Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6 "KAÇIŞ"

@a_lotus_1

Güzel bir uykunun ardından uyandım. Yan tarafıma baktım ama Nicolas orada yoktu. Erkenden kalkmış olmalıydı. İçeriden televizyonun sesi geliyordu. Bende yataktan çıktım. Ayaklarımın altında yerde onun kıyafetleri duruyordu. Odadan çıkıp lavaboya doğru gittim. Suyu açtım ve buz gibi suyla yüzümü yıkadım. Askıdaki siyah yumuşak bir havluyla yüzümü kuruttum. Açlıktan karnım gurulduyordu.

 

Oturma odasına gidip kapının oradan "Günaydın." deyip Nicolas'a baktım. Nicolas'ta başını bana çevirip "Sana da Günaydın." demişti. Nicolas'ın üzerinde başka kıyafetler vardı. Sanırım Dustin'in kıyafetlerini almıştı. Karnım açlıktan zil çalıyordu. "Ben kurt gibi açım. Sen acıkmadın mı?" dedim. Nicolas gözünü televizyondan ayırmadan. "Ben bir şeyler yedim." dedi. "İyi o zaman bende kendime sandviç hazırlarım." deyip mutfağa yöneldim.

 

Önce kendime ekmeklikten yarım ekmek çıkarıp bıçakla yan tarafından kesip içini açtım. Ardından buzdolabına gidip peynir ve domates çıkardım. Onları dilimleyip ekmeğimin arasına koydum. Dolaptan tabak alıp sandviçimi üstüne koydum. Tekrar oturma odasına gittim ve geçip Nicolas'ın yanına oturdum. Sandviçimi elime alıp iştahla yemeye başladım.

 

Televizyonda haber kanalı açıktı. Bizim öldürdüğümüz insanları gösteriyordu. «Motel'de küvetin içinde bulunan ceset» ardından «Bağ evinde yaşlı çifte infaz» güzel başlıklardı. Aklıma içerideki banyoda ölü yatan Dustin geldi. Acaba onu görünce başlığa ne yazacaklardı? Banyodaki ceset mi? Sonra ekrana spiker çıktı ve konuşmaya başladı. "Üç cinayet var ve tek benzerlikleri her kurbanda gri bir bant olması. Bu da akıllara katilin veya katillerin gri bir bant kullandığını getiriyor." demiş ardından "Evet sayın seyirciler, bir genç kadın daha kayıp. Ailesi onun eve gelmediğini öğrenince polise başvurmuş. Onunda seri katil veya katillerin kurbanı olduğundan korkuluyor." demişti.

 

Bakışlarımı Nicolas'a çevirdim. "Sence bizi de bulurlar mı?" diye sordum. "Önce önlerindeki cesetlerle ilgilensinler vakit kalınca belki bizi bulurlar." diye kahkaha attı. Gözlerim yine ekrana kaydı. Ekranda bazı olay yeri fotoğrafları vardı. Kurbanların önceden çektiği fotoğrafları ve isimleri yer alıyordu. Yine kadın spiker konuştu. "Bir veya birden fazla seri katil ile karşı karşıyayız. Tanımadığınız kimseyi evinize almayın. Şüpheli birini görürseniz hemen polisi arayın." demişti.

 

Sonunda sandviçimi bitirdim ve artık doymuştum. Dünden kalan viski şişesi ve bardaklar önümdeki sehpanın üstünde duruyordu. "Bir an önce buradan da çıkmalıyız." diyen Nicolas'a baktım. "Sende üstünü giyin." deyip tekrar gözlerini televizyona çevirmişti. Bir şey demeden kalkıp yatak odasına gittim. Yerdeki elbisemi alıp üzerime giydim. Aklıma bir şey gelmişti. Acaba Dustin'in bir yerde kasa dolusu parası var mıydı?

 

 

Hemen dolapları açıp en dip köşelere baktım. Para kasasını bulunca heyecandan ellerim titremişti. "Nicolas acilen buraya gel." diye ona seslendim. Bir kaç dakika geçmeden Nicolas gelmişti. "Bak burada ne var." dedim ve elimle kasayı gösterdim. Gösterdiğim yere bakınca onunda gözleri parlamıştı. "Sence anahtarı nerede?" diye sordum. Nicolas bana sırıtıp "Nerede olacak kurbanın üzerinde." deyip yerdeki Dustin'in pantolonunu eline aldı.

 

Elindeki anahtarı havaya kaldırıp bana baktı. İçlerinde kasanın anahtarı da vardı. Şanslıydık ve sevinç çığlığı attık. Kasayı açtığımızda gözlerime inanamadım. Nicolas ile ikimize bir kaç ay yetecek hatta bir kaç sene bizi idare edecek kadar çok para vardı. Gözlerim şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Nicolas'ta benim gibi ufak çaplı bir şok yaşamıştı.

 

 

"Dustin beş sene barda çalıştığını söylemişti." dedim. Nicolas bana bakıp "Demek sohbette ettiniz." dedi. "Bu onun çalışıp biriktirdiği para ama o yiyemeyecek." dedim. O an gözlerim dolmuştu ve bir göz yaşı yanağımdan süzüldü. Kimse de değil de bir tek onda üzülmüştüm. Nicolas gözlerini kısıp yüzüme baktı. "Ne o onun için üzüldün mü yoksa?" dedi. Bir şey demedim ve konuyu değiştirdim. "Hadi bu paraları içine koyacak bir şeyler bulalım." dedim. Dolaptan siyah bir sırt çantası bulduk ve paraları onun içine doldurduk. Nicolas çantayı alıp "Hadi gidelim." dedi. Bende yerdeki çantamı aldım ve evden çıktık.

 

Yolda yürürken Nicolas'a baktım. "Şimdi nereye gideceğiz?" diye sordum. "O kadının arabası barın orada kaldı ama onu alamayız. Aslında aklımda bir fikir var." dedi ve durup bana baktı. "Nedir?" diye sordum. Nicolas nefesini verip "Fahişe olacaksın." dedi. Şok olmuş gözlerle ona baktım. "Nasıl yani?" dedim. "Şimdi fahişe gibi davranıp bir erkeğin dikkatini çekeceksin." dedi ardından "Sonra onun evine gideceksin ve arabasını alacaksın." dedi.

 

Bir şey demedim ve tek kaşımı kaldırdım. Nicolas nefesini alıp verdi. "Sana numaramı vereyim işin bitince beni ararsın." dedi. Çantamdaki telefonumu çıkardım ve söylediği numarayı yazıp kayıt ettim. Sonra telefonumu tekrar çantama attım. Ona baktım ve yutkundum. "Ya bana zarar verirse." dedim. "Alkollü bir adam seçersin o sana bir şey yapamaz. Adamı bir şekilde öldürüp arabasını alacaksın." dedi ve eliyle yanağımı okşayıp göz kırptı.

 

 

"Sen işini bilirsin." dedi. Evet ben işimi iyi bilirdim. Nicolas geride kaldı ve ben yürüyerek anayola çıktım. Ardından fahişeler gibi bir bacağımı öne attım. Sarı saçlarımı geriye doğru taradım. Elbisedeki dekolteyi biraz daha açıp göğüslerimi ortaya çıkardım. Çok geçmeden bir araba önümde durmuş ve camdan bir kafa uzanmıştı. Belli ki adam zil zurna sarhoştu. Bana bakıp ıslık çaldı. "Atla götüreyim seni güzelim." deyip göğüslerime ve bacaklarıma bakmaya başladı. Adama bakıp göz kırptım ve gidip arabaya bindim. Adam arabayı çalıştırıp gaza bastı. Araba leş gibi içki ve ter kokuyordu.

 

Yüzümü buruşturdum. "Bana gidelim mi bebek." dedi. Ona baktım ve dudağımı yalayıp "Olur." deyip güldüm. Adam da sırıtıp arabayı sürmeye devam etti. Ona bakıp tek kaşımı kaldırdım. "Bu halde nasıl araba kullanabiliyorsun." dedim. Adam hiç bir şey demedi. "Bugün çok içmiş olmalısın." dedim. Adam yola bakarak "Hiç saymadım ki." dedi. Biraz sesimi cilveli yaptım. "Aşkım senin evine daha gelmedik mi? Bir an önce senin altında inlemek istiyorum." deyip ona öpücük attım.

 

Adam heyecanlandı ve arabayı hızla sürmeye başladı. Sonunda onun evine gelmiştik. Evi kenar mahalledeydi. Etrafta bir sürü gece kondu vardı. Açıkcası bu benim hoşuma gitmişti. Çünkü burada bu tür olaylar çok oluyordu. Özellikle kavgalar.. Yani adam sesini çıkarsa bile kimsenin umurunda olmayacaktı. Zaten küp gibi sarhoştu ve bu adam bağırsa bile "Sarhoş ondan bağırıyor." diyeceklerdi. Arabadan inip eve girdik. Geçip eski pis bir kanepeye oturdum ve çantamı da yanıma koydum. Her yerde içki şişeleri ve izmaritler vardı.

 

Adam da yanıma gelip oturmuştu. Bacak bacak üstüne attım ve geriye yaslandım. Adam'ın gözleri göğüslerimden bacaklarıma kaydı. Eliyle bacaklarımı okşamaya başlamıştı. Üzerime eğildi ve dudaklarımdan öpmeye başladı. Nefesi açlık ve içki kokuyordu. Midem bulanmaya başlamıştı. Kusmamak için kendimi zor tuttum. Adamın eli bacak arama gelip okşamaya başladı. Ben biraz daha geriye yatınca elbisenin eteği biraz yukarıya çıkmıştı. Adamın elleri elbisemi tutup çıkardı. Ardından sütyenimi asılıp kopardı ve yere attı.

 

 

Üzerime eğildi ve göğüslerimi öpmeye ve yalamaya başlamıştı. Ben tiksiniyordum ama sesimi çıkarmadım. Külodumu tutup asıldı ve yırtıp bir kenara fırlattı. Tam üzerime çıkacaktı ki hemen elimle omuzlarından tutup onu durdurdum. Nefesimi verip yutkundum. "Hadi bir şeyler içelim." dedim. "Ben zaten çok içtim." deyip kalktı ve beni elimden tutup yatak odasına sürükledi. Yatakta leş gibiydi.. Beni yatağa attı ve pantolonunu çıkarıp bir köşeye fırlattı. Altında düğmeli boxeri kalmıştı. Onu çıkarmaya gerek duymadan düğmesini açtı ve aletini çıkardı.

 

Geri geri kendimi çekmeye başlamıştım. Ama adam bacaklarımdan tutup beni kendine doğru çekmişti. Ardından bacaklarımı açtı ve belimden tutup içime girip beni becermeye başladı. Bende dişlerimi sıkıyordum. Adamın alnından terler akıyordu ve nefes nefese kalmıştı. Sonra işi bitince geri çekildi ve tuvalete gitti. Tuvalet kapısını açık bıraktı ve ayakta işemeye başladı. Bende yataktan kalktım ve içeri koştum. Çantamdan bıçağı çıkardım ve odaya geri döndüm. Bıçağı yastığın altına sakladım.

 

 

Adam yanıma geldi bana bakıp "Hoşuna gitti mi?" deyip sırıttı. "Çok iyiydin erkeğim." deyip öpücük attım. Yerdeki pantolon cebinden sigara paketini çıkarıp kendine sigara yakmıştı. Yatağa geldi ve arkası bana dönük oturup sigarasını içmeye başlamıştı. Bende yastığın altındaki bıçağı aldım ve boğazına bastırıp çektim. Adam neye uğradığını şaşırmıştı. "Sen ne yaptın pis sürtük." diye bağırmaya başladı. Ayağa kalktı ve bana baktı. Yatağın üstünde ayağa kalktım ve onu var gücümle ittim. Adam geriye doğru düştü. "Ne yaptın lanet olası sürtük! Seni elime geçirirsem o kafanı koparacağım!" diye bağırıp eliyle boğazını tuttu.

 

 

Adamın üzerinde alkolün etkiside vardı ve fazla hareket edemiyordu. "Senin bacaklarının arasına içki şişesi sokacağım!" diye yine bir küfür savurmuştu. İşimi şansa bırakamazdım. Yanına gidip onun üzerine bacaklarına oturdum ve karnına bıçağı saplamaya başladım. Altımda kıvranıyordu ve eliyle elimi tutmaya çalıştı ama elini ısırdım. Bağırmaya başladı ama sonra sesi kesildi. Hem boynundan hemde karnından kanlar akmaya başlamıştı. Üzerinden kalktım ve o can çekişmeye devam etti.

 

Lavaboya gittim kan bulaşan yerlerimi ve bıçağımı yıkadım. Yatak odasına geri döndüm. Adamın gözleri açık bir şekilde tavana bakıyordu ve hiç yaşam belirtisi yoktu. Hemen yerde duran pantolonundan araba anahtarlarını aldım. Oturma odasına gidip çantamı aldım ve içine bıçağı koydum. Adrenalin vücudumda öyle bir etki yapmıştı ki titriyordum. Biraz sakinleşip yerde duran elbisemi aldım. Sadece üzerime elbisemi giydim. Çantamı aldım ve evden çıkıp arkamdan kapıyı kapattım. Arabanın yanına gelip bindim ve arabayı çalıştırıp gaza bastım.

 

 

O mahalleden uzaklaşınca arabayı sağa çektim. Çantamdan telefonumu çıkarıp Nicolas'ı aradım. "Alo Nicolas neredesin? Tamam hemen geliyorum." deyip telefonu kapattım ve gaza bastım. Dediği cafenin önüne gelince onu çaldırdım. Kısa süre sonra Nicolas kapıda göründü. Arabanın yanına geldi ve camdan bana bakıp "Bırak ben kullanayım." dedi. Başımı salladım ve yan koltuğa geçtim. Nicolas arabanın kapısını açıp elindeki çantayı arka koltuğa attı. Ardından direksiyona geçti ve kapıyı kapattı. Nicolas bana dönüp "Nasıl başardın diye sormayacağım ama seni tebrik ederim." deyip elini çeneme koydu ve dudaklarıma öpücük kondurdu.

 

 

Sonra geri çekildi ve göğüs bölgeme baktı. "Sanırım sütyenini orada bir hatıra olarak bıraktın." deyip sırıttı. "Külodumu da orada bıraktım." dedim ve sırıttım. Nicolas bana baktı ve dudaklarını yaladı. Bacak aramı açtım ve elbisenin eteğini biraz sıyırdım. Elini bacak arama getirdi ve okşadı. "Onun tadına bakmak için deliriyorum." dedi. Ardından önüne döndü ve arabayı çalıştırıp gaza bastı. Bir saat sonra Kaliforniya'dan çıktık. İkimiz de konuşmuyorduk. Sadece arabada müziğin sesi yankılanıyordu.

 

"Sonraki durağımız neresi?" diye sordum. Bana kısa bir bakış attı. "Arizona" dedi. Arkama yaslandım ve yolculuğumun tadını çıkarmaya çalıştım. Çantamdaki sigara paketini çıkardım ve içinden bir tane alıp yaktım. Ardından camı hafif açtım. "Bana da bir tane yaksana" dedi. Başımı salladım ve paketten bir sigara çıkarıp yaktım ve Nicolas'a uzattım. Nicolas'ta elimdeki sigarayı alıp içmeye başladı. "Yorulduğunda söyle arabayı ben kullanayım." deyip ona baktım. Nicolas başını sallayıp "Tamam. Bu arada benzinde almamız lazım." dedi. Neyse ki şanslıydık az ileride benzin istasyonu vardı. Oraya saptı ve arabayı yavaşlatıp durdu.

 

 

"Hadi marketten bir şeyler alalım yolda yeriz." deyip ona döndüm. Başını salladı ve beraber arabadan çıktık. Görevli arabaya benzin doldurken bizde markete gittik. Sandviç, su, meyve suyu ve çikolata alıp parasını ödeyip çıktık. Nicolas benzin parasını ödeyince arabaya bindik ve yola çıktık. Ben bir tane çikolata açıp hem ona yedirdim hem kendim yedim. Nicolas bana kısa bir bakış atmış "Dediğim şeyi yapalım mı?" demişti. O an yüzüm kızardı ve heyecanlandım. Nefesimi verip yutkundum. "Olur yapalım." dedim.

 

 

Arabayı agaçlı tenha bir yere sürdü ve arabayı durdurup bana baktı. "Arka koltuğa geçelim orada daha rahat oluruz." dedi. Yüzümdeki mutlulukla başımı salladım. İkimizde arabadan inip arka koltuğa geçtik. Ben koltuğa yan oturdum. Nicolas bana döndü ve bacaklarımı açıp eteğimi sıyırdı. Sonra başını bacaklarımın arasına getirip diliyle yalamaya başladı. Ben zevkten nefes nefese kaldım ve inlemeye başladım. Bir elimle saçlarını okşamaya başladım.

 

Nicolas'ta bu hareketimle beni daha çok azdırdı. Nicolas bacaklarımın arasından bana baktı. Bende nefes nefese "Te..teşekür e..ederim." dedim. Nicolas bacak arama bir öpücük kondurdu. "Her zaman." deyip güldü. Ardından ön koltuğa geçip arabayı çalıştırdı. Bende eteğimi düzlettim ve arka koltuğa uzandım. Çok uykum vardı ve gözlerimi kapattım.

 

Loading...
0%