Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bölüm 1 "MOTEL"

@a_lotus_1

Adam yolda durmuş, geçen arabalara durması için işaret ediyordu. Onu uzaktan izliyordum. Onun için güzel planlarım vardı. Bu beni çok heyecanlandırmıştı. Adam sarışın ve hafif göbekliydi. Dikiz aynasını düzeltip ona doğru sürdüm. Adam önce arabaya sonra bana bakmıştı. Ardından dekoltemden taşan göğüslerime gözü kaymıştı. "Atlayın sizi gideceğiniz yere kadar götüreyim." dedim.

 

Adamın yüzü mutluluktan parlamıştı. Arabanın ön tarafındaki kapıyı açmış, elindeki çantayı arka koltuğa atmıştı. Ardından yolcu koltuğuna geçip oturdu. Gözleri bu sefer bacaklarıma kaymıştı. Nefesimi verip arabayı çalıştırdım. Ve bu adamın yollarda görüleceği son günleri olacaktı. Bakışlarını yüzüme çevirip "Teşekkürler." demişti. Ona kısa bir bakış atıp gülümsemiştim.

 

Bir sohbet açmam lazımdı. Adama baktığımda yine gözü bacaklarımdaydı. Ah siz erkekler.. "Nereye gideceksiniz?" diye sordum. Nefesini alıp verdi ve yutkundu "Las vegas." dedi. "Ne tesadüf bende oraya gidecektim." diye yalan attım. "Öyle mi ne güzel." dedi. Ona kısa bir bakış atıp "İş için mi Las vegas'a gidiyorsunuz?" diye sordum. "Evet hem iş hemde eğlence için. Bilirsin kızlar falan." deyip güldü. Pis zampara seni.. Yine gözleri bacaklarıma kaymıştı. Onlara şehvetle bakıyordu. "Çok mu hoşunuza gitti?" deyip göz kırptım.

 

Boğazımı temizledim ve yola bakıp "İsterseniz şöyle yapalım, bir motele gidip geceyi orada geçirelim." dedim ve ona kısa bir bakış atıp "Tabi aceleniz yoksa." diye ekledim. Yüzü mutluluktan parladı diye bilirim. O haline içimden öyle bir kahkaha attım ki anlatamam..

 

"Olur neden olmasın hem zaten acelem yok." deyip yutkundu. Başımı sallayıp en yakın motele doğru sürmeye başladım. Neyse ki yakınlar da bir motel bulabildim. Arabayı park edip çantamı aldım ve arabadan indim. Adam da inip eline çantasını almıştı. Ardından resepsiyona gittik. Resepsiyonda siyahi oldukça şişman ve gözlüklü bir kadın vardı. "Hoş geldiniz." deyip tebessüm etti. Yanımdaki adam daha adını bilmiyorum. Bana bakıp ardından kadına döndü "Bize bir oda lütfen." dedi.

 

Kadın hemen işlemleri yaptı ve oda numarasını söyleyip anahtarı verdi. Sonunda odaya gelmiştik. Geçip orada bulunan yatağa oturdum. Adam da gelip yanıma oturmuştu. Gözlerim parmağında ki alyansa kaymıştı. "Evli misin?" diye sordum. Adam yutkundu ve yüzüğü çıkartıp cebine attı. "Aslında birbirimizi sevmiyoruz. Ama yüzüğü yine takıyorum." dedi. Vay pislik vay karın duysa bunları acaba seninle evli kalırmıydı? "Anladım." deyip başımı salladım.

 

Boğazımı temizleyip yutkundum. "Daha tanışmadık adınız ne?" diye sordum. "Adım Arthur. Peki sizin adınız ne?" diye sordu. "Bende Angela." dedim. "Adın güzelmiş, anlamı da melek." dedi. Evet ölüm meleği dedim ve içimden yine bir kahkaha attım. Ayağa kalktım ve ona dönüp "Çok susadım bir şeyler içelim mi?" dedim ve gülümsedim. Arthur başını sallayıp "Olur içelim bende susadım." dedi. Oda da küçük bir mini bar vardı. Onun kapağını açıp eğildim. Küçük içki şişelerine bakmaya başladım.

 

Arthur'un arkamdan beni süzdüğünü biliyordum. "Ne içersin?" diye sordum. "Benim için fark etmez." dedi. "Tamam o zaman viski en iyisi." deyip iki tane şişe aldım. Açacak yardımıyla şişeleri açıp adamın yanına gittim. Birini ona uzattım. Ardından yatağa geçip oturdum ve ona doğru döndüm. "Ne iş yapıyorsun?" diye sordum. Arthur önce göğüslerime sonra yüzüme bakıp dudağını yaladı. "Halkla ilişkiler uzmanıyım." dedi. Bende bacak bacak üstüne atıp "İşin güzelmiş çok para kazanıyorsundur." dedim ve elimdeki şişeden bir yudum içtim.

 

Gözleri bacaklarıma kaydı tekrar yutkunup yüzüme baktı. "Yani parası güzel bana yetiyor. Peki sen çalışıyor musun?" diye sordu. Başımı hayır anlamında salladım. "Maalesef çalışmıyorum." dedim ve dudaklarımı büzdüm. "İstersen benim yanımda sekreter olarak çalışabilirsin." dedi ve içkisinden bir yudum aldı. Oldu sonra her gün beni becer değil mi?

 

Acaba şuan göğüslerime ve bacaklarıma bakıp ne hayaller kuruyordur. Cebinden sigara paketini çıkarmış ve kendine sigara yakmıştı. Daha sonra paketi bana uzattı. Paketin içinden bir tane sigara alıp dudaklarımın arasına koydum. Arthur'da çakmağıyla sigaramı yakmıştı. Dumanı içime çekip ardından dışarı bıraktım. Aklıma bir soru gelmişti. "Araban yok mu? Otostop çekiyorsun?" diye sordum. Sigara dumanını üfleyerek bana baktı. "Var ama onu eşim kullanıyordu." dedi. İçkimiz bitince şişeleri kenara koyduk.

 

Arthur'un yanına sokulup ceketini tutup çıkarmaya başladım. Arthur elleriyle yüzümü tuttu ve dudaklarımı öpmeye başladı. Daha sonra geri çekildi. İkimiz de nefes nefese kalmıştık. Kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. Arthur üzerime eğilip beni dudaklarımdan öpmeye başladı. Bende boynuna ellerimi koymuştum.

 

Arthur bir elini eteğimin altına sokup külodumu çekip çıkardı. Sonra elini tekrar bacak arama getirdi. Bacak aramı okşamaya başladı. Bacaklarımı açıp ona izin verdim. Ne de olsa bu son gecesiydi.. Arthur parmaklarını içime sokup çıkarıyordu. Bedenime öyle bir zevk dalgası yayılmıştı ki titremiştim. Arthur üzerimdeki tşörtümü yukarı sıyırmıştı. Sütyenimi yukarı kaldırınca göğüslerim serbest kalmıştı.

 

Arthur dolgun göğüslerimi öpmeye başladı. Dik uçlarını da diliyle yalamaya başlamıştı. Ardından üzerimden kalkıp pantolonunu çıkarıp yere attı. Sonra tekrar üzerime geldi. Bacaklarımı açmış, içime girip beni becermeye başlamıştı. Oda da nefes seslerimiz yankılanıyordu. Arthur sonunda üzerime yığılmıştı. Onu kenara itip ayağa kalktım. "Hadi duşa girelim." dedim ve ona bakıp dudaklarımı yaladım.

 

Arthur yataktan kalkıp soyunmaya başlamıştı. "Sen soyunmayacak mısın?" diye sordu. Doğru onu doğrarken üzerime kan bulaşmasa iyi olur. Yazık ölüp gidecek halen daha beni düşünüyor.. Bende soyunmaya başladım. Arthur banyoya girmişti. Çantamdan önceden içine şırıngayla ilaç enjekte ettiğim sigarayı aldım. "Aşkım bir oyun oynayalım mı?" diye cilveli bir ses tonuyla konuşup banyoya girdim. "Olur nasıl bir oyun" dedi küvete yerleşirken.

 

Elimdeki sigarayı gösterip "Sen bunu içerken bende sana kucak dansı yapacağım." dedim. Arthur sırıtıp "Olur bebeğim" dedi. Eline sigarayı verip çakmakla sigarasını yaktım. Ardından küvete girdim ve arkamı ona dönüp kucağına oturdum. Sonra bir geri bir ileri kalçamı oynatmaya başladım. Arthur bir eliyle belimden tutmuş bir eliyle de sigarasını içiyordu.

 

Eli arada göğüslerimi okşuyordu. Sigaranın içindeki ilaç etkisini göstermeye başladı. Athur bir kaç dakika sonra kendinden geçmeye başlamıştı. Elinden düşen sigarayı alıp çöpe attım. Küvetten çıktım ve odaya koştum. Çantamı alıp banyoya tekrar girdim. Çantadan bandı mı alıp adamın ağzını bantladım. Sonra ellerini ve ayaklarını bantladım.

 

Duş başlığını elime alıp suyu açtım. Adamın kendine gelmesi için suyu yüzüne tuttum. Böyle baygın birini öldüremem ki sonra tadı çıkmaz. Arthur gözlerini açmıştı. Ellerini, ayaklarını ve ağzını bantlanmış görünce kısa süreli bir şok yaşadı. Duş başlığını yere koyup çantamdaki bıcağı elime aldım. Athur elimdeki bıçağı görünce önce şok oldu sonra korktu. İşte ben o gözlerindeki korkuyla besleniyordum. Arthur bir o yana bir bu yana debelenip küvetten çıkmak için çaba sarf ediyor ellerini ve ayaklarını çözmeye çalışıyordu.

 

Alnında ter damlaları birikmişti. Üzerine eğildim ve alnına öpücük kondurup geri çekildim. "Artık oyun bitti." dedim ve kahkaha attım. Gözlerinin içine bakıp "Karın senin gibi birinden kurtulduğu için dua edecektir." dedim. Elimdeki bıçağı adamın boğazına var gücümle sapladım. Ardından bir kez daha sapladım. Boğazındaki damar yırtılmış iğrenç bir ses çıkarıyordu. Kusmamak için kendimi zor tuttum diye bilirim. Arthur can çekişiyor ve debeleniyordu. Küvette ki suya adamın kanı karışmıştı. Boğazındaki yaradan kan gelmeye devam ediyordu. Sonunda adam can çekişmeye son verdi.

 

Sanırım ruhunu teslim etti. Bir kahkaha koptu dudaklarımdan.. Bıçağı bir kez daha boğazına sapladım. Ve bir kez de karısı için bıçağımı kalbine sapladım. Ardından lavabodaki çeşmeyi açtım. Bıçağımı yıkayıp çantama attım. Son olarak çantamdan telefonu alıp adamın fotoğrafını çektim ve banyodan çıktım.

 

Adamın çantası yatağın yanında yerde duruyordu. Onu elime aldım ve yatağa koyup açtım. İçinde bir kaç evrak gereksiz ıvır zıvır vardı. Para dolu zarfı görünce gözlerim parladı. Dudaklarımı iştahla yaladım ve zarfı alıp çantama attım. Yerde duran kıyafetlerimi giydim. Artık burada işim bitmişti. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Arabanın yanına geldim ve arabaya atladım. Arabayı çalıştırıp gaza bastım. Dikiz aynasından baktığımda motel geri de kalmıştı..

 

Loading...
0%