@a_lotus_1
|
Nicolas'la bir bara gelmiştik. Elimdeki bardağa bakıyordum. Sigara dumanları bir sis tabakası gibi etrafımızı sarmıştı. Elimdeki bardaktan büyük bir yudum aldım. Arada bana bakan siyahi barmene bakıp tebessüm ediyordum. Barmen de bu jestimi görüp daha da mutlu oluyordu. Ama Nicolas bu durumdan hiç mutlu değildi. Ona aldırmadım çünkü o sürtükle gözlerimin içine bakarak birlikte olmuştu.
Bende onun gözlerinin içine bakıp bu yakışıklı siyahi barmenle birlikte olacaktım. Nicolas'ın kulağına eğildim. "Bu sefer sıra bende beni izle." dedim ve barmene doğru yürüdüm. Nicolas'ın kıskanç bakışlarını üzerimde hissediyordum. Yüzüme gülümsememi takıp "Selam yakışıklı bana da bir kokteyl hazırlar mısın?" dedim ve ona göz kırptım. Bana gülümsemiş "Tabiki hemen." deyip içkimi hazırlamaya başlamıştı.
Dudağımı yaladım. "Senin adın ne?" dedim. "Adım Dustin." dedi. "Bende Angela." dedim. "Çok güzel adında senin gibi." dedi. Sonra gözleri masada oturan Nicolas'a kaydı. "Sevgilin mi?" diye sordu. Nicolas'a başımı çevirip baktım. Nicolas sanki bizi öldürecek gibi bakıyordu. "Yok arkadaşım." deyip güldüm ve Dustin'e döndüm. İçkimi hazırlayıp önüme koymuş "İkramım olsun" demiş ve göz kırpmıştı. "Teşekkür ederim." dedim ardından "Ne zaman mesain biter?" diye ekledim ve adamın gözlerinin içine baktım. "Bir saat sonra." dedi.
"Tamam o zaman bir saat sonra buradan beraber çıkarız." deyip gülümsedim. Başını salladı ve diğer müşterilerle ilgilenmeye başladı. Nicolas'ın yanına gittim ve masaya oturdum. "Dustin bir saat sonra çıkacak." dedim. Nicolas bana baktı. "Vay demek adını da öğrendin." dedi. Ona baktığımda gözlerindeki kıskanç bakışları görmüştüm. "Biz bir saat sonra onun evine gideceğiz. Ben onunla birlikte olduktan sonra gelirsin." dedim. Nicolas kaşlarını çatmıştı. "Birlikte olmasan olmaz mı?" diye öfke dolu ses tonuyla sordu.
Gözlerimi devirdim ve ona baktım. "Sen gözlerimin içine bakarak o sürtüğü becerdin ama." dedim. Nicolas başını salladı ve hiç bir şey demedi. Bende içkimi içmeye devam ettim. Nicolas ayağa kalkıp "O zaman ben arabaya gideyim." demişti. Nicolas'ın elinden tutup "Bekle." dedim. Kaşlarını çatıp suratıma baktı. "Ben eve girince kapıyı açık bırakacağım. Sende eve gireceksin." dedim. "Tamam." deyip başını salladı ve dışarı çıktı. Bir saat göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Nihayet Dustin işini bitirip yanıma gelmişti.
"Benim işim bitti gidebiliriz." dedi. Başımı salladım ve çantamı aldım. Çıkışa doğru yürüdük ve dışarı çıktık. Yürümeye başlamıştık. "Evin buradan uzakta mı?" dedim. Dustin nefesini alıp verdi ve bana bakıp "Bir kaç sokak aşağıda." demişti. Nicolas'ın şuan bizi takip ettiğine adım kadar emindim. Bir evin önüne gelince durduk. Evi bir apartman dairesiydi. Açıkcası bu hiç hoşuma gitmedi. Çünkü bir çığlık sesi hemen duyulurdu ve komşuları polisi arayabilirdi. Eve girdik ve asansörle yukarı çıkmaya başladık.
Dairesinin olduğu kata gelince indik. Dustin anahtarla kapıyı açtığında içeri girdim. Evi küçük ama oldukça hoş bir yerdi.. Oturma odasına geçip kanepeye oturduk. "Evin güzelmiş küçük ve tatlı." dedim. Dustin bana bakıp gülümsedi. "Teşekkür ederim." dedi. Kanepeye biraz daha yerleştim. Kısa olan elbisem biraz daha kısalmıştı. Bacak bacak üstüne atıp ona döndüm. "Ne zamandır barda çalışıyorsun?" diye sordum.
Bakışını bacaklarımdan kaldırıp gözlerimin içine baktı. "Beş sene oluyor." dedi. Boğazımı temizledim. "Baya çokmuş." dedim. Dustin yutkunup "Ne içmek istersin?" diye sordu. "Viski." dedim. Başını sallayıp kalktı ve mutfağa gitti. Ardından elinde bir şişe viski ve iki bardakla geldi. Yanıma oturup bardakları ve şişeyi önümüzdeki sehpanın üstüne koydu. Ardından şişeyi eline alıp bardakları doldurdu. Birini bana uzattı diğerini de kendine aldı. İçkimden bir yudum aldım ve ona döndüm. Dudaklarımı dilimle yaladım. "Sigaran var mı?" dedim. "Evet bir dakika." deyip cebinden sigara paketini çıkardı ve bana uzattı. İçinden bir tane alıp ağzıma götürdüm.
Dustin elindeki çakmakla sigaramı yaktı. Sigara dumanını içime çektim. Onun gözlerinin içine bakıp dumanı dudaklarımın arasından geri bıraktım. Dustin kendine de bir sigara yakmış ve yanıma sokulmuştu. Bende ona biraz sokuldum. Başımı ona çevirip dudaklarımı araladım. Dustin bu jestimi görünce çenemi tutup dudaklarımdan öpmeye başlamıştı. Nefessiz kalıncaya kadar öpüştük.
"Ben daha fazlasını istiyorum." deyip dudaklarımı yaladım. Dustin gözlerinde ki parıltıyla elimi tutup beni kaldırmıştı. "Lavabo nerede?" diye sordum. "Koridorda soldaki kapı." dedi. "Sen yatak odasına git ben hemen geliyorum." dedim. Dustin başını salladı ve yatak odasına gitti. Bende dış kapının yanına gelip sessizce kapıyı açıp açık bıraktım. Ardından lavaboda elimi yıkayıp kuruttum ve yatak odasına girdim.
Dustin yatağın üstüne oturmuş, beni bekliyordu. Onun yanına gittim. Elinden tutup ayağa kaldırdım. Dustin'in yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarını öpmeye başladım. Dustin'de sırtımı ve saçlarımı okşuyordu. Sonra geri çekildi. İkimizde nefes nefese kalmıştık. Dustin daha sonra üzerimdeki elbiseyi çıkarıp kenara atmıştı.
Beni yatağa itmiş ve üzerime çıkmıştı. Sütyenimi çıkardıktan sonra göğüslerimi öpüp yalamaya başlamıştı. Altında nefes nefese inliyordum. Göz ucuyla odanın kapısına baktığımda Nicolas'ın gölgesini gördüm. Onun duyması için biraz sesimi yükselttim. "Dustin erkeğim çok iyisin" diye inledim. Dustin bu lafımla daha da azmıştı. "Hadi üzerini çıkar. Seni artık içimde istiyorum." dedim. Dustin yataktan kalkıp üstündekileri çıkarmaya başladı.
Ardından yanıma gelip altımdaki külodumu asılıp çıkardı. Nicolas kapı da belirdi ama orada durup bizi izliyordu. Dustin üzerime gelip içime girdi. "Off bebeğim sende çok iyisin yanıyorsun." deyip beni becermeye başladı. Nicolas duysun diye altında sesli şekilde inliyordum. Dustin bana mutlu bir ifadeyle bakıyordu. İkimizde terlemiş ve nefes nefese kalmıştık. Nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
Bir anda Nicolas gelip Dustin'in omuzlarından tutup bastırdı. "Sakın sesini çıkarma." dedi. Şaşırmış olan Dustin "Ne oluyor ya." deyip nefesini verdi. Nicolas onu kaldırdı ve boğazına bıcağı dayadı. Dustin'in gözleri korkudan açılmıştı. Nicolas sonra bana bakıp "Git içeriden bandını getir." deyip tekrar ona döndü. "Sakın sesini çıkarma yoksa bu bıçağı boğazına saplarım." deyip bıçağı biraz boğazına bastırdı. Dustin korku dolu gözlerle başını sallayıp "Anladım." dedi.
Bende yataktan kalkıp oturma odasına gittim ve çantamı getirdim. Bandı çıkarıp çantayı yatağın üzerine koydum. Dustin'in ellerini arkaya getirdim. Ama Dustin ellerini geri çekmişti. Nicolas bıçağı bastırıp boğazını biraz kesince direnmedi. Dustin'in ellerini arkadan bantladıktan sonra yerden iç çamaşırlarımı alıp giydim.
Dustin, Nicolas'a bakıp kaşlarını çattı. "Sen bardaki o adamsın. Evime nasıl girdin?" deyip bana döndü. "Burada neler oluyor?" diye ekledi. Hiç bir şey demedim ve onun ağzını bantladım. Sonra Nicolas onu banyoya götürdü. Dustin kesilmeye giden kurbanlık koyun gibi Nicolas'ın yanında yürüyordu. Aslında zaten az sonra kurbanlık koyun gibi kesilecekti. Tek farkı başı bedeninden ayrılmayacaktı. Bende onların peşinden banyoya girdim.
Nicolas bana bakıp "Sen mi halledersin ben mi?" diye sordu. "Bu şerefi sana vermek istiyorum." dedim. Dustin neyden bahsettiğimizi anlamayıp ikimize bakıyordu. Nicolas boğazını temizleyip "O zaman sen biraz uzakta dur üzerine kan gelmesin." dedi. Bunu duyan Dustin korkuyla gözlerini açmış, Nicolas'ın ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Nicolas ona izin vermedi ve adamı zemine yatırıp üstüne eğildi. "Ne kadar çırpınırsan çırpın, kurtuluşun olmayacak." deyip kahkaha attı.
Bende köşede durmuş, onları izliyordum. Nicolas adamın saçından tuttu ve boğazına bıçağı sapladı. Dustin'in gözleri yuvalarından fırlayacak gibi açıldı. Nicolas'ın elinden kaçmaya çalıştı. Nicolas bir kez daha bıçağı sapladı. Dustin'in boynundan kan gelmeye başlamıştı.
Nicolas tekrar sapladı sonra tekrar ve tekrar. Dustin'in boynunu delik deşik etmişti. Bugün ikinci kez iğrenç bir manzarayla karşılaşmıştım. Dustin'in ağzından kan geldi. Nicolas onu bırakınca bedeni titremeye ve debelenmeye başlamıştı. Hemen oradan çıktım ve lavaboya koştum. Klozetin kapağını kaldırıp kustum. İşim bitince ayağa kalktım ve sifona bastım. Lavabo da elimi yüzümü yıkadım. Biraz olsun kendime gelmiştim. Nicolas yanıma gelip endişeli bir yüz ifadesiyle "İyi misin?" diye sordu. "Biraz kötü oldum bir günde iki iğrenç şekilde ceset görünce midem bulandı." dedim.
Bir şey demedi ve elimden tutup beni yatak odasına götürdü. Banyonun kapısı kapalıydı. "Öldü mü?" diye sordum. Nicolas sadece kafasını evet der gibi sallayıp "Şimdi ne yapalım?" diye sordu. Esnedim ve gözlerimi ovuşturdum. "Uyuyalım mı?" dedim ve çantamı yatağın üzerinden alıp kenara attım. Ardından kendimi yatağa attım. Nicolas'ta üzerini çıkardı sadece üzerinde boxeri kalmıştı. Yatağa yanıma geldi ve yüzümü ellerinin arasına alıp dudaklarımı öpmeye başladı.
Tutkuyla ve şehvetle öpüşmeye başladık. Dudaklarımız ayrılınca Nicolas bana sarıldı. Başımı onun göğsüne koyup kalp atışlarını dinlemeye başladım. Aklıma bir anda Dustin geldi. Biz onun sıcak yatağında uyurken o ise buz gibi banyo zemininde ölü yatıyordu. Yarın işe gitmeyince belki onu merak edip ararlardı. Ama biz o zamana kadar çoktan buradan çıkıp gitmiş olurduk...
|
0% |