@aksin_
|
5 ay sonra
Simsiyah ağırlıklı dizayn edilmiş ve gri duvarlarla sahip bu oda boğuk bir havanın aksine oldukça ferah bir auraya sahipti odanın sağ duvarının tamamen cam olması da bu ferahlığın sağlayan en önemli etkenlerinden biriydi elbette odadaki birçok mobilya gibi siyah seçilmiş olan yatağa sırtını yaslanmış bir şekilde yere oturmuş ve kendi deyimiyle birşeyler karalıyordu elindeki deftere Yalım Kaner iki gündür odasından dışarıya adım dahi atmıyor oluşu ve kimseyle görüşmeyip ,konuşmamasının sebebi kimine göre sinirli oluşu kimine göre can sıkıntısı kimine göre bir pesediş olduğu düşünülsede ikizi onun neden kendini odasına kapattığını ve kimseyi kabul etmeyişinin sebebini gayet iyi biliyordu derin bir depresyon geçiriyordu Yalım Kaner bir süredir sıkca üstlendiği büyük görev ve sorumluluklar ,kendi duygularıyla başa çıkamayıp sürekli ikileme düşüşü onun kendisini dış dünyaya kapatıp iç dünyasına çekilmesine sebep olmuştu Yalım Kaner için düşünmesi ve kendisiyle baş başa kalabilmesi için ona zaman tanımak istemişti ancak Eral Kezen bu son olayla işlerin iyice çığrından çıktığını, Kanere ihtiyaç olduğunu ve bu kadar kafa dinlemenin ona yeterli olduğu kanısına varmasına sebebiyet veremişti ve ardından ilk iş soluğu Yalım'ın odasında almıştı soluğu kapıyı çalma gereği duymadan içeri giriş yaptı ve daha nefes dahi vermeden hemen söze giriş yaptı "Daha ne kadar burada kalmayı düşünüyorsun Yalım?" Yalım Kaner ikizinin sözleri üzerine kafasını kaldırmaya dahi tenezzül etmeden elindeki çizime devam ediyordu ama Eral onu bu gün bu odadan çıkarmakta ve bu işi bir sonuca bağlamakta kararlıydı "Ekibin başında olman gerektiğini biliyorsun değil mi onlardan sorumlu olduğunu da peki neler oldu haberin var mı tabi ki yok!" bu konu Yalım Kaner 'in ilgisini çeksede dahi merakılı olduğuna dair açık vermedi tepkilerinde işine devam ediyor olsada ikizinin devam etmesini bekliyordu içten içe "Bir kaç dakikalığına Lebiple bahçede dolaşmaya çıktık.." Yalım gözlerini Eral Kezen'e ters bir şekilde dikmiş oldu o dakikanın ardından bu bakışın ne demek olduğunu bilsede cevapsız bırakıp onu asıl soruna yönledirmek istiyordu onu Eral Kezen Yalım Kaner kıskançlıktan tamamen uzak bir karkatere sahip olsa da konu Lebip Meran olunca her şeyi en ince ayrıntısına kadar didikleyip sorgular hale gelmişti "Ve döndüğümüz de neyle karşılaştık dersin? İki ekip de Pars ve ekibiyle kavga ediyorlardı " bu duyduklarından memnun olmayan Yalım Kaner elbete sonunda neler olduğunu tahmin edebiliyordu ancak neden bu hale geldiklerini merak etiği için sorgular bir biçimde Eral'a bakmayı sürdürdü sözlerine devam etmesi için "Pars bizim ekipleri kışkırtmış , Yalım pes edip kendini geriye çekti anlamış demek ki sizden adam olmayacağından, diye ileri geri atıp tutmuş birde üstüne küfür edince işler tamamen çığrından çıkmış " Yalım kaner sukutunu bozup asıl cevabını istediğini sormaya karar vermiş olacak ki araldı dudaklarını "Bu kadar kolay bir oyuna nasıl gelmişler ve Şimal neden kavgaya karışmış?" "Tahmin etiğin üzere senin gibi Lebip ve Şimal hakkında da ileri geri konuşmuşlar ve hatalarını farkettiklerinde iş işten geçmişti " Pars ve ekibi ilk zamanlardan beri iki ekipi kendine rakip görüyor, kıskanıyor ve düşmanmışcasına açıklarını koluyorlardı onlara taviz vermeselerde bazen oldukça ileri gidiyorlardı anlaşılan Kaner'in yokluğundan faydalanıp işleri tamamen çığrından çıkaramışlardı "Ekipler nerede?" "Kodeste Lebip de eğitmenlerin yanında " Yalım kaner ayakladı aklını toplamış ve kararını vermişti her iki konuda da... •••
"Sadece 2 gün yoktum ve hemen bir kavgaya karıştınız öyle mi ,peki bir görevde kaptanlarınızdan birinin başına bir şey gelirse hemen dağılacak ya da bir vukat mı işleyeceksiniz yine?" Kaner'in sözlerinde haklı olduğunu bildiklerinde onu sukut içinde dinliyorlardı ama haklılıklarını savunmaktan da vazgeçmemiş olacaklar ki Öksel soruya karşılık savunmaya geçti "Bizi tahrik etti dediklerini duymadınız eğer duymuş olsay..." Kaner sert bir sesle keskin bir şekilde kesti Öksel'in sözünü "Her ne yapmış olursa olsun kontrolünüzü kaybetmeyeceksiniz boşuna mı eğitim alıyoruz biz bunun bilincinde olacaksınız her ne olursa olsun!" Mehip ortalığı yatıştırmak amacıyla girdi araya "Biliyoruz onlara yapmak istediklerini verdiğimiz için suçluyuz kontrolümüzü kaybetmemeliydik" Lebip Meran da bu konuda ki fikirlerini belirtme gereği duymuş olacaki son kez uyarıda bulunan da o oldu "Kaner haklı öğrendiklerinizi en başta kendi hayatınızda uygulacaksınız ki görevde bunları en iyi şekilde uygulayabilirsiniz ve her an tetikte olmanız gerekiyor " herbirinin yüzünde gezdirdi gözlerini ardından devam ettirdi sözlerini "Şimdi gidip kafanızı toplayın ve yarın olmsı gerektiği gibi burada olun" Yalım Kaner sesinin sertliğini koruyarak kendi ekibine doğru dönüp bir hatırlatma yaptı onlara "Yarın her zaman ki saatinizde atreman sahasında olun" Yalım Kaner 'in sözlerinin ardından herkes tesise doğru yol almaya başlamıştı Lebip Meran da onlarla ilerlemeye başlıycakken kolunun bir el tarafından tutulmasıyla adımları aksamış ve bir adım geriye sendelemiş oldu ve yüzünü sol koluna doğru çevirdi ifadesizce kolunu tutan kişiye bakmayı sürdürdü bir süre bu sesizliği bozan karşısındaki kişi oldu "Artık konuşmamız gerekiyor konuşalım " Lebip Meran bu kadar kaba bir cümle karşısında nazik bir karşılık vermeyi düşünmüyordu ama onun karakterinin de bu olduğunu biliyordu az konuşan nerdeyse hiç gülmeyen çehresini sevmişti ama eğer bir yola çıkacaklarasa ona bunları elbeteki öğretecekti zamanla hem gülmeyi hem de ince ve nazik konuşmayı birlikte öğreneceklerdi "Tamam" bunun üzerine Yalım Kaner kolunu bırakmadan onu kendiyle birlikte ilerletmeye başladı •••• Bölüm çok uzun olduğu için 2 bölüm halinde yayınlama kararı aldım Umarım beğenirsiniz Sağlıkla kalın mutlu kalın.") |
0% |