Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Yanlışlıklar...

@ahan5354

MERYEMCE...

Sabah yoğun bakımın önüne geldiğimde gözlerimi devirmiştim. Dün gece gönderdiğim bütün aile fertleri buradaydı. Kafamı sallayarak yoğum bakım odasına girecekken arkamdan hemşirenin '' Meryemce hanım Büşra hanım dün söyledi, kahveniz '' demesiyle elindeki kahvemi gülerek aldım. Büyük bir yudum alıp odanın kapısını açmıştım. İçeriye tam bir adım atmıştım ki bu sefer Mustafa Hamza beyin sesiyle durdum ;

''O elindekiyle mı gireceksin oraya ''

Arkamı döndükten sonra yüzüne bakarak bir yudum daha alıp;

''Ne o mahsurumu var''

'' Yoğun bakımlar özel bir oda diye biliyorum da''

''Sakin ol bay asi.....aaa kusura bakma ..... Mustafa Hamza bey ''

Sabır çekerek içeri girdim. Elimdeki kahveden bir yudum alarak Mirza amcanın olduğu bölüme girerken birden içeride olan hemşireyle göz göze geldik. Tebessümle ''Yok bu dışarıdaki adam manyak'' dediğimde hemşire ağızını açmadan yatakta gözlerini açmış olan Mirza amca;

''Öyledir Mustafa Hamza'm manyaktır ''

Mirza amcaya gülerek elimdeki kahveyi kenara bırakıp yanına gittim. Hemşirenin uzattığı değer tablosuna baktıktan sonra dikişlerine baktım. Kontrollerim bittikten sonra kahvemin soğumuş olacağını düşünerek Hemşireye tazelemesini rica etmiştim. Hemşire yanımızdan ayrıldıktan sonra Mirza amcaya dönerek;

''Çabuk uyandınız, nasılsınız ameliyattan sonra"

"İyiyim güzel doktorum"

"Sizi uyutacaktım ama uyutmaya gerek duymadım. Eski toprak olduğunuz için çabuk atlattınız. Neyse bütün aileniz dışarıda, normal odaya alalım sizi ''

Mirza amca konuşmadan bana gülünce bende ona güldüm. Yanından ayrılacakken hafif elini kaldırıp;

''Sen deli misin kızım. Üç senedir beni kimse cesaret edip ameliyat edememişti Mustafa yüzünden. ''

'' Deliyim Mirza amca''

Mirza amca tekrar gülünce tebessümle karşılık verdim. Ağızını açmıştı ki hemşire elinde kahveyle yanıma geldi. Kahvemden bir yudum alıp Mirza amcaya yeniden görüşürüz diyerek odadan çıkıyordum ki arkamdan kahvemi istemişti. Sağ omuzumun üzerinden ona tebessümle bakıp hayır manasında başımı salladım. Yoğun bakımın kapısından koridora çıktığımda herkes ayağa kalkmıştı. İçlerinden önüme gelen çok güzel bayan gözlerime bakıp;

''Kuzum ben Mirza beyin karısı Mihriban, nasıl kızım kocam''

Elimdeki kahveyi benimle çıkan hemşireye uzatıp önümde duran kadının ellerini tutup, yoğun bakımın önündeki banklara oturttum. Mihriban hanımın yüzünü iki elimin arasına alarak, baş parmaklarımla gözünden akan yaşlarını sildim. Ağlamasına dayanamadığım için, tebessüm ederek;

''Mihriban teyzem önce ağlama. Sana bir soru sorabilir miyim"

"Sor doktor kızım"

"Mirza amcaya kahve yapar mısın sen ''

''Hep ben yaparım ''

''O zaman Mirza amcayı birazdan normal odaya alacaklar, sende kahvesini götür olur mu ''

''Doğru mu dersin kızım sen, iyi mi kocam ''

''Evet odaya girdim, benim kahve mi istedi yok dedim ''

''Kızz ''

''Söyle Mihriban teyzem ''

''Sen deli misin ''

İyice yanaşıp kulağına doğru '' evet azcık deliyim aman kimse duymasın '' dediğimde Mihriban teyze çok güzel gülerek mutlu etmişti beni. Yanımdaki hemşireden kahvemi alıp doğrulduğum esnada mirza amca yoğun bakımdan çıkarılıyordu. Herkes gülerek ona bakarken o bana göz kırpıp ;

''Deli kız vermedin kahveyi bana ''

Ben gülerek ona el salladığımda herkes sedyenin arkasından gitti. Gece İstanbul'dan istediğim hastane belgelerimi almak için Büşra'nın odasına girdim. Kalın dosyamı elime alıp tekrar odadan çıktım. Elimde dosyamla Naci hocanın odasına doğru yürürken cebimdeki telefon çalmaya başladı. Önlüğümün cebinden telefonumu elime aldığımda Kartal'ın aradığını gördüm. Derin bir nefes alıp yukarıya baktım. Göz yaşlarım beni dinlememiş yollarını çizip aşağı inmeye başlamıştı bile. Hemen yolumu değiştirip lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp, direk Naci beyin odasına gitmem lazımdı, kararımı değiştirmeden. Lavabodan çıkıp hızlı adımlarla Naci hocanın odasına gitmeye başladım. Kapısının önüne geldiğimde asistanı yüzüme baktı. Derin nefesle kıza Naci hocayı sorduğumda içerde deyince kapıyı çalmadan hemen dalmıştım;

'' Hocaaaammm''

Naci hocaya seslenmem uzamıştı, çünkü odanın içindekilere şaşırmıştım. İyide bunların burada işleri ne. Şuan karşımda Mustafa Hamza , Baran , Naci hoca dönmüş bana bakıyorlardı, birden kendime gelip ;

''Hocam özür dilerim. Dışardaki yerden bitme sarışın, senin için içeride deyince ''

''Sende her zaman ki gibi daldın dimi ''

''Yani hocam, ama şanslıyım ki bu sefer seni saadet ablayla basmadım. "

"Meryemce Ateş"

"Tamam hocam tamam aman sen bilirsin, gidiyorum ben''

Naci hoca kaşlarını çatarak;

'' Meryemceee, döküll''

'' Hocam ben hala teklifiniz geçerliyse ..... şeyyy... kıvrandırmayın da hocam ''

''Her zaman kızım her zaman senin gibi bir deliye, pardon doktora ihtiyacı var Mardin'in''

''Tamam hocam dosyayı masaya bırakıyorum, işlemler sizde o zaman ''

Dosyayı masanın üzerine bıraktıktan sonra tam arkamı dönmüş çıkıyordum ki Naci hocanın söyledikleriyle olduğum yerde kaldım

''Meryemce, Mert ne olacak? emin misin ? nefes alamazsın sen onsuz... Meryemce bana dön hemen ''

Naci hoca beni tanıyan hocalarımdan birisiydi. Kardeşimi bırakmayacağımı biliyordu, ama ben belli bir süre oraya dönmek istemiyordum. Ben böyle düşünürken Naci hoca kibar bir şekilde kükremişti. Zaman kaybetmeden ona dönerken, Baran bey ve Mustafa Hamza beyin bize baktığını fark ettim. Derin bir nefesle ellerimi yumruk yapıp;

''Hocam Mert başının çaresine bakar artık. Oda dün kal orda gelme dedi bana, ben de kalacağım. Neyse hocam müsaadenizle "

Hızla odadan çıktığımda asistan kızla göz göze geldik. Başıyla bana selam verdiğinde, tebessüm etmeye çalışarak iki adım atmıştım ki olduğum koridorda adım yankılandı.

''MERYEMCEE ''

Gözlerimi sıkıca kapadım. Bu olamazdı dimi, Kartal şuan arkamda olamazdı değil mi?. Arkama döndüğümde koridorun başından bana doğru geliyordu. Ona doğru bir iki adım atarak durdum. Bana yaklaşmasına bir iki adım kala durması için elimi kaldırdım. Gözlerime bakarak;

'' Meryemce beni dinle"

"Git Kartal git"

"Niye bıraktın beni ''

'' Git dedim. Duydun mu yeter beni bırak ''

''Ne saçmalıyorsun? beni bırakamazsın. Sen bensiz yaşayamazsın prenses ''

''Beni aldattın ya , sen beni al- dat-tın ''

Kartal kaşları çatık yüzüme bakarken bir adım daha attı. Geriye doğru bir adım atmıştım ki hızla bileğimden tuttu. Bir anda kitlenmiştim. Beni arkasında sürüklerken sadece ''bırak'' diye bağırıyordum. Elimi kurtarmaya çalışırken arkamızdan davudi gür bir ses koridorda yankılandı.

''Doktoru bırak ''

Kartal durduğunda bende arkama bakmıştım. Mustafa Hamza bey bütün heybetiyle bize doğru geliyordu. Bileğimi sıkıca tutan Kartal iyice sıkarken, yanımıza gelen Mustafa Hamza bey bileğime bakıp derin bir nefes alıp gözleri kapalı;

"Doktorun bileğini bırak"

''Sen kimsin be, karışma yürü meryemce''

'' Sana doktoru bırak dedim''

''Bırakmıyorum ulan ne yapacaksın. Meryemce hadi ''

Hızla bileğimi elinden kurtarıp karşısına dikildim. Bir erkeğin önünde hele de beni sevdiğini düşündüğüm erkeğin karşısında ağlıyordum. Ağlamam Kartal'a değil, kaybettiğim zamana. Harcadığım günlere ve kişilere. Derin bir nefes çekip;

'' Yeter bırak beni... Beni aldattın ya... Çocuğun var senin çocuğun ....Hem dur ya sen beni ne yapacaksın ben sana göre değilim öyle diyordun, nasıl doktor oldum ona bile şaşırıyordun dimi an-''

Cümlemi kartalın tokatı kesti, elim yanağımda tam bir şey diyecektim ki Mustafa Hamza beyin sesi kulağıma geldi;

''Bu adamı alın buradan misafirim olacak benim ''

Kartalı ne zaman yanımıza geldiklerini fark etmediğim takım elbiseli bir kaç kişi götürürken yanıma geldi. Elini yanağımda olan elimin dirseğine hafif dokunarak

'' Doktor iyi misin ''

Yüzüne baktım kısa bir süre. İyi miyim değilim, değildim. Sadece kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Göz yaşlarım yolunu bulmuştu. Mustafa Hamza beyi olduğu yerde bırakıp lavaboya girdim ...

.......................

MUSTAFA HAMZA...

''Sen kimsin anlat bakalım ''

''Ne yapacaksın nüfusuna mı geçireceksin"

''Boş konuşma ve sabrımı sınama. Sen kimsin ki benim olan yerde bir bayana vurabiliyorsun lan ''

'' Yer senin olabilir ama içindeki benim o ne olacak ''

'' Hiç öyle gözükmüyor ama neyse anlat anlat ki seni döverken bahanem olsun lan''

Bu adam konuşmadıkça canım sıkılmıştı. Bende doktorun dün dediği gibi sıkıldım. Adam ağızını açmadığı için, bende doktora vurduğu gibi sert tokatlar atmaya başladım. Beş dakika sonra bayılmıştı. Belli bir süre bekledikten sonra tam çıkıyordum ki konuşmaya karar vermişti.

...........

Hastaneye geldiğimizde kafam karışık şekilde babamın odasına girdim. Odaya baktığımda bütün ailem eksiksiz buradaydı. Peri babamın elini sıkıca tutmuş sandalyede oturuyordu. Odaya göz gezdirdiğimde ne kadar sevmesem de nişanlım olan Berfin de vardı. Biz de Baran'la kapıya yakın koltuğa geçip oturduk. Biraz zaman geçmişti ki elinde kahvesiyle doktor içeriye girdi. Gözleri kıpkırmızı zoraki tebessümle babamın değerlerine bakıyordu. Elindeki porselen kahve kupasını yemek masasına koyup cebindeki gümüş renk kalemi eline alıp bir şeyler yazarken, yanındaki hemşire babamın ameliyat yerine bakıyordu. Hemşire serumu değiştirirken, yanlış bir şey yapmış olacak ki babam birden derinden of dediğinde ben daha ağızımı açmadan doktor kafasını kaldırıp;

''Dikkat etsene kızım. Sen çık şu odadan ayarımı bozma benim. Hadi çabuk ''

Hepimizin dikkatini doktor çekmişti. Bana diklenirken bile sakin olan doktor, şuan çok sinirliydi. Hemşire gidecekken yanımızda olan Naci bey hemşireye;

''Çıkma çıkarsan sana kafayı takar. Ona kadar say şimdi çıkma odadan ''

Hemşire ona kadar saymaya başladığında Baran ile bakıyorduk. Hemşire on dediğinde;

''Canım kusura bakma bağırmak istemedim özür dilerim. Benim kahvem soğumuştur. Sana zahmet tazeler misin? Ben ilgilenirim mirza amcayla, Naci hocam sende velim gibi dolaşmayı bırak''

Hemşire ve Naci bey odadan çıkmıştı. Doktor işlerini bitirmiş, bize tebessüm ederek odadan çıkıyordu ki, babam arkasından;

''Deli doktor ''

Annem hemen '' Mirza bey'' dediğinde doktor babama dönerken anneme gülüp göz kırptıktan sonra;

''Söyle Mirza amca''

''Senin gözlerin niye kızarmış''

''Önemli değil. Sen beni bırak kahveni içtin mi? yaptı mı kahveni sana Mihriban teyzem"

Annem üzgünce doktora bakıp ''Yasakmış kızım '' dediğinde Meryemce hanım gülerek anneme göz kırpıp, hafif öksürdükten sonra ;

''Mirza amcam, Mihriban teyzem yorulmasın. Gece ben sana kendi ellerimle yapacağım hem de burada yapacağım kahveyi ''

''Kız deli doktor''

''Söyle Mirza amca ''

''Adın ne senin kara gözlü kız''

''Meryemce Ateş ''

''Ne güzel adın varmış senin ''

''Teşekkür ederim Mihriban teyzem "

Tam annem bir şey diyecekti ki doktorun telefonu çaldığında cebinden çıkarıp yine bakmadan açtı ;

'' Efendim"

"......"

" Adamım bir dakika bekler misin"

"....."

"Mert az bekler misin? dedim "

Telefonu eline alıp bizden müsaade isteyip çıkacaktı ki babamın sesi durdurdu onu;

"Beni bekletme, daha kahve içeceğiz ''

Biz babama bakarken o başını sallayarak çıktı. Bizimkiler kendi arasında sohbete döndüğünde, Baran kulağıma yaklaşarak; ''Sigara içelim mi'' dediğinde başımı sallayarak odadan çıktık. Acil tarafından bahçeye çıktığımızda, bahçenin bir köşesinde ağlayan doktor dikkatimizi çekmişti. Sigaralarımızı yakarak o tarafa giderken, doktorun sesi de bize ulaşmaya başlamıştı. Yanına yakın bir banka oturduğumuzda dedikleriyle Kartal denen adamın dedikleri aklıma gelmişti.

''Mert tamam bağırma"

".......... "

"Ben burada kalacağım"

" ..........."

"Bıktım anlıyor musun yeter"

" ......"

"Başka bir şey yapmadı sadece tokat attı"

" ........"

"Gelme ne olur gelme"

"....."

"Mert ne olur"

" ....."

"Ağlamıyorum"

"........"

"Ne olur seni seviyorum affet beni"

"......"

"Büşra'nın nişanından sonra bir on günlüğüne gelirim konuşuruz"

" ......"

"Tamam daha iyiyim"

" ......"

"Tamam konuşuruz adamım"

Telefonu kapatıp eline aldığında sinirlenmiştim. Bu kadın iki adamı parmağında resmen oynatıyor. Ne demişti o adam '' mert başımın belası hep o vardı aramızda hep her yerde o vardı'' demişti. Ben bir de bu kız için o adamı dövdüm daha fazla dayanamadım ve karşısına geçtim;

''Sen nasıl bir kadınsın, iki adamı elinde oynatabiliyorsun. Mayan mı bozuk kızım senin, sen İstanbul'dan resmen kaçarak gelmişsin. Bence git kızım burası sana az gelir...''

........................

Umarım beğenirsiniz....

Allaha emanet olun...

Loading...
0%