Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@adoranightt

 

Ya bir bölümü bile yayinlamak cok zor bu nasıl bi sey ya wattynin erkeklerin Allah belasini versin amin 777

Rumseysa seni de sevmicem yeto artik

Neyse yavas yavas bolumleri atiorum umarim oylarsiniz da wattynin basarisini burada da yakalarim...

Vpn ile wattya giremeyenler ve bolum isteyenler ozelden bi tesekkur falan edersiniz artik cunku sizin icin buralara geldim yani bi de yorgunum her neyse iyi okumalar canlarim ♡

♧ ♧ ♧

Derin bir nefes alarak gözlerini giden arabadan zar zor çekti Arslan. Bir elini cebinden çıkararak korumasına eliyle işaret verdi. Umut abisinin yanına giderek düğmelerini ilikledi.

"Buyur abi." Dedi büyük bir saygıyla.

"Bana bu kızın bütün bilgilerini hemen bul koçum. En az bir saate masamda olsun." Dedi ve eve yürümeye başladı.

Mardin'den geldiği gibi böyle bir kız göreceğini tahmin etmiyordu. Hayatı boyunca hiç bir kadından etkilenmemişti bile. Ama bu kızın bir bakışına kalbinin hızı değişmişti. Ve onu bırakmaya niyeti yoktu bundan sonra. Kalbinin hızını bir bakışı ile değiştiren kadınla daha çok karşılaşacağını hissediyordu.

Eve girdiğinde kardeşleri ve annesi kapıda durmuş kendisini bekliyorlardı. Annesine yaklaşıp elini öperek sarıldı.

"Hoşgeldin oğlum gözümüz yollarda kaldı." Dedi oğlunun sırtına vurarak. Oğlunu çok özlemişti. Onun geldiğini duyduğunda, dışarıda kurban kesmişti.

"Buradayım, geldim anam. Asıl sen burnumda tüttün, seni nasıl özledim bir bilsen." Dedi başının üstüne öpücük kondurarak.

Annesinden ayrılıp kardeşleriyle sarıldı. Kardeşleri abilerini çok özlemişlerdi. Hasret giderdikten sonra salona geçip oturdular. Annesi gözlerini kısarak oğluna bakıyordu. Oğlu bugün bir garipti. Gözlerindeki parlaklık, dudağında kimse farketmese bile sadece annesinin farkettiği gülümseme. Derin bir nefes aldı. Yakında çıkardı kokusu.

"Oğlum işleri halettin mi?" Dedi Ahuzar hanım büyük bir sakinlikle.

Arslan alayla gülümseyerek annesine baktı.

"Benim ne zaman işlerimi halledemediğimi gördün Ahuzar hanım. Hallettim tabi, hem de büyük bir zevkle." Dedi.

Ahuzar hanım karşısındaki oğluna gururla baktı. Oğllarını çok seviyordu, onlar için her şeyi yapardı. Sevgili kocasının ölümünden sonra yıkılmıştı lakin çocukları için yaşıyordu artık.

Mardin de olan muhasebecisinin ihanet ettiğini anında öğrenen Arslan, soluğu Mardin de almıştı. Mardin'in meydanında muhasebeciyi herkese ibret olsun diye öldürmesini, mardin halkı korkuyla izlemişti. Önce ihanet eden ellerini kesmiş, sonra ihanet eden gözlerini oymuştu, en sonunda belinden çıkardığı silahla kafasını patlatmıştı.

Etrafına son kez bakarak çekip gitmişti. İhanetin affı olmazdı Arslan'da, sonu ölümdü.

Bir ay daha arkadaşının düğünü için kalmış. Sonra da evine, işlerinin başına gelmişti. Gelmişti de aklını başından alan merhametli, iyi kalpli bir peri kızı görmüştü.

Derin bir nefes alarak koltukta telefonuna kaşlarını çatarak bakan kardeşine döndü.

"Poyraz şirkette işleri uzaktan yönettim ama işler ne alemde bir de senden dinlemek isyiyorum." Dedi çatık kaşlarla.

Tekli koltukta bacağını bir bacağının üzerine atmış, asil bir şekilde oturuyordu.

Poyraz başını telefondan kaldırarak başını salladı.

"Abi her şey yolunda, çalışanlar ile ilgili bir sıkıntı da yok. İtalya'dan gelen konuklarla da ilgilendik, şu anda sadece anlaşma için seni bekliyorlar. Eğer imzayı da atarsak oldu bu iş." Dedi derin bir nefes alarak arakasına yaslandı.

Arslan gözlerini kısarak başını salladı.

"Aferin koçum, ben yokken de kimse rahata alışmasın." Dedi sert bir sesle.

Ahuzar hanım oğullarını büyük bir memnuniyetle izliyordu.

İçeriye gelen hizmetli kapının önünde durarak konuşmaya başladı.

"Ahuzar hanım, Ela hanım yemekleri göndermiş. Kızı Gece hanım ile." Dediğinde Arslan'ın gözleri direkt hizmetliyi buldu. Gece ismini duyduğu an kalbi ısınmaya başlamıştı.

"Tam zamanında göndermiş yemekleri. Git Muhsin efendiye söyle paralarını göndersin o kadar emek vermişler." Dedi elleri ile dizlerini ovuşturarak.

Ahuzar hanım, Ela hanımı ve kızı Gece'yi çok severdi. Kendi hallerinde saygılı, terbiyeli iyi kalpli bir kadındı Ela. Kızı Gece'yi de kendisi gibi yetiştirmişti. Görgülü, terbiyeli, iyi kalpli, saygılı ve çok narin bir kızdı. Gece'yi çok severdi Ahuzar hanım ama Gece kendilerine karşı çekingendi.

"Ne yemeği anne?" Dedi Arslan kaşlarını çatarak.

"Ela var ya hani oğlum. Yediğin yemekleri çok beğeniyorsun diye oradan sipariş verdim. Yazık kadıncağız o kadar işinin arasında bir de bu yemeklerle uğraştı." Dedi başındaki tülbenti düzelterek.

Arslan başını sallayarak önüne döndü. Ela hanımı tanırdı, sessiz, sakin kendi işinde bir kadındı. Ama bu zamana kadar nasıl oldu da kızını göremediğini düşündü. Öyle bir kızı nasıl farketmez diye düşündü.

Bir kere bile görseydi unutmayacağını biliyordu Arslan. Öyle bir kızı unutmazdı.

Ela hanımı görürdü kendi evinde. Hatta bazen kızı Gece'nin ismi de geçerdi lakin hiç görmemişti bugüne kadar. Zaten ismini duyduğunda umursamamıştı fakat Gece'nin böyle narin ve masum olduğunu bilseydi önceden tanışmak isterdi kendisiyle.

Derin bir nefes alarak ayağa kalktı.

"Ben bir duş alayım, sonra da şirkete bakmam lazım." Dedi siyah saçlarını karıştırarak.

"Oğlum yol yorgunusun, geldiğin gibi yorma kendini." Dedi.

"Yorgun değilim anne, ne zamandır yoktum. Bir kontrol edeyim." Dedi ve kimsenin bir şey demesine müsaade etmeden salondan çıktı.

Odasına girdiğinde üstündeki giysilerden kurtulup, banyoya girdi. Dövmeli ellerini siyah faynsa yaslayarak gözlerini kapattı. Yine gözlerinin önüne Gece'nin güzel yüzü geldiğinde kalbi hızlanmaya başladı. Alt dudağını ısırarak kafasını yukarıya kaldırdı. Başını sağa sola salladı ve banyodan çıkarak beline siyah havlu bağladı.

Giyinme odasından siyah gömleği, siyah kumaş pantolonunu giydikten sonra, son model siyah saatini takarak, banyodan çıktı.

Beline masada duran silahını alarak taktı. Üstüne ceketini giyerek odasından çıktı.

Aşağı kata inerek etrafına baktı. Annesi muhtemelen mutfakta akşam için hizmetlileri kontrol ediyordu.

Evden dışarı çıkarak gözlüklerini taktı. Önündeki arabaya binerek arabayı çalıştırdı. Önündeki ve arkasındaki arabalara kısa bir bakış atarak arabasını sürmeye başladı.

Kısa bir süre sonra arabadan inip gözlüğünü çıkararak etrafa baktı. Sert adımlarla şirkete yürümeye başladı. Yanından geçen kadınların kendi için iç çektiklerini fark etmedi. Zira kalbi ve aklı bugün gördüğü perideydi.

Şirkete girdiğinde yanına gelen asistanı Aslı, koşar adımlarla yanına gelip kendiyle beraber yürümeye başladı.

"Aslı, bana yarın ki toplantı için sözleşmeleri getir. Yarın olacak toplantının da eksiksiz bir şekilde olmasını istiyorum." Dedi. Ondan kısa olan kadına bakarak. Aslı başını sallayarak onayladı patronunu.

"Her şey hazır Arslan bey, sadece sözleşmeyi sizin okumanız kaldı. Yarın ki toplantıya hazırız." Dedi sarı saçlarını kenara sıkıştırarak.

Aslı yıllardır yanında çalışıyordu Arslan'ın. Evli ve bir çocuğu vardı.

Arslan bekar kızları asistanı yaptığında delirecek kıvama gelmişti. Ya kendisine asılıyor ya da dikkat çekmek için elinden geleni yapıyorlardı.

Ama Aslı hem evli, hem de Asaf'ın önerdiği bir kadındı. İş dışında konuşmaz, disiplinli bir şekilde çalışırdı.

Arslan başını sallyarak asansöre bindi. Yanına Aslı da bindiğinde çalışmaya başladı.

"Bana bu ayın kâr oranını gönder. Bakalım kardeşim nasıl yönetmiş ben yokken bu şirketi." Dedi şakaklarını büyük elleriyle ovaladı. Hala aklında o kadın vardı. Bu yüzden odaklanamıyordu hiç bir şeye doğru düzgün.

Bilerek bir ay Poyraz'ın yonetmesini istemişti şirketi. Yoksa Arslan, Fizan da olsa bile yönetirdi bu şirketi. Onun için çocuk oyuncağıydı. Ama kardeşinin sorumluluk almasını istiyordu. Murat bu işler için küçüktü. Daha üniversitesi bile bitmemişti. Bu yüzden odak noktası Poyraz'dı.

Poyraz serseri biraz uçarı bir adamdı. Hız tutkusu onun vazgeçilmeziziydi. Bu yüzden ne kadar tartıştığını hatırladı Arslan.

Sorumsuz piçin tekiydi. Ama abisinin gözüne de giriyordu.

"İstediğiniz gibi Arslan bey, İstediğiniz her şey masanızda hazır bir şekilde sizi bekliyor." Dedi Aslı.

İstediği kata geldiğinde asansör durdu. Arslan dışarı çıkarak, omzunun üstünden Aslı'ya bakarak konuştu.

"Sağ kolum Umut dışında kimseyi alma içeriye." Dedi çatık kaşlarla. Aslı başını sallayarak onayladı.

"Siz nasıl isterseniz Arslan bey." Dedi düz tutmaya çalıştığı sesi ile.

Arslan umursamadan odasına girip kapıyı kapattı. Koltuğuna oturarak önündeki belgeleri inceledi. İtalya'dan gelen iş adamlarının belgelerini inceledi. Hiç bir sorun gözükmüyordu. Dosyayı kenarıya bıraktı. Kardeşinin bir aydır yönettiği günlerde ne kadar kâr ettiğine baktı.

Kardeşi Poyraz iyi bir şekilde yönetmişti. Ama çok iyi değildi. Her zaman en iyisi olmak zorundalardı. Kardeşini uyarması gerekiyordu. Derin bir nefes alarak dosyayı kapatarak, imzalaması gereken dosyaları imzaladı.

On dakika sonra kapı çaldığında, kalbi hızlı atmaya başladı. Büyük ihtimal ile sağ kolu Umut'tu.

İçeriye elindeki dosyayla Umut girdiğinde, Arslan'ın siyah gözleri direkt siyah dosyaya kitlendi.

Dosyada neler yazıyordu merak ediyordu. Hayatında ilk defa bir dosyayı işkence edeceği adamı araştırmak için değil de narin ve aklina giren bir kızı merak ediyordu.

"Abi yengenin bilgilerini getirdim." Dedi düz bir sesle.

Arslan yenge kelimesine bir şey demedi. Zira çok hoşuna gitmişti. Kabul etmişti zaten, küçük kadına karşı bazı kendi bile bilmediği duygular hissetmişti. 27 yaşında koskoca adamdı. Kendi duygularını ayırt edemeyecek kadar salak değildi.

Bu zamana kadar hiç bir kadına böyle duygular hissetmemişti. Zaten kadınlar ile iş dışında konuşmazdı. Ama şimdilik kendisinden başka kimsenin bilmesine gerek yoktu bu duyguları.

Daha bir defa gördüğü kadına böyle duygular besleyen bir adamın, ilerleyen günlerde olan aşkı zehirli bir sarmaşık gibi bütün kalbini saracaktı. Tehlikeli ve sınırsızca sevecekti ondan korkup kaçan kadını.

Başını sallayarak Umut'un masaya bıraktığı dosyayı alarak açtı. Gördüğü resimle kalbi huzurla dolmuştu bile. Daha bugün gördüğü kadın için ölürdü. Anlamıştı kaderi bu kadındı. Kadınlarla asla bir münasebeti olmamıştı bugüne kadar. Kendini sevdiği kadına saklamıştı. Karşısına bir sürü onu isteyen kadın çıkmıştı lakin o kalbinde olan kadına en özelini paylaşmak istemişti.

Gece korkmaz, annesi Ela korkmaz ile restoran işleterek geçimlerini sağlıyorlar. Babası Selim Korkmaz, 28 yaşında inşaat kazası yüzünden vefat etti. Ela korkmaz aldığı tazminatla kızının sağlık masraflarını karşıladı.

Gece korkmaz üniversite ikiye gidiyor. Anasınıfı öğretmeni olmak istiyor. 20 yaşında. Kalbinde delik olduğu için ilaç kullanıyor.

Arslan Gece'nin hastalığını okuduğu an nefesi kesildi. Elindeki dosyayı sıktığının farkında dahi değildi.

"Abi iyi misin?" Dedi Umut. Abisinin iyi olmadığını görüyordu. Ama neden öyle olduğunu bilmiyordu.

"Kalbinde sorun varmış Umut." Dedi dişlerinin arasından. Esmer teni sinirden kızarmaya başlamıştı. Umut yutkundu, demek ki yengesinin bir rahatsızlığı vardı.

"Abi biliyorsun benim kardeşimde de aynı rahatsızlık var. Eğer düzgün bir yaşamı varsa pek sıkıntı olmaz. Yengenin hayatı da çok güzel. Annesi kızının üzerine titriyor. Merak etme." Dedi abisine sıkıntıyla bakarak. Abisi bir gündür gördüğü kıza bu şekilde davrandığı için korkuyordu. Hem kız da çok narin ve nazik bir kızdı. Bu yüzden yengesinin abisini seveceğini düşünmüyordu.

Derin bir nefes aldı umarım bu işin sonu iyi bir yere varırdı diye söylendi içinden.

Arslan duyduklarıyla derin bir nefes aldı. Umut haklıydı. Ela hanım kızının üstüne titriyordu. Arslan aklına gelen şeyle hemen Umut'a döndü.

"Umut, git Gece'nin ilaçlarını düzenli bir şekilde almasını sağla. Masraf etmesin boşuna. Hem bu sayede benim de içim rahat olur." Dedi Arslan burnundan sert bir nefes vererek. Sanki kendi canı acıyordu.

"Olmuş bil abi. Bizim olan hastanelerden birine söylerim şimdi, yengeler anlamadan yardım bahanesiyle veririz." Dedi. Arslan başını sallayarak eliyle çıkmasını istedi. Umut başını eğerek odadan çıktı.

Daha fazla dayanamadan yerinden kalktı Arslan. Holdingten dışarıya çıktı. Arabasına binerek Gece'nin kaldığı evin biraz uzağında durarak lokantayı izlemeye başladı. Az sonra Gece ve yanında bir kız çıktığında dikkat kesildi. Gece saçlarını toplamış, üzerine beyaz bir tişört, buz rengi kot pantolon ve bebek mavisi bir hırka giyinmişti. O kadar güzeldi ki...

Gece'nin arkadaşı ona sarıldığında direksiyonu sıktı. Ona kendinden başka kimsenin sarılmasını istemiyordu. Bir tek kendisi sarılmalıydı lakin bunun için daha erkendi. Gece arkadaşının sarılmasından kurtularak onun bacağına sürtünen kediyi kucağına alarak sevmeye başladı. Tüylerini okşayarak başının üstünden öptüğünde, Arslan derin bir iç çekti.

Biraz daha dışarıda konuşup içeriye geçtiklerinde, Arslan derin bir nefes alarak. Cebindeki sigarayı çıkarıp yaktı. Gözlerini kısarak sigarasını içine çekti. Açık pencereden kolunu sarkıttı. Başını sağa sola sallayarak gece boyu orada, Gece'yi düşünerek evini izledi.

♧♧♧♧♧

 

DİP NOT: Ya kitappad yetkilileri lutfen wattyden coksel bir şekilde özellikleri alin ya cok sinirliyim burada bi bolum yayinlarken bile geriliyorum

Loading...
0%