Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Masum Bir salkım 🍾

@ahen_auro

 

Ahu'dan

 

Baran ile geçen konuşmamızdan sonra balıkçıya varmıştık. Sahil kenarında bir restoranttı. Ama öyle şatafatlı bir restaurant değil seyyar satıcı tarzına bir yerde. Arabadan indim yönüm direkt restoranda doğruydu arkamdan diğer arabanın kapanma sesi geldi ve yanıma vardı. Elini uzatıp geçmemi işaret etti ben de yolumu restaurant'a doğru tuttum. İçeri girdiğimde zeminin ahşaplığından dolayı bastım her adımda gıcırtılar geliyordu tabii bu da normal belli yılların restorantıydı. Yanımıza Genç bir çocuk vardı. Sanırım 20 yaşında, hafif zayıf ama yaşına göre tamdı. Beyaz tenli koyu mavi gözlü, siyah kısa ama gür saçları vardı. Beyaz gömlek ve siyah pantolon giymişti. Yüzü tertemizdi kendine özen gösteren biri olduğu çok açıktı. Oldukça yakışıklıydı. Onu incelemem ondan gelen yeni kalınlaşmayı bitirmiş sesi böldü

Çocuk: hoş geldin Baran abi ne zamandır uğramıyordun buralara özlettin vallahi kendini. Hayırdır abi ilk defa yanında bir kadın getirdin yenge mi yoksa?

İma ile bana bakarak sormuştu bunu. Yanaklarıma bir sıcaklık indi. Ne münasebet aman Allah korusun. Utandın mı ne

Baran: hoş buldum Ahmet özletirim tabii kendimi beni özlemeyen hiç kimse yoktur 😉. Şu yanımdaki kadın da yolun kenarında aç susuz gördüm bir iki şey tıkayım dedim bunun ağzına. Bilirsin ne kadar hayırsever biri olduğumu.

ismini öğrendiğim Ahmet onun bu dediğine güldü .Ben ağzım açık baran'a baktım. Pardon sanki zorla getirilen ben değilim gibi. Bir de bana dilenci muamelesi yapıyor. Sinir ile ona baktım tabii ne kadar sinirli gözükürsem o da muamma. Malum adam dev gibi yanında küçük bir şey kaldığım için pek de Üstün gözükecek bir durumda değildim. Lânet olsun bu boya yaaaa! Tam ağzının payını vermek için konuşuyordumki Baran BEY konuşmama izin vermeden

Baran: neyse Ahmet sen bizim masayı her zamankinden Donat. Tamam mı kardeşim hadi

Ahmet bir bana bir de baran'a kısa bir bakış atıp başını onaylama anlamında salladı. Ve buradan uzaklaştı. Baran elini belime koyup gideceğimiz yere yönlendirdi. Yarın ne gerek vardı belime dokunmaya

Ahu: ah beyefendi sokakta bulduğunuz kadınların beline mi dokunursunuz

Bu dediğime Baran hafif kıkırdayarak

Baran: hayır hanımefendi bu jestim sadece size özel

Devamında göz kırptı. "Bu jestim sadece size özel" cümlesi birkaç defa aklımda yankılandı. Gözlerimi kırpıştırarak şaşırmış ifade ile ona baktım. Bu dediği şey cidden beni afallatmıştı. Etkilenmedim desem yalan olur. Hakkını yemeyeyim ağzı iyi laf ediyordu. Önüme döndüm yönlendirdiği ahşap masayı ilerledik. Masaya geldiğimizde direkt yerine geçti. Oha oduna bak ya insan bir benim sandalyemi çeker. Yani pek çekmesine gerek yok ama güzel bir gıcıklık yapsak fena olmaz 😈 başında öylece dikildim bana ne var der gibi bakıyordu. Ben de kaş göz ile sandalyemi işaret ettim.

Baran: elin var çekemiyor musun

Ahu: elim olduğunu biliyorum herhalde de yanına bir hanımefendi varken direk öyle oturman hoş mu sence odun andaval! Centilmenlik yapıp sandalye mi çekebilir misiniz.

Baran: inan ki şu an hiç seni inatlaşmayacağım sırf bunun için kalkıp seni sandalyeni çekeceğim yani sen dilediğim için değil

He he inandık. Sonuç olarak benim dediğim oldu. Oflayarak ayağa kalktı benim olduğum tarafa geldi sandalyemi çekti hafif bir tebessüm ile ona bakıp sandalyeye oturdum sandalyeyi hafif iteceğini sandım mübarek beni masa ile sandalye arasında ezecek kadar şiddetle itti. Bundan dolayı karnım biraz acımış olabilir ama ona belli etmedim çünkü onun amacı zaten buydu. Hahahha!

Ahu: ha şöyle adam olacan. Merak etme sana insan olmayı öğreteceğim. SÖZ!

Baran: aman kalsın senden insanlık öğreneceğime bu halimle kalmayı tercih ederim. Bu halimi beğenen beğeniyor zaten.senin aksine. Tabii senin zevkini de gördük sen ancak sarışın veterinerlere bakarsın

Gözlerim yuvalarından fırlayacakmış gibi baktım ona. Bir dakika bu benim ondan hoşlandığımı mı düşündü. Onu da geç beni kıskanmış, biliyordum 😎 . Ona laf sokacakken. Yanı başımıza elinde yemek dolu tepsiyle Ahmet geldi. Yemekleri masaya koydu tabakta balık vardı bir de ekstra balık ekmek vardı sadece bir taneydi sanırım baran'a getirmişlerdi ama ben de balık ekmek yemeye gelmiştim.

Ahmet: afiyet olsun!

Ahu: bir dakika ahmetciğim! Ben de balık ekmek yemek istiyorum rica etsem bir tane de bana getirir misin.

Bana döndü sanırım ahmetciğim kelimesinde afallamıştı. Afallatırım tabii ben hahaha. Çocuk dibime düşecekti resmen.

Ahmet: hemen.... Şeeey-

Ahu: Ahu.. benim adım Ahu

Ahmet: hemen getiriyorum Ahu

Ahmet hızla bizden uzaklaştı. Başımı önüme döndürdüğümde garip garip bana bakan Baran vardı. Bunun çenesi niye kasılmış pardon acaba yemek mi kötü. Önümdeki balığa. Çatalımı batırdım bıçak yardımıyla kesip ağzıma attım. Eeee bunun tadı hiç kötü değil aksine mükemmel. İstemsizce gözlerimi yumup beğendiğim mi gösterecek şekilde mırtılar çıkardım. Ne yapayım elimde değil gözlerimi açtığımda bana dalgın dalgın bakan baran'a gözlerimi diktim

Ahu: Ne oldu ayı mı oynatıyoz niye öyle bakıyon !

Baran: seni mekana getirdik de seni türkçen bozulmuş. Hahaha!

Ahu: Ne alaka bir kere ben çok iyi Türkçe konuş-

Ahmet: buyur Ahu.

Sözümü kesen Ahmet'e baktım. Sinirli suratımı hemen değiştirip gülümseyerek ona bamktım. Gözlerim iştahla parladı elindeki balık ekmeği aldım hemen ısırdım. Başımda kıkırtı sesi duydum o tarafa döndüğümde Ahmet'in gülerek bana baktığını gördüm. Kaşlarımı çatarak ona baktım tüm ciddiyetimle

Ahu: bunda gülecek ne var açız burada açız. Tabii bazıları balık ekmek diye bizi buraya getiriyor ama balık ekmek de vermiyor

Ahmet: Yok ya sen beni yanlış anladın. Şimdi Baran abiyi sokakta buldum dedi ya inanmadım sen böyle yiyince gerçekten bir an öyle olduğunu düşündüm. Bir de yerken çok sevimliydin de

Ahu: sorun yok ahmetciğim sadece açken biraz sinirli oluyorum da. Bir de şunu açıklığa kavuşturayım ben sokaktan bulunmadım. Yanımda duran şu şahıs beni yemeğe çıkardı o kadar. Bu arada sağ ol evet gerçekten de sevimli biriyim

Ahmet: senden bir şey isteyecektim... Bana numaranı verir misin.? Çok hoş bir hanımefendisin. Seninle tekrar konuşmak isterim de;)

Ahmet'in söylediklerini kendim tutamayarak bir bir kahkaha attım. Benim ne kadar büyük olduğumu bilmiyor mu bu çocuk ya. Benim aksine Baran sinirle ahmet'le bana bakıyordu. Yeter be Baran küçücük bir çocuktan da kıskanmazsın ya beni.

Baran: lan Ahmet oğlum sen ne diyorsun! Bu kadının kaç yaşında olduğunu biliyor musun. Anan yaşında lan anan yaşında!

Ahu: çüş abart! 22 yaşındayım. Asıl sen kendi yaşına bak resmen kırışıklıklar yüzünden akıyor. Bir de bana gelmiş diyor anan yaşında

Ahmet: ne? Kusura bakma Ahu abla seni küçük sanmıştım

Ahu: sorun yok ahmetciğim aksine senin bu dediğin beni az da olsa sevindirdi. Genç gözüküyordum da bu kadar genç gözüktüğümü bilmiyordum. Sağol

Ahmet: alttan almanız beni çok sevindirdi...o zaman size tekrardan afiyetler!

Ahmet gidince baran'a ters ters baktım ve yemeğime döndü.... Yemeği iştahla yiyordum cidden çok açmışım bir de yemekler harikaydı bu adam 40 yılın başı bir işe yaradı ha. Balık ekmeğimi bitirdim ağzımı sildim ellerimi silkeledim arkama yaslandım. Baran mı oho o yemeğini bitirmişti hatta 2. porsiyonu da yedi.

Baran: bir şeyler içmek ister misin

Ahu: aslında fena olmaz.

Baran: ben kırmızı şarap içecem sen ne istersin

Ahu: burada içki çeşitleri de mi var. Ben burada en fazla şalgam olduğunu düşünüyordum. Neyse tamam o zaman ben de bir viski alayım.

Baran başına beni onayladı elini kaldırıp Ahmet'i çağırdı sanırım buradaki tek çalışan oydu. Yanımıza geldi masadakileri topladı siparişimizi aldı ve gitti.

Ahu: burada başka çalışan görmüyorum Ahmet tek çalışan mı

Baran: evet burada çalışan yok ve Ahmet de çalışan değil burası onun dedesinin mekanı o da dedesine yardım etmek için geliyor buraya. Annesi babası öldüğünden beridir dedesinin yanında hep. bu 4 yıl oluyor yani.

Ahu: ailesini kaybetmesine üzüldüm cidden. Peki nasıl geçindirebiliyorlar yani gördüğün kadarıyla işlek bir yer tek başına nasıl yetiyor herkese.

Baran: Ahmet hızlı çevik birimdir. Tabii sabahları yarı zamanlı çalışan bir kız da geliyor. Öğleden sonra da bakıcılığa gidiyor kız

Ahu: çok bilgilisin. Ne zamandır bu mekana gelip gidiyorsun

Baran: doğruyu söylemek gerekirse mekanın ilk açıldığı zamanlar diyebiliriz. Yani 10 sene. O da şans eseri bulmuştum burayı.

Ahu: nasıl?

Baran: şimdi şöyle bir ara çok içmiştim araba çok hızlı kullanıyordum az kalsın bir arabaya çarpacaktım tabii arabadiler buna çok sinirlenip arabalarından indiler ben de indim orada tartışmaya başladık araya Mahmut amca girdi buranın sahibi yani. Oradaki gençlerden biri yüzüne bir yumruk geçirdi ben de tam karşılık verecekken Mahmut abi kolumu tuttu ve kavga etmemi engelledi. İyi ki de engellemişti tabii 6 kişiydiler. 6 kişi olmaları pek önemli değildi ama ellerinde çakı ve 5 parmak vardı Bir nevi kavga etmek için yer arayan gençlerdi. Sonuç olarak her şekilde zarar alabilirdim. Ahmet abi gençlerle konuşup onları gönderdi beni de mekana getirdi bana bir kahve yaptı biraz kendime geldim aç olduğumu düşünmüş olsa gerek bana balık ekmek getirdi. Hayatım boyunca yediğim ilk ve tek balık ekmekti ve inanılmaz harikaydı. O gün bugündür balık ekmek yemek için bu mekana geliyorum.

Baran'ın sözünü bitirdiğinde yanımıza Ahmet gelmişti. Nedense Ahmet gelirken hep benim sözüm bölünür beyefendinin konuşması bitince Ahmet bey belirir. Evren cidden bana karşı. Hay Allah'ım hahaha! Baran'ın önüne şarap bardağı koydum benim önüme ise bombeli geniş bir bardak koymuştu içeceklerimizi doldurup içki şişelerini masaya bırakıp gitti. Elimi viski bardağına uzattım. Bardağı kavrayıp ağzıma götürdüm Bir yudum aldım dilimden geçen acı tat boğazımı hafif yaktı. Tabii buna alışık olduğum için pek etkilemedi beni. Bir yudum daha aldım ve karşımda şarap içerken Keskin bakışlar ile bana bakan baran'a baktım. Şarabı her yudumladığı anda inip kalkan adem elmasına takıldı gözlerim. Yine aklıma o fantezi anım geldi"Adem elmasından süzülen kırmızı şarabı yalamak istiyorum" bu düşüncemden utandım ve gözlerimi ondan kaçırıp dışarıdaki sahil manzarasına baktım. Bir yudum daha viski aldım. Onun iştahla şarabını içtiğini gördüm hadi ama bu kadar güzel içme bari. Hızla bardağımdaki tüm içeceği ağzıma döktüm . Yuttuğuma inanılmaz bir acı oldu boğazımda elim viski şişesine gitti Kendime bir bardak daha doldurdum. Onu da kana kana içtim şu an kendimi çok susuz hissediyordum. Baran ne yaptığımı anlamayan gözlerle baktı bana. Tabii bu pek umrunda değildi 3 bardağımı doldurdum bu sefer daha yavaş içmeye başladım. Gözlerim kırmızı şarabı tutan ellerine takıldı o damarlı eller ne kadar seksi duruyordu kırmızı şarap ile. İnanamıyorum bana bir sıcak bastı. Bir an önce gitmem gerekiyor şu an yoksa kendimi kaybedip adamın üstüne saldırabilirim. Ve her an viskinin etkisi gösterebilirdi. Baran ikinci şişesini doldurdu Bir yudum aldı şişeyi dudaklarından çekti diliyle dudağında kalan şarabı sildi. İnanamıyorum aşırı seksi. Kendimi tutamayacağım hemen kalkmam gerekiyor. Aniden ayağa kalktım sanırım hızlı kalkmış olsam gerek sandalyem yere düştü o kadar şiddetli bir yankılanma gerçekleşti ki Baran şaşırır gözler ile bana baktı

Baran: Ahu ne yapıyorsun! Bir şey mi oldu niye böyle bir anda ayaklandı

Ahu: ben.. şey! Aslında eve geç kaldığımın fark ettim gitmem gerekiyor.

Baran: Tamam o zaman kalkalım. Ben bir hesabı ödeyeyim.

Ahu: sen hesabı ödeyene kadar ben bir lavaboya gideyim

Hızla sarsak adımlar ile lavaboya gittim. Aynanın karşısına geçtim kendime baktım şu an cayır cayır yanıyordum. Musluğu açtım yüzümü yıkadım su ile ensemi ıslattım serinlemem gerekiyordu. Ne oluyor bana ya iyice sapığa bağladım. Sakın ahu öyle bir hata yapma. Kendine gelmen gerekiyor o adam yanlış kişi sakın ona yaklaşma. Az da olsa rahatladığımı kanaat getirdim lavabodan çıktım. Oturduğumuz masaya ilerledim. Baran orada değildi onu aramak için etrafa baktım kapı tarafında yaşlı bir adamla konuşuyordu. Onların yanına vardım kendimi belirtmek maksadıyla hafif öksürdüm. İkisi konuşmalarını durdurdu ve bana baktılar. Yaşlı adam dediğime bakmayın taş çatlasa 40 gibiydi. Uzun boyluydu hafif kırlaşmış saçları vardı vücudu yaşına göre fazla fitti. Bana gülümseyerek baktı sorgular şekilde baran'a baktım o da bunu anlamış olmalı ki

Baran: tanıştırayım mekanın sahibi Mahmut abi. Bu da Ahu Mahmut abi.

Mahmut abi elini bana uzattı ben de samimi olduğunu düşündüğüm bir gülüşle elimi uzatıp tokalaştım.

Mahmut abi: demek ki sen o şanslı kızsın. Baran asla yanında bir kızla gelmemişti buraya ilginç!

Baran: Yok ya abi ben bunu da getirmeyecektim de yemeğe gideceğim dedim o da tutturdu geleceğim dedi. Ben de acıdım yazık bir doyurayım dedim.

Ahu: bak bunu ikinci defa söyledin yeter ya sen beni zorla buraya getirdin. Bu arada Mahmut abi cidden yemekleriniz harikaydı vallahi Baran bey hiç kusura bakmasın ama artık burası benim favori mekanım

Baran: hey bir dakika! Bir daha buraya gelmeyi aklından bile geçirme burası sadece bir mekanım sakın gelme kıskanca bak ya. Git kendine başka mekanlarda takıl

Atışmamızı bölen Mahmut abinin'in gür kahkahasıydı. İkimiz de aynı anda Mahmut abiye baktık

Mahmut abi: alemsiniz vallahi gençler. Seni de mekanıma beklerim tabii ki ahu kızım.

Baran: daha çok para kazanayım demiyor da. Aç gözlü herif.!

Mahmut abi: aşk olsun barancığım burada herif ben değil sen oluyorsun. Bir kadına karşı bencil davranıyorsun. Hıh.!

Ahu: tam üstüne bastın Mahmut abi çok haklısın. Sizin yerinize olsam bunu mekanıma getirmezdim hatta mekanımı etrafında bile gezdirtmezdim. Şunun tipine bakın Allah aşkına müşterileri kaçırtır bu vallahi

Baran: Ne varmış tipimde buraya beni görmek için kaç kadın geliyor biliyor musun. Kendimi övmek gibi olmasın ama buranın maskotu Bir nevi benim

Ahu: öncelikle şunu söyleyeyim tipine diyeceğim bir şey yok çünkü tipin yok Bir de gelen kadınlar sana değil Ahmet'e gelmişlerdir. Senin gibi yaşlı bir adamı kim ne yapar

Baran: bakıyorum da pek bir etkilendin ahmet'ten. Hayırdır kendinden küçük lere mi ilgi duyuyorsun.

Ahu: ne alakası var. Ben bir ke-.

Mahmut abi: Tamam gençler Yeter artık tartışmayın. Hadi mekanımın önünden çekilin. Müşterilerimin yolunu kapatıyorsunuz. Bu arada ahu kızım seni tekrar beklerim çok güzel tatlı bir kız sın.

Baran: bu saatte ne müşterisi Mahmut abi sen bizimle alay mı ediyorsun Allah aşkına. Neyse kovulmadım sayıyorum. Hadi Allah'a emanet ol

Ahu: kendine iyi bak iyi geceler Mahmut abi!

Baran ile beraber mekandan ayrılıdık arabaya bindik. Baran arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. Gözüm ona kaydı ve tekrardan sinirlendim bu adam hiç emniyet kemeri takmıyor mu ya.

Ahu: emniyet kemerini niye takmıyorsun.

Baran: belki de senin takmanı istiyorumdur

Ahu: yemezler onu canım. Maazallah gene kendini elletirsin

Baran: bundan pek şikayetçi gibi değildin

Ahu: Ne alakası var bir kere sen elimi oraya tutturdun hatırlarsan. Ben de sana gereken dersi verdim. Bundan ders çıkarıp bir daha yapmaya cesaret etmeyeceğini düşünüyordum halbuki

Baran: ne derse çıkaracaktım ki oldukça hoşuma gitmişti oysa ki.

Ahu: neyse uzatma tak şu kemerini

Baran: ben takmayacağım çok istiyorsan sen tak bana

Ahu: bak Baran şu an ikimiz de alkol tükettik. Ben de etkisini göstermeye başladı bile sende de başlamıştır biliyorum bunun için emniyet kemerini takmalısın.

Baran oflayarak arabayı müsait bir yere çekti ve durdu. Öylece durdu emniyet kemeri takmasını bekliyordum takmadı.

Ahu: neden takmıyorsun

Baran: senin takmanı istiyorum yoksa. Ben bunu takmayacağım ve bu araba da ilerlemeyecek çünkü alkolün etkisi başladı bile.

Bu adam ne saçmalıyor Allah aşkına ya. Resmen beni canıyla tehdit ediyor. Pardon canımızla çünkü alkolün etkisi başlamış bunda inanamıyorum buradan bir taksi atlayıp gitsem bu burada kalacak lanet olsun insanlığıma. Oflayarak onu ilerledim emniyet kemerini tuttum çekerken o elleri belimi sardı. Beni kendine çekti elim emniyet kemerin olduğu için dengemi sağlayamadığımdan üzerine yaslanmıştım. Aramızda çok az mesafe vardı gözleri sadece dudaklarımdaydı bu da yutkunmama sebep oldu. Ben de onun dudaklarına bakmay başladım. Nefis görünüyordu o dolgun dudakları kendimi çok susuz hissediyordum. Dili ile dudaklarını yaladı aç kurtlar gibi bana bakıyordu.Alkolün verdiği etkiyle bana çekici geldiğine eminim. Elini enseme koyup başımı kendine çekti ve dudakları dudaklarıma kapandı. Dudaklarını hareket ettirerek beni öpüyordu ananın verdiği şaşkınlıktan dolayı tepki veremiyordum. Karnıma bir şeyler saplanıyordu sanki. Ona karşılık vermemek için direniyordum fakat alkole yenik düştüm ve ona karşılık vermeye başladım. Yavaş yavaş dudaklarımı hareket ettirdim. Ona karşılık vermeme şaşırmış olmalı ki bir saniye duraksadı hemen sonra hızla öpmeye başladı. Diğer eli yanağımı okşuyordu. Bulunduğum pozisyon beni rahatsız ettiği için dudaklarımızı ayırmadan olduğum taraftan kalkıp iki bacağımı açıp kucağına oturdum. Öpüşmemiz iyileşirken araya onun dili de girdi. Ensemdeki sağ eli vücudumda sürterek belime indi belimi okşamaya başladı. Nefessiz kaldığımdan dolayı kendimi geri çektim hızlı hızlı nefesler almaya başladık. dudaklarına yapıştım bu sefer ben onu öpmeye başladım. Bu yaptığımdan cesaret alarak yanağımdaki sol eli eteğimin yırtmacının açık bıraktığı bacaklarıma gitti oraya okşamaya başladı. Kendimden geçtim yetmezmiş gibi kendimi daha çok kaybediyordum. Baran benden çekildi belimden tutup beni kaldırdı oturduğum koltuğa geri oturttu ben ne olduğunu anlamaya çalışırken arabayı hızla çalıştırdı ve yola koyuldu. Şu an nereye gideceğimizi düşünecek halde bile değildim. 10 dakika sonra büyük bir dublekse geldik. Arabadan indi benim kapımı açtı elimden tutup bahçeye götürdü bahçede duran 5 koruma bize baktı başlarını eğdiler bir koruma kulaklığından bir şey söyledi. Bahçenin büyük siyah çelik kapısı açıldı. Baran beni çekerek içeri götürdü o kadar seri adımlarla ilerliyordu ki. Ben de sarhoşluğun etkisinden dolayı onu takip ediyordum. Evini çalışan bir çok tatlı yaşlı bir kadın açtı şaşkınlık ile baran'a baktı

Baran: merhaba Ayşen teyze işin bittiyse sen çık. Bu akşam evde kimseyi istemiyorum dışarıdakilere de söylersin

Ayşen teyze: ama oğlum daha bulaşıkları yıkamamış-

Baran: Ayşen teyze sen yarın halledersin hadi sen çık lütfen!

Ayşen teyze: Tamam oğlum kolay gelsin o zaman

Diyip çıktı. Ben kadının ardından kapanan kapıya bakarken Baran eliyle tuttuğu kolumu bıraktı ve 2 eli ile yüzümü kavrayıp tekrar dudaklarıma yapıştı. Bu anı bekliyormuş gibi ona karşılık vermeye başladım. Kollarımı boynuna sardım o da yanaklarımdaki ellerini bacaklarıma koyup yukarıya yükselti ben de bacaklarımı beline sardım. Sabırsızca birbirimizi öperken Baran merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı ama bir an bile dudaklarını benden ayırmadı. Arkamdan bir kapı açılma sesi duydum. Sanırım odasına gitmiştik beni kapıya yasladı kafasını benden çekti derin solukları almaya başladık ayrılmasaydı kesin boğulmuştum tabii. Yeteri kadar nefes aldığını anlayıp tekrar dudaklarına yapıştı beni kucağından indirdi ama hala kapı ile onun arasındaydım sanki birbirimize yakın değilmişiz gibi daha çok kendini bana yasladı kendini bana yaslaması ile erkekliğini hissettim taş gibi olmuştu anasını satayım. O erkekliği şu an kadınımda istiyordum. Lanet olsun istiyorum ilkim olsun istemiyordum ama o erkekliği şu an içimde istiyorum. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma geçti ona yer açmak için başıma sağ tarafa eğdim vakumlaya vakumlaya öpüyordu. Bağzende dişleri de giriyordu araya. Elleriyle kalçamı sıkmaya başladı bu da inlememe sebep oldu...

Baran: lanet olsun beni benden alıyorsun... Bu gece ilk defa bir kadını becereceğim ve o kişinin sen olmasını istemezdim. Ne yapalım demek ki o şanslı kadın sensin...

Evet sevgili okurlarım 2 gün yeni bölüm yayınlamadığımdan dolayı size uzun bir bölüm ile geldim. Tabii ne yalan söyleyeyim yazarken de biraz utandım şimdiden psikolojinizi sonraki bölümü hazırlayın 😁. Lütfen Emeğe saygı için yorum yapmayı oy atmayı ve takip etmeyi unutmayın. Sizi kocaman kocaman öpüyorum sevgilerle! A.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%