İçimde Nicolas'ı göreceğim için heyecan vardı. Adrian'ın görevlilerle konuşup yanıma gelmesini bekliyordum. Adrian yanıma gelmiş "Birazdan Nicolas'ı getirirler." demiş ve yanıma oturmuştu. Kalbim heyecandan küt küt atmaya başlamıştı. Bekleme salonundaki kapıya bakıyordum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Yanında erkek gardiyanla birlikte Nicolas kapıda görünmüştü. Beni görünce Nicolas'ın yüzü parlamıştı. Ayağa kalktım ve Nicolas'a doğru gidip ona sarıldım.

Nicolas'ın elleri sırtımdaydı. Beni kendine çekip kokumu içine çekmişti. "Seni çok özledim bebeğim." demiş ve boynumdan öpmüştü. "Bende seni çok özledim bitanem." dedim. Gözümden bir kaç damla göz yaşı akmıştı. Nicolas geri çekilip masada oturan Adrian'a bakmıştı. Bende gözlerimi Adrian'a çevirdim. Adrian kıskanmış bir ifadeyle bize bakıyordu.

Nicolas boğazını temizlemiş "Seni ceza evinden bu adam mı kurtardı?" diye sormuş ve bana bakmıştı. Bir şey demedim ve başımı evet anlamında salladım. Nicolas, Adrian'ın yanına gidip elini ona uzatmıştı. "Angela'nın serbest kalmasına yardım ettiğin için teşekkür ederim." demişti. Adrian, Nicolas'ın elini sıkıp "Ben sadece yapmam gerekeni yaptım." demişti. Nicolas masaya oturunca bende onun yanına oturmuştum.

"Sana burada iyi bakıyorlar mı?" diye sordum. Nicolas başını bana çevirip "O kadar iyi olmasa da idare eder." demiş ve kolunu omzuma atıp beni kendine çekmişti. "Ama seni düşünmediğim bir gün bile yoktu." dedi. "Bende seni hep düşündüm." dedim ve ona gülümsedim. Adrian boğazını sesli bir şekilde temizleyip "Angela arkadaşını gördüğüne göre buradan artık çıkabilir miyiz?" demişti. Bakışlarımı ona çevirip "Biraz daha zaman ver lütfen." dedim. Nicolas kaşlarını çatmıştı. "Sen Angela'yı buradan çıkarmış olabilirsin ama onu böyle yönetemezsin!" diye sitem etmişti.

Adrian ona bakıp gülmüştü. "Benim adım sen değil Adrian ve ayrıca Angela artık benim sevgilim oluyor." demişti. Nicolas öfke dolu gözlerini bana çevirmişti. "Angela neler oluyor?" diye sormuştu. Ona baktım ve yutkundum. "Angela'yı Avusturya'ya götüreceğim." diyen Adrian'a bakmıştık. "Onu hiç bir yere götüremezsin!" diyen Nicolas öfkeyle bağırmıştı. Adrian bakışlarını ona çevirip "Sen burada dört duvar arasında ona engel mi olacaksın?" demiş ve gülmüştü. "Merak etme seni buradan çıkaracağım." dedim ve Nicolas'a baktım. Adrian bana bakıp kaşlarını çatmış "Nasıl?" diye sormuştu.

Adrian'a gülümseyip bakışlarımı Nicolas'a çevirdim. "Gerekirse seni buradan kaçıracağım." dedim. Nicolas şaşırmış bir şekilde bana bakmış "Nasıl olacak o dediğin?" diye sormuştu. Adrian öfke dolu bir sesle "Sen kafayı mı yedin!" diye sitem etmişti. Nicolas'a dönüp yüzünü ellerimin arasına aldım ve dudaklarını öpüp geri çekildim. Bu öpücüğümü beklemeyen Nicolas şaşırmıştı. Daha sonra beni kendine çekip dudaklarıma öpücük kondurmuştu. Adrian'ın gözlerinde öfke ve kıskançlık vardı. Adrian ayağa kalkmış ve bakışlarını bana çevirmişti. "Hadi artık gidelim." demiş ve nefesini sesli bir şekilde vermişti.

Nicolas ona bakmış "Sen istersen git. Ama biz Angela ile daha konuşacağız." demişti. Adrian nefesini alıp verdi. "Seni arabada bekliyorum." dedi ve oradan çıktı. Bakışlarımı Nicolas'a çevirdim. "Siz ne ara bu kadar samimi oldunuz?' diye sormuştu. Bir şey demedim ve sadece onun yüzüne baktım. "Gerçekten onun sevgilisi misin?" diye sormuş ve kaşlarını çatmıştı. Nefesimi alıp verdim. "O öyle düşünüyor. Hem sen bunları düşünme ben seni buradan nasıl çıkaracağımı biliyorum." dedim. "Nasıl olacak o dediğin." dedi. "Bak şimdi etkinlik salonunda gerekli malzemeler var. Her hücrede de havalandırma borusu var." dedim. "Onları bende düşündüm. Ama oradan kaçmak o kadar da kolay değil." demişti.

Tek kaşımı kaldırdım. "O zaman ziyaret sırasında kılık değiştirip kaçabilirsin." dedim ardından "Ben buradan bir gardiyanı sana yardım etmesi için bulacağım." diye ekledim. Aklıma ilk gün ceza evine girmeden bana tecavüz eden gardiyan gelmişti. Onu şikayet etsem görevinden alınıp ceza evine gönderirlerdi. Ama şikayet etmeyip Nicolas'ın kaçmasına yardım etmesini sağlasam daha iyi olurdu. Nicolas kaşlarını kaldırıp "Hangi gardiyanmış bu bana yardım edecek." demişti. Ayağa kalktım ve gözlerimi kapıya çevirdiğim de o gardiyanı gördüm. Adamda beni görünce şaşırmıştı. Bakışlarımı Nicolas'a çevirip "Bekle burada şimdi geliyorum." dedim ve kapıya doğru yürüdüm. "Nereye?" deyip arkamdan seslenmişti. Gardiyanın yanına gittim. "Beni burada görmeyi beklemiyordun sanırım." dedim ve sırıttım.

Gardiyan bana şok olmuş gözlerle bakıyordu. "Hayır beklemiyordum." diye bilmişti. "Şimdi seninle bir anlaşma yapacağız." dedim. Bana kaşlarını çatıp baktı. "Ne anlaşması?" diye sordu. "Bana tecavüz ettiğin için senden şikayetçi olmayacağım. Ama sen Nicolas'ı buradan çıkarmak için bana yardım edeceksin." dedim. Adam şaşırıp bana bakmış "Böyle bişey yapmayacağım." demişti. Ona kaşlarımı çattım. "İyi o zaman artık sende burada gardiyan değil. Sıradan bir mahkum olursun." demiştim.

Gözlerindeki şok olmuş ifadeyle "Lütfen şikayetçi olma. Tamam ne gerekiyorsa yapacağım. Ama bana biraz zaman ver." demişti. Başımı sallayıp "Tamam istediğin kadar zaman veriyorum. Ama çabuk olsan iyi olur." dedim. Gardiyan başını sallayıp gitti. Bende beni bekleyen Nicolas'ın yanına gitmiştim. Nicolas ayağa kalkıp "Ne konuştunuz?" diye sordu. "Seni o buradan çıkaracak, sadece biraz bekleyeceksin." dedim ve gülümsedim. Nicolas'ın gözleri parlamıştı. Bana sarılınca bende ona sarıldım. "Yakında özgür olacaksın." diye fısıldamıştım.

Nicolas geri çekildi ve elini çeneme getirip tuttu. Dudaklarımı öpmeye başlamıştı. Bende ona karşılık verdim. Nefes almayı bile unutmuştuk ve anın tadını çıkarıyorduk. Nefes nefese kalan Nicolas geri çekilmişti. Gözlerimin içine bakmış "İyi ki senin gibi biri hayatımda seni seviyorum." demişti. Onun gri gözlerinin içine bakıp "Bende seni seviyorum." dedim ve dudaklarını öptüm. Nicolas'ı buraya getiren gardiyan yanımıza gelmiş "Artık gitmemiz lazım." demişti.

Nicolas'a sarıldım ve onun kokusunu içime çektim. Nicolas'ta benim kokumu içine çekmiş "Kendine iyi bak Angela." demişti. Gözlerim dolmuştu ve yutkunup "Sende kendine dikkat et." diye bilmiştim. Gözlerimi kapatınca bir göz yaşı yanağımdan kayıp gitmişti. "Seni her zaman seveceğim." dedi. Ellerimle göz yaşımı silip ona baktım. "Bende seni her zaman seveceğim." dedim ve gülümsedim. Nicolas'ta bana bakmış ve gülümsemişti. Nicolas gardiyanla birlikte gittiğinde göz yaşlarım benden habersiz akmaya başlamıştı.

Oradan çıkıp beni bekleyen Adrian'ın arabasına binmiştim. Adrian bana bakmış "Onu çok mu seviyorsun?" diye sormuştu. Gözlerimdeki yaşlarla ona baktım. "Seviyorum." dedim. Adrian burnundan nefesini verip bir şey demeden arabayı çalıştırıp gaza basmıştı. Adrian ellerinin arasındaki direksiyonu parmaklarıyla sıkıyordu. Adrian bana kısa bir bakış atıp "Peki beni hiç sevdin mi?" diye sormuştu. "Bilmem." diye cevap verdim. Başını salladı ve yola bakmaya devam etti. "Sen beni sevmesen de ben seni seviyorum." demişti. Adrian boşta kalan eliyle elimi tutmuş ve dudaklarına götürüp öpmüştü. "Ailem bizi yarın bekliyor." dedi. Duyduklarımla şok olmuştum. Başımı çevirip ona baktım. "Ailen mi?" diye sordum. Bana kısa bir bakış atıp gülümsemiş "Seni ailemle tanıştıracağım." demişti.

Elimi elinin arasından çekip "Tanıştıracağım derken?" diye sordum. Adrian nefesini alıp verdi. "Normal tanışma işte." deyip gülmüştü. Boğazımı temizledim. "Peki ailen benim bir seri katil olduğumu bilse ne tepki verir? Onu hiç düşündün mü?" diye sordum. "Ne tepki verirlerse versinler ben seni seviyorum." demiş ve tekrar yola bakmıştı. Adrian beni seviyordu biliyordum ama ailesi beni hiç hoş karşılamayacaktı işte ona adım kadar emindim. Adrian bir müzik açmış ve müziğe eşlik etmeye başlamıştı. "Bir seri katil ile birliktesin belki sana da zarar veririm. Hiç mi korkmuyorsun?" diye sordum. Adrian boğazını temizleyip bana baktı. "Hiç korkmuyorum." dedi ve gülümsedi. "Hem zaten seni öldürmem ki." deyip bende ona gülümsemiştim..