@alara_yavuzoglu
|
"Avjiiiiiiiiiinn kız ben sabahtan beri kime sesleniyorum in kız aşağıya getirme beni oraya kalk artık"
Kafamı çizdiğim resimden kaldırdım ve duvarda ki siyah saate baktım saat daha 06:28’di ve her zaman ki gibi Zeynep abla sanki öncesinde defalarca seslenmiş gibi sinirle bağırıyordu gene kahvaltı hazırlatıcaktı belli ki Elimdeki defteri bi köşeye koyup kapıya doğru ilerleyerek açtım ve kafamı uzatıp "üstümü değiştirip geliyorum Zeynep abla"diyerek kapıyı kapattım ve içeri girip siyah uzun çok dar olmayan ama düz kalem eteğimi giyindim üzerine de saten siyah gömleğimi giyerek gömleğimin içine soktum simsiyah belime kadar olan dalgalı saçlarımı da aynanın karşısında tarayıp hızla aşağıya yöneldim Merdivenlerin sonuna gelmemle avluda kahvesini içerek bana bakan zeynep ablayla göz göze geldik “Nerde kaldın kız sen he , hayır ben anlamıyorum nerden geliyo senin bu mıymıntılık saldım saçaklılık, bak hala suratıma bakıyo de hayde içeri kahvaltıyı hazırla “ diyince gözüm istemsiz kolumdaki saate takıldı sadece 3 dk geçmiş beni çağırmasından bu yana Her zaman ki gibi susup hızla mutfağa geçtim yardımcı Hatice ablayla kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum. Kızlarda yukarıda etrafı temizliyordu o sıra içerisinde Yarım saat içinde bütün kahvaltıyı hazırlayıp çıkan bir kaç parça bulaşığı da makinaya atarak işimi bitirdim. Tam mutfaktan çıkacakken içeri giren yasmin’le göz göze geldik. Hiç tartışmak istemediğim için yanından geçip gitmek için hızlıca kapıya yürüdüm ancak kendisi her zaman ki gibi önüme geçerek “Bi günaydın yok mu Avjin hanım” diye üstten konuşunca tartışmamak için “Günaydın yasmin” dedim ve yanından geçmeye çalıştım , bi anda kolumdan sertçe tutunca dönüp baktım “Omlet çekiyo benim canım ,omlet yap bana avjin”diye kafasını dik tutarak üstten üstten konuşup sandalyeye oturdu
Daha fazla sabrım kalmayınca “ Olur tabi ama hatırladığım kadarıyla sen diyetteydin ama yok canım çekti diyorsan sorun yok yaparım” dedim ve içimden gülerek yasmine baktım “ kilolu değilim ben sağlık için diyet yapıyorum hem sen kendi kilona bak kuru iskelet gibi bir şeysin” dedi ve sinirle mutfaktan çıktı Gülerek arkasından baktım Aslında dediği gibi çok kilolu değil 65 kilo ama boyu kilosuna göre biraz kısaydı ve onu balık etli gösteriyordu , yasmin 1,64boyundayken ben 1,70boyunda 53 kiloydum ve öyle bahsettiği gibi bir fiziğim yoktu, çevremdekilerin de söylediğine göre hoş bir fiziğim vardı Kalkık sert bir popom ,kum saati gibi ince bir belim ve 85 beden göğüslerim vardı
He bu arada ben Avjin Aslanoğlu 17 yaşındayım Diyarbakır'da amed'de bir ağanın kızıyım sabahtan beri benimle uğraşan da üvey annem Zeynep sizinde anladığınız ve çok yakında daha iyi anlayacağınız gibi iğrenç bir insan kendinden ve kızından başka hiç bir şey düşünmüyor birde kızı var işte maalesef bu pis kadının yasmin,17 yaşında nasıl 17 yaşında oluyo demeyin babamın annemi aldatmasıyla oluşan bir bebek olarak dünyaya geldi kendisi, ve tanısanız çok seversiniz öyle bir yılandır ki konuşurken yanında dururken korkup tehlikede gibi hissedersiniz kısaca tencere kapak misali bu anne kız ama çok şanslı yasmin Zeynep abla gerçekten çok seviyor onu ,birde abim var Baran 25 yaşında kendisinin şuan hayat telaşı var nişanlıda kendileri bu aralar olduğundan fazla huysuz gerçi hep öyle en azından bana karşı yani pek bir abiliğini görmedim hiç bir şey umurunda değil , hiç bir şey önemsemez takmaz kafaya önünde biri ölse kılını kıpırdatmaz (nişanlısı hariç) öz kardeş olduğumuzu bilmesem cidden zeynepin oğlu olduğunu düşünürdüm. Annem var bide ben doğduktan 3 ay sonra vefat etmiş daha doğrusu babama olan aşkından intihar etmiş aldatıldığını duyunca dayanamamış. Ona çok sinirliyim hayatım boyunca da sinirli olucam sanırım beni bu duruma düşürdüğü için , Bir başıma bırakıp öksüz bıraktığı için. Sanmayın ki Zeynep abla büyüttü babaannem ve dedem büyüttü saolsun , aslında bakarsanız beni gerçekten seven , önemseyen kılıma zarar gelse kıyameti koparacak olan sadece onlar var bu hayatta ,neden onlarla yaşamıyorsun diyeceksiniz ama maalesef aslında çok istedim çok ağladım ama babam kabul etmedi yanında dizinin dibinde olucakmışım ,elalem laf söz edermiş falan filan.
Babamın böyle olduğuna , öyle anlattığıma bakmayın azıcık sevgisi yok bana ,günahı kadar sevmez beni annemin artığı olarak görür. Normalde annemin emaneti olmam gerekiyor öyle değil mi ? Ama maalesef ben annemin artığıymışım ölmeden önce babamın başına bela edip bırakıp gittiği o istenilmeyen kız evlatmışım.
Hızla kahvaltıya doğru ilerleyip oturdum ve tabağıma bir kaç bir şey koyup yemeğe başladım. Herkes sessizce kahvaltısını yaparken babama dönüp “Baba iznin olursa bir şey söylemek istiyorum”diyerek babamın yüzüme bakmasını bekledim ancak babam “Söyle dinliyorum” diyerek kafasını tabağından kaldırmayarak sadece cevap verdi “İznin olursa çarşıya gitmek istiyorum, senin de bildiğin gibi Meryem’in kınası ve düğünü geldi elbise almam gerekiyor” diyerek cevap vermesini bekledim ama babam bana cevap vermeden önce yasmine dönüp “Yasmin beraber gidin kızım alışveriş yaparsınız”diyerek yasmine baktı. Yasminde babama bakarak “Ben hallettim baba internetten sipariş verdim kendi gitsin”diyerek önüne döndü morali bozuktu sanırım mutfakta yaşadığımız küçük olaydan dolayı ama umrumda değildi bana yaptığı , ettiği eziyetlerden sonra benim söylediğim 2 kelime hafif kalırdı Ben bunları düşünürken babam bana dönüp “ tek başına gidemezsin avjin” diyerek önüne döndü “ yok baba tek gitmiycektim zaten, meryem gelicek ,yani ben izin vermiyceğini bildiğimden önceden söyledim oda kırmadı saolsun” dedim ve artık onaylaması için babama bakmaya başladım o sırada Zeynep cadısı sinirinden kuduruyodu bu şekilde konuşup izin almaya çalıştığım için “İyi git ama çok oyalanma akşama doğru 4’de evde ol” diyince “ peki baba” dedim ve önüme geri döndüm Babam kahvaltısını bitirerek ayağa kalktı cebinden kartını çıkararak verdi “Limitsiz kart istediğini al”dedi ve arkasını dönüp kapıya ilerledi Baran ve yasmin ayağa kalkarak babamın peşinden gitti baran şirkete gidiyordu babamla yasminde babamı uğurluyordu , babamı öperek gönderen yasmin arkasını dönerek odasına çıktı
Sizin de anladığınız gibi babam hep böyle, yasminin öpüp sarılmasına izin verirdi yada ona gerçekten ilgisini gösterirdi , bense ne zaman sarılıp öpmek istesem ya kendini geri çekerdi yada beni iterdi , kaldı ki ne zaman konuşmak istesem yüzüme bakmaz konuşmayı kısa keserdi anlayacağınız bir babam var ama benim hayatımda yok daha doğrusu benim hayatıma girmek istemiyor.
Masayı toplayıp bulaşıkları yıkadıktan sonra hızlıca yukarı çıkıp hazırlanmak için mutfaktan çıktım ama yine ve yine Zeynep abla önüme geçerek “Sofrada yaptığının elbetteki bir bedeli olacaktı öyle babandan izin alıp elini kolunu sallayarak bu evden gidemezsin avjin hanım” diyerek yüzüme sinirle baktı “Ne istiyorsan söyle temizliyim gidiyim Zeynep abla” diyerek elinden kurtulmak için ilk aklıma geleni söyledim. Yüzüme bakarak güldü ve “İyi git kileri temizle dip köşe” diyerek sırıttı Bende içimden gülerek “Kileri temizlersem çıkıcak mıyım” diye hızla bir soru yönelttim “Evet temizle ve çık” dedi ve alay eder gibi güldü
“ kabul ama başka iş yığmak yok” d
“Yok orası temizlensin ne yaparsan yap” dedi ve hala sırıtıyordu çünkü orayı temizlersem 4 saatten aşağıya ordan çıkamayacağımı biliyordu bende son cümlemi kurarak
“ Zeynep abla 4 gün önce çarşıya gidip evi temizleme görevi vererek beni evde bıraktığınızda ben orayı tam da senin istediğin gibi tertemiz yaptım şimdi iznin olursa bana geçen gün verdiğin cezanın ödülü olarak hazırlanmaya gidiyorum” dedim yanından geçerek yukarıya hazırlanmaya çıktım. Odama girdiğimde saatin erken olduğunu düşünerek masamın başına oturarak çizdiğim resime devam ettirdim Günlerdir rüyamda gördüğüm o siyah gözlerin resmini çiziyordum. Çizdiğim resmin bir erkeğin gözleriydi ve çok sert ve keskin bir bakış üzerine çizdiğim bir resimdi ve anlam veremediğim tek şey günlerdir rüyamda sadece bu gözleri görüyordum. Kendimi o gözlere , resime öyle bir kaptırmıştım ki saatin farkında bile değildim büyük ve detaylı bir çizimdi ve rüyamda gördüğümün , gözümün önünde canlanan gözlerin aynısını en ince detayına kadar çizmek uzun sürüyordu.
Resmi uzun uğraş ve zaman üzerine bitirmiştim arkasına tarih attıktan sonra dolabımdaki büyük resim çantasının içine koydum. Telefonumun çalmasıyla dolabı kapatıp yatağa gittim ve telefonumu elime alarak kimin aradığına baktım ve Meryem’in aradığını görünce hızla açtım Meryem: “ Avjin canım 10 dk sonra oradayım geliyorum” dedi ve cevap bile vermemi beklemeden suratıma kapattı deli ,yüksek ihtimalle gene araba sürüyordu.
Hızla makyaj masamın önüne oturarak kendi karşımım olan kremden yüzüme sürdüm hem yüzümün parlamasına yardımcı oluyordu hemde çok güzel nemlendiriyodu Günlük hayatımda fondöten sürmediğim için gözümün üstüne ve altına önce ince yapıda bir kapatıcı sonra da pudra sürdüm. Göz kalemi , Maskara ve keskin bir ayeliner’da sürerek göz makyajımı bitirdim. Elmacık kemik çizgime bronzer ve bi tık üstüne (kahve- şeftali) alt tonlu bir allık sürerek tüm yüz makyajımı bitirdim Çok fazla ruj sevmediğim için kahve bir dudak kalemi ve Nivea vişne nemlendiricimi sürerek makyajımı sonlandırdım gerçekten de güzel olmuştum. Yaşıtlarıma göre belki fazla makyaj yapıyordum ama aslında bütün yoğunluğu gözlerime veriyordum göz makyajı yapmayı daha doğrusu yeşillerimin ve uzun kirpiklerimi ekstradan ön plana çıkarmayı seviyodum. Hızla vanilya kokulu babaannemin benim için yaptırdığı parfümümü üstüme sıkarak son kez aynadan kendime baktım. Üstüm güzeldi makyajım ve saçım da iyiydi artık tamamen hazırdım çantamı ve telefonumu alarak hızla odamdan çıktım ve aşağıya indim. Kapıya çıktığımda meryem gelmişti arabada bekliyordu. Hızla ön koltuğa geçip oturdum.
“ günaydın avjin hanım” dedi meryem bana bakarak.
“Ne günaydını meryem saat 12:00 geçiyo” diyerek güldüm
“ aşkım ben anca bu saatlerde uyanıyorum ama tabi sende haklısın o Zeynep çatlağı senin başında olduğu sürece seni hep erken kaldırıyor” dedi ve sinirle yola baktı
“Alıştım ben artık he diyip geçiyorum ne derse tamam diyip uzatmıyorum” diyerek suratımı asıp arkama yaslandım
“ kızım sorun da o ya zaten bu salaklarla baş edip onlara o konağı zehir etmemen ,hayır neden susuyorsun ben anlamış değilim” diyerek sinirle bir bakış attı
“Söylemesi kolay meryem neler yaptıklarını bilmiyomuş gibi konuşuyosun bide” dedim
“Ya tamam haklısın zehir ettiler şu hayatı sana ama belki de az daha zorlasaydın rahat bırakırlardı o iki cadı” diye üzülerek konuştu
“Çok denedim meryem iş dayak yemeye , aç kalmaya, ceza vermeye doğru gidiyo hep, ya daha 6 ay önce hırsızlıkla suçlayıp iftira attı o pislik , babam ağzını açıp tek kelime etmedi demedi ki benim kızım yapmaz”
“Of tamam haklısın bende salak gibi konuşup sinirini bozuyorum neyse şimdi bunları bir kenara bırakta , kızım evleniyorum ben evleniyorum yarın kınam var benim” diyerek heyecanla konuştu 20 yaşındaydı meryem evlendiği kişi de küçüklükten beri aşık olduğu selimdi akraba sayılırlardı ama çok uzaktan o yüzden sorun olmadı hiç bir zaman , tek sorun selim 29 yaşındaydı ama tabi bu meryem için sorun değildi aileler ilk baş fazla yaş var diyerek mırın kırın etti
“Ayy evet kızım ya daha dün el ele tutuşup babaannemden fındık istiyorduk ne ara büyüdükte sen evleniyorsun” diyerek kıkırdadım
“Sorma kuşum yaaa valla ne güzel günlerdi , onca güzel anı bir yana hala kız kardeşim kalman en yakınım , en değerlim olman benim için dünyanın en güzel şeyi” diyerek gülümseyerek bana döndü
“ öyle valla dedemle babaannem bir ,sen iki benim için siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum” dedim ve dememle çarşıya gelmiştik Meryem arabayı park etti ve arabadan inerek çarşıya doğru ilerledik.
Çarşıda yürüyerek hem bana elbise baktık hemde yarın ki kına için Meryem’e saç için aksesuar baktık Meryem’in aksesuarı için bindallısına ve nişanlığına uygun aynı renk kırmızı bir şık aksesuar bulmuştuk “Kız avjin çok saol valla sen olmasan seçemezdim o gün annemlerle indik 3 saat bir aksesuar bulamadık , kız ben gelinliğimi bile bu kadar aramamışımdır” diyerek gülmeye başladı
“ he canım he ne demezsin sen o gelinlik için tam 5 gün gezdin meryem 5 GÜN “ dedim ve gülerek Meryem’e baktım
“ napıyım bulamamıştım hayalimde ki gibi” diyerek suratını büzdü
“ büzme o suratını demedik bir şey” dedim ve koluna girerek benim için elbise bakmaya devam ettik
1,5 saatin sonunda son çıktığımız giyim yerindende bıkınca çıkıp Meryem’in kolundan tutarak durdurdum.
“ meryem yeter yoruldum yok işte istediğim gibi bir elbise” diyerek bıkınca nefes verdim
“ ya kızım ne göstersem hayır diyorsun , onu da geçtim tam bulduk diyoruz bedeni çok büyük , terziye versek oturtamaz belini sana göre”
“Payetli , her yeri taşlı tuşlu açık elbiseler gösteriyosun”
“ kuşum bak kınada herkes açık saçık minicik giyinicek çünkü kına boyunca erkek yok sadece selim bir ara gelicek o kadar , o geldiğinde herkes beline bi şal koyucak yada köşeye çekilicek hem video çekimi de yasaklandı o yüzden herkes kendini çıplak gibi giyinmeye hazırladı bi sen itiraz ettin ayrıca bizim evin avlusunda yapılıcak kına”
“ tamam kına için açık bir şey bakıcam söz ama bence şöyle yapalım şimdi gidelim kumaş alalım sonra da bi cafeye gidelim oturalım vaktimizi orda kullanırız , eve geçince de elbiseleri ben dikerim” dedim
“ aaa evet biz niye bu kadar sorun ediyoruz ki sen dikiyorsun güzel elbise , gideriz güzel güzel kumaş , işleme , taş maş alırız sonra ben sana yardım ederim beraber yetiştiririz”
“ yok hayır ben kendim dikerim hem zaten sen gelinsin yarın senin kınan var , benimle çarşıya gelmen bile komik”
“ ya saçmalama kızım ya ,sen benim sadıçımsın, yetişmesi lazım yarına”
“ Meryem özür dilerim son güne bırakmış gibi oldu ama biliyorsun ne o Zeynep cadısı ne de babam kabul etmedi ertelediler hep o yüzden son güne kaldı” dedim ve üzülerek baktım Meryem’e
“Yapacak bir şey yok böyle olması gerekiyormuş ama sorun etme halledicez hatta senin için babamla konuştum akşama doğru babanı arıycak bizde kalman için” diyerek heyecanla yüzüme baktı
“Çok isterdim ama unuttuğun bir şey var”
“Neymiş o”
“Elbiseler”
“ aaaa doğru yaa olsun bizde de makina var bizim evde yaparız hem annemde yardım eder bize”
“ yani sizin evde yapılır mı bilemem ama annen olmaz kadının zaten bir dünya işi vardır”
“Hallederiz hadi gel gidelim kumaş alalım sonra hayalindekine göre bir elbise dikeriz” diyerek kolumdan tutarak çarşıda ki en ünlü kumaşçıya Mehmet amcanın dükkanına gittik içeriye girdiğimizde bin bir çeşit kumaş vardı. İçeri girer girmez Mehmet abi yanımıza gelip
“ hoşgeldiniz avjin hanımım buyurun nasıl yardım edeyim sizlere” dedi ve gülümseyerek ellerini önünde bağladı
“Hoşbulduk Mehmet amca” dedim ve uzanarak elini öptüm “ayrıca ne hanımı Allah aşkına kızın sayılırım senin, dedem duysa çok kızar valla” diyerek gülümsedim
“Ne yapalım kızım buranın adetleri böyle , ağa kızısın olmaz diye şey ettim” dedi
“ ben senin de kızın sayılırım küçükken az gelip çayını içmedim dedemle”
“Öyle yaa küçücüktün ama yine çok akıllıydın maşallah, eee sizi hangi rüzgar attı buraya”
“Bana kumaş lazım 2 tane elbise dikicem, sen bana 2,5 metre yeşil saten kumaş ver diğer elbise içinde kumaşlara bakıyım öyle seçerim”
“ tamam gel böyle bir sürü yeni kumaş geldi seç istediğini” diyerek beni az ileriye yönlendirdi o sırada Meryem ayakta beklememek az ilerideki cafeye gitti.
Yeşil saten kumaşı tam istediğim renkte bulmuştum ama diğer kumaşlara baktığımda hoşuma giden bir şey bulamamıştım
“ noldu kızım seçemedin mi hala”
“Yok Mehmet amca nedense içime sinen başka kumaş olmadı”
“Şurda oda da bir kumaş var hatta kenarları taşlı bir tül’de var birbirini tamamlayan”
“Tamam bide ona bakıyım”
“Onlar haznedaroğlu konağından gelen kumaş yani şanlıurfadan sipariş edip sonra beğenmeyip bana lazım olur diye gönderdikleri”
“Ne fark eder Mehmet amca sen göster, önemli olan o kumaşlardan elbise olur mu”
“Tamam gel şöyle bir bak” dedi ve odaya doğru ilerledi
Bende arkasından giderek çıkardığı iki kumaşa baktım ve bahsettiği taşlı tül ve kumaş çok güzeldi maviydi “Mehmet amca şu kumaştan ne olur ne olmaz diye 5 metre ver yapamam edemem falan tekrar gelmekle uğraşmıyım tül içinde ölçü al omuzumdan yere kadar ona göre iki tane de ondan alıcam” diyerek önce kumaşı ayarlayıp verdi sonra da ölçü alarak iki uzun boy taşlı tülü ayarladı ve kumaşları alarak ödeme yaptım ve dükkandan çıktım , Meryem cafeye geçmişti beni bekliyordu.
Bende yanına gitmek için karşıdan karşıya geçerken araba kornasıyla korkup dengemi kaybettim ve bi anda yere düştüm Zar zor ani frenle tam dibimde duran araç öylesine korkuttu ki ne kımıldayabildim ne de olayın şokundan çıkabildim arabadan inen kişi hızla yanıma gelerek sertçe kolumdan tutarak ayağa kaldırdı ve sertçe sarsmaya başladı. Ve resmen her şey bir anda olmuştu resmen 30 saniye içinde ömrümden ömür gitmişti ne yaşadığımı şaşırmıştım
“Ne yaptığını sanıyosun sen ölmek mi istiyorsun derdin ne senin” diyerek çok yüksek sesle bağırdı. Olayın etkisinden çıkarak yüzümü ona çevirerek baktım ve o gözlerle karşılaştım rüyamdakinin aynısı o sert keskin simsiyah bakan gözlerle daha ilk olayı çözemezken sabah saatlerce gözlerini çizmekle uğraştığım gözler
Şuan tam karşımdaydı hemde her bir santimine kadar aynıydı. Daha önce tanıyor muyum yada gördüm mü diye baktığımda hiç tanımadığım biriydi.
Daha fazla yüzüne bön bön bakmak istemediğim için hızla iki kolumu da ellerinden çekerek “Düzgün kullan o zaman o Allah’ın cezası aracını , hem beni eziyodun hemde utanmadan yanıma kadar gelip iyi misiniz diye sormak yerine canımı yakıp bide azarlıyorsun , sen yüzsüzlüğün hangi seviyesisin” diye sinirle konuşarak yüzüne baktım. Normalde böylesine sinirlenen biri değildim ama o korkunun , kolumun acısının üstüne bir de tesadüflerin üst üste gelmesiyle sinirle ağzıma geleni söylemiştim
Bir anda kolumdan tutup kendine çekerek kulağıma eğildi ve “ O siktiğimin sesini bir daha bana yükseltirsen o çeneni kırarım” diyerek resmen içinden çıkan şeytanı konuşturdu
Kolumun acısına daha fazla dayanamadığım için kolumu ellerinin arasından çekip kolumu ovuşturdum ve yerden eşyalarımı alarak ona döndüm.
“ Allah Senin Belanı Versin Allah’ın öküzü” diyerek hızla uzaklaştım ve cafeye Meryem’in yanına gittim
“ nerde kaldın kızım ya ,az daha gelmeseydin ben gelicektim” diyerek sitemle yüzüme baktı
“Kaza oluyordu adamın biri az kalsın çarpıyodu” diyerek her şeyi anlattım ,dün gece ki rüya ve sabah kalktığım çizimlerde dahil
“Oha tesadüfe bak , kız bu adam senin kaderin olmasın önce dün gece rüya sonra sabah kalkıp çizmen bide az önce kaza falan”
“Böyle bir adam kaderim olacağına yüce rabbim şimdi alsın canımı , düşmanım için beddua etmem böyle bir adamı” diyerek arkama yaslandım ve Meryem’e baktım
“ yok kız aslında anlattığına göre tam yasminlik tencere kapak, hem belki o yasmin cadısının hakkından da gelir” diyerek gülmeye başladı Meryem , bende daha fazla dayanamayıp güldüm. Gelen kahvelerimizi de içerek kalktık ve Meryem’lerin evine doğru yola çıktık. Babam yoldayken arayıp izin verdiğini söyleyerek kapattı
Meryem’lere geldiğimizde hiç oyalanmadan odaya çıkarak önce bedenime göre ölçüler aldık sonra yeşil kumaşı kalıplara göre kestik makinaylada dikerek kına elbisesini bitirdik aklımda ki modeli yapması basit olduğu için zor olmadı ve hızlıca hallettik
Sonra da düğün elbisesi için mavi kumaşı ölçü ile kestik ve diktik. Dar uzun bir elbise dikip omuzlarına da aldığım taşlı tülü dikerek düğün elbisesini bitirdik Hepsi 3 saatimizi almıştı 2 kişi el birliğiyle yapınca rahat olmuştu işleme falan olmadığı için de çok uzun sürmemişti Meryem’le gece 12’ye kadar oturduk kahve içtik güzel güzel vakit geçirdik ve bol bol konuştuk sonra da uyuduk çünkü sabah kalktığımızda yorucu bir gün bizi bekliyordu.
Sabah kalktığımda herkes koşuşturma içindeydi avlu kına için hazırlanıp süsleniyodu. Bende Meryem hala uyuduğu için aşağıya inerek tepside iki kişilik kahvaltı hazırlayarak odaya çıktım ve hala uyanmadığını görünce “ kalk kızım artık bugün senin kınan var” diyerek söylendim hala uyanmadığını görünce totosuna bir tane şaplak attım
“Oha avjin oha kızım götüm yandı resmen , kız o bana da kocama da yarın gece lazım ne vuruyorsun öyle” diyerek yatakta oturur pozisyona geldi
“Sus Meryem sus daha fazla pislikleşme sabah sabah uyandırdığıma pişman ettin” diyerek güldüm ve uzaklaştım bi adım
“Ne pislikleşmesi kızım , seni de görücez” diyerek kahkaha atmaya başladı
“Meryem susar mısın artık” diyerek kahvaltıyı aldım ve yatağa koydum
“ kız sen bana kahvaltı mı hazırladın Allahım yiycem sen dünyanın en tatlı kuzeni en tatlı dostu olabilir misin acaba yaa”
“Abartma Meryem abartma ye işte de daha çok iş var” diyerek güzelce karnımızı doyurduk ve aşağıya inip hazırlık için yardım ettik. Saat 17:00’a gelince hazırlanmaya başladık çünkü herkes saat 19:00 gibi gelmeye başlıycaktı
Meryem önce kırmızı strablez balık model nişanlığını giyindi sonra da eve gelen saç makyaj uzmanlarının da işe başlamasıyla saçını maşa ile doğal güzel bir model yaptıktan sonra çok hoş abartı olmayan bir göz makyaj yapıp rujunu kırmızı sürdü ve hazırdı Normalde kabarık giyilirdi yani herkes kabarık nişanlık giyerdi açık olmayan ama Meryem kınayı çekimsiz fotoğrafsız tadını çıkararak giyinmek istediği için balık model giyindi (Kendi çekimleri elbette olucak gelinin ama insanların çekim yapması yada birbirlerini çekmesi yasaktı)
Meryem hazırlanırken tabi ki boş durmayıp bende makyajımı yapmıştım Siyah buğulu bir göz makyajı yaparak yeşillerimi iyice ön plana çıkardıktan sonra yüzüme de fondöten , kapatıcı , kontür, allık sürerek yüzümü bitirdim son olarak ruj istemediğim için kahverengi bir dudak kalemi sürüp dağıttım ve çilekli hafif vişne rengine benzer glossumu sürerek tüm makyajımı bitirdim
Meryem’e saça gelen kızlardan biri saçıma jilet gibi bir fön çekti
“Maşallah çok uzun çok güzel saçlarınız” diyerek iltifat etti
“ teşekkür ederim” diyerek utanıp başımı eğdim ve elbise mi giyindim
Altına da siyah tek bant topuğu uzun ayakkabılarımı giydim gold küpe ve annemin hatırası olan yeşil zümrüt taşları olan bilekliğimi taktım ve Meryem’in yanına yaklaşarak aynadan kendime baktım gerçekten güzel olmuştuk ikimizde. Meryem bana dönerek köşedeki sadıç yazan kırmızı kurdeleyi aldı ve koluma bağladı. Biraz duygusallaşıp oda da son kez sarılıp iyice birbirimize doyduktan sonra Herkesin gelmeye başlamasıyla yavaştan indim eksik falan var mı diye
Avlu kapısının ordan Meryem’in 5 yaşında ki erkek kardeşi Ali kafasını uzatıp “Avjin abla topumu kaybettim bulamıyorum yardım et nolur” diyip ağlayınca kıyamadım hızla yanına gidip eğildim ve “Nerde kaybettin alişim topunu söyle arayalım beraber” diyerek ellerinden tuttum
“Arka bahçedeki atların oraya gitti , ablam olsa beraber alırdık ama şuan hazırlanıyo bende korkuyorum atların yanına tek gitmeye” diyince kıyamayıp elinden tutup “Tamam gel beraber buluruz topunu” Dedim ve alişle birlikte arka bahçeye gittik Top tam da dediği gibi samanların yanındaydı Eğilip aldıktan sonra alişe uzattım ve arkadaşlarının yanına geri gitti tam o sırada gelen 3,4 arabayla korkup duvarın arkasına geçtim.Bu kısacık elbise ile kimsenin beni görmesini istemezdim. Damadı getirmişlerdi Meryem’i görsün giriş yapsınlar , eline kına yakılsın diye , herkes kapıda bekliycekti damat gelene kadar ve ben burda kalmıştım giremiyodum eve tam nasıl gireceğimi düşünürken bir el bi anda ağzımı kapatıp geriye çekti. “Sessiz ol bağırma sakın, ağzını açıp bırakıcam”diyerek kulağıma konuştu Ellerimi ağzıma koyduğu elden çekip yavaşça beni tutan kişiye döndüm.
Sabah az kalsın bana çarpan adamdı
“Senin ne işin var burda” diyerek sinirle bağırdım
“Bana sesini yükseltme küçük” diyerek sert ve sessizce tısladı Fazla yakın durduğumuz için kendimi bir adım geriye çektim ve “Soruma cevap verir misin” dedim
“Selimin arkadaşıyım ben asıl sen burda bizimkileri neden dikizliyosun” dedi ve kapıyı gösterdi
“Meryem’in kuzeniyim ben 1 dakikalığına kapıya çıktım ve şimdide giremiyorum eve”
“Ne işler çeviriyorsun küçük , gir işte eve gizlin saklın yoksa”
“Bir şey çevirdiğim yok , elbisem çok açık ve kısa o yüzden o kadar erkeğin içinde o eve öylece girirsem başım belaya girer babamın kulağına gider” diyince gözlerini üstümde ki elbiseme çevirdi ve baştan aşağıya her yerimi süzmeye başladı, sertçe göğüsüne vurarak “Çek o pis gözlerini üstümden gerizekalı” diyerek sertçe konuştum Bir anda belimden tutup duvara yaslamasıyla birlikte dibime kadar baya bi girdi. Yüzlerimizi iyice yaklaştırarak “ Bana bir daha hakaret edersen yada o siktiğimin sesini yükseltirsen bu sefer o çeneni gerçekten kırarım küçük”
“ bana küçük demeyi kes ve çık dibimden” diyerek sertçe baktım gözlerine
“Bana emir verme”
“Sende emir verdirme o zaman çık o zaman“
Son kez yüzüme bakarak dibimden çıktı ve ceketini çıkardı
“Napıyosun sen be” diye aniden tepki verince sertçe yüzüme bakıp “Kes sesini” dedi ve yaklaşarak ceketi belime bağladı ve dibime girdiği için , boy farkından yüzüme doğru eğildi. Ve elini karnıma koyarak duvara itti anlık şokla ne yapacağımı bilemediğimden “Bak kimsin bilmiyorum ama yeter saçmaladığın çıkar mısın artık dibi- Cümlemi tamamlamadan dudaklarıma yapışmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.
Kendime gelmemle hızla defalarca ittim ama onca çabam boşaydı iri ve kaslıydı yerinden bile kımıldamadı en sonunda geri çekildiğinde
anlık sinirle sertçe tokadı yüzüne bastım Geri çekilerek önce dudaklarımı sildim sonra dönüp yüzüne baktım
“Bu tokadın hesabını vereceksin küçük” diyerek hızla uzaklaştı bende olayın etkisinden çıkarak hızla eve girdim ve avluda herkes Meryem ve selimi alkışlıyordu bende belimdeki ceketi çıkartarak alişe doğru ilerledim ve “Aliş bu ceketi dışardaki siyah gömlekli abiye verir misin” “Tamam avjin abla” diyerek hızla çıktı Bende insan içine girerek alkışlamaya başladım Hala olayın etkisindeydim , elim ayağım titriyodu Bütün gece benim dalgın halimle zar zor bitmişti çok fazla Meryem’e yansıtmadan neşeli olmaya çalışmıştım ama dediğim gibi olayın şokunu üstümden atamamıştım. Ve gerçekten kına çok güzel geçmişti herkes meryemin hem nişanlığını hemde kaftanını çok beğenmişti üstelik kına da çok şık hazırlanmıştı her yer mükemmeldi bütün gece.
Ve bütün bu yaşananların , gecenin, yorgunluğun üzerine eve gidip direk odama çıkarak sıcak bir duş alarak uyumuştum.
Arkadaşlar anladığınız gibi avjinin karşısına çıkan adam çok sert mizahı karakteri olan soğuk tipli bir adam ve avjinin tüm dengesiyle oynadı bakalım ilerki bölümde neler yaşıycaklar
Avjinde sevdiği insanlarla şakalaşmayı yada asıl neşeli halini göstermeyi seven ama ev ahalisi sebebiyle her şeye tamam diyip susan bir yanı olmasıyla birlikte o karşılaştığı adamın yanında sinirli halinin de ortaya çıktığını görüyoruz.
Daha yaşayacakları çok şey var ve avjin zaten yaralı bir karakter annesi olmaması sebebiyle yada ilgisiz ve eziyet içinde büyümesiyle ama bakalım ilerki zamanlarda ekstra yara mı alıcak yoksa önce ki yaralarının iyileşmesini mi izliycez
Bu arada her şeyi detaylı yazıyorum en ince ayrıntısına kadar umarım beğenirsiniz
(+18 sahneler gelicek beklemede kalın)
Yorumlarınızı şimdiden çok merak ediyorum🤍
|
0% |