@adrianmarinette._q
|
Yeni bölüm geldi oy vermeyi unutmayalım🥹🥹🥹 Gözlerimi aniden açtım ve karşımda bana sırıtan yaptığıyla mutlu olan bir şahıs annem vardı benimle derdi neydi bu kadının hiç anlayamıyorum. Uyku mahmuruyla gözlerimi ovalarken annemin sesini duydum "kalk kahvaltı hazırla seni beyleyemeyecegiz" dedi be arkasını dönerek gitti. Hemen yattığım yerden kalkarak banyoya girip özel ihtiyaçlarımı giderdim yüzümü kurulayarak bamyadan çıktım ve direk gardırobumun önüne geldim. İçinden bol siyah pantolon üstünede siyah bir krop çıkardım ceket olarakta siyah deri ceket alıp askılığıma astım ve hemen odamdan çıktım mutfağa doğru yol aldım. Hemen yemekleri hazırlayıp sofraya oturmuştuk ki babamın sesini duydum "2 gün sonra maaşın yatacak benim hesaba yatır hepsini" dedi "Bana karşımı geliyorsun sen" "evet karşı geliyorum benim ihtiyacım var senin değil" Tam bana bağırıyordu ki telefon sesi mutfağı doldurdu "Sen bekle şu telefonu kapatıyim hesaplaşıcaz seninle" dedi ve telefonu açtı biraz dinledikten sonra kaşları çatılıp bana baktı mutlulukla gözlerinde şeytan mutluluğu vardı sanki Kapatıp kahkaha atmaya başladı annemde "ne oldu" dedi babam ise hayatımın değişeceği kelimeleri söyledi "******* hastanesinden aradılar 2003 yillarında doğan bebekler karıştırılmış olabilir gidip kan tahlili vermemiz gerekirmiş" dedi Ben ise şok olmuş bir şekilde babama bakıyordum nasıl olabilirdi bu onca acıyı boşuna mı yaşamıştım. "Üstüne ceketi al ve hemen gidiyoruz hastaneye çabuk ol" dedi ve annemle el ele diş kapıya yürüdü ben ise hala şoktaydım. Hemen üstüne ceketi giyerek motorumun anahtarını alıp dış kapıya koştum ve babama konumu atmasını söyledim.Konuma bakarak hastaneye sürdüm 5 dakika içinde orada bulundum. Hastaneye doğru yürüdüm yüzümde donuk bir ifade vardı ama içimde çığlıklar volkanlar patlıyordu önüme gelen birine patlayabilirdim. Odanın önüne geldiğimde kapıyı çaldım ve içeriye girdim. Annem ve babamla gelmişti onların taraf yürürken karşımdaki aileye bakmıştım 1 tane kadın ve 1 tane adam ve yanlarında boyadan yüzü gözükmeyen bir adet insan varlığı oturuyordu. Kadının gözlerine baktığımda dolu bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerinde saf bir acı Özlem vardı. Adam ise onun zıttı heybetiyle oturuyordu gözlerini bana dikmiş bakıyordu sanki beni tanımaya çalışır gibi. Aslında geriye belliydi ben annemle babama hiç benzemezdim annem kızıl saçlı kahverengi gözlüydü babam ise siyah saçlı yeşil gözlüydü. Gözlerimi onlardan alıp doktora çevirdim "Öncelikle hastanemiz adına özür dileriz.Ben bu hastaneye yeni geldim ve kayıtlara bakarken 2003 yıllarında bir karışıklık olduğunu farkettim ve bunu açıklamak için sizden kan testleri almamız gerek" Karşımdaki bana benzeyen adam sinirlenerek "Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Bir karılıklık yüzünden 2 kızın hayatları değişti ne demek oluyor bu sizi dava edeceğimden emin olabilirsiniz." "Murat bey cok haklısınız dava edebilirsiniz ama zamanı geri getiremeyiz o yüzden lütfen sakin olun. İlk önce kızlar kan versin sonra babalar versin" dedi Bende hemen ayağa kalkarak karşı odaya gittim ve kan verdim bir unut babam gelip elimi tutar dedim ama gelmedi. Girer girmez o aile kafalarını bana çevirdi ve kaşlarını çatarak baktı ve anlamaya çalıştı hemen koltuğa oturup kafamı arkaya devirdim boş tavana baktım. Hayatımı sorguladım neler yaşadığımı bedenimdeki izlerin sebebini aradım ama yoktu niye yoktu. Kapı açıldı ve baba kız içeri girdiler gözlerimi onlara diktim herkese melek bana şeytan gibi davranan babama baktım. Kafamı çevirdiğimde karşıdaki adam dikkatle gözlerime baktı ve ellerini sıktı. Tam o şurada doktor konuştu "Kan tahlilleri genellikle 1 haftada anca çıkar ama Murat bey tanıdık olduğu için 1 saate çıkar tekrardan özür dilerim hastane adına" dedi ve odadan çıktı. Bende hemen ayağa kalkıp kendimi bahçeye attım gözlerimle etrafa bakıp boş bank aradım ve ileride ki banka yürüdüm. Banka oturur oturmaz cebimden sigarayı çıkardım. Aslında sigara içmezdim ama o gittiğinden beri sigara içmeye başladım. İçimdeki ateşin böyle söneceğini sanıyordum. Bir dal sigara yakıp dudaklarımın arasına koyup içime çektim ve şimdi keyfim yerine gelmişti. Ve ayaklarım yerinde durdu çünkü karşımda odadaki adam vardı yani babam gözlerinde şaşkınlık vardı ve üzüntü gözlerinin içine baktım ve o sonunda konuşmayı akıl etmiş gibi konuşmaya başladı. "Sonuçlar açıklanacak şimdi seni çağırmaya gelmiştim"dedi "Biliyorum şimdi de odaya geliyordum beni çağırmanıza gerek yoktu". Dedim ve yanından geçerek gidiyordum ki kızgınlık içeren sesini duydum " Sigara içmek sence de zararlı değil mi hemde senin gibi genç birisi için" Arkamı dönüp kuzgun gözlerine bakıp " Sizin bana karışmaya hakkınız yok daha sonuçlar belli değilken ne bu böyle karışmalar fln kızınız olsam bile bu karışacağınız anlamına gelmiyor"dedim sert bir sesle ve odaya doğru yürüdüm. Odaya girdiğimde babam ve annemin ortasında o kızın neydi ismi Sinem mi ne onun oturduğunu gördüm ona şefkatle bakıp bişeyler anlatıyordu. Onlara fazla bakmayıp karşıdaki kadının yanına oturdum hemen arkamdan ise o adam girdi yanındaki kadının yanına oturdu ve elini tuttu burdan bile belliydi aralarındaki aşk Doktorda elindeki zarfı açmaya başladı açtığında ise iki üç dakika baktı ve bize döndü "Sonuçlara göre..." dedi ve sustu biraz düşünüyordu beyi düşünüyordu Acun Ilıcali gibi en sonunda dayanamayarak sert sesle konuşmaya başladım. "Burda sizi mi bekleyeceğiz artık sonuçları söyleyin ağzınızda geveleyip durmayın" dedim Doktor ise temastan çıkmış gibi hemen açıklamaya başladı "Sonuçlara göre Sinem SOYASLAN ve Gökhan BOYSAN arasındaki DNA %99 iken Murat SOYASLAN ve Elfide BOYSAN arasındaki DNA %99 uyum bulunmaktadır. Tekrardan hastanemiz adına özür dileriz" dedi çıkıp gitti. Ben ise yere odaklanmış hiç birşey yapmıyordum. O artık babam olmayan cani kişi " Ben öz kızımı istiyorum herkes kendi kızını alsın" dedi Adının Murat olduğunu öğrendiğim kişi ise "zaten herkes kendi kızını alıp gidecek biz kendi kızımızı istiyoruz" dedi Eski ailemdeki annem babam kızlarımıza yanına alıp gidiyordu ki sesimi duymalarıyla yerinde durdular "Neden" "Neden baba" Ayağa kalkıp tam karşısına geçip gözlerinin içine nefretle bakıp sözlerimi dile getirdim. "Neden ha neden niye beni sevmedin siye bana baba olmadın ben sana ne yaptım ben size sizden sadece sevgi bekledim AMA SEN BANA SEVGİ VERMEK YERİNE ACI VERDİN NİYE NEDEN" Sonlarda sesimi yükseltip bağırdım içimdeki öfke asla dinmiyordu ve patlıyordum bunca yolun acısını çıkarıyordum içimden.Ellerini tutup bağırdım. "Bir kere bu ellerle saçımı sevmedin elimi tutmadın ama biraz önce kan alırken o kızın elini tuttun korkma dedin 15 yaşıma kadar senin beni sevmeni bekledim saçımı okşamanı elimi tutup parka götürmeni bekledim ama sen ne yaptın bana bu ellerle 9 yaşımda sana saçımı sever misin dediğimde saçlarımı cektin senin iğrenç saçlarınımı seviçem dedin 6 yaşımda yanına gelerek herkes kızına kuzum diyor sende bana de dedim sen ise sen benim kızım değilsin dedin. Bana hep iprenç bir varlıkmışım gibi baktın köle gibi çalıştırdın özellikle üniversite sınavında tam puan almama rağmen okula göndermedin. Senden birşey istediğimde bana ya Tokat attın ya dövdün yada kapalı yere tıktın bedenimde iz cıkasıya kadar dövdün sen beni ona rağmen senden sevgi bekledim sen herkese cenneti yaşatırken bir tek bana cehennemi yaşattın babaaa" Avazım çıktığı kadar bağırıyordum gözlerimden yaş akıyordu ama onun için değil geçmiş yüzünden di biyolojik ailem ise bana bakıyordu Murat bey ellerini sıkmıştı biyo annem ise ağlayarak bana bakıyordu. Bahçeye çıkıp motoruma ilerliyordum ki bir el kolumu tuttu dönüp baktığımda ise biyo annem di hemen kolumu ellerinden kurtarıp geriye adım attım. "Temastan pek hoşlanmam" dedim kadın ise mahcup bir ifadeyle " Özür dilerim bilmiyordum epey vaktin varsa bir kafede oturup konuşalım sonra bizimle gel yani istersen tabii ki ama bizimle yaşamanı cok isterim gerçekten" Kadının gözlerine baktığımda ise acı vardı ama en çokta özlem vardı bana istekle bakıyordu ama ağzımdan çıkan sözlerle gözlerinden iki yaş düştü "Sizinle tanışmak istemiyorum lütfen hayatımıza kaldığımız yerden devam edelim en iyisi bu" dedim Tam arkamı dönüp gidiyordum ki Murat beyin sesini duydum "Elfida kızım bekle konuşalım" Bende arkamı dönüp Murat beyin gözlerine baktım gözleri dolmuştu "Ne konuşacağız" "Öncelikle tanışalım ben baban Murat Soyaslan karım yani annen ise Sevda Soyaslan lütfen bizimle gel seni yeni bulduk tekrardan kaybetmek istemiyorum bak akşama kadar düşün gelmek istersen beni ara gideriz eğer alışamazsan söz ısrar etmicez" Murat bey ve Sevda hanımın gözlerinin içine bakıp "Tamam numaranızı verin akşama kadar düşünücem şimdi gitmem gereken yer var İyi günler" deyip numaramıza verdim ve motoruma binip çekip gittim. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Hergün geldiğim yere geldim. Bir yanım nefret etsene bir yanımın Özlem duyduğu yere içimi dökeceğim tek yere tek sessizliğin olduğu yere beni anlayan tek yer İSTANBUL CANFEDA MEZARLIĞI Onun gömüldüğü yer kimsenin uğramadığı mezarlık yüzüme maskeyi takıp yürümeye devam ettim en sonunda bir kişinin mezarında durdum. Mezarın yanına gidip toprakta elimi gezdirdim gözlerimden yaşlar akıyordu. Dur durmak bilmeyen o yaşlar. En sonunda gözlerimi mezar taşındaki isme çevirdim koca harflerle yazılmış hergün canımı ölmekten beter eden o isme ATEŞ KARA Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve içine dökmeye başladım. "Onların kızı değilmişim. Onca acıyı boşuna cekmişim. Neden ben bunları yaşadım Ateş niye ben kimseye birşey yapmadım. Biliyor musun? Biyolojik babama benziyorum gözlerimiz saçlarımız aynı renk ikizim gibi" Ağzımdan bir kıkırtı çıktı. Acayip benziyorduk. " Seni cok özledim. Sen gideli tam 2 yıl oluyor ve ben artık dayanamıyorum tamam sen varken senden nefret ediyordum çünkü benim canımı yakmıştın. Ama farkedemedim sana aşık olduğumu seni sevdiğimi çünkü çok korktum birini sevmekten içimi açmaktan sende babam gibi yaparsın canımı yakarsın sandım ama sen sadece yaralarımı sardın tam sana aşık olduğumu kendime itiraf ettiğim gün benden gittin hemde ikimiz ayrılarak gittin o gün söylediğim sözler yalandı sinirden demiştim yemin ederim" Artık delirmişcesine ağlıyordum kendimi durduramıyordum. "Cok canım ya-yanıyor ölmek istiyorum ar-artık vicdan azabından kavruluyorum benim yüzümden ölmen canımı yakıyor Ateş lütfen ölmemiş ol bir ışık olsun geri gel yoksa ben ya-yapamıyorum ölüyor gibi hissediyorum yaşadıklarım cok ağır Ailem ailem değilmiş sen yoksun herşey cok üst üste geliyor nefes alamıyorum" Ağlamaya devam ederken arkamdan bit çıtırtı sesi duydum hemen kafamı çevirdiğimde sadece ağaç vardı ileride elime bir dal alarak o tarafa doğru yürüdüm ve ağacın arkasına baktığımda kimse yoktu ama yek birşey vardı Koku sadece koku ama onun kokusu Ateşin kokusu nerde koksam tanırdım bu kokuyu toprak kokusuyla sigara kokusu karışımı en sevdiğim koku eğer delirmediysem bir ihtimal yaşıyor du. Bu ihtimale sadece acı bir tebessüm bahşettim. Ama yaşadığına içimde bir yerde inanıyordum eğer ölseydi hissederdim değil mi? Arkamı dönüp geri emzarın yanına oturdum yağmurun ıslaklığına aldırmadan mezara sarıldım sımsıkı ısıtmak ister gibi " Bir yerde nefes alıyorsun biliyorum ama yaşıyorsan lütfen bana gel çünkü cok özledim seni" Toprağa bir öpücük kondurarak ayağa kalktım ve arkamı döndüm çıkışa doğru ilerledim gözyaşlarımı silmedim aksındı belki açım böyle geçerdi. Motoruma binip tekrardan mezarlığa bakıp arkamı dönerek son gaz gittim. Arkamda gözyaşlarıyla beni izleyen biri olduğunu bilmeden. -BÖLÜM BİTTİ- Kitabım nasıl iyi mi? Ateş hemen ortaya çıksın mı yoksa sonramı çıksın OY VERMEYİ UNUTMAYIN:):):):)
|
0% |