@acelya.ay
|
Tayinim çıkmıştı . Artık yeni rotam belliydi Hakkari iran irak sınırı kara kuvvetler komutanlığı. Çukurca. Yeni karargahım Saat 08.12 gece hazırlanıp çıkmıştım yola .Umarim yağmurdan kaçıp doluya yakalanmazdım . Çünkü bizzat tayinimin çıkmasını ben istemiştim . Karargaha yaklaştığı mı belli eden tabelalar eşliğinde motosikletimin hızını attırdım. Burda sıcaktan beyin kanaması geçirmek istemem . Ter damlaları hicim hicim belimde yolunu bulmuşcasına akarken ,elimde olmayan sinir hücrelerim kendini göstermeye başladı. Yuh amınakoyim bu sıcaklık ne . Tamam daha once görev yaptığım yer yani adana da sıcaktı ama bu resmen 50 derece den de fazla gibi . Burda daha it avladan sanırım sıcaktan bayılacam gibi . Hızımı azaltıp tam sağa dönüş alacaktım ama bele peşimi bırakır mı? Hayır. Sol taraftan sağa doğru önüne bakmadan . Sanki yol onun gibi hızlı bir şekilde geçmeye çalışan siyah bir Mercedes yüzünden sert bir fren aldım. Aldığım frenin ettkisi ile zor dengede durdum . Arabanın yan tarafındaydım . Fren almış olmasaydım az daha kapısına çarpacaktım . Sinir ile motosikleten inip arabasina dogru ilerledim . Oda o sırada arabasından inip yanima geldi. Yakışıklı ama beyin olmayınca beş para ettmeyen biriydi şu anlık izlenimim. Çatık kaşları ile yanıma geldi . Tam karsımdaydı . Sinir vücudumu sararken ofke ile patladım. "Kafayı mı yedin sen !araç kullanmayı bilmiyormusun lan! Kasaptanmı öğrendin surmeyi amınakoyim!! Dingonun ahırı mı lan bura " Başımı kaldırmama sebep oldu çünkü boyu 190 vardı. Ben ise 170 Bende kısa değildim ki o cok uzundu sadece . Gayet ideal bir boya sahiptim. Çatık ve sinirli bir surat ile derin nefes aldı . Altan altan bana baktı ve "Sizde adam gibi surun birdahakine . Dikat ettseydiniz olmazdı"dedi . Ne? Ne? "Bana bak ! Bana onune bakmayan sensin ve mal gibi hızlı suren sensin . Once bir kontrol et etrafını . Mal gibi sürme. " Dedim suratına karşı. "Sizdenmi öğrenecem sürmeyi"dedi alayla gülerek. "Babanin mi yolu lan şerefsiz!"dedim işaret parmağımı göğsüne bastırarak. Bir adım yaklaşarak "bir sorunmu var yoksa " "Senin beynini si**kerim lan . O kocaman kafanin içinde küçük bir beynin olduğu için tabi anlaman zor !"diye kükredim sinirden. Ne zaman bu kadar dip dibe olgumuzu anladan geri çekildim. Keskin bir barut ve nane kokusu geliyordu . "Seninle uğraşarak değilim çocuk gibi . Daha önemli işlerim var !" Dedi sinir ile Acele ile arabasına ilerleyip sinir kapısını çarparak bindi, gaza basıp sıktır olup gitti . "Küçük sıçana bak sen !"dedim sinir ile Derin bir nefes alıp kömür karası kalçama kadar uzanan saçlarımı düzeltıp , ustume giydigim siyah dar body cekiduzen verdim . Ardından cok daha vakit kaybetmeden Motosikletime binip direksiyonu kavradım. Zaten geç kaldım amk bide bu eksikti . Burun kemiğimi sıktım. Sakinleşmem lazimdı. Sakin olamasamda istifimi bozmadan motosikletime bindim. ... 10 dk ardından şükür varmiştım Kapıdaki er ler durmami işaret edip durdum . "İceri giremezsiniz " dedi emir verircesine. Üstünü inceledim. Daha çömez bir asker di Kot pantolonumun arka cebinden cüzdanımı cikatip asker kimliğimi gösterdim. Suratının nasil mort olduğunu gormek hoşuma gitti ama suan gec kalmış bulunuyorum. Acelem var. Hiç uğraşamam. Asker selami vermeye yeltenirken " Uğraşamam seninle aç şu kapıyı artik " dedim sesim tersler gibi çıksa da umursamadım çünkü bu benim normal halim de diyebilirim . Yanımdaki çömez buna anlam veremesede kapının yanında duran askere işaret verip kapıyı açmasını istedi . Yanımdaki askere donup "garaj nerde "dedim soguk kanlılık ile. "Karargahın arkasında komutanım"dedi çekinerek. Yani neye çekiniyorsunki?. Kapıdan giriş yapıp karargahın arka tarafına doğru sürdüm. Motosikletimi park edip karargahın on tarafına dogru ilerliyordum . Etrafa bakmayıda ihmal etmiyordum. Ağaçların altındaki ahşap banklar ve küçük çardaklar bahçeye ,etrafa guzel bir goruntu oluşturuyordu . Karargahın önüne geldiğimde dört basamak merdivenleri geçip kapıdan giriş yaptım . Burayı daha bilmiyordum ve albayın odası değil , çişim gelse tuvalet nerde onu bilmiyorum am*k . Etrafıma baktım yardım edecek biri varmı diye . Karsıdan gelen uzun boylu ,yapılı bir astsubay uzman cavuş geçiyordu . "Hey bi bakarmısın" ne kadarda naziğim değilmi . Gözler yaşartıyor . Astsubay yanıma yaklasıp "bir sorunmu var hanfendi" dedi tok sesi ile . "Albayın odasını bulmam lazım"dedim tok sesim ile . Bana'bir sivil albayla en fazla ne konuşabilir 'diye bakarken ciddiyetsiz bir tavırla. "Albayın müsait olduğunu zannetmiyorum hanfendi-- " Konuşmaya devam ederken lafını kesip "yüzbaşın olarak emrediyorum asker . Acelem var zaten! " dedim sinirimi her ne kadar yatıştırmaya kalksamda olmuyor . Sabrimi taşırıyor bu insanlar benim . Asker neye uğradığını buraz olsa şaşırsada bozuntuya vermeden "emredersiniz komutanım" diye yanıtladı beni. Aksi olmazdı zaten. ... Albayın odasına gelene dönmediğimiz koridor kamadi am*k . Bu karargahın mimarisini yapanin gotune emi Albayın odasına vardiğımizda "burası komutanım" "Tamam gidebilirsin" dedim ona bakmadan , elimle gitmesini işaret edip Dediğim seyi garipsesede gitti. Teşekkürler edeceğmi sandı belki ama ben nadir kişilere anca teşekür ettmişligim var .Oyle herkese en ufak seyde teşekür ettmem . Albayın kapısını çalıp "gir komutunu alınca kapıyı acıp iceriye girdim . Kilimadan dolayı tum vucudum iceriye girdigim gibi mayıştı . Albay kafasını dosyalardan kaldırıp bana baktı . İstifimi bozmadan ciddi otoriter bir sesle "kıdemli yüzbaşı Ülgen Mavi ,adana " dedim ve hazir ola geçtim . Albay bogazını temizleyıp arkasına yaslanarak bana baktı ve ; "Hoş geldin ülgen . Dosyalarına bakılırsa baya başarılı bir askersin . Hemde cok . Başarının devamını da beklerim "dedi sıcak bir tebesum vaad ederek . "Emredersiniz albayım " dedin tok sesim ile . Albay elini yanimdaki koltuğu işaret edip "Timin komutani Yüzbaşı Gökalp Öztürk,adana ." Dedi . Yanımdaki kisiye bakmak için kafami çevirmiştim ama cevirmez olaydım . Ben boyle işe sok*ayim Bu adam daha bu sabah tartiştiğim adamdı . O kadar da sövmüş dum inşallah kin güdüpte iştimalarda agzıma siçmazdı. İkimizde birbirimize hortlak gibi bakarken Albay; "Bir sorunmu var aranızda? tanışıyor musunuz yoksa?" Hemen söze atlayarak "her hangi bir tanışıklıgımız yok albayım . Yüzbaşı Gökalp'la" sert kızgın bir sesle ciksada sesim aldirmadim . Albay pek inanamasada aldırmadan Yanima gelip elini babacan bir tavır ile omuzuma vurup "Timdekilerlede taniş sonra yüzbaşı gokalp sana odanı gostersin " dedi tebessümle ardından önden o ardından da ben kucuk sican da (gokalp) yanimiza gelip kapıyı kapatarak bizimle yol aldı. Karargahın bahçesine doğru yol alıyorduk . Tabi bazi askerler bakıyordu bana 'albayin yanindaki sivil kim ' diyorlardır en fazla . Etrafimdakileri umursamadan albayın yanında dik ve sert adımlarla yürüyordum . Diger yanındada yüzbaşı yürüyordu . Onunla rutbemizin ayni olmasi hoşuma gittmedi degil . Cunku üsteğmen falan olsaydim eğer ceza verebilirdi. Hatta ben ondan kidem olarak daha da yükseğim . Gorevler dişi bana karışamaz di ama gorevdeyken beni istediği gibi yönlendirebilir di . Bu biraz kötü oldu aslında. Yani ben ne zaman gorevlere çıksam hep ön planda olurdum . Umarim arka planda kalmam . Karargahın dısına cıkıp arka bahçeye doğru yol aldık . Gurupca oturmuş askerlerin yanina gittik . İki kız vardı aralarında geri kalan beş i erkekti Hepsi kiz erkek demeden iri ve yapılıydılar . Albayı ve yüzbaşını gördüklerinde hepsi ayağa kalktı ve baş selamı verdiler . Hepsi yaklaşık 180 ,190 boylarında vardı . Ve tabi 'bu kız da kim ' bakışı da atmıyorlar değil. Sizdekide ne merakmiş amk. Geldigimden beri tum askerler gozleri ile yedi beni . Hele bir kamuflajımi giyeyim ,o opaletleri bir takayim gözünuze .... Neyse neyse gozde nur var . Kurban oldugum Allah'ım. Tim üyeleri hepsi ayakta bekliyordu . Albay söze atılarak "gölge timi !" "Emredim albayım!"diye kükredi herbiri bir ağızdan. Albay lafına devam ederek"Gölge timin yeni üyesi. Kendisini 2 yıldır bekliyorum . Kısmet bu gün miş . " Tum tim bana merakla bakmasina neden oldu . Takmayarak albayın konuşmasını bekledim ."Buyrun " dedi time karşı Aralarından esmer kalıplı 190 boylarında olan asker one atılarak "Astsubay kıdemli baş çavuş Cengiz güz ,İstanbul." Daha sonra onun hemen yanındaki ayni onun boyunda , kumral olan asker "Astsubay kıdemli başçavuş Süleyman Babür, Kırıkkale ." Yaklaşık 180 boy civarında kıvırcık saçlı sarışın asker"astsubay kıdemli çavuş enes Türkmen, Gaziantep " Guzel bir fiziğe, duz siyah saçlar ve 180 civarinda boyu ile "astsubay kıdemli Üstçavuş öykü Gök,mersin" diye tanıtı kendisini Asker olmana rağmen cok iyi bir fizege sahipti . Hele o yüzbaşının yanındaki sarışın ,İnce belli, karın kasları bile burdan belli eden ,190 boyunda manken asker one atılarak"astsubay baş cavuş Sinem Gül , İstanbul " valla sinem ayni ismin gibi gul gibisin ne dim ben . Yolda görsem rus hatunlarından zannederim . Allah sahibine bağışlasın ne dim ki . Belki kız evlenmeyi düşünmüyor Ülgen. Sen yine geldinmi ya siktirip gittsene . Aralarından en 180 boyunda esmer bomba "teğmen aras kara , Kütahya."diye sonlandı. Geriye yüzbaşı kaldı onu zaten odadayken albay tanıttı. Tum gözler bana döndü. Ve yüzbaşının keskin mavi gozleride buna dahil . Adam gozunu ayırmıyorki benden . Görende zannedecek hanesine tecavüz de bukundum am*k. Kendimi tanıtma hissinde bulunarak konuşmaya başladım . Zaten tanıyacaksın kızım . Zorundasın. Başka ne hissinde bulunacaksın ki ? Hahahahaha. İc sesimi aldırmadan "Kıdemli yüzbaşı Ülgen Mavi ,Adana " Dedim ciddi otoriter bir sesle. "Vay be yeni tim komutanı mı yoksa gokalp komutanımdan kidem olarak yüksek "dedu enes dalgaya vurarak . Şimdi iyi bok yedin enes . Cengiz Enes'in ensesine vurarak "adam gibi konuş lan . Bak bir karşında kim var once " "Ya ne vuruyorsun ya acıdı he" diye cikladı enes . "Acısın diye vurdu mal"dedi Süleyman onun bu haline gülerek. Albay onlari hiç aldırmadan enesin sorusana cevap vererek"kidem olarak fark var evet ama bu tim komutanı degiştirmez . Tabi yüzbaşı ülgen itirazda bulunmasa . Lakin küçük bir yarışma icap edilecek yoksa ".diye bilgilendir di. "Yok albayim bir sure tim komutani olmak istemiyorum ben zatten "dedim albaya karşı. Albay fikrime saygi duyarak başi ile onayladı. Yuzbasına baktım keskin bakışları ile hala bana bakıyordu . Yakında bu mal kinde güder bana . Ahanda yazıyorum . Ya mal gibi süren sensin. İnsan donuş almadan once hızını azaltır bakar etrafına . Sonra gecer am*k "Gökalp yüzbaşım Ülgen yüzbaşına odasını göster. Yorgundur şimdi." Dedi albay arkasını dönüp giderek. Adanadan buraya petrol mola vere vere geldim qmk . Motosiklet süre sure belim ağriyor . Belimdeki sirt çantasında telefinum calmaya başladı . Timin bana bakmasına neden oldu bu . Artık dayanamayıp "radara yakalanmış hortlak Tavşan gibi bakmayı kesin "dedim sert sesim ile . Elime telefonumu alıp cantami geri belime taktım. Arayan kişiye baktığımda suratımda alaylı bir sırıtış belirdi.
Acaba arayan kim?jsjsjsej Oy vermeyi unutmayin lütfen.
|
0% |