parıltılar halen daha duruyordu. "Yarın görüşürüz." dediğinde bile yüzündeki tebessüm geçmemişti. "Görüşürüz." dedim ve yüzümdeki tebessümle arabadan indim.

 

Araba gözden kaybolurken bende eve girmiştim. Salona girdiğim de yüzümdeki tebessüm silinmiş ve yerini çatık kaşlara bırakmıştı. "Beni gördüğüne sevinmedin sanırım." diyen ve kucağında tuttuğu oğlumuzu beşiğine koyan Arat'a baktım. "Senin bu saatte burada ne işin var?" dedim. Yavaş adımlarla bana doğru gelmiş ve tam karşımda durmuştu. "Senin bu saatte dışarıda elin adamıyla ne işin var?" dediğinde gözlerine biriken öfke alev alıyordu. "Ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sorduğum da "Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun?" demiş ve dişlerinin arasından konuşmuştu. Şuan karşımda iki farklı kişiliğe bürünmüş biri vardı.

 

"Orada beni tanımıyormuş gibi davrandın. Aklında ne gibi planlar var merak ettim." dedim. "Benim bir planım yok. Sadece seni düşündüm." demiş ve elini çeneme koymuştu. Gözlerimi bile kırpmadan ona bakıyordum. "Sana yaşattığım her şey için pişmanım." dediğinde sesindeki kırgınlık ruhuma işlemişti. "Sen benim için her şeyi yaptın ama ben tam bir mal gibi davrandım." dedi. Hiç bir şey söylemeden sadece ona bakıyordum. Ne olduğunu anlamadığım bir anda dudaklarımı dudaklarının arasında bulmuştum. Elleri boynumdan saçlarıma doğru kayarken onu göğsünden ittim. "Ne yapıyorsun? Ben artık seni sevmiyorum." dedim ve küt küt atan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım.

 

"Gerçekten beni sevmiyor musun?" diye sorduğunda gözlerindeki pişmanlık yerini öfkeye bıraktı. "Hayır sevmiyorum." dedim. "Tamam o zaman beni sevmiyorsan çocuğuma da bakma." demiş ve Miran'ı kucağına almıştı. "Arat dur ne yapıyorsun?" dedim ve ona engel olmaya çalıştım. Uyanıp ciyak ciyak ağlayan Miran'ı onun elleri arasından kurtarmaya çalışıyordum. Beni iktirdiği zaman kendimi yerde bulmuştum. "Sen bu çocuğu artık zor görürsün." demiş ve kapıdan çıkmıştı. "Arat lütfen oğlumu benden ayırma!" diye bağırdım ve onun peşinden dışarı çıktım. Kalbim acıyor ve o acı gözlerimden dökülüyordu. Arat kucağında tuttuğu oğlumu arabadan çıkan kadına vermişti. Gözlerim şaşkınlıktan kocaman olurken nefesim kesilmişti. Nergis göz ucuyla bana bakmış ardından Miran'ı alıp tekrar arabaya binmişti.

Bölüm : 23.06.2025 13:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...