Yeni Üyelik
31.
Bölüm

Bölüm-29

@akser_

Leyla Demirhan 🥲💗

Bir iki üç derin nefes

Bir iki üç nefesi ver

Sirtımı yasladigim plates topuna biraz daha yüklendim. Sırtım kopacaktı yoksa bu ağrıyla bebeğim 4. Ayını geçmişti ve simdiden göbegim bana ağır gelmeye baslamisti. Ne buyutuyordum ben icimde dinazor falan mi? Yoksa daha 4 aydan boylesine buyuk bir gobek mumkun degildi. O sirada ic sesim olaya dahil oldu " Dünyalari yediğinden olabilir mi bir Alp'i ekmeğin arasina koyup yemediğimiz kaldida" ne var biraz fazla yiyorsam 2 canliyim ben hem bebegime ihtiyaç bunlar diye soylendim kendi kendime. Tişörtüm ter icinde kalmisti ve Alp eve gelmeden buradan kalkabilmem imkansiz görünüyordu. Yaslanmaya devam ederek devam ettim

Bir iki üç derin nefes

Bir iki üç nefesi ver

Kapi sesi duyduğum an çocuk gibi heyecanlandim çunki gelen Alpten baskasi olamazdim. Sabah gelirken bana baklava almasi icin tembihlemistim.

"Alp sen misin sevgilim"

"Tabiki benim hatun bu nasil soru?"

"Salona gelebilir misin yerden kaldirilmam lazim"

Hemen kosarak salona geldi. Plates topu ve halisinla beni yerde gorunce bir sure göz kirpistirdi. Ne varmis halimde ki bakisi attim.

"Leylam bu ne?"

"Hamile platesi yapiyordum ama evladin simiden yuz kilo oldugu icin yerimde oturdum kaldim."

Kahkahayla güldü bu halime sonra yanima yaklasti karsima oturup keyifle bir daha guldu. Uzanip koluna sert bir sille caktim.

"Ne gulüyorsun lan benim mi birtek beraber yaptik ben tasiyorum diye her ceremeyi ben cekiyorum"

"Dogru soyluyorsun baya iyi yaptik ama kabul et"

Gulumsedim istemeden sonra birdaha vurdum.

"Gel şu arkama yaslanayim biraz"

Yerinden kalkip arkamdaki plates topunu aldı. Onun yerine kendisi oturdu. Kollarını arkamdan göbeğimin altına sarip hafifce yukari kaldirdi. Derin bir nefes verip arkama yaslandim.

"Ne olur bunu hep yap"

Sesli bir şekilde gülümserken şakağıma bir opucuk birakti. Sonra da oda derin bir nefes verdi

"Yarin yine iğnelere gitmemiz lazim tahlilleride verin dedi doktor ayrica yarin cinsiyetini de belli edebilirmis"

"Yani yine canini yakicaklar "

"Ne yapalim bebegimiz için yapmamiz gerekiyor"

"Baska bir yolu yok mu Leyla dayanamiyorum bu kadar yipranmana"

"Alp onu saglikla kucağimıza alalim tek istediğim bu"

"Bir video çekelim mi" dedi heyecanla

"Nasil yani"

"Onunla konustugumuz büyüyünce açip hep beraber izleriz"

"Olur" dedim bende heyecanla telefonun kamerasi acip karsimizdaki sehpaya yerlestirdi. Sonra kaydi baslatti ve tekrar arkama yerlesti.

"Merhaba babacım ben baban" kahkahayla guldum bu cümlesine

"Alp herhalde babasisin arkamda oturup bana sarildigina göre" sonra gulumseyerek kameraya dondum.

"Annecim baban biraz heyecanli kusuruna bakma"

"Aşk olsun Leylam ya "

"Ne var askim ne yaptim ki" diye kikirdadim. Boynuma en derininden bir opucuk birakti.

"Baban ayni zamanda annene deliler gibide aşık birtanem" ellimi uzanip yanağına yerlestirdim. Sonra Alp'in tisortumu siyirip göbeğimi açikta birakti ve ellerini yusyuvarlak olmus gobegime koydu.

"Bak evlat daha 16. Haftada böyle oldun az yavas buyusen anneyede biraz merhamet" bir kahkaha daha attim.

"Alp videoyu izlediginde doğmus olucak ki" bir an boş boş goz kirpistirip dusundu. Sonra dank etmis olucak ki oda kendi haline güldu. Daha fazla uzatmayarak videoyu kapadik. Ben duşa giderken oda yemeği hazirlamaya koyuldu. Duştan cikinca altima bir esofman takimi geçirdim. Bahar aylarindaydik ve beni hormonlardan dolayi sicak basiyordu o sebeple uzerimede bir tişort gecirdim. Saclarimi tarayip arkama aldim ve aşağıya indim. Mutfaktan sadece Alp'in sesi gelmiyordu. İlerledigimde tezgah basinda bir adet tartisan Ahu , Demir ve Alp üçlüsuyle karsilastim. Ben kapidan girince bakislari bana döndü. Ahu hemen yanima gelip kollarini boynuma sardı.

"Oiiyyy gelmis dunya güzeli annemiz"

"Sizde hoşgeldiniz"

Hep birlikte masaya oturduk ve yemek yemeye basladik. O sirada Alp Demire döndü.

"Baban ne demis duydun mu?"

"Ne demis yine?"

"Burdan gitmeni istiyor babamida tehdit etmis?"

Ahu hemen Demirin masanin uzerinde duran elini tuttu korkuyordu birdaha gitmesinden hakki vardi. Sevdiginden uzak durmak zordu.

"Kaç ay oldu amina koyayim niye hala rahat birakmiyor bir anlasam , merak etmeyin ben onla konusurum size bulaşmaz"

"Saçmalama lan onun için mi dedim kendini kolla diye soyledim" diye cikisti Alp.

"Nasil yani evladi sonuc olarak birşey yapacak hali yok" diye bos bir soz attim ortaya daha ailesi hakkinda hicbirsey bilmiyordum oysa.

"Ben onun icin evlat değilim Leyla" dedi. Ama bu dünyanin en kirici cumlesiyken Demirin dudaklarindan cok buyuk bir sakinlikle dökülmüştü.

Ahu'nun gozleri dolu doluydu. Demir bakislarini Ahuya taisidi. Saclarinin arasina bir opucuk birakip kollarini ona sardı.

"Ahu tamam ağlanacak birsey yok ben iyiyim iste"

"Demir sana birsey yaparsa benim yuzumden ben burda kalmani istedim"

"Yapamaz diyorum neden anlamiyorsunuz bi sakin olun artik kapatalim bu konuyu"

Boş bogazlik edip "Annen neden babana dur demiyor?" diye bir soru yönelttim.

"Annem vefat etti"

Allah seni kahretmesin Leyla bir dert buydu zaten salak gibi sorduğun soruya bak. Aptalin tekisin kizım aptal.

"Başın sağolsun" diyebildim sadece.

Ben annem ve babamla buyumustum. İyi yada kotü nasil bir ebeveyin olduklari umrumda degildi onemli olan yanimdaydilar. Annesiz babasız olmak ne demek bilmezdim. Elim bebeğime dolandi ben nasil bir anneydim bilmiyorum ama mukemmel bir babasi olduğu ortadaydi. Her zaman sımsıkı elinden tutucak bir babası.

 

16 sene önce

Gözlerini yavaş yavaş araladi Demir. Annesinin yanina uzanmisti gece ama simdi yaninda yoktu. Uzerine yattigi yanağı terlemisti. Elinle alnina yapişan sariya yakin kumral saclarini geri cekistirdi. Annesi yaninda değilse nerdeydi. Kalkti yerinden koridor boyunca ilerledi. Salonun kapisina geldiginde babasiyla bir adamı konusurken gordu. Sesini cikarmadi dinledi sadece homurdaniyordu babasi

"Ulan bir bu eksikti ne yapicam simdi bu veletle "

"Abi zaten yenge boylu boyunca yatiyordu varkende bakamiyordu ki çoçuğa"

"Allah kahretsin ya "

"Ne yapalim gotürelim mi cenazeyi"

Göz yaşları simsiyah gözlerine tirmandi . Küçuktu ama cenaze ne demek bilirdi. Ve ayalardir kanserle savaşan annesinin bir sabah yaninda olmamasinin ne anlama geldiginide bilecek yaştaydi.

"Baba"

Bakislar Demire döndü. Burada kapi dinlediği için iyi bir dayak yiyeceğini biliyordu ama simdilik umursamadi. Cihan Asil acımasız bir adamdi. Ve sevgi nedir bilmeyen.

"Ne var lan bir sen eksiksin basima"

"Annem nerde baba?"

Sinirle başını ovusturdu. Sonra korumasina başınla çoçugu isaret etti. Adam gelip kucağına aldı Demiri.

"Ali amca annem öldü mü benim?"

İçi burkuldi ama sustu adam emir kuluydu fazlasi değil. Çocuğu odaya birakip kapiyi kilitledi. Kapinin yanina cokup oturdu. Göz yaslari usul usul suzuldu. Bacaklarini karnina cekti. Minik ellerini dizlerinin uzerine koydu.

"Anne neden beni birakip gittin hic yaramazlik yapmamistim ne olur geri gel anne ben seni hiç uzmem"

İçli içli cekti burnunu. O gün kimse Demirin yanina uğramadı. Annesinin cenazesine bile katilamadi bi veda bile edemedi. Saatlerce soğuk yerde öylece oturdu. Bağırıp çağırmadi sesini çikarmadı. Cani yandı ama sustu konuşamazdi. Dayaktan ölmek istemezdi çunki. O sussada Cihan yine aksam eve geldiginde Demiri dovdu. Sebep mi sebebe ihtiyaci yoktu. Demir onun icin bir sığıntidan ibaretti. Annesiyle ikiside oyleydiler. Ne evliligi ne Demiri istemisti. Tek gecelik bir iliski olmasi hayaliyle baslayan ve sonu husran olan bir evlilik ve çocuk bu kadardi.

Annesinin ölümünden bir hafta sonra bir gün dadısı bahçeye çikardı. Kadın birkac dakikaligina iceri Demire hirka getirmek icin gittiginde firsat bildi. Bahçenin duvarina cikip diğer tarafa atladi. Gidilecek bir yer vardi

Annesi...

Koşar adım mezarliğa ilerledi. Hizli olmaliydi dadisi nereye gittigini gorurse annesine gidemezdi. Artik o evden kacmisti her turlu aksam babasi ogrendiginde dayak yiyecekti. Enazindan annesini gormus olmaliydi. Hizla buyuk kapidan girdi. Bir defa babasi telefonla konusurken en ust tarafta oldugunu duymuştu. Hemen ara yoldan koşmaya devam etti. Ve iste aradiği mezar taşı buydu.

Yakut Asil

Toprak mezarin yanina oturdu yine bacaklarini karnina cekti ve minik parmaklarini buz gibi mezar tasina deydirdi.

"Annecim"

"Neden cevap vermiyosun"

"Anne yanina gelemedim ozur dilerim ama hastaydim annecim çok hastaydim"

"Babam beni artik dövmüyor anne uzulme aglamiyorumda ama seni çok ozledim ne zaman geliceksin ?"

"Gelmicek misin artik babamda seni ozledi hem sen gittin Ahu da gitti anne artik annesinle birlikte bize gelmiyorlar ben çok yanliz kaldim ne olur o gün ödevimi yapmadigin icin mi beni birakip gittin yoksa soz birdaha hep yapicam anne hic tembellik etmicem ama sen gel artik" durdu yine uzun bir sessizlik oldu

"Babam bir kadin tuttu bana bakiyor sabahlari kahvalti ettirip sütumu iciriyor arada vuruyor ama birsey olmaz canim yanmiyor zaten anne sen yeter ki üzülme"

O sirada gür bir adam sesi geldi kulaklarina.

"Demir"

Gozlerini kirpistirarak o yöne dondu. Neyseki babasi değil Ali amcasiydi. Gelip çocugu yerden kaldirdi kucağina aldi.

"Ne ariyorsun burda?"

"Anneme geldim Ali amca bana küsmesin diye lüpten babama soyleme olar mi o zaman vuruyor bana cok aciyor ben kotu bisey yapmadim anneme geldim sadece"

Başını gogsune cekti adam. İçi cayir cayir yaniyordu olanlari gordukce. Ama sadece denileni yapmak zorundaydi. Olanlardan Cihana bahsetmedi dadiyida sıkı sıkı tembihledi. Hayatinda ilk defa birileri dahip cikti Demire. Ama oda günler sonra gercekleri dadisi anlatinca isinden oldu.

__________________________

(Kisa bir gece bolumu olsun iyi geceler hepinizee 🤍)

 

Loading...
0%