@acelya.ay
|
Arayan kişiye baktığımda telefonu alıp kırmak istedim .
Sinir vücudumu sararken suratımın halini hayal bile ettmek istemiyordum .
Time baktım hepsi bana merakla bakıyordu.
Yüzbaşı Gökalp'la sanki birsey anlamaya çalışıyormuş gibi kısık gözler ile bana bakmaktaydı .
Onları takmayıp "izninizle " dedim ve onlardan az uzağa gittim .
Arayan kişi biyolojik babam dı .
Aramayı kapatıp numarayı engeledim .
Tırnaklarım uzun olduğu için sim kartını çıkarmak kolay oldu.
Elimdeki sim kartını kırıp az ilerdeki cok kutusuna attim .
Yeni numara almak bana artık farz oldu diyebilirim.
Küçükken annem tarafından yetim haneye verilmiş iki yıl sonrada evlat edinmiştim .
Evlat edindiğim ailem bana maddi ve ..... Maddi acidan cok yardım da bulundu .
Suan manevi duygularımdan bahset istemiyorum.
Elbet birgun ülgen tum gerçeklerle yüzleşeceksin . Kendine bile açıklayamadığın gerçekler...
İç sesimi takmayıp timin yanina 10 adımda dönüp yüzbaşına dönerek "yüzbaşı odamı gosterirmisiniz "dedim soguk ve tok sesle .
Yüzbaşı Gökalp yaslandığı duvardan ayrılıp başı ile beni onaylayarak yanıma geldi ve yürümeye başladık.
Karargahın etrafındaki askerler icin misafirhaneler vardı. 20 dk yürürsen ancak varırdın .
Ve oylede oldu .
Sağ taraftan 4 katlı gri bir binaya girip 3. Kata ulaştığımız da soldaki daireyi gösterip "burası yuzbasım "dedi tok sesi ile .
Başım ile onalayıp daireye dogru yürüdük.
Elime anahtarı verip "oğlen ikide ogle yemegi var yuzbasim . Akşam yemeği saat altı bucukta ,iştima içinde beş buçukta hazır olun yarın "dedi ayni ses tonunda ,tok sesi ile .
Konuşmaya gerek duymayarak başım ile onayladım.
Elimdeki anahtar ile kapiyı acıp iceri girdim .
Oda zatten ben onu onaylayınca sert adımlar ile gittmişti .
Postallarının sesi evin icinden bile duyuluyordu .
Asker olmak boyle bir şeydi.
Adımların sert ve basın dik olacaktı .
Beyaz Spor ayakkabılarımı cıkarıp ,Holden ilerledim . Odalara tek tek baktım. Cok büyük değildi ama kullanışlıydı.
Yatak odama gecip belimdeki sırt cantasını cıkardım .
Ayağimdaki çorapları da çıkarıp kendimi direkt yatağa attim diyebilirim.
____________
Yazarın anlatımı ile .
Tim yemekhaneye oturmuş yemeklerini yiyorlardı.
Cengiz ve suleyman birbirleri ile kedi kopek gibi olsada hep yanyanalardı ama bu masada birbirlerine takılmadiklari anlamina gelmiyor.
Yüzbaşı gokalp yemeğini bitirmis ,bir dal sigara icerken düşünüyor du ülgen i .
Neden ikinci ismini kullanmadığını , neden telefonu çaldığında sinirlenip hattini kırdığını.
Timde bu duruma cok şaşırmış tı . Ama sadece hat olayına çünkü ikinci ismini bilmiyorlardı. İkinci ismini yüzbaşı gokalp ulgenin dosyasinı incelerken görmüştü.
Time birini atamadan o kişinin dosyasina bakması lazımdı elbet .
Ülgenin suratında ki o sinir ifadesi timin hepsini germişti .
Yuzbasi sadece merak duygusu ve süphe ile izlemişti .
Acaba neye sinirlendi diye düşünüyorlar dı .
Enes bir pot kırarak "ülgen komutanım yemeğe gelmedi . Bir sorun mu oldu acaba? " Dedi time .
Öykü söze atılarak"sanane enes . Kadin yol yorgunu belki dinleniyordur . Hem gelmek zorunda bile değil . Koskoca yüzbaşı."diye savunmaya geçti .
Hakliydıda .
Enes ne dediginin farkina varar susmuştu.
Bu sefer cengizin şom ağzi devreye girerek "yalniz bugun telefonu çalınca komutanım sinirlenince ben bile gerildim "dedi Süleyman a
Yani devresine.
"Tek sen degil devrem hepimiz gerildik" dedi gülerek.
"Ayyyy sizene kadından ya . Gelmişsiniz dedikodu yapıyorsunuz amk" diye patladı sinem onlara .
"Sen konuşmazsan olmuyor zaten sinem . Tamam sustuk yemedik komutanını "dedi sırıtarak Süleyman. Amacı sinem i sinir ettmekti . Ve oylede oldu .
Sinem sinirlensede onu takmadan yemeğini yemeye devam etti .
Yüzbaşı ülgen'in burda olmadığını anlayınca aramak istedi ama hattini kırdığını hatırladı.
Ulgenin numarasını dosyasinı incelerken almıştı ama ulaşamiyordu .
O sırada ülgeni yaninda pence timin komutanı yağız sancak ile gelirken gördü. Yemek hanenin girişinde.
Oldukca yakin görünüyorlardı.
Daha once tanişıyorlarmi ? Diye duşunemeden de edemedi yüzbaşı gokalp.
Ülgen Mavi 'nin anlatımıyla;
Ne kadardır uyuduğumu bilmiyorum ama vucudumu cok dinç hissediyorum .
Yataktan kalkıp komidinin üstündeki telefondan saate baktım saat iki ye 20 dk vardı .
Aç kalmak istemiyorum.
Üzerimdeki kıyafeti kokladım ter kokmuyordu ama vücudumu cok kirli hissediyordum .
Yanimda duş icin eşya getirmemiş dim .
Zaten şu anlik sadece su ile yıkansam yeterdi.
5 dk guzel bir duş alıp ,yere attigim sirt çantami alıp icinden kamuflajımı cıkardım .
İc çamaşırlarımı giyip ,ustume dar askeri yesil body .
Altımada askeri pantolonumu giydim .
Cebime komidinin üstündeki telefonumu kattım ve sirt çantamdaki paket sigarımı da unutmadim.
Hat yok birsey yok artik ne bok icin alıyorsam yanıma.
Ayagima siyah postalarımı da a giydikten sonra saate baktım 12 dk kalmıştı. merdivenler den aşağı inmek icin yeltenirken birinin adımı seslendiğini duydum .
arkami donup baktığımda karşı daireden yağız gördüm.
Kendisi benim onceki karargahımdan can dostumdu .
Normalde cok arkadaş yapan biri değilimdir . Yada arkadaş canlısı.
Beni bir tek anlayan, yargılamayan , bana yeri geldiğinde aile olandı .
Ve şuan onu karşımda görüyordum.
"Yuzbaşi yağiz şeçkin" dedim muzipce sırıtarak.
"Lakayt " dedi bana lakabım ile seslenerek .
"Hangi ruzgar attı seni buralara lakayt " dedi tebessümle.
"Rüzgar attmadı , ben rüzgara takılmak istedim " dedim tayinimi kendim isteğim anlamında .
Anlayarak başını sallayıp yanima geldi . Birlikte merdivenlerden inerken "Sen nereye Yağiz" dedim ona
Aramizda hicbir zaman rutbe koymazdik biz.
"Yemek haneye ama 15 dk geç kalmiş bulunuyoruz ."
"Yok be 12 dk vardi en son baktığimda . Yetişiriz".
"Bura karargaha 20 dk uzaklıkta ülgen . Hizli yürüdüğümüzü farz edersek 10 dk . ama şuan degil 12 dk, 9 dk mız var .
Yağız ile eski anılardan bahsederek yemek haneye vardık .
"Biraz daha gülersen cok dikkat çekeceğiz rezil sey "dedim yandan dirseğimi ona vurarak.
Acı ile inleyerek "ah kizim ne yapıyorsun sen "dedi bir yandan gülsede.
Onun bu haline gulemeden edemedim değil yani .
Zaten beni güldüren tek kişiydi.
Etrafıma baktim iki çift kömür karası gozler ile karsılaştım .
Buraya bakıyordu.
Keskin çenesi ,belirgin yuz hatkarı , adem elması ,uzun gur kirpikleri .
Gozlerimi ondan ilk ceken bendim .
Birşeyler anlar korkusu ile .
Cunku birinin bana açiması, bir nedenden dolayı yanımda olmasini degil .
Ben olduğum icin yanimda olmasını istiyorum ama bu imkansiz gibi geliyor .
Yuzbası yağiz sancak donüp "ben timimim yanina döneyim. Sonra görüşürüz"dedim .
Başı ile onaylayıp onda kendi timinin yanina gitti .
Yüzümdeki sırıtışi silip ciddi bir hal alıp sert adımlar ile elime yemek hane calişanina dogru yürüdüm.
"Asker" diye çağırdıgımda direkt bana döndü.
"Emredim komutanım"dedi beklenti ile .
"Yemek kat ama az olsun " dedim .
Cok ac değildim zaten . Pek birsey yemememe rağmen.
Asker tablota istedigim miktarda yemek katıp bana verince .
"Aferin asker"
Sağolun komutanım "dedu tebesum ile .
Cok fazla sert adımlar atmasamda postalarımın sesi sert çıkıyordu.
İcimdem bu duruma tebessüm ettim .
Masaya varıp oturdukdan sonra yemeğmi yemeye başladım .
Tim bu durumu garipsesede umursamadım .
Yemeğim bitince onlara baktim .
Birbirleri ile sohbet ediyorlardı
Özelikle süleyman ve cengiz .
Sanirim timin eğlencesi onlardi . Digerleri de onlara sataşmaktan başka hic birşey yapmıyorlardı .
Mutluydular .
Onlar mutlu olunca bende mutlu oldum açıkçası.
Cebimden paket sigaramı çıkartıp ,icinden bir dal sigara aldım .
Paket sigaranin icine koyduğum cakmağimı alıp dudaklarımın arasındaki sigaramı ateşledim .
Time baktım ve sadece dinledim.
Cengiz bana biraz sinemden hoşlanıyor gibi gelmedi değil.
Onu sinir ettmek icin her yolu deniyordu .
Suleyman enese takılmadan edemiyordu .
Enes aralarindaki en çömezi olduğu icin normaldi .
Bizde o yollardan geçtik .
Aklımda eski anılarım canlandı .
Sinem ve araş aralarında sohbet eşligindeydi .
Yüzbaşına baktım elindeki sigarasının külü düşecek gibiydi . Masaya odaklanmış dalmiştı sanırım. Gur kirpikleri gozunun altına gölgesini bırakıyordu . Ne kalın ne ince siyah kaşları tabloyu tamamlıyordu .
Her ne kadar her kadının istediği gibi yakışıklı olsada pek beyni olduğunu zannetmiyorum .
Kancik daha benden ozur dilemedi . Az kalsin kaza yapacaktık.
Dengesiz şey .
Sigarasınin sona gelen külünü tabakaya atıp son bir yudumunu aldı ve izmariti tabakada söndürdü .
Sigaramdan bir yudum aldım .
O sırada gozleri bana değdi .
Gozlerimi ondan cekinip kaçırmamı bekliyor sa yanılıyor.
20 saniye yi aşkın hala gozlerini çekmiyor du .
Gozlerinin icine baktım ama birsey anlamak cok zordu .
Sanki kimsenin onu çözmemesi ni istemiyor gibi .
Sonunda gozlerini kaçirip time döndu "cengiz ve süleyman 50 derece lik sicaklikta 50 tur koşmak istemiyorsaniz o cenenizi kapatın " dedi tehditkar bir sesle.
Cengizin cenesini pek tutucağni zannetmiyorum ama neyse .
"Ama komutani-"
Cengiz daha sözünü tamamlamadan yüzbaşı ;
"Tüm time yarin sert bir iştima " dedi ve gitti .
Havali maymun ya .
Cegiz senin am*ınakosunlar cengiz .
Şom ağızlı sıçan.
Her ne kadar ayni rutbese de olsakta sonuç olarak tim komutani o ve iştimaya katılmak zorundayım .
Zaten buraya gelirken totomdan 1 litre su (ter) attim . Bide bu havalı maymunun iştimasi var .
Lan bos kalmis bu bunu alın burdan eli bir iş tutsun ya.
İsi gucu yok ceza am*k .
Ben timime bile boyle açılmasız degildim be .
Ayn Ülgen kısın o soğugunda 1 saat araliksiz koşu yaptırıp ustune de nobet vermiştin . Yani sadece hatırlatmak istemiştim👉🏼👈🏼
Ben onu vücutları soguga alişsin diye yaptırmıştim bir kere.
Yav he he
İc sesimi takmayıp kalktım masadan ve daireme doğru yol aldım .
Dairenin ettrafında banklar vardı.
Aslında biraz otursam iyi olurdu .
Banka guzelce yayılıp bir bacağmı kırıp diger bacağımın üstünr attım .
Cebimden sigara çıkartıp ucunu ateşledim .
Sigaradan derin bir nefes alıp ettrafı süzdüm .
Bir an once kendime bir kaç parça kıyafet almam lazım .
Ve bir daire tutmam lazım .
Lojman haric karargaha yakın her yer .
.......
Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın ...
|
0% |