Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Randevu değil! Di mi 2

@ahen_auro

Ahu'dan

Yeter artık bu kadar beklediğim 7 dakika dedim 10 dakika bekledim ama ona rağmen beyefendi gelmeyi bile tenezzül etmedi aman canıma minnet. Zaten onunla gitmek istemiyordum şimdi onun gelmemesi içimi rahatlattı. Ama gene de araba sürmek istemiyorum neyse bir taksiye atlayıp gideyim. Neden mi araba sürmek istemiyorum uzun elbise giyerken araba sürmek çok sıkıntı geliyor bana. Şirketin önünde duran güvenlikten taksi çağırmasını istedim kendisi de hemen taksi çağırdı 5 dakika sonra taksi önümdeydi. İşte bu iyiydi biraz daha bekleyemezdim. Hemen taksiye bindim taksiciye gitmek istediğim yerin adresini verdim. Kendisi de anladım anlamında başını sallayarak önüne döndü ve yola koyulduk. Yolculuk devam ederken başımı cama yasladım ilerleyen yolu izledim. Cidden İstanbul çok güzel bir yer. İstanbul Cennet bir yer olmasına rağmen onu cehenneme çeviren tek şey insanlar. Hayvanlara olan sevgisizlikleri ,doğaya olan saygısızlıkları; birbirlerine olan ihanetleri,nefretleri ,kıskançlıkları. Hem etrafımızı tüketiyoruz hem de birbirimizi bitiriyoruz . İnsanlığın sonu ne olacak işte bunu düşünmek bile istemiyorum. Düşüncelere dalarken şoför amca'nın bana seslenmesiyle kendime geldim kliniğe varmıştık. Amcaya ücret ödeyip kolay gelsin dileklerimi söyleyip taksiden indim. Kliniğin önünde bankta oturmuş Ahmet beyi gördüm gülümseyerek ona ilerledim. O da beni fark edince el salladı ayağa kalktı neredeyse Tamamı bitmiş olan sigarasını banka sürterek söndürdü bankın hemen yanında duran metal küçük çöp kutusuna attı. Onun bu yaptığı oldukça hoşuma gitmişti sonuç olarak yere atmamıştı en nefret ettiğim şey yere sigara atılmasıydı. Bana doğru geldi ve tam önümde durdu elini bana uzattı ben de elimi uzattım tokalaştık samimi bir şekilde ona gülümseyerek

Ahu: merhaba! Iıı şeyyyy. .. size söylemiştim zaten viskiyi görmeye geldim

Ahmet: gelmenize çok sevindim. ...Yani viski buna çok sevinecektir . Hoş geldiniz!

Onun başta söylediği şeyi duyamazlıktan gelmeye çalıştım. Ben böyle küçük numaralara gelmem:) beni tavlaman için daha dişli olman gerekir;).

Ahmet: peki o zaman geçelim içeri

Ahu: yalnız.... Rahat geçebilmem için elimi bırakmanız gerekiyor!

Ahmet: ne? Ah .... Şey pardon affedersiniz dalmışım. Çok narin ve yumuşak elleriniz var insanın bırakmak istemeyemeyeceği derecede.

Onun bu dediğini sadece küçük bir tebessümle karşıladım. Elimi çektim ben önde ve o arkamda olacak şekilde içeri geçtik. Tedavi tezgahına yatmış viskiyi gördüm hemen yanına gidip kafasına küçük bir öpücük kondurdum. Ahmet bey de yanımıza ulaşmıştı. Başımı kaldırıp Ahmet bey'e baktım sanırım bana anlatmak istediği bir şey vardı

Ahu: sizi dinliyorum Ahmet bey viskinin durumu nasıl

Ahmet: aslında size söyleyeceğim şeyler pek iç açıcı değil. Nasıl başlayacağım bilmiyorum... Kedinin bacağı çok kötü ezilmiş yani viskinin. O yüzden bazı sinir damarları hasar görmüş tabi bu da kaslarını çalışmasını zorlaştıracağı anlamına geliyor. Yani ayağını kullanabilmesi biraz zor gibi. Yani orayı kullanabilecek de uzun sürecek gibi ...

Ahmet Bey'in söylediklerinden sonra gözlerim istemsizce doldu viskinin tarafına döndüm acıyla ona baktım ne kadar zor bir şey iyi ki onu yanıma almışım sokakta kalsaydı hayata dayanamazdı. Şu an Ahmet Bey'in önünde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum bunun için klinikten çıkıp kendimi dışarı attım boğulmak üzereydim sanki hava almam gerekiyordu. Klinik tarafında duran bir araba sesi işittim bana doğru gelen biri vardı başımı kaldırdığında Baran karşımdaydı. O kadar üzüntümün üstünde onu görünce bir de sinir eklendi. Geldiği gibi gözlerimin içine baktı bir garip bakıyordu sanırım gözlerim dolmuş demek ki. Sırtımda bir el hissettim elin kaynana baktığında Ahmet bey gelmişti beni teselli etmeye çalışıyor du kedinin iyileşeceğini bunun için bu kadar üzmemem gerektiğini söylüyordu fakat bu benim elimde değildi bir süre olsa bile o ayağını kullanamayacaktı. Başımı kaldırdım yine Baran a baktım . Ahmet'in sırtımdaki eline bakıyordu ne yani kıskanmış olamaz değil mi. Ne alaka ya kıskanmış olmaz. Benim bir cevap beklediğimi bilmiş olsa gerek kendini açıklamaya başladı ve sonunda Ahmet'in sırtımı bırakmasını istedi. E yani şimdi benim suçum mu bunu düşünmek baş bayağı kıskanıyor işte yoksa neden öyle bir tepki versin ki. Seni seni beni kıskanıyorsun demek. Ahmet bey ona durumu açıkladı o da sabırla Ahmet beyi dinledi sonra gerekli bir cevap verip elimden tutup hızlı kendine çekti anlamadık sanki beni ondan çekmeye çalıştığını. Ama bu yine de ona koyduğum dokunma yasağını geçmesini gerektirmiyordu. Arabaya vardığımızda kolumu ondan çektim ve bana bir daha dokunmaması gerektiği konusunda uyardım zaten geç kalması olayından bahsetmiyorum bile.

Baran: peki Ahu haklısın sana bana haber ver dememe rağmen ben gelmedim.

Ahu: ilginç bay ego bu sefer hatasını kabul etti ama bunun için bir şey hak etmem gerekmiyor muydu

Baran: ne gibi mesela

Ahu: bir özür gibi mesela

Baran: asla! Asla kimseden özür dilemem senden bile. Hadi bin arabaya gidelim

Ahu: hayır sen benden özür dilemeden oradan oraya gitmeyeceğim.

Baran: peki sen bilirsin. İnan ki şu an çok açım yani asla seni çekemeyeceğim hemen gidip yemek yemem gerekiyor. Bizim orada bir balıkçı var bir görsen of inanılmaz bir balık ekmek yapıyor.

Baran bunu derken karnımın gerçekten acıktığını hissettim yemek yemeyi bile unutmuşum resmen. Arabam da getirmedim mecbur bineceğiz o zaman yani acıktığım için değil tabii ki. Düğüm yaptığım ellerimi açtım ona ters ters bakarak arabaya bindim. Canlar filmli olduğu için dışarıdan benim ona baktığımı görmüyordu. Yüzüne büyük bir zafer gülümseme takılmıştı. Ne yani bu bana sözünü geçirdiğini mi düşündü şimdi. Hah!... Yüzünü ciddi bir şekli alıp a Arabanın kapısını açıp sürücü koltuğuna geçti. Emniyet kemerini takmdan arabayı çalıştırıp yola koyuldu ama tabii ki de ben buna müdahale ederim kardeşim yani emniyet kemeri insanı güvenliği içindir yani insanlık namına uyarlamalıyım bu dağ ayısını.

Ahu: emniyet kemerini takar mısın lütfen canını tehlikeye atıyorsun

Baran: Ne o beni mi düşünüyorsun yoksa;)

Ahu: aman bana ne senin canından sadece kurallara uymanı istedim bu kadar istemiyorsan takma cezayı sen yersin yani.

Baran: peki o zaman seni mi kıracam takayım şu kemeri... Ama şu an direksiyon tutuyorum çekeceğim uygun bir yer yok sen yardım etsen.?

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı baran'ın söylediklerine. Benden bunu istemesi yani.. . Ne bileyim biraz utandırmıştı sanki. Ona yaklaşmak istemiyorum ama takması da gerekiyordu hadi ama Ahu sen cesur birisin yaparsın kızım derin bir iç çekip ona yaklaştım o benim bunu yaayacağımı düşünmüş olsa gerek şaşkınlıkla bana baktı

Ahu: ne bakıyorsun yapacam işte sen yola bak hadi

O da sanki bu komutumu bekliyormuş gibi hemen kafasını yola döndürdü elimi onun emniyet kemerini uzattım tabii elimi yetişemedi mecbur biraz daha yaklaştım kemeri almaya çalışıyordum ki onu nefesini boynumda hissettim istemsiz olarak başımı onun tarafına çavirdim burun burunaydık o kadar yakındık ki nefesinden gelen hafif sigara kokusunu alıyordum. Ama tanrın yakından daha yakışıklıydı ve gözleri renkli miymiş? Hay anasını adam nimet resmen yeme de yanında yat. Kızım senin açık sözlülüğünü seveyim yemek derken o dudaklar tam ısırmalık analar neler doğuruyormuş. Şu an kendime çirkin desem yeridir vallahi çook seksi. Ben ona dalmış bir şekilde dururken onun yutkunduğunu gördüm adem elması yukarı çıkıp indi orayı şimdi öpüp yalamak vardı. Düşünsene Ahu oranın üzerinden süzülerek aşağı inen kırmızı bir şarap var. Ama tanrııım ayak üstü adamı taciz ediyorum. O kadar düşüncelere dalmıştım ki Baran'ın seslenmesi ile irlikdim ve dengemi kaybedip dank diye üzerine düştüm kalkmaya çalışırken elimi neyin üstüne koyduğumu Baran'ın inlemesi ile idrak ettim. Resmen şu an elim onun taş gibi olmuş erkekliğindeydi. Tam kendimi düzeltmiştim ,elimi çekiyordum ki Baran elimi çekmemi engelledi ve daha çok oraya bastırdı. Bu ne yaptığını sanıyor bu sefer elimi ileri geri hareket ettirerek erkekliğine sürtüyordu ne kadarıda fazla amaaa elimi çekmeye çalıştım o kadar sıkı tutmuştuki elim sadece hareket etmekten başka birşey yapamıyordu. Ona bırakmasını söylemek istiyorum ama kekeleyeceğime eminim. Hah! Bunu sen istedin rahatlamak mı istiyorsun tamam. Bu sefer ben okşamaya başladım bu onu daha çok tahrik etmiş olacakki ağzından hırıltılı bir ses çıkıyordu bu ses maalesef benimde kadınlık iç güdülerimi ortaya çıktıyordu ve daha çok okşamaya başladım sanki hissetmek istiyordum ah tanrııım. Hayır Ahu kendi kazdığın kuyuya düşemezsin kadınlık iç güdümü bir kenara bırakıp hemen pila ımı uyguladım. Erkekliğini elinden geldiği kadar kavradım sıkıca tutup çektim. O bunu hak etmişti artık kendini elletmez kimseye hahaha. Benim çekmemi beklememiş olmalı aniden arkaya atıldı bağırarak

Baran: ne yapıyorsun kızım sen!

Bunu söylerken yolun ortasında frene basmıştı. Arkada araba kornaları duruluyordu bu pek onun umrunda değildi tabiki bana sinirle bakıyordu

Ahu: ne yapmışım. Kendini elletmeye çalışan bir denyoya haddini bildirdim;

Arkadan korna sesleri devam ediyordu. Baran bana ters ters bakarak arabayı çalıştırdı ve yola devam etti. O da benim haklı olduğumu biliyor bu yüzden bir şey demedi.bana dönüp baş parmağını bana sallayarak

Baran: dua et yolun ortasındaydık ve bir de açım yoksa emin olki seni altımda kıvrandıra kıvrandıra becermiştim

Ağzım açık onun bu rahatça konuştuğu şeyleri dinliyordum. Bu adamın libidosuna yetişmek imkânsızdı kesinlikle. Senin karına şimdiden üzülüyorum çünkü gecelerine elveda diyecek...

bir bölümün daha sonuna geldik . Umarım okumanıza gelmiştir. Yorumlarınızı bekliyorum lütfen görüşlerinizi bildirin. Her kelimeniz benim için çok değerli!🤗😎

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%