@ailkesandikli
|
Genç adam, içeriye bir hışımla giren kadının arkasından kapıyı kapatıp peşine takıldığında kafası epey karışıktı. Kadın, ezbere bildiği holü geçip salona giriş yapar yapmaz üzerindeki ceketten kurtulup onu yeşil berjerin üstüne fırlatıvermişti. Üzerine yapışan siyah askılısının belini çekiştirerek düzeltirken kendini de L koltuğa bıraktı. " İçecek bir şeyler istiyorum. " dedi adamın konuşmasına fırsat vermeden. Adam onun bu emrivakilerine alışık olsa da böyle gergin olmasına yabancıydı. " Viski kola? Seversin sen. " demesine karşılık ise kısa bir baş onayı aldı. Salonun mutfağa açılan açık kapısından geçerken sesini yükselterek sordu. " Ne olduğunu sormalı mıyım, yoksa direkt yatağa mı geçelim? " Genç kadın kucağına aldığı küçük siyah çantasının içinde lastik tokasını ararken homurdandı. " Hiç havamda değilim Yağız. Borcum olsun. " Yağız onun bu cevabına karşılık içten bir kahkaha attı. Birkaç yıldır arkadaşlardı fakat genellikle sevişmek için bir araya gelirlerdi. İkisi de pek dert anlatmayı ya da dinlemeyi seven tipler değildi. Daha çok takılmak, içmek, partilemek gibi şeylere zaman ayırıyorlardı. Bundan ikisi de oldukça memnundu aslında. Hele ki Yağız, Cansu için bulunmaz nimetti. Çünkü Cansu'dan çok da nadir olmayan yatak paylaşımları dışında bir beklentisi yoktu. Onu sahiplenip kısıtlamaya falan da çalışmıyordu. Ara sıra birlikte farklı etkinliklere de katılıyorlardı. Üstelik Cansu'nun sahip olduğu tek arkadaştı. Bazen özellikle alt tabakadan insanlar, Cansu'ya biraz şöhret ve iş kapılarının açılması umuduyla yanaşsa da Cansu hepsinin niyetini ilk bakışta anlayabilen biriydi. Zaten özellikle de hemcinsleri tarafından sevilmesi çok mümkün olmayan bir kadındı. Fazla çekiciydi ve bunu kullanmaktan zerre çekinmiyordu. Bir de bunun farkında olması onu çok daha tehlikeli biri yapıyordu. Sınırları yoktu, insanların sınırlarına da saygı duymuyordu. Ve belki de en önemlisi kimseye güvenmiyordu. Çünkü kendi de güvenilir bir tip değildi. Bugüne kadar edindiği birkaç arkadaşından da kazık yemişti zaten. Erkeklerle ise arasında seksten başka bir paylaşım olmazdı. Sonunda da arkadaş edinmeyerek hayatına devam etme kararı aldı. Ara sıra hayatına giren insanlar olurdu, onları da diğer herkese yaptığı gibi kullanıp işi bitince, sıkılınca ya da yenisini bulunca bırakırdı. Bunu yaparken de en ufak bir vicdan azabı çekmezdi çünkü herkes ondan faydalanmak için ona yaklaşıyordu. Karşılıklı alışveriş yapmakta bir mahsur görmüyordu. İşin sonunda onlar o çok istedikleri üne ve sosyal çevreye kavuşuyor; Cansu ise gitmek istediği etkinliklere yandaş bulmuş oluyordu. Her şey olup bittikten sonra hiçbirinin ismini bile hatırlamazdı da zaten. Bir nevi arkadaş kiralıyordu. Yağız ise onlardan farklıydı. Aslında onla da yine benzer şekilde bir parti ortamında tanışmış, yakınlaşmış ve tek gecelik ilişki yaşamıştı. Fakat sonrasında asla arayıp sormaması Cansu'nun dikkatini çekmişti. Başlarda ilişkisi olduğunu ve kendisinin bir kaçamak olduğunu, bu yüzden de pişman olduğunu falan düşünmüştü. Çok da üstelememişti açıkçası. Çünkü arasa bile açmayacak, bir bahane ile başından atacaktı. Haftalar sonra başka bir yerde karşılaştılar. Cansu yine babasıyla büyük bir kavga sonrası içmek için kendini Kadıköy'e atmıştı. Yağız onu ve halini gördüğünde bardan viski kola alıp masasına gitti. Cansu başta onu gördüğü için şaşırmış hatta rahatsız olmuştu fakat nedense masasına gelmesine sesini çıkartmadı. Belki de o an için yalnız olmaktan memnun değildi. Hatta kafayı bulduktan sonra orta halli bir seks yapıp uyuyakalmak iyi de olabilirdi, en azından o an için öyle düşünmüştü. Fakat beklediği gibi olmadı. Yağız ona ne derdini sormuş, ne tanımaya çalışmış, ne de depresif ve sarhoş halinden faydalanacak bir yakınlık göstermişti. Tüm gece öylece onunla oturdu ve sadece içti. Gece bittiğinde ise onu evine bırakmayı teklif etti. Cansu sevişeceklerinden o kadar emindi ki bu teklif karşısında hem şaşırdı hem de bozuldu. Hatta bir ara açık açık sormayı bile düşündü. Memnun kalmamış mıydı bir önceki seksten? Sorun neydi? Fakat sonra bunu fazla küçük düşürücü bulup vazgeçti. Ancak eve de dönmek istemiyordu. Eğer kendisi de isterse ona gidebileceklerini söylediğinde ise genç adamın yakışıklı yüzünü dikkatlice süzüyor ve bunun bir taktik olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. İlk defa bir erkeğe ona gitmek istediğini dile getirmek zorunda kalıyordu. Derdi seks falan da değildi üstelik, gurur meselesi yapmıştı. Yağız evin biraz dağınık olduğunu, seks yapmak istiyorsa o havada olmadığını, bir başka zaman için borçlu kabul etmesini söyledikten sonra bir taksiye binip evine gittiler. Tüm bu yaşananlar öyle tuhaftı ki Cansu sevişmeyeceksek gelmeyeyim bile dememişti. Aksine hiç tanımadığı bu adamın evine gidip gece biraz da onun evinde kafayı bulup salonundaki koltukta sızıp kalmıştı. Ertesi gün kalktıklarında ise sanki her şey çok normalmiş gibi kahvaltı yapıp televizyonda gündüz kuşağı izlemişlerdi. Sonrasında ise irtibatı kopartmadılar. Cansu ilk defa birinin yanındayken kendini rol yapmak zorunda hissetmiyordu. Yağız fazla meraksızdı, kendisine ne verilirse onunla yetiniyor asla fazlasını sorgulamıyordu. Cansu'nun Nihat Şahinşah'ın kızı olduğunu öğrendiğinde bile üstünde durmamıştı. Kendi halinde bir tipti. Ve en iyi özelliği de asla yargılamıyordu, hem de kimseyi. Kesinlikle anlaşması kolay biriydi hem de Cansu'nun tüm şımarıklıklarına rağmen. Elinde iki bardak viski kola ile geri döndüğünde, genç kadın siyah uzun saçlarını tepesinde bir at kuyruğu yapmış bacaklarını da altına toplayıp koltuğa iyice gömülmüştü. Bardağı ona uzatıp yanına oturdu. " Al bakalım. " Cansu sinirli bir yüz ifadesiyle bardağı onun elinden alırken teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Biliyordu, eğer kendisi anlatmazsa Yağız hiçbir şey sormazdı. Fakat anlatmak da istiyordu. Konuşmaya ihtiyacı vardı. Yoksa aklını oynatacaktı. Bu yüzden ufak tefek detaylarla zaman harcamayı es geçerek konuya bodoslama girdi. " Babam beni evlendirmek istiyor. " Yağız işittiği cümle ile önce bir afallamış sonra sesli bir şekilde gülmeye başlamıştı. " Seni? " dedi emin olmak ister gibi. Genç kadın viskisinden büyük bir yudum alıp yutarken başını salladı. " Kimmiş bu şanssız adam? " diye sordu bu kez. Cansu omuz silkti, konu bu değil der gibi. " Korumalarından biri. " Yağız daha çok gülmeye başladı. " Yanında takım elbiseli, kasıntı bir herifle seni hayal ediyorum da... " Cansu viski bardağını kafasına dikti. Bunun üzerine genç adam gülmeyi kesmişti. " Hey hey yavaş ol bakalım. " diyerek kadının elindeki bardağa uzanıp aldı. " Nereden çıktı bu olağanüstü saçma fikir? " Genç kadın bunaldığını belli eden bir tavırla tek elini sırtına atıp sutyeninin kopçasını çözerken Yağız onu süzüyordu. Sonra bir çırpıda siyah dantelli sutyenini askılısının içinden çekip çıkarttı ve yanına bıraktı. " Adını lekeliyormuşum, güvende değilmişim bir dünya zırva! " Bacaklarını altından çekip adamın kucağına doğru uzatırken koltuğa doğru uzandı. Yağız da kadının zarif ayaklarındaki topuklu ayakkabıların kayışlarını çözmeye koyuldu. " E hani sözümüz vardı? Ölene kadar fuckbuddydik. " Cansu onun bu cümlesi karşısında gülmekten alıkoyamadı kendini. Evet seneler evvel böyle bir anlaşma yapmışlardı. İkisi de sevgili yapacak tipler değildi fakat olur da bir gün birinin sevgilisi olursa, yine de aralarındaki anlaşmayı bozmayacaklardı. " Kocandan izin kağıdı mı alacağız şimdi, karısını sevmek için? " diye sorduğunda ise çıplak kalan ayağıyla karnına hafifçe vurdu. " Of sus, evlenmeyeceğim tabi ki de! " Yağız onu güldürmenin haklı gururuyla sırıtırken yavaş yavaş ayaklarına masaj yapmaya başlamıştı. Cansu uzandığı yerde iyice mayışırken kıkırdadı. " Üçlü yapardık belki niye öyle diyorsun? " diye takılmadan da edemedi. Bu defa Yağız da gülmeye başlamıştı. " Bebeğim prensiplerim var biliyorsun. Kıllı erkek poposu görmekten haz etmiyorum. " Gece boyu gerek atışarak, gerek gülüşerek içmeye devam ettiler ve sonunda ikisi de salonda uyuyakaldı. Her zamanki gibi dertleri alkolle uyuşturup uykuya yatırdılar. Ertesi gün genç kadın öğlene doğru kalktığında evde yalnız olduğunu fark etmişti. Yağız muhtemelen dövme stüdyosunu açmak için erkenden kalkıp evden çıkmıştı. Cansu hızlıca kalkıp üstüne başına çeki düzen verdi önce, sonra da çantasındaki anahtarı bulup çıktığı evin kapısını kilitledi. Yağız ona da anahtar çıkarttırmıştı, acil durumlar için. Topuklu ayakkabılarının üstünde hızlı ve uzun adımlarla garaja doğru ilerlerken bu kılıkla kimseye yakalanmamayı umuyordu. Dünkü makyajı yüzünde dağılmıştı ve üstünde dün akşamki kıyafetleri vardı. Bir an evvel eve gidip ılık bir duş almak ve kendine gelmek istiyordu. Sonrasında da babası ile şu evlilik saçmalığını konuşacaktı. O an aklına dünden beri telefonuna bakmadığı geldi ve çantasının dibindeki telefonunu çıkartıp bildirimlerine göz attı. Olduğu yere çakılıp kalmasına neden olan haber bildirimini görmesi ise fazla uzun sürmemişti. Kaşları derince çatılırken haberin üstüne tıklamış sayfanın yüklenmesini bekliyordu. Çok değil birkaç saniye sonra ise o skandal başlık kabak gibi önündeydi. GECELERİN ARANAN YÜZÜ CANSU ŞAHİNŞAH NİKAH MASASINA OTURUYOR! Ünlü iş insanı Nihat Şahinşah'ın kızı Cansu Şahinşah gündemden düşmüyor. Daha iki gün önce Beşiktaş'ta alkollü bir mekanda eski sevgilisi ile pişti olan Cansu Şahinşah, isme yakın kaynaklardan alınan habere göre Evren Ertem ile önümüzdeki günlerde nikah masasına oturacak. Bu sürpriz nikah çok konuşulacağa benziyor. Evren Ertem'in kim olduğu ile ilgili ise henüz bir bilgi edinemedik. Fakat bu ani gelişme akıllarımıza birkaç sorunun takılmasına neden oldu. Adı manşetlerden düşmeyen SKANDALLAR KRALİÇESİ Cansu Şahinşah'ın bu ani evliliği bir taktik mi? Yoksa Evren Ertem ile zaten bir ilişkisi varken başkalarıyla da mı görüşüyordu? Henüz bu soruların cevaplarını bilmiyoruz... *Bölüm nasıldı? |
0% |