Yeni Üyelik
21.
Bölüm

Bölüm 21 "VİETNAM"

@a_lotus_1

Kollarının arasına alıp beni kendine doğru çekip dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Geri çekilip "Seni çok özledim Angela." demişti. Gözlerinin içine bakıp "Bende seni özledim Nicolas" deyip dudaklarından öptüm. "Hadi kalacak bir yer bulalım." deyip elimden tuttu. Onun peşinden yürüyüp etrafta az ev bulunan sokakta yürümeye başladım. "Sence bu evlerden kaçında yaşayan var?" diye sordum. Bana bakmadan "Bilmem hem birileri varsa bile onları öldürüp evlerini elinden alırız." demişti. Şehirden uzak kıyı kesiminde bir ev bulmuştuk. Oraya doğru karanlıkta sokak lambalarının eşliğinde ilerledik. Koyu kahve sunta bir kapı bizi karşılamıştı.

 

Nicolas kapı kilidine doğru eğilip "Bitanem maymuncuğu verir misin?" dedi. Siyah büyük sırt çantasından maymuncuğu çıkarıp ona uzattım. "Teşekkür ederim tatlım." deyip elimden aldı ve kapı kilidini kurcalamaya başladı. Nicolas'ı arayıp evden gizlice çıkıp yola çıkmıştım. İkimizde bir gün içinde Vietnam'a gelmiştik. Sonunda tekrar yeniden beraberdik. Tık diye bir ses duyunca gözlerimi kapıya çevirdim. Nicolas yüzündeki gülümsemeyle ayağa kalkmıştı. "Hadi girelim." deyip çantayı aldı. Onun arkasından bende içeriye girmiştim. Holden geçip koridora çıkmıştık. Ev tek katlıydı. Sessiz adımlarla ilerliyorduk. Nicolas elindeki küçük fenerle orayı aydınlatıyordu. İkimizin ellerinde doktor eldiveni vardı. Benden sonra tanıştığı kız olan Monica ona gerekli olan bütün malzemeleri sağlamıştı.

 

Kapalı olan bir kapıyı yavaşça açmıştı. İçeriden nefes sesleri geliyordu. Duvara dayalı olan büyük bir yatakta iki kişi uyuyordu. Nicolas bakışlarını bana çevirmiş "Burada kal." demiş ve tekrar önüne bakmıştı. Sessiz adımlarla yatağa yaklaşıp elindeki silahı adama doğrulup onu uyandırmıştı. Adam önce şok olmuş bir şekilde ona bakıp ardından elindeki silaha korkuyla bakmaya başlamıştı. "Lanet olsun! Burada neler oluyor!" diye sitem etmişti. "Sesini kes ve sakın kıpırdama." deyip elindeki silahın kabzasıyla adamın başına vurmuştu. "Neler oluyor!" diyen ve çığlık atan sesle başımı yataktaki kadına çevirdim. "Kapa çeneni." dedim ve yatağın yanına gidip kadını tuttum. "O çeneni kapatmazsan güzel ağzını dağıtmak zorunda kalırız." dedim. Ardından bakışlarımı yatakta sessizce yatan adama çevirdim. Adam sanırım bayılmıştı ve başından kan geliyordu.

 

Nicolas nefesini verip çantayı eline almış ve içinden siyah plastik kelepçe çıkarmıştı. Adamı çevirip ellerini arkasından bağladı. Kadın korku dolu gözlerle bize bakıp "Ne olur bize zarar vermeyin. Para istiyorsanız kasada var. Ama ne olur bize zarar vermeyin." diye yalvarıyordu. Ay ışığının altında gözleri parlıyordu. Giydiği gecelikten göğüsleri gözüküyordu. "Kadını da bağlamamız lazım." diyen Nicolas'a baktım. Kadını yataktan kaldırıp ellerini arkasına getirdim. Ama o direnmeye başlamıştı. Arkadan onun belinden tutup kulağına "Rahat dur, seni öldürmemizi istemiyorsan bize itaat et." dedim. Kadın başını sallayıp "Tamam bana zarar vermeyin. Ne isterseniz yaparım." demişti. "Güzel akıllı kadınsın." dedim ve ellerini arkasından bağladım.

 

Nicolas yarı baygın adamı orada bulunan banyoya sokmuş ve kapıyı arkasından kapatmıştı. Kadını yatağa oturtup omuzlarından tutuyordum. "Lütfen bize zarar vermeyin. Biz size bir şey yapmadık." diyen kadını duymazdan geliyordum. Nicolas'ın silahını elime alıp kadının başına dayadım. "Kes sesini ve çıt çıkarma." dedim. Kadın korku dolu gözlerini gözlerime dikmişti. Banyodan gürültüler geliyordu. Kadının önünde diz çöküp ayağına kelepçe takacağım sırada kadın beni omzumdan itip kapıya doğru koşmaya başlamıştı. Sırtım yerdeki halıya değmişti. "Nico kadın kaçıyor." diye seslenip ayağa kalktım ve odadan çıktım. Arkamdan koşan Nicolas küfürler savuruyordu. Nicolas kadını dış kapıyı açmaya çalışırken yakaladı. Ona öyle bir yumruk atmıştı ki kadın yere düşmüştü. "Lanet olası sürtük senin derdin ne?" diye sitem edip burnundan solumuştu.

 

Bakışlarını bana çevirip "Nasıl onu elinden kaçırırsın! Aklın nerede senin!" diye bana sitem etti ve kadını saçından tutup ayağa kaldırdı. Kadının kafasını kendine yaklaştırıp "Bir daha böyle bir delilik yaparsan bedenini delik deşik ederim!" diye sitem etti. Kadın gözlerindeki yaşlarla ona bakıp nefesini alıp vermişti. Nicolas kadını yatak odasına geri götürmüştü. Bende arkalarından gittim. Banyo kapısı açıktı ve adam boylu boyunca yerdeki beyaz fayansta yatıyordu. Nicolas kadının ayak bileğine plastik kelepçeyi takmıştı. Banyoya doğru ilerleyip açık olan ışığın altındaki bedene baktım. Adamın yüzü tanınmaz haldeydi. Bedenindeki kesiklerden kanlar geliyordu. Adam kesik kesik nefesler alıyordu. "Güzel bir manzara değil mi?" diyen Nicolas'ın sesiyle irkilmiştim.

 

Bakışlarımı ona çevirdim ama bir şey demedim. Nicolas yanımdan ayrılıp yatak odasına girdi. Bende arkasından banyo kapısını kapatıp odaya girmiştim. Nicolas kadını yataktan kaldırıp omzuna atmıştı. "Kadını nereye götüreceksin?" diye sordum. Bana bakmadan kapıya doğru yürüdü. "Bodruma." deyip odadan çıkmıştı. Orada bulunan yatağa oturdum. Odayı sadece ay ışığı aydınlatıyordu. Yerde Nicolas'ın küçük el fenerinin ışığı açık bir şekilde duruyordu. El fenerini elime alıp kapattım ve çantaya koydum. Cebimden telefonumu çıkarıp saate baktım. Saat gece yarısını geçmişti. Nicolas gelip yatağa yanıma oturmuştu. Ona dönüp "Kadına ne yaptın?" diye sordum. Cebinden sigara paketini çıkarıp "Hiç bir şey yapmadım. Orada biraz dursun." dedi ve sigara paketinden sarılmış bir sigara çıkarıp yakmıştı.

 

Elindeki sigarayı alıp ağzıma götürdüm. Nicolas bana bakıp "Angela ne yapıyorsun!" diye ufak bir sitem etmişti. Sigarayı ağzımdan çıkarıp ona göz kırptım. Ağzımdaki dumanı havaya üfledim. Nicolas elimden sigarayı alıp içmeye başlamıştı. "Monica ile hiç yattın mı?" diye sordum. Başını bana çevirip "Nereden çıktı şimdi bu?" diye sormuştu. Onun gri gözlerinin içine bakıp "Sadece merak ettim." dedim. Nefesini verip yutkundu. "Yattın mı?" diye bir kez daha sordum. Bakışlarını başka tarafa çevirip "Evet." demişti. Nefesimi alıp yutkundum. "Ona karşı bir şeyler hissettin mi?" diye sordum. Sigara dumanı ağzından çıkıp havaya karışmıştı. "Bilmiyorum." dedi ve ayağa kalkıp elindeki izmariti yere attı. Ayağıyla izmarite basıp söndürmüştü.

 

"Sen yoksa ona aşık mı oldun?" dedim ve ayağa kalktım. Bakışlarını bana çevirip "Kız tatlıydı tamam ama senin kadar değil." demiş ve beni yüzümden tutup dudaklarıma yapışmıştı. Elleri bedenimin her yerini okşayıp geçiyordu. Dudaklarının arasındaki dudaklarım resmen eriyordu. Şehvetle öpüşüp birbirimizin tadına bakıyorduk. Nicolas beni yatağa itip üstüme çıkmıştı. Dudakları bu sefer boynumdaydı ve elleri yine her yerimi okşuyordu. Elleri bacak arama gidince bedenimi bir zevk dalgası esir almıştı. Nefes nefese kalıp "Nicolas seni seviyorum." dedim. Biraz geri çekip bana baktı. "Bende seni seviyorum." dedi ve boynumu öpmeye başladı.

 

Külodumu kenara doğru sıyırıp parmaklarını içime sokmuştu. Altında inleyip saçlarını okşuyordum. Ben zevk patlaması yaşayınca geri çekilip dudaklarıma öpücük kondurdu. Ayağa kalktı ve elini bana uzatıp "Hadi şu banyodaki cesedin icabına bakalım." dedi. Elini tutup ayağa kalktım. Nicolas banyoya doğru gidip kapıyı açmıştı. Adam olduğu yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Nicolas adamın başına gelip "Hadi ayaklarından tut onu dışarı çıkaralım." demiş ve adamın koltuk altlarından tutmuştu. Bende gidip adamın ayaklarından tuttum. Cesedi evden çıkarıp bahçeye getirmiş ve toprak zemine koymuştuk. Nicolas orada bulunan küreği alıp toprağı kazmaya başlamıştı. Bende oralardan bir kazma bulup ona yardım ettim. Geniş ve derin bir çukur kazmıştık. Cesedi çukura yuvalarlayıp üstüne toprak atmaya başlamıştık. Etraf zifiri karanlıktı. Terlemiştim ve serin havada bedenim titriyordu.

Loading...
0%