Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Bölüm-16

@akser_

Demir Asil

Hastanenin önümdeki banka oturdum. Alp normal odada bu gece uyutulurken Leylada serum aliyodu. Ahu zaten bir tarafta hicbir dediğime cevap vermiyor uzerine bide eve gidip biraz dinlen dememide umursamiyodu. Bünyesi hala küçukkenki gibi zayif soguktan sıksık titriyodu burdan cikinca hasta olucaĝından emindim. Cebimden sigara paketimi cikarip bi dal yaktım. Derin bi nefes cekip üfledim. Belkide babam çok haklıydi ben hayat sorumlulugu alamiycak kadar beceriksiz bi heriftim. Bana daha 11 yasimdayken cikardiği o rapor hayatimin her basamağında önüme atildi. Her baba evladinin yükselişini izlemek isterken benimki hep üzerime basip geçti ki daha aşağıda olayim.En ufak hatada öldüresiye döverdi oyle ki bazen annem dahi elinden almaya cesaret edemez ama o gecelerde gelip yanimda uyurdu o bana yeterdi. Alp her zaman yanimda olurdu bazenleri para yollardı bana yurt disindayken. Yüksek lisansimdan sonra yazilim sirketinde en kidemli muhendislerden biri olduğumda fazlasiyla odemistim hepsini. Ama o yanliz ve genç çocuk hic unutmadı Alp'in iyiliklerini. Bunlari dusunurken bi yudum daha aldım sigaramdan. O sirada yanima oturan bedene kaydı bakislarim. Ahu'nun burda ne işi vardı simdi yinede sesimi cikarmadim sustum oturmaya devam ettim yanimda olmasi bile yeterdi benden nefret ettiğini bilsem dahi. Üzerinde kabani vardı sari saclari hafif esen rüzgarla yuzune gelmis burnu yine kucukkenki gibi kipkirmiziydi. Ellerine ufledi üşümüşlerdi sımsıkı tutup isitmak istedim sarilip mis kokusunu içime çekmek istedim .Bir zaman sonra sessizliği o bozdu

"Canın mı sıkkın ?"

"Yok iyiyim"

"Değilsin hala uzulunce gözlerin bulanik bakiyor ayrica surekli ellerinle başını ovuşturuyosun yani başında ağrıyor"

"Umrunda değilim zannediyodum"

"Senin küçükken sinüzitin vardi geçti mi o"

"Hayir babam doktora goturmezdi var hala"

"Bize eve gidip ilaç alayim derdin hep"

"Çocuktuk Ahu evde olup biteni bilmeyin isterdim o zamanlar butun olanlar benim suçum gibi gelirdi"

Bana baktiğini hissedebiliyodum ama kafamı ceviremezdim eğer gözlerini gorursem bu dik tavri devam ettiremezdim.

"Demir sen çaktirmiyorum zannederdin ama ben senin kollarini farkederdim hep"

Doğru söylüyodu ederdi hatta arada saçma bahanelerle o morlarin uzerini operdi ve benim butun yaralarimin acisida geçerdi. Sonra bir gün Demir gitti o şehirden, morlar da gitti , Ahu'nun şevkat dolu opucukleride gitti.

"Biliyorum"

"Bi defasinda dizimdeki yara bandini söküp kolundaki morlara yapistirmistik hatirliyo musun?"

"Hatirlamaz miyim sonrada tekrar ayni dizinin üzerine dusup acillik olmustun 3 dikis atmislardi"

"Aman ya iki dakika normak konuşamicaz adamla gidiyorum ben Leyla yanliz kalmasin"

Ayağa kalktigi sirada artik bakislarimi ona çevirdim ve gözlerimiz kesişti. İste içi firtina olan Demirin artik kalbi sütlimandı bakislarina bakilirsa Ahu'nun da öyleydi.

"Ahu"

"Hıım"

"Ben hala cebimde yarabandı kutusu taşımaya devam ediyorum"

Ceketimin cebindeki yarabandı kutusunu cikarip gösterdim. Kucukken top oynamaya gittigimizde Ahu hep düşerdi bende ağlamasin yarasi mikrop olmasin diye hep cebimde taşırdım bu şeyleri. Lafima devam ettim gözlerine bakarak

"Sende bizi içinde bi yerlerde taşımaya devam etmiş ol olur mu birakmamış ol" durdu bi süre bakmaya devam etti

"Demir"

"Hıım"

"O tasidigin yarabantlarini yapistiricak bi yaram daha var"

Ayaklandim bu lafinin üzerine biryerine bisey olmasi fikri korkuttu. Elini kaldirip parmağınla 2 defa kalbinin üzerine dokundu

"Ama bu sefer öpsende yarabandı da yapıştırsan geçmez"

Yine dagildim oylece guzel birkac cumle beklemistim ama Ahu bana çok kirgindi uzun bir surede öyle olmaya devam ediceği belliydi. Arkasini dönüp gidişini izledim. Sonra bende ağır ağır iceri ilerledim. Doktorun yanina uğrayip Alp hakkinda bilgi aldım. Neyseki amelyat gayet iyi ve yolunda gecmisti.Sik vardida döndün diye bir kufur savurdum kendime. Burda olmam sadece zarardı. Kendi kendime bir yol aradim ama yoktu. Alp'in iyilestigini görüp depodaki süikast isini cozup tekrar gitmeye karar verdim. Böylece Ahuyada kendimede en az zararı vermis olurdum. Zaten yüzümü dahi görmek istemiyordu.

İçeri girip Ahu ve Leyla'nin yanina geldim. Leyla telasli gozlerle bana baktı.

"Öğrenebildin mi birşeyler"

"iyi dedi doktor amelyat iyi geçmiş"

Derin bir nefes verip arkasina yaslandi. Sonra ikimize bakip konuşmaya başladi

"Demir siz gidin Ahuyuda eve birak uşudu zaten ben burda Alp'i beklerim"

"Olmaz oyle sey yanliz kalamazsin zaten ayilip bayiliyosun Leyla birakamam Alp cok kizar"

Cevap vermedi arkasina yaslanmaya devam etti.Bütün gece sabahi burada zor ettik. Sandalyede uyukladigim sirada bir sayiklama sesiyle gozlerimi açtim. Ahu başını omzuma düşurmus uyukluyodu. Bu manzarayi butun omrum boyu izlerdim ama şuanda Leyla cok ciddi bir kabus goruyo olmaliydi. Ahu'nun başini duzeltip hemen kalktim ve Leyla'nin yanina gittim sayikladiklarini dinledim.

"Tut Alp elimi tut birakma" "Gitme gitmeyin elimi tut daha sıkı" "Birakma olmaz birakma"

Hemen isminle seslendim o sirada Ahu da uyanip yanimiza geldi elini tuttu hemen.

"Leyla uyan bak kabus görüyosun"

Panikle açtı gözlerini kan ter içinde kalmisti. Ve bu panik günlerce Leyla'nin üzerinden gitmedi ama kabusunu bir turlu kimseye de anlatmadi.

~ Leyla'nin Rüyasi~

Gece karanlığı hakimdi etrafima bakindim burasi neresi bir fikrim yoktu. Hava hayli soguktu üzerime baktim beyaz hayli tatli uçuş uçuş bir elbise vardı üzerimde. Ama hava için uygun değildi. İlerdim seslendim kimseler yoktu. Yürüdum ama yollar bir türlü bitmedi. Sonunda ileride bir silüet gördüm bu babamdı koşaraknona gittim

"Baba nerdeyiz kurtar beni burdan"

Babam yüzüme bakmaya devam etti soylediklerime cevap vermedi. Sonra biraz daha yaklaşti bana kulağıma egilip fisildadi

"Seni ben kurtaramam Leyla Alp'i bul anahtar onda"

"Baba ne anahtari ne diyorsun?"

"Sen anahtari ona verdin Leyla sen ipleri ona verdin seni ben kurtaramam"

Ve babamin silueti kayboldu seslenmeye başladim.

"Alp sevgilim ne olur bul kurtar beni" diye bagirdim sayisiz defa

Çiglik çığlığa bir ağlama sesi duydum. O tarafa dönduğümde benim gibi simsiyah sacli ama benim aksime yeşil gozlu ve beyaz elbiseli bir kiz bebek vardı. Yaklaşıp kucağıma aldım ağalamasi durdu ve dahada sokuldu sıcaklığıma. O sirada omzumda bir el hissettim. O tarafa döndüğümde bu suret işte yaşama sebebimdi. Alp'im sevgilim gelmisti.

"Onu bana ver Leyla"

"Hadi gidelim artik çok usudum sevgilim"

"Leyla bebeği bana ver"

Bebegi ona uzattigimda bebeginde Alp'inde yuzunde kocaman bi gulumseme oldu. Ama bu daha çok huzur gibiydi. Alp yuruyunce bende yaninda yurumeye başladim ama adimlarim agirlasti gittikçe.

"Alp dur beni bekle" durmadi

"Alp bekle lutfen" beklemedi

"Alp ne olursun birakip gitme beni" dizlerimin üzerine düştüm. Ama yinede Alp gitti...

 

 

 

Loading...
0%