Yeni Üyelik
7.
Bölüm

LKS-6

@ailkesandikli

Yeni bölümün gelmesi için oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalar <3

Zile ikinci kez abandığımda kapıyı nihayet açtı.

" Ne oluyor Yusuf, yazıyorum dönmüyorsun arıyorum açmıyorsun? "

İfadesiz bir suratla yüzüme bakarken geveledi.

" Bir şey yok meşguldüm. "

Tek kaşımı kaldırdım.

" Neyle meşguldün? "

" Of ders çalışıyorum Duygu neyle meşgul olacağım?"

" Beni neden çağırmadın? " dedim bu kez.

Fakat sonra konuşmasına müsaade etmeden onu ittirerek içeriye girdim.

" Şermin Annem evde mi? "

" Salonda. "

Adeta koşarak salona süzüldüm.

" Şermin'im naber? "

Şermin Anne beni görünce kocaman gülümsedi.

" Hoş geldin Duygu. Bitti mi gün? "

Başımı sallayarak yanına oturdum.

" Bitti bitti. Sen nasıl oldun? "

Şermin Annem bu haftaki güne tansiyonu yükseldiği için katılmamıştı.

" Daha iyiceyim kızım. Dur bak sütlaç yapmıştım getireyim de yiyelim. "

Gözlerim ışıldarken ayağa fırladım.

" Allaah. Şermin Sütlacı. Dur sen dur ben getiririm. Kilerde dimi? "

Gülerek başını salladığında sekerek salondan çıktım. O esnada içeriye girmek üzere olan Yusuf'u da kolundan yakalayıp peşime takmıştım.

" Bir şeye mi kızdın? "

" Neye kızacağım? "

Soruya soru ile karşılık vermek onluk değildi. Kesin bir derdi vardı.

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım.

" Ne oldu Yusuf? "

" Bir şey yok, sınav stresi. "

Kuşkucu bir şekilde tek kaşımı kaldırdım ve yüzünü incelemeye koyuldum.

" O son attığın mesaj neydi öyle? "

Gözlerini benimkilere sabitledi ve bir süre sadece baktı. Sonra,

" Benden gizlediğin bir şey var sandım huysuzlandım işte. " dedi bir çırpıda.

Başımı iki yana sallarken sütlaçların üstündeki masa örtüsünü kaldırıp elime iki kase aldım.

" Bir tane de sen al hadi. "

Yusuf ikiletmeden kendi sütlacını alıp örtüyü geri kapadı.

" Mualla bugün bana musallat oldu. "

Arkamdan gelirken sordu.

" Nasıl yani? "

Holü geçip salona girdim.

" Mehmet abiye kız bakıyormuş. " derken Şermin Anneme bir kaşık ve bir kase uzattım.

" Ee? " dedi sabırsızca.

Kendi sütlacımı da ortadaki sehpaya bırakıp az evvel kalktığım koltuğa geri oturdum.

" Eesi beni uygun görmüş. "

" Çüş." derken yanıma oturmuştu.

Başımı sallarken sehpaya bıraktığım kaseme uzandım.

" Ee sen ne dedin? Meliha teyze ne dedi? "

Kaşığımı sütlaca daldırırken konuştum.

" Annem hiç konuşmadı vallahi. Ona çok kızdım. Ama ben olmaz dedim tabi. On yaş var abim o benim dedim. "

O sırada Şermin Annem de muhabbete dahil olmuştu.

" İyice saçmalamaya başladı bu Mualla da. Olacak şey mi canım? "

Ağzıma götürdüğüm kaşığı çıkartırken omuz silktim.

" Hiç. "

***

Cumartesi sabahı yine tam sekiz buçukta maaile kahvaltı sofrasındayken ağzımdaki zeytin çekirdeğini tabağıma çıkartıp konuştum.

" Anne bugün Sevde bize gelecek prova alacağız. "

Annem başını sallamakla yetinirken Eren abim,

" Kolay gelsin. " dedi.

Gülümseyerek teşekkür ettim.

" Siz ne zaman çıkacaksınız? "

Eren abim yanıtladı.

" Ben birazdan kaçacağım. Okan bugün evde. "

Aniden Okan abime döndüm.

" Aa neden? Maçın yok muydu? "

Ağzındaki lokmayı çiğnerken konuştu.

" İptal oldu."

Hay aksi ya. Sevde ile onu bir araya getirmek istemiyordum. Abim huzursuzluğumu fark edip sordu.

" Ne o? Pek üzüldün. "

Omuz silkerken ona bakmadan çatalımı peynir tabağına uzattım.

" Ne üzülcem? Sordum öyle. "

Kızın ona olan ilgisini söyleyip götünü kaldırmak istemediğim kadar Sevde'yi utandırmak da istemiyordum.

İki saat kadar sonra telefonumun çalması üzerine odamdan çıkıp dış kapıya yöneldim.

" Alo? "

" Geldim ben. Aç kapıyı. "

Bir şey demeden kapıyı açmamla yüz yüze geldik.

" Hoş geldin fıstığım geç. "

Sevde sıcaktan kızarmış yüzünü eliyle yelleyerek içeriye girdi.

" Ay eridim ya. "

" Gel ben sana buzlu bir kola vereyim. "

" Şahane fikir. Annenler evde mi? "

Kaşlarımı kaldırıp indirirken kapıyı örtüp mutfağa yöneldim.

" Annem Şermin Anneme geçti, bir tek Okan abim var. "

Yüzü anında aydınlanırken kaşlarımı çattım.

" Aklından bile geçirme tanıştırmayacağım sizi. "

Suratını düşürüp homurdandı.

" Kırıldım. Gücendim. "

***

Saatler sonra odamda halının üzerine bağdaş kurmuş tasarımımın üstünden geçiyorduk ki telefonuma gelen bildirim sesi ile elimdeki iğneyi iğneliğe batırıp telefonuma uzandım. Yusuf sınavdan sonra bana gelecekti. Üçümüz takılacaktık. Bu yüzden bildirimin ondan geldiğini sanmıştım fakat değildi.

kerimulusoy_3 size takip isteği gönderdi.

Gözlerim kocaman açılırken ekranı hemen Sevde'ye çevirdim. Sevde de önce şaşırdı fakat sonra sinsi bir şekilde sırıttı.

" At gibi giden it gibi döner. "

Üzerimdeki şaşkınlıktan sıyrılmaya çalışarak ekran kilidini kapatıp telefonu yere geri bıraktım.

" Başına bir şey düştü herhalde? "

İğnelikteki iğnemi bulup çıkartmış ve biçtiğim cropun göğüs dekoltesini teğellemeye koyulmuştum. Sevde de o esnada eteğin yırtmacını bitirmişti.

" Böyle olacağı belliydi. "

Dudaklarımı bükerken son teğeli de attım.

" Ayrılırken çok emindi kendinden. "

" Aç gözlülük etti, baktı aradığını bulamadı. Senin gibisi de yok. Değerini anladı dönmek istiyor. "

Kaşlarım çatılırken iğneyi elimden bıraktım.

" Çok bekler. Hadi bu da bitti. Giy de bakalım. "

Sevde hızlıca yerden kalktığında ben de doğruldum. Pencereme ilerleyip güneşlikleri çektim. O esnada o da üstündekileri çıkartmıştı. Taş gibiydi taş. Maşallah. Yanına dönüp karşısına geçtiğimde yatağın üzerindeki eteği dikkatlice tutup kaldırdım.

" Aa bu sutyenin yeni mi? "

" Evet çok tatlı değil mi? " diyerek sırıttı.

Başımı salladım.

" Dikkatlice giy. " derken çömelip eteği giydirmeye koyulmuştum. Fermuar yerine iğne tutturup cropa geçtim. Dekolte çok derin sayılmazdı fakat yine de içinden sutyeni gözüküyordu. Onu da iğne ile tutturup karşısına geçtim yeniden.

" Bunu sutyensiz giymek lazım. Açılmasın diye de bir şey yapıştırırız. " diye mırıldandığımda başını salladı.

" Nasıl oldu? "

" Bacağını yana at bakayım dekolte çok zorluyor mu? "

Dediğimi yaparken kapım aniden açılmış Okan abim içeriye dalmıştı.

" Çüş abi! Alışkanlık oldu iyice! "

Okan abim biranda Sevde'yi üzerinde tasarımımla görünce utanmış ve eliyle gözlerini kapatmıştı.

" Çok çok özür dilerim unutmuşum sizin geleceğinizi. "

Sevde gülerek karşılık verdi.

" Sorun değil giyinmiştim çoktan. "

Abim elini yavaşça indirirken ona hiç bakmadan diğer elindeki tabağı bana uzattı.

" Al sen seversin diye almıştım. "

Tabağı elinden alırken içindeki soğuk baklavalara iştahla baktım. Abim eve döndüğümden beri bana ekstra iyi davranmaya çalışıyordu. Bu onun lügatında bir özür biçimiydi.

" Yaa sağ ol abiş bir tanesin! "

Tabağı masamın üzerine bıraktım ve Sevde'nin bizi tanıştır bakışlarına daha fazla kayıtsız kalamayacağımı fark ederek konuştum.

" Sevde, abim. "

Sevde gülümseyerek öne doğru bir adım attı ve elini abime uzattı. Abim istemeye istemeye bakışlarını yeniden Sevde'ye çevirmişti. Havadaki elini nazikçe sıkıp bıraktı.

" İsmini sık duyuyorduk tanışmak bugüne kısmetmiş. " dediğinde Sevde'nin gülümsemesi daha da yayılmıştı.

Abim gözlerini Sevde'nin üzerindeki lila takımda gelişi güzel gezdirip bana döndü.

" Bu mu tasarımın? " derken işaret parmağıyla Sevde'yi işaret etmişti.

Başımı salladım.

" Nasıl olmuş? "

Abimin kaşları çatılırken bakışları yeniden Sevde'ye döndü.

" Eksik olmuş abicim. Yarım kalmış sanırım. "

" Yoo bitti. Sadece dikmesi kaldı. "

" Bu nasıl kıyafet? Bu nerede giyilir? " dedi birden.

O sırada Sevde lafa girdi.

" Akşam takılmaya çıktığımda giyerim ben şahsen. "

Bu defa abim kaşlarını yukarıya kaldırmıştı. Gözlerini Sevde'nin gözlerine dikip öylece baktı. O an dilinin ucuna bir sürü barzo cümle geldiğini fakat kendini tuttuğunu biliyordum. O yüzden onu daha da zorlamadan konuyu kapadım.

" Abi tamam hadi bizi oyalama. "

Abim kısa bir süre daha onaylamaz şekilde bize baktıktan sonra odamdan çıktı. Ben de kapıyı örtüp Sevde'ye döndüm. Lila takım hiç güneş görmemiş teni ve sarı küt saçlarıyla enfes görünüyordu.

" Tanıştın sonunda mutlu musun? "

Dudağını büzerken güldü.

" Acayip maço değil mi? "

Derin bir iç geçirdim.

***

Yusuf sehpadaki çekirdek paketine uzanırken sordu.

" Kabul edecek misin? "

Omuzlarımı silktim.

" Bilmiyorum. "

Sevde dudaklarının arasındaki çekirdek kabuğunu elindeki poşete tükürdü ve konuştu.

" Bence kabul et. Umutlansın. Ama yüz verme. "

Bakışlarımı onun munzur bakan yeşillerine dikip sırıttım.

" Kötü birisin. "

Yusuf araya girdi tekrar.

" Bence hiç uğraşma. Cool davran. "

Bu kez de ona baktım.

" Haklı göründün gözüme doktor. "

" Ee Yusuf sende yok mu birileri? "

Yusuf aldığı soru üzerine Sevde'ye baktı ve omuzlarını silkti.

" Mezun olmaya çalışıyorum. Bir süre gönül işlerine kapalıyız. "

Sevde dudaklarını büzerek mırıldandı.

" Sıkıcısınız. "

" Aman konuştu yedi kocalı hürmüz. " diyerek elimi sehpaya çırptım ve sandalyemde arkaya yaslandım.

O esnada karşı evin antre ışığı yanmış ve hemen ardından Emir'in sarı kafası görüş alanımıza girmişti. Onun hemen peşinden de kardeşi olduğunu sandığım sarışın bir kız göründü. Çok geçmeden de ikisi birden bizim bahçenin duvarına kadar geldi.

" Selam. "

Oturduğum yerden kalkıp yanlarına gittim.

" Selam. "

" Dışarıda olduğunu görünce gelelim dedik. Sakıncası var mı? "

Gülümseyerek önce ona sonra da kardeşine baktım.

" Gelin tabi ki. "

Emir önden kardeşi arkadan sırayla bahçeye girdiler ve birlikte bizimkilerin yanına döndük.

Önce ben onlara arkadaşlarımı takdim ettim daha sonra da Emir'in kardeşi isminin Ceren olduğunu söyledi. Sevde yeşillerini kıza dikmiş her yerini süzerken Yusuf da sandalyesini kaydırıp Emir'e yer açmıştı.

" Memnun oldum ben de Duygu. "

Ceren gülümseyerek,

" Ben de. " dedi ve abisinin yanına oturdu.

Ben tam yerime geri dönmek üzereyken sokağa giren arabanın fren sesini işitip başımı o yöne çevirdim. Siyah bir Mercedes yan evin kapısının önünde durdu. İçinden önce Kenan abi sonra da bir kız çıktı. Kim olduğunu görebilmek için duvara yaklaştığımda Kenan abi ile göz göze geldik. Gözlerimi utançla kaçırdım. Ve ardından Leyla'nın sesini işittim.

Oha. Bu ne hız?

Bahar abla cidden görev kadınıydı. Bakışlarımı yavaşça yeniden onlara kaldırdığımda ikisinin birlikte Gülizar Teyzelerin bahçe kapısından girdiklerini gördüm. Demek ki Leyla kabul etmişti Kenan abiyle görüşmeyi. Ve elbette Kenan abi de.

İkisi görüş açımdan çıktığında Yusuf bana seslendi.

" Kızım ne dikizliyorsun milleti? "

Gözlerimi belerterek aniden ona döndüm.

" Şş. Duyacaklar. "

Hızlı adımlarla yanlarına döndüm ve sandalyeme geri oturdum. Elbette Sevde merak etmişti.

" Ne olmuş kimdi onlar? "

Omuzlarımı silkerken çekirdek paketine elime daldırdım.

" Kenan abiyle Leyla. "

Sevde öne doğru eğilip kaş göz yaptı.

" Fanfinfon mu? "

Başımı salladım.

" Gülizar Teyze muradına erecek sonunda. "

Yusuf bir kez daha huysuz bir şekilde homurdandı.

" Ya bize ne? "

Kaşlarım çatılırken ona döndüm.

" Ay ne huysuz biri oldun Yusuf. "

Hiçbir şey demediğinde bakışlarımı Emir ve Ceren'e çevirdim. Ceren ikimiz arasındaki atışmayı gergin bir şekilde izlerken Emir'in gözleri Sevde'nin üzerindeydi. Dudağımın kenarı istemsizce yukarıya kıvrılıverdi.

" Ee Emir sende ne var ne yok? "

Emir bakışlarını utanarak Sevde'den ayırıp benimkilere diktiğinde gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

Yakaladım seni. Demek bizim kızı beğendin?

Kafamın içinde hızlıca yaptığım beyin fırtınasının sonucunda Sevde'nin toksik insanlara olan merakındansa (en başta abim) bu zararsız sarışınla takılmasının daha iyi olduğuna karar kıldım. Hem gözümün önünde olurlardı.

" Ne olsun alışmaya çalışıyoruz mahalleye. "

Başımı salladım.

" Biz genelde akşamları arka sokaktaki parkta toplanırız. Tüm gençler. Sohbet muhabbet bazen de oyun oynarız. Sizi de çağırırım isterseniz bir dahakine. "

Emir tebessüm ederek onaylarken Ceren de lafa girmişti.

" Çok güzel olur. Hiç arkadaşım yok. "

Samimi bir şekilde gülümsedim.

" Ne zaman istersen zilimi çalabilirsin. " dememle Sevde bacağımı cimcirdi.

İrkilerek ona döndüğümde kaş göz yaparak içeriye gelmemi işaret etti. Ben de onun peşinden ayağa kalkıp,

" Ben biraz daha çekirdek getireyim. " diyerek eve yöneldim.

Sevde kapının üzerindeki anahtarı çevirip içeri girdiğinde ben de peşinden girdim. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu.

" Ne oldu? "

" Ben bu yeni komşularınızdan hoşlanmadım bir tuhaflar. "

Bu defa benim de kaşlarım çatıldı.

" Nesi varmış senin benim gibi insanlar işte. "

Kollarını göğsünde kavuştururken suratını astı.

" Değiller işte bir kenafirlik var o kızda. "

Kaşlarım normale dönüp yüzüme kocaman bir sırıtış yerleşirken ona yaklaştım.

" Oy sen kıskandın mı? "

Homurdanarak geri çekildi.

" Hiç hoş değil. "

Ellerimi omzuna koyup göz kontağı kurarken sordum.

" Ne hoş değil kuzum? "

" Hemen karşı evde oturuyorlar. Bir de istediğin zaman gel diyorsun. Ya hep gelirse? "

Kahkaha atmamak için kendimi zorlarken konuştum.

" Sen de hep gelirsin. "

Omuzlarını silkti.

" Merak etmee. Kimse senin yerini alamaz. " dedim bu kez ciddiyetle.

Bakışlarındaki kızgınlık yerini kırgınlığa bırakırken mırıldandı.

" Söz mü? "

Başımı hızla salladım.

" Söz. "

Yüzü biraz olsun gevşerken kollarını da çözmüştü.

" Sen onlardan hoşlanmadın ama Emir senden baya hoşlandı bu arada. " diyerek konuyu karıştırdım.

Zaten büyük olan yeşil gözleri irice açılırken sordu.

" Ne? "

" Evet. Gözleri üstünde hülyalı hülyalı seni izliyor. "

Sevde utanarak gözlerini kaçırırken saçını kulağının arkasına tıktı.

" Sana öyle gelmiştir. "

" Yoo. Basbayağı da öyle. Yedi bitirdi seni resmen. "

Sevde bir kez daha konuşmak için ağzını açmıştı ki ne kadar zamandır orada olduğunu bilmediğim Okan abim kükredi.

" Yavşak. "

İrkilerek ona baktığımda çatık kaşlarıyla bize bakıyordu.

" Ay abi sen burada mıydın? "

Birkaç uzun adımda yanımıza vardı ve Sevde'nin tam önünde durdu.

" Rahatsız mı etti seni? "

Sevde şaşkın şekilde abimin yüzüne bakarken kolunu kavrayıp çekiştirdim.

" Hayır abi yok öyle bir şey ya. Tespit yapıyordum sadece. "

Abim bu kez sertçe bana baktı.

" İnsanlar güvenip kızlarını çalışın diye yolluyorlar bize. Elalemin oğlu gelsin alıcı gözle incelesin diye değil. "

Onunla birlikte benim de kaşlarım çatıldığında Sevde ince sesiyle araya girdi.

" Y-yok bir şey... rahatsız etmedi kimse... "

Bu defa daha büyük bir sinirle çıkıştım.

" Bana yapıyorsun amenna da arkadaşlarımı rahat bırak bari, al işte korkuttun kızı. " diye homurdanırken elimi kolundan sertçe çektim.

Abim aniden Sevde'ye döndü tekrar. Ve bir süre ne diyeceğini bilemez gibi dudaklarını aralayıp geri kapattı. Sonra nihayet konuştu.

" Özür dilerim karışmak istemedim. "

Sevde şaşkın şaşkın ona bakmaya devam ederken arkasını döndü ve hızla uzaklaşmaya başladı. Sevde kafası karışmış bir şekilde başını yavaşça bana çevirdi.

" Bu... normalde de yaptığı bir şey mi? "

Gergin bir şekilde ona baktım ben de ve omuzlarımı silktim. Banaysa evet.

Sonra kendinden emin olmadığını belli eden sesiyle fısıldadı.

" Beni mi kıskandı? "

İşte ben de bundan korkuyorum.

Loading...
0%