@a_lotus_1
|
Bugün günlerden neydi? Onu bile bilmiyordum. Zaman akıp gitmişti ve hakim karşısına çıkmıştım. Ama yine bir şey söylememiştim. Orada Nicolas'ı görmüştüm. Bana özlem dolu bakışlarla bakmıştı. Açıkcası bende onu çok özlemiştim. Şimdi ise cezaevindeydim. Burada bazı mahkumlarla tanışmıştım. Laura ve Alice şuan etkinlik salonundaydı. Ben ve Sandra ise lavabodaydık. Sandra kısa siyah saçlıydı. Alice ile ikisi kızlardan hoşlanıyordu.
Sandra cebinden sarılmış sigara çıkardı. Ona şaşırmış gözlerle baktım. "Bunu nereden aldın? Hem yasak değil mi?" diye sordum. Sandra bana bakıp sırıttı ve elindeki sigarayı yakıp dumanını içine çekti. Ardından sigarayı bana uzattı. "İç bakalım tadını beğenecek misin?" dedi. Elinden aldım ve sigaranın dumanını içime çektim. Tadı sigaraya benzemiyordu. Sigaradan bir kez daha çekip ona uzattım. "Bu sigara değil." deyip ona baktım. Sandra bana bakıp "Akıllı kız." deyip güldü.
Ona tek kaşımı kaldırdım. "Esrar mı bu yoksa?" diye sordum. Sandra başını salladı ve sırıttı. Ardından sigaradan çekip dumanı geri bıraktı. "Gardiyan kadınların bazıları kızlardan hoşlanıyor." dedi. Ona şok olmuş bir şekilde baktım. Sandra eline sigarayı aldı. Dumanı havaya üfleyip "Ben onları mutlu ediyorum onlarda beni." deyip güldü.
Sandra yanıma yaklaşıp yüzümden tuttu. Dudaklarımdan öpmeye başladı. Nefesi nane ve esrar kokuyordu. Ama bu hoşuma gitmişti. Bende onun kafasından tutup saçlarını okşamaya başladım. Ardından geri çekildim. Nefes nefese kalmıştım. Nefesimi düzene sokup ona baktım. Sandra gözlerindeki mutlulukla bana bakıyordu. "Dudakların çok tatlıymış." deyip diliyle ağzını yalamıştı. "Sende çok tatlısın." dedim ve bana uzattığı sigaradan çektim.
Sandra bir kaç yıldır buradaydı. Hırsızlık ve gasptan hüküm giymişti. Bir kez de nefsi müdafaa ile adam öldürmekten. Bende ona başımdan geçenleri anlatmıştım. "Sevgilin Nicolas çok şanslı senin gibi çıtır bir sevgilisi var." dedi ve göz kırptı. "Bende çok şanslıyım. Onun gibi bir sevgilim ve senin gibi bir kız arkadaşım var." dedim.
Sandra'ya yaklaşıp dudaklarından öpmeye başladım. Sandra elleriyle başımdan tuttu. İkimiz şehvetle ve tutkuyla öpüşmeye başladık. Sandra üzerimdeki tulumun fermuarını açmıştı. Elleriyle her yerimi okşuyor ve sıkıyordu. Nefese nefese kalınca geri çekildim. Sandra'nın gözleri bacak arama kaydı. "Onun da tadına bakmak istiyorum." dedi ve diliyle dudaklarını yaladı. Gülümsedim ve onu tuvalet kabinine çektim. Üzerimdeki tulumu çıkarıp bir kenara attım. Sandra'da külodumu tutup çıkarmıştı.
Klozetin kapağı kapalıydı. Onun üzerine oturup biraz öne kaydım ve bacaklarımı açtım. Sandra bacak arama iştahla bakıp dudaklarını yaladı. Ardından önümde diz çöktü. Diliyle içime girip çıkmaya hafif darbeler vurmaya başladı. Bende bir elimle ağzımı kapatıp inlememi bastırmaya çalıştım. Diğer elimle de kızın saçlarını okşuyordum. "Off çok iyisin bebeğim." dedim. Sandra bunu duyunca beni daha çok azdırdı. Sandra son kez bacak arama öpücük kondurup ayağa kalktı.
Ona bakıp gülümsedim ve toparlanıp ayağa kalktım. "Hadi sıra sende." deyip ona göz kırptım. Sandra mutlu bir yüz ifadesiyle üzerindeki tulumu çıkarıp yerdeki benim tulumun üzerine atmıştı. Bu sefer ben onun külodunu asılıp çıkardım ve bir köşeye attım. Sandra geçip klozet kapağına oturdu. Öne doğru gelip bacaklarını açmıştı. Bende önünde diz çöktüm. Bacak arasına dilimle önce hafif darbeler vurdum. Ardından dilimle içine girip çıkmaya başladım. Eliyle kafamı tutup başımı bacak arasına bastırıyordu. Dilimle hızlı hareketler yapmaya baskı uygulamaya başladım. Bu Sandra'nın daha çok hoşuna gitmişti. Çünkü inlemeye başlamıştı.
Sesi çıkmasın diye bir eliyle ağzını kapatıyordu. Onun bacak arasına öpücük kondurup ayağa kalktım. Sandra'nın yüzü terlemişti ve nefes nefese kalmıştı. "Sen neymişsin be." dedi ve bana öpücük attı. "Hoşuna gitti mi?" diye sordum. Sandra boğazını temizleyip "Hemde nasıl çok hoşuma gitti." dedi. Yüksek sesli bir zil sesi duyuldu. Bu zil sesi yemek vaktiydi. İkimiz de yerdeki iç çamaşırımızı giyip ardından tulumlarımızı giydik. Tuvaletten çıkıp diğer arkadaşlarımızın yanına gitmiştik.
Yemek sırasına girip yemeğimi aldım. Ne olduğunu bilmediğim bir yemekti daha doğrusu ne bulurlarsa karıştırmışlardı. İçinde bütün sebzeler vardı. Kokusu da iğrenç kokuyordu. Bir anda iştahım kapandı. Ama açlıktan ölüyordum ve mecbur o yemeği alıp bir masaya geçtim. Sandra'da yanıma gelip oturmuştu. Yüzünde mutlu bir ifade vardı. Ona baktığımı görünce göz kırpıp "Afiyet olsun bebeğim." dedi. "Sana da afiyet olsun bitanem." deyip gülümsedim ve önümdeki yemeği yemeye başladım.
Kadın gardiyan yanıma geldi. "Angela Connell ziyaretçin var." dedi. Herkes bana dönüp bakmıştı. "Kim olabilir ki?' diye soran Sandra'ya dönüp bilmem der gibi dudağımı büzdüm. "Git öğren bakalım sonra bana söylersin." dedi. Ona başımı salladım ve kalktım. Kadın gardiyanla beraber yemekhaneden çıktık. Yine kilitli kapılar önümüzde açılıp arkamızdan kapanıyordu. Buraya açıkcası arkadaşlarım sayesinde biraz olsun katlanıyordum. Ziyaretçi odasına girdik. Arkası bana dönük sarışın bir adam masada oturuyordu. Kadın gardiyana dönüp baktım. Gardiyan kadın başını sallayıp kenara geçmişti.
Bende masaya doğru yürüdüm. Boğazımı sesli bir şekilde temizleyip "Beni görmek istemişsiniz?" dedim. Adam bana dönünce gördüğüm yüzle hem şok yaşadım hemde sevinç.. "Adrian burada ne işin var?" diye sordum. Adrian ayağa kalkıp yanıma geldi ve bana sarıldı. Ardından geri çekildi ve bana bakıp "Haberler de duydum ve iyi olduğunu görmek için buraya geldim." dedi. Karşısındaki sandalyeye geçip oturdum. Adrian da kendi yerine geçip oturmuştu. "Angela gerçekten sen bir seri katil misin?" diye sordu. Ona bir şey diyemedim sadece başımı salladım. Adrian nefesini verdi. "Arkadaşın Nicolas'ta seri katilmiş." dedi.
Onun mavi gözlerinin içine baktım. "Bunları burada konuşmak istemiyorum." dedim ve gözümü gardiyan kadına diktim. Adrian arkasına dönüp baktı. Ardından bana dönüp "Burada sana nasıl davranıyorlar?" diye sordu. Yüzüme tebessüm kondurup "İyiyim beni merak etme hem arkadaşlarımda var." dedim. Aslında burada değil de dışarıda olmayı tercih ederdim. "Bak ne diyeceğim kefalet borcunu ödeyip seni buradan çıkaracağım." dedi. Şok olmuş bir yüzle ona baktım. Benim için bu büyük bir adımdı. "Ama neden beni daha tam olarak tanımıyorsun ki." dedim ardından "Hem bak ben bir seri katilim." diye ekledim.
Adrian gözlerimin içine baktı. "Umurumda değil." dedi. Tek kaşımı kaldırdım. "Ama çok para istiyorlar." dedim. Yüzündeki gülümsemeyle "Bende çok zenginim." dedi. Cebinden sigara paketi çıkarıp bana uzattı. Paketin içinden bir tane sigara alıp dudaklarımın arasına koydum. Adrian elindeki zippo çakmakla sigaramı yakmıştı. Ardından kendine de bir tane sigara yaktı. Göz ucuyla gardiyan kadına baktım. Ama kadın başka yerlere bakıyordu. Demek ki Adrian ona para vermişti. Para için yapmayacakları şey yoktu. "Ne diyorsun? Kabul ediyor musun?" diyen Adrian'a döndüm.
Onunla barda ayak üstü tanışmıştık. Ben daha onun ne iş yaptığını ve kim olduğunu bile bilmiyordum. Adrian ağzındaki sigara dumanını üfleyerek "Sen iyi bir kızsın Angela ben inanıyorum." dedi. O an gözlerim dolmuştu ve gözlerimi kapattım. Göz yaşlarım yanaklarımdan akıp gitmişti. Gözlerimi geri açtım ve ona baktım. "Peki erkek arkadaşım ne olacak?" dedim. Adrian kaşlarını çatmıştı. Sigarasının dumanını içine çekip sonra dumanı geri bıraktı. "Zaten onun yüzünden bunlar başına gelmedi mi?" dedi. Sigaramı küllüğe koydum ve öne eğildim. "Onun hiç bir suçu yok. Onu bu işe ben bulaştırdım." dedim ve ayağa kalktım.
"Ben artık gitsem iyi olur." dedim ve gitmek için hamle yaptım. Adrian elimi tuttu ve ayağa kalkıp önüme geçti. "Angela seni seviyorum. Bunu o gün barda anladım. Sana ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım." dedi ardından "İşte şimdi karşımdasın ve seni bir kez daha kaybetmek istemiyorum." dedi ve elleriyle yüzümü tuttu. Gözlerimi kapattım ve dudaklarımı araladım. Adrian'ın dudaklarını dudaklarımda hissettim. Dudaklarımı şehvet ve tutkuyla öpmeye başladı. Bende ellerimi ensesine getirip ona karşılık vermeye başladım.
Adrian nefese nefese kalınca geri çekildi ve bana sarıldı. Daha sonra kokumu içine çekmiş "Seni seviyorum Angela." demişti. Gözlerim yine dolmuştu. Onun parfüm ve sigara karşımı kokusu nedense hoşuma gitmişti. Bende onun kokusunu içime çektim. Nicolas beni böyle görseydi acaba ne tepki verirdi? O an onun düşüncesiyle irkildim ve geri çekildim. Adrian'ın gözlerinin içine baktım. "Üzgünüm." dedim ve onun yanından geçip gittim. Adrian'ın sesini duydum ama arkama bakmadım. "Ne olursa olsun seni buradan çıkaracağım. Seni seviyorum Angela." demişti. İçimde heyecan vardı ve bir gün Adrian sayesinde serbest kalacağımı biliyordum. Gardiyan kadın koluma girmişti ve beni oradan çıkarmıştı..
|
0% |