Araba sağa sola sallanmaya başlamıştı. Arabayı durdurdum ve indim. Patlayan tekerine bakıp "Lanet olsun." dedim ve tekere tekme attım. Issız yolda öylece kala kalmıştım. Hemen bagajı açıp yedek teker var mı diye baktım. Ama lanet olsun ki yokmuş. Bende otostop çeksem acaba beni de öldürürler mi? Ama yok ya ben bu cazibeyle onları baştan çıkarırım.

Bir araba yavaşlayıp durmuştu. Elimi bile kaldırmama gerek kalmamıştı. Arabanın kapısı açıldı. İçinden kumral gri gözleri olan bir adam çıktı. Off oldukça yakışıklı biri.. Keşke suç ortağım olsa beraber cinayet işlesek diye içimden geçirdim. Adam kaşlarını çatıp bana baktı. "Arabanız mı bozuldu?" dedi. Tekere vurup "Hayır teker patladı." dedim. Önce tekere baktı sonra bakışlarını bana çevirip "Yedek tekeriniz var mı?" diye sordu.

Hayır anlamında başımı iki yana salladım. "Çekici mi çağırsak." dedi. Sen geldin ya işte senden başka çekici mi var? "Telefon çekmiyor ki" dedim. Cebinden telefonunu alıp baktı ve kaşlarını çattı. "Siz beni en yakın benzin istasyonuna götürür müsünüz?" dedim. Başını sallayıp "Tamam atlayın." dedi. Onun arabasına doğru yürüdüm ve bindim. Adamda arabaya binip çalıştırdı. Bana kısa bir bakış atıp "Bu saatte burada ne işiniz vardı?" diye sordu ve gaza bastı. "Öylesine dolaşıyordum." deyip ona baktım. "Anladım." dedi. Benzin istasyonu görünmüştü. İstasyona girince Adam arabayı yavaşlatıp durdurdu. "Teşekkür ederim." dedim ve arabadan indim.

Çok acıkmıştım. Çok da uykum gelmişti. Markete girdim ve kendime bisküvi ve su aldım. Zarftan bir miktar para çıkarıp kasiyere verdim ve marketten çıktım. Suyun kapağını açıp büyük bir yudum aldım. Elimdeki bisküviyi yemeye başladım. Araba halen daha oradaydı ve gitmemişti. Yavaş adımlarla arabanın yanına yaklaştım. Camlar siyah film kaplı olduğundan içini göremedim. "Birine mi baktın?" diyen sesle sıçrayıp döndüm. Beni buraya getiren adam karşımda sırıtıyordu.

Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. "Evet sana baktım. Sen neden gitmedin ki." dedim ve yutkundum. "Sana göz kulak olmak için gitmedim." dedi. Anlamayan bakışlarla ona baktım. "Yani başına bir şey gelmesin diye kaldım." deyip gülümsemişti. Ah bir bilse benim değil onların başının belada olduğunu acaba ne derdi? "Anladım" deyip bende ona gülümsedim. "Gidecek yerin var mı?" diye sordu.

Olumsuz anlamda başımı salladım. "İstersen bu gecelik arabamda kalabilirsin." dedi. "Tamam." dedim ve arabasına bindik. "Bu arada adın ne?" diye sormuştu. Ona başımı çevirdim. "Angela" dedim ardından "Peki senin adın ne?" diye sordum. "Nicolas" dedi. Nicolas bir müzik açmıştı. Arabada sadece müzik sesi vardı. Ona dönüp baktığımda beni izlediğini gördüm.

Gözlerim onun dudaklarına kaymıştı. O dudakları öpmek istiyordum. Gözlerimin dudaklarına gittiğini gören Nicolas bana yaklaşmıştı. Ellerini yüzüme yerleştirip beni kendine çekti. Ben hiç itiraz etmedim. Zaten itiraz etmekte istemiyordum. Dudaklarımız birleşti ve öpüşmeye başladık. Nefes almayı o an için unutmuştum. Nefes nefese kalınca beni bırakıp geri çekildi. Ona tebessüm edip dudaklarımı dilimle yaladım.

Onunda mutluluktan gözlerinin içi parlıyordu. "Daha fazlasını istiyorum." dedim utangaç bir sesle.. Bir anda yüzü parladı ve bu hoşuna gitmişti. "Ama burada olmaz daha tenha bir yere gitmemiz lazım." dedi ve arabayı çalıştırdı. Agaçlı tenha bir yere gelmiştik. Arabayı park etmiş ve oturduğum koltuğu geriye yatırmıştı.

Ardından benim üzerime çıkmış ve biz öpüşmeye başlamıştık. Nicolas boynumu öperken bende onun saçlarını okşuyordum. Daha sonra göğüslerime gelip onları da öpmeye başlamıştı. Arada meme uçlarımı ağzına alıp emiyordu. Ben altında nefes nefese kalmıştım. "Seni içimde hissetmek istiyorum." diye bildim. Geri çekildi ve kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Bende kendi kıyafetlerimi çıkarmaya başladım. İkimizde tamamen çıplak kaldık. Tekrar üzerime geldi. Bacaklarımı açıp içime girdi ve beni becermeye başlamıştı. Arabada sadece ikimizin nefes sesleri yankılanıyordu.

Bir de arka plan da çalan şarkının sözleri onlara karışmıştı. Ona mutlu bir şekilde baktım. Nicolas terlemişti ama yinede çok tatlıydı. Nicolas'ta bana mutlu bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Kararımı vermiştim. Bu adam benim suç ortağım olmalıydı. Üzerimden çekilip kıyafetlerini giymeye başladı. Bende tavanın izin verdiği ölçüde kıyafetlerimi giydim.

"Biraz hava almam lazım." dedim ve arabadan çıktım. Nicolas'ta arabadan çıkıp yanıma gelmişti. Arabanın kaputuna yaslandım. "Hiç tanımadığın bir kıza yardım edip arabana alıyorsun ve arabada onunla seks yapıyorsun." deyip güldüm. Benim gibi o da arabanın kaputuna yaslandı. "O kız bir seri katil çıksa o zaman ne yaparsın?" diye sordum. Nicolas şaşırmış gözlerle bana baktı. "Sen mi?" deyip sırıtmıştı. Tek kaşımı kaldırdım. "Neden olamaz mı?" dediğim de hiç bir şey demedi.

Gözlerinin içine baktım korku kırıntısı aramak için ama o gözlerde korku değil sadece ilgi vardı. Nicolas sonra ceplerini yokladı. Sigara paketini çıkarıp bana uzattı. Bende içinden bir tane alıp sigarayı dudaklarımın arasına koydum. Nicolas elindeki siyah zippo çakmakla sigaramı yaktı. Dumanı içime çektim ve ona bakıp geri üfledim. Ardından boğazımı temizleyip "Ya olsaydım tepkin nasıl olurdu?" diye uzaklara bakıp sordum.

Nicolas kahkaha atmıştı. "Açıkcası hoşuma giderdi." dedi. Sigarasını dudaklarının arasına alıp dumanı içine çekti. Yüzüme o an bir sırıtış yayıldı. Açıkcası bende mutlu oldum. "Peki sen tanımadığın bir adamla, ıssız bir yerde arabada onunla seks yapıyorsun ve hiç mi korkmuyorsun." dedi. Başımı hayır anlamında sallayıp güldüm.

Biten sigara izmaritini yere atıp ayağımla söndürdüm. Nicolas'ta sigarasını yere attı. Boğazını temizleyip yutkundu. "Gerçekten seri katil misin?" diye sordu. Başımı salladım ve arabanın kapısını açıp çantamdaki telefonu aldım. Yanına gidip çektiğim fotoğrafı ona gösterdim. "Yarın haberler de bunu göreceksin." dedim ve sırıttım. "Bana denk gelmen iyi oldu. Çünkü bende senin gibi bir seri katilim." demiş ve kahkaha atmıştı. Gözlerimi devirdim ve dalga geçme der gibi onun suratına baktım.

Cebindeki telefonu eline aldı ve bazı fotoğraflar gösterdi. Bu kurbanlar daha önce televizyonda gördüğüm insanlardı. "O zaman benim suç ortağım ol." dedim. Tebessüm etti ve başını salladı. "Olur neden olmasın." dedi. İşte o an çok mutlu olmuştum ve ona sarılıp dudaklarına öpücük kondurdum. Beni kendine çekip boynumdan tuttu. Dudaklarımı öpmeye başladı. Dişlerimde dilini hissedince ağzımı açtım. Nicolas'ta dilini ağzımın içine kaydırmıştı. Öyle öpüşmeye devam ettik. Nefes nefese kalınca geri çekildi. Nefesimi düzene sokup ona baktım.

Nicolas bana göz kırpmıştı. "İstersen seninle ilk cinayetimizi işleyelim." dedi. Yüzümdeki tebessümle başımı salladım. "Buralar da ev var mı sence?" dedim. Nicolas'ta etrafına bakıp bilmem der gibi dudağını büzdü. Arkamı dönüp arabadan çantamı aldım. Sonra onun yanına geldim ve elinden tutup "Hadi gel bakalım." dedim.

"Araba burada mı kalacak?" diye sordu. "Sonra onu gelir alırız." dedim. Yüzündeki gülümsemeyle bana baktı. "Aslında gerek yok zaten araba çalıntıydı." dedi. Ardından elimi tuttu ve beraber yürümeye başladık. Heyecanlıydım ve yanımda suç ortağımla ilk kez cinayet işleyecektik.

Elleri o kadar sıcaktı ki elimi tutuşu bile hoşuma gidiyordu. Nicolas nefesini alıp verdi. "Ne zamandır cinayet işliyorsun?" diye sormuştu. Ona kısa bir bakış attım. "İlk kez moteldeki adamla başladım." dedim. "Peki sen ne zamandır cinayet işliyorsun?" diye sordum. Nefesini sesli şekilde verdi. "Bir kaç sene oluyor." dedi. Biz gecenin sessizliğinde el ele ormanda yürüyorduk..