
Gözlerimi sırtıma saplanan ağrıyla açtım hala uyuduğum pozisyondaydım saat gecenin Allah bilir kaçıydı
yavaşça doğrulmaya çalıştıkça sırtıma giren ağrı daha da baskınlaşıyodu yavaş yavaş doğrulup oturur pozisyona geldiğimde ağrıdan istemsiz göz yaşım akıp gitti
Kafamı kaldırdığımda karan yatakta doğrulmuş öylece bana bakıyordu
Hiç ona bakmadan giyinme odasına gidip kremi ve ince geniş bir hırka alıp banyoya geçtim. Elim ne kadar uğraşsamda acıyan yerlere yetişmiyordu 1,2 dakikalık uğraşın sonunda pes edip hırkayı dikkatlice giyindim üstümde yarım atlet vardı bu şekilde duramazdım
Odaya geçerek çekmeceden ağrı kesici kutusunu ve yatağın yanında ki komodin’in üstündeki sürahiden bardağa su doldurdum karanın bakışlarına maruz kalmamak için arkamı dönerek odadan çıktım ve odamın olduğu kattaki terasa geçerek koltuk şeklinde olan bahçe salıncağına oturup suyu yere koydum ve önce kutudan bi hap çıkardım sonra da yerdeki suyu alarak içtim ve ikisini de yere bırakarak belki acısı biraz olsun geçer diye amed şehrinin manzarasının her bir zerresini dikkatlice izledim.
Terastan tüm her yer öylesine güzel gözüküyordu ki büyülenmemek mümkün değildi sadece amed değil avlu , giriş kapısının olduğu yol, yan sokaklar, odaların olduğu koridorlar her yer burdan detaylıca gözüküyordu
Hem manzaraya hemde yaşadıklarım aklıma geldikçe istemsiz gülümsedim
Yerimde olan ne yapardı acaba
Annem sırf babamı ve kendisini düşündüğü için beni bir kez olsun düşünmeden canına kıydı
baba desen ömrü hayatı boyunca ne babalık yaptı ne de üzülmeme engel oldu aksine diğer kızı yüzünden evlendirip sonra sinirinden yaşlı bir adama parayla satmaya kalktı
Abim desen hayatı boyunca her zaman ki gibi kendini düşünüp acaba üzülür mü diye düşünmeden başımı daha da beter yaktı
Karan desen tam mutlu olacağımı zannederken en çok canımı yakanlardan oldu
Hayat her ayrı köşeden dört bir kolla mutlu olmamam için elimden geleni yapıyo
Ben başıma gelenleri düşünürken yanıma bir anda biri oturdu
Kafamı çevirdiğimde karan olduğunu fark ettim
Hiç tepki vermeden hızlıca ayağa kalktım odaya gitmek için
Karan durmam için elimden sertçe tuttuğunda acıyla elimi çektim
Sabah camla kestiğim elime baskı uygulamıştı
“Ahhh” diyerek minik bir ses çıktı ağzımdan
Elim hafiften kanamaya başlamıştı
Sinirle yüzüne bakarak arkamı döndüm ve odaya gittim
Odaya geldiğimde elimin acısıyla anlık sert hareket ettiğim için sırtımda ağrımıştı
Bu ne ya kıpırdadıkça canım yanıyo çürüdü resmen her yerim
Banyoya giderek malzemeleri çıkardım
Elimi baştan sararsam tek elle yaptığım için uzun sürerdi hem kanaması da durmazdı açarsam o yüzden sadece sargı bezi alarak olan bezin üstüne hızla sardım
Ve ucunu içine tutuşturup odadan çıktım
Karanın bir anda odaya girmesiyle konuşmak istemediğim için giyinme odasına gittim hırkamı yavaşça çıkarıp köşeye koydum ve kafamı kaldırarak içimden dua ettim
-Allahım sen sabır ve güç ver bu gece bitsin-
Diyerek derin bir nefes alıp giyinme odasından çıktım
Şaka mı yaa gerçekten hayır az önce allahtan sabır istedim
Karan koltuğa oturmuş bana bakıyordu
Koltuktan kalkmasını tepesinde beklemek istemediğim için o kalkana kadar banyoda beklerdim
Tam yanından geçecekken önüme geçerek durdu
“Daha ne kadar kaçacaksın” dediğinde cevap vermeden öylece baktım yüzüne
Bir anda
“Avjin” diyerek bir adım yaklaştı hızla geri çekilerek
“Tamam özür dilerim geri çekil” diyerek yanından ayrılmaya çalıştım
Yaptığım şeyle şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu
Fazla mı tepki verdim anlamadım ki yanlış bir şey mi söyledim yada
Tekrardan
“Avjin” diyerek sinirle bakınca iyice korkup
“Ben sadece hava almak istedim bide işimde bitmişti yemekleri hazırlayıp o yüzden şey yapmıştım yoksa unutmamıştım hem annem biliyo sadece kimseye hiç bir şey demedim onlar anladı ağzımı açmadım odadan da hiç çıkmadım yemekte yemedim karan özür dilerim tamam git” diyerek ne söylediğimi bile bilmeden özür dilemeye çalıştım
İstemsiz ağlamaya başlamıştım
Karan bir anda kolumdan tutup kendisine çekti olayın etkisiyle korkup itmeye çalıştım
Ama bir anda sarılınca öylece kaldım
“Şşşş tamam sakin” dediğinde öylece kaldım
Sonra olduğumuz durumu fark edince hızla geri çekildim
Karan bileğimi tutarak koltuğa oturttu
“Dön arkanı” dediğinde anlamayarak yüzüne baktım
Yan tarafından bejna annenin verdiği kremi görünce anlamaz gözlerle baktım
“Acıdan duramıyorsun” diyince öylece baka kaldım
Ne kadar da ince düşünceli bi adam önce ağzıma sıçıp sonra hadi gel iyi ediyim diyo
Dalga mı geçiyo benimle çocuk oyuncağı mı bu
“Sen yaşımdan dolayı çocuk sandın herhalde , ya sen benle dalga mı geçiyorsun karan ağa önce yaralayıp sonra yaralarıma merhem mi sürüceksin”
“Avjin”
“Ne avjin ne , karınım ya ben senin karın herşeyden önce insanım sokakta görsen adamlık mı bu yaptığın diyeceğin insanların yaptığı caniliği sen bana yaptın ” diyerek sırtımı dönüp gösterdim
Önüme döndüğümde
“Sakin ol” dedi
“Ben kime ne anlatıyorum ki” diyerek ayağa kalktım
Tekrar kolumdan tutarak oturttu ve
“Anlat”
“Neyi”
“Zerdayı” dediğinde sinirle güldüm
“Ben yaptım abimle aralarını , buluşturdum yetmedi kendi düğün günümde sırf bana eziyet olsun rezillik çıksın diye kaçmalarına yardım ettim” diyerek yüzüne bakıp sinirle konuştum
Bir anda kolumdan sinirle tutup
“Avjin beni sınama sordum anlat”
“Anlattım işte”
“Avjin dedim” diyince daha sıktı kolumu
Gözlerinin içine baktığımda ufacık bir üzüntü aradım ufacık bir umut aradım ama benle alakalı hiç bir şey yoktu
“Bilmiyodum ben kınadan bir gün önce öğrendim” dediğimde kolumu yavaşça bıraktı bende söze devam ederek
“Sevdalılarmış abimle daha önceden, sonra da aylin ayırmış. ikisinede yalanlar söylemiş hamileyim barandan ayrıl bebeğe günah falan demiş, zerda da kalbine gömmüş abimi , ihanet etti sanmış ama oyunmuş oysaki”
İstemsiz gözlerimden yaşlar akıyordu
Fiziksel açıdan değil
Yaşadığım şeylerden
Bunca yaşattığı şeyden sonra hala kardeşi için can yakıyordu elbette üzüldüm zerdaya ama bana kim üzülecekti
Kendi düşüncelerimden çıkarak devam ettim
“Sonra merak ettim anlattığı hikayeyi kim diye sordum abin dedi bende şok oldum aslında bebek olayının yalan olduğunu bildiğim içinde aylinin yalanlarını söyledim hamile değil sana yalan söylemiş sonra da konuşmanın devamında kısmet buymuş olan oldu diyip yoluna bak dedim bir daha da hiç o konuyu açmadık. Sonra konuştular herhalde gerçekler ortaya çıkıncada kaçtılar bilmiyorum sonrasını Allah bilir”
diyerek önce göz yaşlarımı sildim sonra kafamı kaldırıp gözlerine baktım
“Keşke o gece anlatsaydın herşeyi belki böyle olmazdı zerda şuan bu evde olurdu”
“bunları yaşayacağımı bilsem inan yine susardım en azından bu hikeyede biri mutlu oldu” diyerek kafamı eğdim
“He yani abin mutlu eder zerdayı ,ulan seni korumayan evlenmene gıkı çıkmayan adam benim kardeşimi nasıl sevsin” dedi
Söyledikleriyle kafamı kaldırıp baktım
Daha da artık gözyaşlarımı tutamadım
O şekilde saniyelerce gözlerine baktım kendime gelincede
Önce elimi yüzüme götürerek gözyaşlarımı sildim sonrada kulağına eğilerek
“İnan bana abim sinirinden öleceğini bilse de kardeşine zorla sahip olmaya çalışıp karşılığını alamayınca da kemerle sırtını mahvetmez aksine her zaman sahip çıkar zerdaya” diyerek ayağa kalktım
Söylediğim şeyden dolayı sinirden kaskatı kesilmişti kafasını kaldırıp bana baktığında
“Uyumak istiyorum kalkar mısın” diyerek yüzüne baktım
Karan yataktan kalkarak koltuktan uzaklaştı tepki vermeden koltuğa geçip sırtımı ona dönerek gözlerimi kapattım
Yüzünü görmek istemiyordum
Bir kaç dakikanın ardından bir anda arkamda hissettiğim hareketlilikle kalkmaya çalıştım
Omzumdan hafifçe bastırarak kalkmamı engelledi ve ne yaptığını anlamaya çalışırken bir anda sırtımda hissettiğim krem soğuklu ve karanın elleriyle istemsiz irkilmiştim
Kendimi geri çekmeye çalıştıkça
“Kıpraşma avjin uslu dur”
“İstemiyorum bırak”
“İz kalıcak uslu dur” dediğinde kıpraşmayı bırakıp
“Göz zevkini bozdum kusura bakma” diyerek dalga geçer bir biçimde konuştum
“Saçma sapan konuşma”
“Bu görüntü hoşuna da gitmiş olabilir sende haklısın eserinle gurur duymak hoş olsa gerek”
“ kes artık saçmalamayı ayrıca değişmedi bir şey, krem sürdüm diye o çenen uzamasın yaptığın hatanın cezası henüz bitmedi” dediğinde daha da bir şey demek istemedim ne diyim ki yaptığı şeyleri dalga niyetli söylediğimde bile saçma sapan cevaplar veriyordu
Sırtıma sürdüğü kremden sonra uzaklaşıp ceketini alarak odadan çıktı
Yine uyumuycaktı
Yine evden çıkıp gidecekti
Hiç umursamayıp uyumaya çalıştım ve kendimi uykunun kollarına geri bıraktım
Sabah uyandığımda yine aynı pozisyonda uyuyordum
Ağrıyacak korkusuyla psikolojik olarak böyle uyumuştum tüm gece herhalde
Yavaşça ayağa kalkarak ilk önce saate baktım
Saat 06:30’du ve odayı topladıktan sonra hızla üstüme siyah kalem bir pantolon üstüne de siyah bir gömlek giyerek gömleğin uçlarını pantolonun içine soktum ve siyah spor ayakkabılarımı giyindim
Saçımı ve makyajımı da dün ki gibi yaparak odadan çıktım
Merdivenlerden indiğimde 1. Katta Haşmet babayla karşılaştım
“Günaydın kızım” diyerek yanıma geldi o da hazırlanmıştı ve elinde gazetesiyle bana bakıyordu
“Günaydın baba” diyerek gülümsedim
“Hayırdır kızım saat daha çok erken niye ayaklandın sen”
“Ben bu saatlerde kalkarım o yüzden oyalanmadan mutfağa iniyim dedim”
“İyi yapmışsın kızım bende sabah gazetesini çocuklardan aldım bizim balkona geçiyim dedim”
“İyi yapmışsın baba”dedim
“Sana kolay gelsin kızım” diyerek arkasını dönen haşmet babaya seslenerek durdurdum
“Baba bir şey sorucam izninle”
“Sor tabi kızım”
“Kahvaltıda istediğin bir şey var mı”söylediğim şeye hafif bir gülümsemeyle eşlik edip
“Valla dün ki börek o eşek oğlu eşşek yüzünden kursağımızda kaldı yine yaparsan çok makbule geçer” diyerek güldü
Bende gülmesine eşlik ederek
“Yaparım tabi hatta sen gazeteni okurken bende sana bol köpüklü orta bir türk kahvesi getiriyim”
“Bak işte buna istesende hayır diyemem benim güzel gelinim” diyerek yaklaşıp elini saçıma koydu ve okşayadı ve arkasını dönerek gitti
Ben o saç okşamasından dolayı öylece dönüp kalmıştım o merdivenlerin orda
Ne güzel hismiş bi babanın saçlarını okşaması
Ne güzel hismiş bi babanın sana gülümsemesi
Ne güzel hismiş bi babanın seninle karşılıklı konuşması…
Gözlerimin dolmasını sağlayan bu olaydan sonra kendime gelerek aşağıya indim
Ben geldiğimde daha kimse yoktu ortalıkta belli ki onlarında benim gibi uyanma süreleri vardı genelde 7, 7,5 gibi uyanırlardı
Hızla önce güzel bir kahve yapıp haşmet babaya götürdüm
Sonrada tekrar aşağıya inerek önce çayı ateşe koydum sonra da börek açmaya başladım
Börek bittikten sonra fırına vermek için ayağa kalkmaya çalıştığımda sırtıma giren ağrı ile olduğum yerde öylece durmuştum
Çok fena sızlamıştı
Bismillah diyerek daha da dikkatli bir şekilde kalkıp böreği fırına verdim
Sonra da
Tandır ekmek
Otlu Peynirli ve patatesli Poğaça
Patates kızartması
Yaptım
Sadece yumurta kalmıştı o sırada içeri gül teyze ve Leyla girdi
“Günaydın” dedim ikisine de
“Günaydın avjin kızım” diyerek konuştu gül teyze
Leyla hızla yaptıklarıma bakarak
“Hanımım neler etmişsin öyle”
“Leyla hanımım yok avjin var” diyerek kızar bir şekilde söyledim
Leyla tekrar konuşarak
“Sen dünden sonra hangi güçle kalkıp yaptın bunları anlamadım ki” diyerek hayretle baktı
“Sabah uyandım iyi hissedince indim hem haşmet baba yine börek isteyince kıramadım üstelik fena mı oldu sizin de yükünüzü azaltmış oldum”
Diyerek gülümsedim
Gül teyze yanıma gelerek elimi tuttu
“Sen bunca acının yükün üstüne hala başkasını düşünecek gücü nerden buluyorsun be güzel kızım”
Dediği şeye gülerek
“Baktım ben mutlu olamıyorum bari dedim etrafımdaki böyle kalbi güzel insanları mutlu ediyim” diyerek elinden öptüm başıma koydum
“Neyse hadi sizde sofrayı kurun zaten başkada bir şey kalmıyo”
Diyerek önüme döndüm ve dolaptan sucuk ve tereyağ çıkararak tezgaha koydum
Ve sofranın kurulmasına yardım ettikten sonra sırf soğumasın diye sonra bıraktığım sucuklu yumurtayı yaptım
Yaptığım yumurtayı bir tabağa aldıktan sonra tekrar bi sucuklu yumurta kırdım bu yaptığımı mutfaktaki masaya koyduktan sonra diğer yaptıklarımdan ayırdıklarımı da sofraya koyarak kahvaltılıkları ve çay bardaklarını da koydum
İçeriye giren gül teyze ve Leyla önce bana baktı sonra da sofraya
“Ee ama artık ayıp avjin kızım bi bize hizmet etmediğin kalmıştı”
“Aaa asıl size ayıp gül teyze ne olmuş yani iki parça yemeği sofraya koyduysam elime mi yapıştı”diyerek ellerimi gösterdim sonra tekrar konuşarak “yoo bak yapışmamış hadi gelin oturun” diyerek gülümsedim ve son bir iki parça kalan bulaşığı yıkayarak arkamı döndüm
Hala yememişlerdi bir şey
“Neyi bekliyorsunuz” diyerek gülümsedim
“Sende gel ye avjin” dedi leyla
Leyla’nın söylediği şeyle istemsiz yüzüm düşmüştü kendime gelerek
“Yok size afiyet olsun” diyerek daha fazla konuşmadan mutfaktan çıktım ve hızla merdivenlere ilerledim
Merdivenlerin başından inen haşmet baba bejna anne ve karanın abisi ve eşiyle öylece durup geçmelerini bekledim
Bejna anne önümde durarak
“Nereye kızım hadi sofraya” dediğinde ilk önce her an gelecek olan karan için arkamı dönüp baktım acaba geldi mi diye sonra gelmediğini anlayınca bejna anneye döndüm ve konu uzamasın diye aklıma gelen ilk şeyi söyleyerek
“Şey benim yukarda işlerim var size afiyet olsun bir şey isterseniz seslenin ben hemen gelirim” diyerek gülümseyip yanlarından geçtim ve yukarı çıktım
Odama girdiğimde soluklanıp koltuğa geçip oturdum ve öne eğilerek kollarımı dizlerime koyup soluklandım
Bir kaç dakika sonra dış kapının büyük sesiyle yavaşça ayağa kalkıp pencereyi açtım ve hafifçe kafamı uzattım karan gelmişti onu görmemle hızla geri çekilip eski yerime geri oturdum
Aşağıdan gelen seslerle istemsiz sadece konuşulanları dinlemeye başladım
Bu sefer ilk karan konuşuyordu
“Gül , leyla” diyerek seslendi
Bir kaç saniyenin ardından
“Buyrun ağam” diyerek konuştu leyla
“Sen mi yaptın gül teyze mi” diyerek her zaman ki sert sesiyle konuştu
“Şey ağam avjin hanımım hazırladı çoğunu” diyerek çekine çekine konuştu leyla
İstemsiz korkmuştum ya yine kızarsa ama valla arsızlıktan değil haşmet babayla bejna anneye ayıp olmasın diyeydi yaptıklarım
“Avjin hasta ya hani Leyla” diyerek sinirle konuştu
Araya giren haşmet ağayla
“Yoo sabah gayet iyiydi benim gelinim kaldı ki beni kırmamış şu an önünde yediğin börekten de yapmış” diyerek konuştu sonrada kimse bir şey konuşmamıştı
Bende daha fazla dinlemek istemediğim için pencereyi kapatıp masaya geçtim ve dün elime banyoda pansuman yaparkenki halini çizerek resme yavaş yavaş başladım. Merdivenlerden gelen sesle hızla yarıda kalan resmi , resim çantama koydum önüme çıkardığım başka kağıtla bir iki çizik attım ve o sırada içeri karan girdi önce yanıma yaklaştı arkamda durdu sonra da hiç konuşmadan giyinme odasına gitti
Kafamı çevirip baktığımda gömleğinin düğmelerini açıyordu hızla önüme dönerek kâğıda bir kaç çizik atmaya devam ettim
Karanın bir anda seslenmesiyle elimdeki kalemi bıraktım
“Avjin yanıma gel” dediğinle önce sabırlı olmak için gözlerimi kapattım sonra da derin bir nefes alıp gözlerimi açtım ve ayağa kalkarak yanına gittim
Elindeki kravatı uzatarak
“Bağla işe gidicem” dediğinde dalga mı geçiyo diye yüzüne baktım ama şaka yapmadığını anladığımda elinden siyah kravatı aldım
Tabi ki de onun istediği gibi boynuna eğilip o duruma düşmiycektim
Kravatı elime alarak kolumda istediği gibi bağlayıp uzattım
“Boyunuma tak dedim” dediğinde içimden allahım sen sabır ver diyerek bağladığım kravatı aramızda 1 adım olacak şekilde boynundan geçirerek kravatı sıktım ve arkamı döndüm giyinme odasından çıkmak için ne kadar yan yana durursak o kadar iyiydi.
Bir anda karanın kolumdan çekip duvara itmesiyle sırtımda ki sızıyı hissetmem bir oldu
Acıyla ağzımdan kaçan inilti şeklinde ki sesimde giyinme odasında yankılandı
Karan ne yaptığını fark edince bedenimle duvarın arasına elini koyarak sırtımın temas etmesini engelledi
Acıyla kapattığım gözlerimi açıp karana baktığımda gözlerini dikmiş yüzüme bakıyordu
Yanından geçip gitmek için hareket ettiğimde belimin yanlarından iyice kendine çekmişti
“Karan bırakır mısın gitmek istiyorum”
“Ne zamandan beri sana göre hareket eder olduk” dediğinde öylece susup yüzüne baktım ve fazla yakın olduğumuzu fark edince kafamı eğdim ki yüzlerimiz yakın durmasın
Elini çeneme koyarak yüzümü yüzüne yaklaştırdı ve yaklaşmaya başladı yüzümü çekmeye çalıştıkça çenemde ki eli daha da sertleşti ve yüzüne yaklaştırarak önce eliyle çenemi bastırıp dudaklarımı açmamı sağlayarak alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emdi ne kadar çırpınsamda ne belimi nede çenemi bırakmıyordu
Karşılık vermeden ayrılmaya çalışıyordum
Dudaklarımı resmen esir almıştı kendinden öyle bir geçmişti ki bir dakikadan fazladır öpüyordu
Dudaklarımdan ayrılan dudaklarıyla önce gözlerime baktı sonra da boynuma eğilerek önce kokladı sonra da boynumda duran yüzüyle, boğuk bir şekilde konuştu
“Vanilya” dedi
Sıktığım parfümden bahsediyodu
O an aklıma dün yaptıkları gelince sinirle daha da çırpınmaya başladım
“Karan yeter bırak”
“Kıpraşma”
“Karan bırakır mısın lütfen” dediğimde sesim ağlamaklı çıkmıştı kafasını kaldırıp gözlerime baktığında
Gözlerimin tam da o an dolduğunu hissettim geri çekilerek sinirle yüzüme baktı ve
“Otel odasında ki cezalarını hatırlıyor musun”
Diyerek sinirli ve sert baskın sesiyle konuştu
Aklıma söz dinlemeyince ikiletince yaptıkları geldi ve gözlerinin içine baktığımda
“İyi hatırladın, O vakit ya şimdi öptüğümde karşılık verirsin yada bizim vuslatımız bu akşam olur avjin hanım”
Diyerek sinirle konuştu
Gözlerinin içine baktığımda kararlıydı
“O yatağın yanında dövdüğün karını hatta günlerdir yatağına bile almadığın karını bu akşam birlikte olmak isteyecek kadar kendini yitirdiysen benim sana söyleyecek bir şeyim yok ama şunu sakın unutma ben o kemer acısının üstüne seni asla öpmem” diyerek kollarından çıktım ve karana dönerek
“İzninle odadan çıkmak istiyorum” diyip durdum ve sonra devam ederek “izin alıyım da sonra dayak yemek istemem” diyerek gözlerinin içine baktım
Söylediklerim zoruna gitmiş olucak ki yanımdan geçerek gitti bende arkasından inerek avluya indim ve mutfağa girdim
İçeri girdiğimde leyla ağlıyordu gül teyzede teselli ediyordu
Hızla yanlarına giderek Leyla’nın yanına oturup
“Leyla noldu iyi misin” dediğimde gözyaşlarından cevap veremiyordu kafamı kaldırıp gül teyzeye baktığımda
“Leyla’nın gittiği bir halk müzik akademisi vardı yangın çıkmış her şey kül olmuş bizim kızda ona ağlıyo avjin kızım”
Dediğinde gülümseyerek elinden tuttum Leyla’nın
“Leyla sil gözyaşlarını , bak bana bi” dediğimde gözyaşlarını silerek gözlerime baktı
“Bina hasar görmüş mü , yani yıkılacak kadar”
“Yok ama içi mahvoldu tüm ameddeki kızların hayaliydi hayallerinin gerçekleşeceği yerdi” dediğinde içim burkulmuştu
Ben okuyamadım yada hayallerimi gerçekleştiremedim ama en azından kızların gerçekleştirmesine yardım ederdim
“Şimdi önce o dolu dolu olan gözlerini sil sonra da ayağa kalk ve git o kızlara de ki avjin hanım sonu ne olursa olsun yaptıracak orayı hatta eskisinden bile güzel olacak” dediğimde sevinçle ayağa kalkarak sarıldı
İlk baş sırtımda ki acıdan dolayı kıpraştım leyla da fark ederek
“Hanımım özür dilerim valla bir anlık sevinçle oldu” dediğine sinirle kolunu cimcirerek
“Bir daha hanımım de vallahi oyarım seni leyla yaa” diyerek sitem ettim
Leyla soru sormak ister gibi yüzüme baktığında
“Kıvranma kıvranma sor hadi”
“Karan ağam kızmasın bizim yüzümüzden acı çekme avjin”
“Ben bu okulu yaptırma işini önce haşmet babayla konuşucam o beni geri çevirmez zaten ama oldu ki o da kabul etmedi bejna anneden izin alır düğünde takılan altınları kullanırız”
“Ama avj-“
“Konu kapandı hem sen niye hala burdasın gitsene kızlara haber vermeye tek başına burda mutluluk yaşıyorsun” diyerek kızar gibi konuştum
Leyla’da koşarak çıktı mutfaktan
Bende gül teyzeye dönerek
“Abla temizliği bitirdiğinde akşam yemeğini beraber yaparız” dedim ve ocağa yaklaşarak kendime kupada bir çay doldurup oturup içtim
Ayağa kalkarak orta şekerli bir Türk kahvesi hazırladım haşmet babaya
Sonra da mutfaktan çıkarak çalışma odasına haşmet babanın yanına çıktım
Odanın önüne geldiğimde kapıyı tıktıklayarak içeriye girdim
İçeri girdiğimde haşmet baba elindeki köstek saati tamir ediyordu
“Avjin hoşgeldin kızım” diyerek kafasını kaldırıp konuştu
Kapıyı kapatarak hızla masaya yaklaştım önüne kahvesini koydum ve
“Hoşbuldum baba” dedim ve duraksadıktan sonra
“İzninle oturabilir miyim baba” dedim
“Tabi ki” dediğinde gülümseyerek yüzüme bakıyordu
“Baba yanlış anlamazsan eğer haddimi aşmadan benim senden bi ricam olucaktı”
“Tabi dinliyorum avjin kızım” diyerek kahvesinden bir yudum alarak bana baktı
“Baba gül teyzenin kızı Leyla”
“Nolmuş leylaya” diyerek panikle sordu
“Yok çok şükür herkes iyi aslında ama şöyle ki Leyla’nın ve ameddeki genç kızların gittiği müzik akademisinde yangın çıkmış”
“Bir şey yok inşallah yaralanan falan”
“Yok baba yok da benim senden isteyeceğim şey tamda bunla ilgili”
“Neymiş”
“Ben çok duydum senin bağışlar yaptığını elinden geldiğince herkese yardım ettiğini o yüzden ilk sana gelmek istedim , eğer seninde iznin olursa orayı yaptırsak kızlara yardım etsek olur mu”
“Avjin kızım-“ dediğinde lafını hızla bölerek
“Baba eğer haddimi aştıysam özür dilerim gerçekten hem eğer istemezsen bana düğünde takılanları-“ dememe kalmadan gülmeye başladı ve ayağa kalkarak karşımda ki sandalyeye oturdu ve
“Sakin ol güzel kızım , merak etme ben şimdi haber salarım yaptırırız söylediğin yeri” dediğinde ayağa kalkarak yavaşça elini tutup öptüm ve başımın üstüne koydum
Haşmet baba elini elime koyarak
“Rabbim senin gibi kalbi güzel gelin vermiş bana ben nasıl seni geri çeviririm” dediğinde gülerek yüzüne baktım ve izin isteyerek odasından çıktım
Mutlu bir şekilde odama giderek çizim yapmaya başladım
Zaman geçtikçe ben çizimimi bitirmiştim akşama yaklaştığımız vakitlerde aşağıya inerek gül teyzeye yardım edip akşam yemeklerini ve sofrasını hazırlamaya başladım
Yemek işleri bittiğinde hızla elimi kurulayarak mutfaktan çıktım avluda kurulan sofraya haşmet baba oğlu Kerim abi eşi Sevda abla bejna anne oturmuştu
Karanın gelmesi an meselesiydi o yüzden hızla merdivenlere ilerledim tam bir iki basamak çıkmıştım ki haşmet babanın sesiyle durdum ve arkamı dönüp baktım
“Avjin kızım otur hayde sofraya” dediğinde
“Baba etme, bilirsin karanı o yüzden o gelmeden çıkayım ben odaya”
“Sordum ben ne kahvaltı etmişsin ne de bir şeyler atıştırmışsın”
“Baba aç değilim valla hem bak karan gelecek izin ver çıkayım odaya”diyerek gözlerine baktım belki izin verir diye ve ben izin vermesini beklerken dış kapıdan içeriye koca cüssesiyle ciddi ve sert duran yüz hatlarıyla karan girdi içeri
Ve gözleri beni bulduğunda
Yukarı İşaret ederek gür sesiyle
“Odana çık” diyerek uyardı
Hızla arkamı dönerek bir iki basamak çıktım ve haşmet babanın bir anda bağırmasıyla yerimde sıçrayıp olduğum yerde durdum
“Avjin dur kızım” diyerek bağırdı ve sinirle ayağa kalkarak karana doğru döndü ve yaklaşarak
“Karan senin karın senin yüzünden sabahtan beri ağzına tek lokma sürmemiş hala yukarı diyorsun”
“Baba karışma”
“Haddimi bil eşşek herif baban karşında”
“Baba yeter”
“Avjin bizimle yemek yiyecek” dediğinde karan sinirle yanında duran çiçek dolu saksıyı ayağıyla sertçe vurup düşürdü ve haşmet babaya sinirle dönerek
“Benim kardeşim bunun yüzünden gitti baba Allah bilir ne halde benim bacım üstelik” diyerek eliyle beni gösterip “eğer söyleseydi herşeyi şuan kardeşim evinde olurdu , Biz Amede Rezil Olmazdık”
Dediğinde gözümden bir damla yaş düştü
Haşmet baba sinirle karanın koluna sertçe yumruk vurdu ve
“Senin kardeşin şuan mutlu ayrı eve çıkmış kocasıyla , o baran olacak adam anasının avjine çektirdiklerini bildiğinden ayrı eve çıkarmış senin kız kardeşini yetmemiş yardımcı tutmuş iş yapmasın diye, şimdi de hele bakim kim daha kötü halde
Avjin mi? Yoksa Zerda mı?”
Dediğinde karan sinirle babasına baktı ve
“İyi size avjinle afiyet olsun”
Diyerek merdivenlere yaklaştı
Yüksek ihtimalle yemiycekti yemek, hızla önüne geçerek kısık sesle sadece karanın duyacağı bir ses tonuyla konuştum
“Karan sen ne dersen o , lütfen git sofraya, bak bejna anne ağladı ağlayacak söz veriyorum haşmet baba kızsada odaya çıkıp oturup susucam yeter ki üzme anneni” dedim ve tekrar gözlerine bakarak
“Çıkmıycam sözünden ne diyosan o tamam mı nolur şimdi geç sofraya” diyerek yalvaran gözlerle baktım
Sinirle yüzüme bakarak
“Çık odaya” dedi ve merdivenlerden geri indi
Bende hızla merdivenlerden çıkarak odama çıktım bejna anne “avjin” diyerek seslenmişti ama daha fazla olay çıkmasın diye hızlı hızlı çıkmıştım merdivenleri
Odaya geldiğimde koltuğa yaklaşarak oturdum ve daha fazla dayanamayarak göz yaşlarımı serbest bıraktım
Neden diye sorguluyodum bunca şey neden başıma geliyordu ne günah işledim de yüce rabbim bana reva gördü bunca olayı
Gözlerime bejna annenin dolu dolu gözlerle oğluna baktığı geldi -Anneydi-
Ne kadar güzel bi his olmalı bi annenin evladı için mutlu olması üzülmesi yada korkması
Anne hasretiyle büyümüş bi kız olarak ne o gözü dolu olan annenin oğluna bakışlarına susabilirdim ne de çözümü olmayacak olayların büyümesine susabilirdim
Kendime geldiğimde göz yaşlarımı silerek gözlerime ellerimle yelpaze yaparak kendime geldim ve odadan çıkarak alt katta salonda etrafı toplayan Leyla’ya yaklaşarak
“Leyla senden bir şey rica etsem olur mu”
“Tabi ki ne istersen”
“Şey ben banyo yapıcam ama sırtımı lifleyemiyorum eğer senin için sorun olmazsa sadece yara olmayan yerleri lifler misin”
“Tabi olur”
“O zaman ben gidiyim 10 dk sonra gel ama karan ağa odaya girmek isterse müsait değil de öyle gel” dedim Leyla da kafasını sallayarak gülümsediğinde bende hızla odaya çıkarak siyah şortlu alt üst eşofman takımı çıkardım, bu aralar sadece dantelli giyindiğim siyah iç çamaşırlarımı da çıkararak köşeye ayırdım
Ve bornozumu da alarak banyoya geçtim Leyla gelecek diye iç çamaşırlarımı çıkarmamıştım
En sıcağa ayarlayarak saçlarımı güzelce yıkadım
Saçlarım bittiğinde Leyla hala gelmemişti o yüzden sırtım dışında ki her yerimi vanilyalı duş jeli ile güzelce lifledim tam karnımı liflerken açılan kapı ile arkamı dönmeden
“Gel Leyla gel sadece sırtım kaldı” diyerek lifle karnımı iyice yıkadım ses gelmeyince arkamı dönüp baktığımda
Karanı görmemle hızla musluğu kapatarak küvetden çıktım
Ve hızla bornoza doğru yürüdüm ama bir anda önüme geçti
“Çekilir misin çıkmak istiyorum”
“Geç hadi sırtını yıkıyım” söylediği şeyle hayretle yüzüne baktım ve sinirle cevap vermeden bornozu giyinmeye çalıştım bir anda elimden çekip aldığı bornozu yere atarak elini sırtıma koyarak duvara doğru itti ve yüzüme yaklaşarak
Gözlerini gözlerime dikerek yüzlerimizi olması gerekenden çok daha fazla yaklaştırdı
“Geç dedim avjin hadi” dediğinde sinirle gözlerine bakarak
“Dengesiz misin ya sen az önce aşağıda iki lokmayı çok gördüğün karının şimdi de sırtını mı lifliyceksin” dediğimde diğer elini çeneme koyarak hafifçe okşadı ellerimi karnına koyarak itmeye çalıştım ama fayda etmiyordu yüzünü daha da yüzüme yaklaştırdığında ,kafamı sağa doğru çevirdim
Çenemdeki elini bastırarak tekrar yüzlerimizi yaklaştırdı ve
“İkiletme söylediğim şeyi sen zararlı çıkıyorsun”
Dediğinde öylece gözlerine baktım
Bir dakikalık bir bakışmanın sonunda
Kolumdan tutarak küvete soktu ve oturttu arkama geçerek yanda duran lifi aldı ve yara olmayan kısımları baskılı ama acımayacak şekilde lifledi işi bittiğinde suyu açarak elini suyun altında tuttu
Sıcak olduğunu düşündü ki ılık olacak şekilde ayarladı
Elimi musluk kısmına uzatarak geri en sıcağa ayarladım
“Ilık yada soğuk su sevmem” diyerek daha da
Yavaşça hem eliyle köpükleri yıkadı hemde suyu sırtıma tuttu işi bitince de suyu kapattı
Ayağa kalkarak karana döndüm ve
“Çık artık hadi üstümdekileride çıkartıcam”
“Çıkar”
“Karan çıkar mısın”
“Avjin istesem kendimde çıkartırım çıkar dedim” dediğinde öylece yüzüne baktım
“İyi çıkma kal” diyerek arkamı döndüm ve çaktırmadan süründürmek amaçlı güldüm , anlamasın diye gülmeyi bıraktım ve duş başlığını yukarı takarak geri karana döndüm ve gözünün içine baka baka önce dantelli iç gösteren ıslandıkça daha da üstüme yapışmış olan südyeni çıkarıp karanın ayaklarının ucuna gelecek şekilde attım sonra da iç çamaşırımı çıkartarak önüne attım ve yukardan gelen suyla birlikte saçlarımı çok az daha durulayıp suyu kapatıp küvetten çıktım
Yanından geçerek bornozu alıp üstüme giyindim ve çaktırmadan baktığımda kaskatı kesilmişti ve yaptığım şeyden sonra önünde ki aleti daha da belirginleşmişti
Yanından geçip giderek giyinme odasına gittim ve üstümü giyerek odaya geri döndüm
Banyonun kapısı hala açıktı ve karan bıraktığım yerdeydi
Söylediği şeyi yapmayacağımı düşünmüştü ve yapıncada olayın etkisinden çıkamadı belli ki
Önce yatağa gidip yastığı ve pikeyi aldım arkamı döndüğümde duvara yaslanmış bana bakıyordu hiç umursamadan yanından geçerek koltuğa ilerledim
Bir anda önüme geçerek kolumdan tuttu ve kendiyle birlikte koltuğa çekti
O an ki anlık beni çekmesiyle üstüne düşmüştüm kafamı kaldırıp baktığımda bana bakarak çaktırmadan gülüyordu.
Kendime gelerek geri çekildim ve ayağa kalkmaya çalıştım elini belime koyarak tekrar kendine çekti ve iyice birbirimize girmemize sebep oldu
Kendisine çekmesiyle sırtımda beliren acıdan dolayı hızla elini belimden çekerek
“Bırakır mısın”dedim
“Konuşalım” diyerek kolumdan tuttu ve kalkma mı engelledi
“Sırtım acıyor karan bırak”
“Tamam bırakıcam ama konuşalım” dediğinde tekrar sinirle
“İstemiyorum bırak”
“Kabul etmeden bırakmam” dediğinde sinirle gözlerine bakıp
“Tamam bırak” dedim ve yavaşça üstünden kalktım.
Ve ayakta kollarımı birbirine bağlayarak gözlerine baktım
“Dinliyorum” diyerek gözlerine baktım ayağa kalkarak yanıma geldi ve kalçamın biraz üstüne elimi koyarak hafifçe kendine çekip gözlerime baktı, ellerimizi aramıza koyarak
“Konuşalım dedin tamam dedim bu bana yaklaş anlamına gelmiyordu” diyerek geri çekilmeye çalıştım
Ama sadece çalıştım tabi ki izin vermemişti
“Karan bak senin için bu yaşananlar normal olabilir ama benim için değil, evet ben baba evinde de rahat değildim orda da hayat benim burnumdan geliyordu ama bu senin de hayatımı zindana çevirmeni gere-“ cümlemi yine tamamlamama izin vermeden sertçe dudaklarıma yapıştı ve kendine olabildiğince bastırıp öpüyordu
Her ne kadar canımı yaksada üzsede temasları beni fazla fazla zorluyordu ellerimi omzuna koyarak çırpınmayı bıraktım ve bir an önce bırakması için bekledim
Geri çekildiğinde yüzüme baktı ve
“2. Bir hata istemiyorum avjin , yalana gizli saklı işlere tahammülüm yok hele de karım dediğim özelimi odamı paylaştığım kadının benden her ne olursa olsun bir şey saklayıp canımı sıkacak hata yapması daha da sinirlenidiriyo beni”
“Ben bir şey yapmadım , sadece geçmişle ilgili bir şey öğrendim o kadar hata yapan yada yaptıran kişi ben değilim” diyerek gözlerine baktım
“İstemiyorum avjin yalan , gizli saklı olaylar yada benzeri beni sinirlendirecek bir şey yapmanı istemiyorum” diyerek son kez gözlerime baktı ve eğilip başımdan öptü
“Bu konu böyle kapanıcak yani öyle mi”
“Öyle , he ama istersen daha da uzar” dediğinde öylece gözlerine baktım
Kaç saniye yada kaç dakika baktım bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var ben ne kin tutabiliyordum ne de düzelmesi istenen bir şeye inat gidebiliyordum
Bu hep böyle olmuştu bence sebebi sevgisizlikti çünkü sevgiye doymuş birisi asla sırf sevgi görmek için , rahat bir yaşantı için yada her şey sorunsuz yaşansın diye kabullenip susmazdı
Ben öylesine tek kalmış yalnızlıkla 17 yıl geçirmiş bir kızım ki düzelmesi Ümit edilen şeye umut bağlayıp kabul ediyordum
Canım yandı mı yandı hem fiziksel hemde ruhen ama kafamın bir köşesinde karanla düğüne kadar yaşadığım mutluluğu da unutamıyordum
Karan beni seviyor muydu bilmiyorum ama ben onun hayatındaydım ve ilk defada olsa içimde bir umut kırıntısı 17 yıl sonra oluşmuştu haşmet ağa beni babamdan istediğinde.
Şimdi karan hatalar yapmasına rağmen konu kapansın istiyordu ve ben karanla o otel odasında geçirdiğim anları ilgisini de unutamıyordum
Kendime gelerek
“Nasıl düzelicek herşey”
“Zamanla”diyerek uzaklaştı bir adım
Kendime geldiğimde bende bir adım uzaklaşarak yüzüne baktım
O sırada kapının çalmasıyla karan “Gir” diyerek cevap verdi
Leyla içeri girerek önce bana sonra da karana baktı
“Söyle leyla”
“Şey ağam kusura bakma rahatsız ettim kimse yemeğe başlamadı misafir gelecekmiş haşmet ağa avjin hanımımla sizi bekliyor”
“Geliyoruz Leyla” diyerek cevap verdi karan leylaya dedi ve hep birlikte aşağıya indik
Leyla ben ve gül teyze hep birlikte akşam sofrasını baştan düzeltip bejna annenin dediğine göre 2 tane daha servis tabağı koyup hazırladık ve avluda ki masaya her şeyi yerleştirdik
İşim tam bittiğinde mutfaktan çıktım herkes sofraya oturmuştu bir tek haşmet ağa yoktu
Tam masada eksik bir şey var mı diye son kez bakarken dış kapıdan haşmet ağa içeri girdi
Çok geçmeden herkes hoşgeldin derken bir anda arkasından
Zerda ve baran abim girdi
Herkes şok içinde onlara bakıyordu karan sinirle ayağa kalkıp baranın yanına giderek yakalarına yapıştı
“Senin ne işin var lan benim evimde” diyerek sinirle bağırdı
Haşmet ağa araya girerek ikisini ayırdı ve
“Ben çağırdım ikisinide ,Zerda benim kızım ben istesemde sırtımı dönemem ona kaldı ki baran da hem avjinin ağabeyi hemde zerdanın eşi”
Dediğinde karan sinirle babasına dönüp
“Sen benimle dalga mı geçiyorsun , baba ben daha hala avjini affetmemişim hala avjine bu ikisi yüzünden kızarken sen kalkmış bunları eve mi getiriyorsun”
“Varsa içinde öfke tut kardeşini kolundan at kapıya bir daha girmesin bu eve ama sakın unutma karan bey zerdayı bilirsin bunu yaparsan bir daha ömrü billah gelmez buraya” dediğinde
Haşmet baba
Karan sinirle öfkeyle ellerini saçına koyup çekti
Zerda karana yaklaşarak sımsıkı sarıldı
“Zerda bırak”
“Bırakmıycam abi”
“Zerda bırak yoksa elimden bir kaza çıkıcak”
“Umrumda değil ,ben hata ettim sen etme gel affet abi ben senden sizden ayrı kalamam”dediğinde ağlayarak daha da sarıldı
Karan sinirle gözlerini kapatıp
“Hayatımı siktiniz lan” diyerek sarıldı zerdaya
Sarılmaları bittiğinde Zerda hızla ayrılarak yanıma geldi ve sarılmaya çalıştı ellerini çaktırmadan yavaşça koydum belime ve öyle sarıldım
Bir anda sarılırsa can yakabilirdi ve o durumda canımın yandığını belli etmek istemezdim etraftakilere
Zerda yaptığıma şaşırarak
“Noluyo avjin”
“Bir şey yok güzelim” diyerek ayrıldım ve ellerimi yanaklarına koyarak
“İyi misin”
“Ben iyiyim asıl sen iyi misin” diyerek ellerimi tuttu
“İyiyim sorun yok ,her şey yolunda dimi Zerda” diyerek gözlerine baktım
“Herşey yolunda ama ben özür dilerim avjin benim yüzümden en mutlu günün mahvoldu üstelik seninle abimin arasını bozdum” diyerek eğilip kulağıma konuştu
Söylediklerini bir an düşünürken gülümseyerek yüzüne baktım ve
“Herşey yolunda sen mutlu ol yeter ki güzelim”
Diyerek birbirimizden ayrıldık
haşmet babanın herkesi sofraya çağırmasıyla herkes oturdu yerine
Bende napıcağımı bilmezlikle öylece ayakta durup sofraya baktım
Zerdanın seslenmesiyle
“Otursana avjin neyi bekliyorsun” dediğinde kendime gelerek gözlerimi zerdaya çevirdim ve
“Şey ben , bir şeyler eksik onları getiriyim” diyerek aklıma gelen ilk şeyi uydurup mutfağa geçtim
Ve bunca yaşanan şeyden dolayı mutfak lavabosuna yaklaşıp elime su dökerek boynuma sürdüm ,daralmıştım
Kapıdan gelen sesle arkamı döndüm ve karanı gördüğümde dikleşerek gözlerine baktım
Yanıma gelerek
“Napıyosun burda”
“Şey ben şimdi karnım ağrıyo diyip çıkarım yukarı kimse anlamaz” diyerek hızlı hızlı konuştum
Karan yüzünü daha da ciddileştirerek
“Sofraya gelir misin” dediğinde şaşkın bir ifade ile gözlerine baktım
Dalga mı geçiyodu benimle
“Karan sen iyi misin”
“Avjin tamam bitti herşey sende bende rahat edicez bundan sonra” diyerek elimden tuttu ve konuşmama bile izin vermeden mutfaktan çıkartarak sofraya götürdü ve itiraz etme imkanı bile bırakmadan sandalyeyi çekerek hemen yanına oturttu
Herkes şok içinde hem karana hem bana bakıyordu
İşin garip kısmı bize şaşırarak bakanlara
Zerda ve abim daha da şok olmuş bir şekilde bakıyolar
Karan kafasını kaldırıp baktığında
“Afiyet olsun” dedi ve herkes karanın konuşmasıyla geri önüne döndü
Bende tabağıma bir kaç çeşit yemekten azar azar koyarak yemeye başladım
Karan kafasını bana çevirdiğinde bir bana birde tabağa bakmaya devam etti
Ne var dercesine kafamı sallayıp baktığımda
Koyduğum yemekleri arttırarak biraz daha verdi
Sessizce kulağına yaklaşıp
“Napıyosun bırak”
“Sofra dolu bir dünya şey var, sen minnacık şey koyuyosun”
“Sanane benim yemeğimden ben böyle yiyorum”
“Öyle deme ele gelmiyceksin sonra” dediğinde şok içinde gözlerine bakıp altdan cimcirdim
Herkes kendi halinde yemeğini yedikten sonra avludaki sedirlere geçtik
Haşmet baba zerdayı kolunun altına alarak
“Hangi kızım bana kahve yapıcak”dediğinde istemsizce gülümsemiştim
Zerda araya girerek
“Valla benim kahvem mükemmel istersen ben yapabilirim” diyerek saçlarını geriye itti ve kendini övercesine şirin şirin konuştu
Bejna anne araya girerek
“Evet geçen sefer kahve yaptığında anne bunda bir şey eksik diyip yanıma geldin meğer kahveyi içine dökmeyi unutmuştun” diyerek güldü
Karanın abisi Kemal araya girerek
“Anne Allah aşkına o ne ki bu cadıdan geçen gün kahve istedim ,kahve köpüksüz olunca sen git üstüne ocakta pişen sütlaçın köpüğünden al kahveye koy” dediğinde hepimiz gülmüştük
Zerda somurtarak araya girdi ve
“Ya sordum sana nasıl olmuş diye ellerine sağlık bayıldım dedin hem ben söylemesem fark etmeden çok da güzel içtin yani” diyerek gülümsedi
Gözlerimi abime çevirdiğimde zerdaya haşmet babaya Kemal abiye hepsine, yüzünde bir buruklukla baktı
O an içimde bir parça yandı
Ne o ne de ben , zerda Kemal abi yada karan kadar şanslı olamamıştık
Şimdi zerdanın haşmet babanın bejna annenin Kemal abinin karanın bu halleri bize öyle bilmediğimiz bir duyguyu gösteriyordu ki öylece susup dinlemekten başka bir şey yapamıyorduk
Hepimiz zerdanın komikliklerine gülerken dışardan bir anda silah sesleri geldi
Anlık durumla çığlığı basıp öylece kaldım
Karan elimden tutup arkasına alarak silahını çıkardı ve kapıya doğru yöneldi hızla elinden tutarak
“Karan lütfen burda dur nolur”
“Bir şey yok korkma”
“Lütfen gitme karan şuan olmaz” diyerek tuttum elinden
Ben karanı zabdetmeye çalışırken bir anda dış kapı sertçe açıldı ve hiç beklemediğimiz birisi elinde silahla içeri daldı
Babam gelmişti
Babam elindeki silahı hızla bana doğrultarak
“Allah belanı versin lan senin ,doğduğun güne de sana da yazıklar olsun” diyerek bağrımaya başladı
Ben duyduklarımla kaskatı kesilmiş bir şekilde babama bakıyordum
Haşmet baba araya girerek
“Haddini bil yoksa ben sana haddini bildirmesini bilirim” diyerek haşmet baba da silahını çıkartıp doğrulttu silahını
Karan beni arkasına alarak
“Bak bunca zaman karımın babası dedim sustum ama andım olsun ki, ufacık bir yanlış hareketinde değil avjin yedi ceddin gelse seni benim elimden alamaz”diyerek gür ve sert sesiyle bağırdı babama
Babam silahı elinde sallayarak
“Benim kimseyle bir derdim yok benim derdim bu Allah’ın belası kızım olucak kızla” diyerek silahı yine bana doğrulttu
Daha doğrusu önümde duran karana
Abim bir anda babamın bana doğrulttuğu silahla arama girdi ve babama bakarak
“Baba noluyo napıyosun sen”
“Senin bu kardeşin olucak oruspu ,benim yasminimi ne hale getirmiş kız acıdan konuşamıyor” dediğinde şok içinde babama baktım
Karan sinirle babama bakarak
“Ulan gerizekalı ,ulan mal avjin evlendiğinden beri evden dışarı adımını atmadı sen ne saçmalıyosun” dediğinde babam sinirle
“Bu kız şeytanın ta kendisi kendi yapmadı zaten yaptırdı. Yasemini dövenler yasmine avjin hanımımın selamı var demiş”
Ben duyduklarımla şok içinde babama bakarken
Babamın söylediği sözden sonra öylece olduğum yere oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım
“O oruspu anan seni bırakıp gideceğine bir kerede kendiyle birlikte seni de öldürseydi”
Babamın bu sözlerinden sonra ben ellerimi gözlerime kapatmış öylece ağlıyordum
10 saniye kadar sonra karan ve haşmet babanın bağırma sesinden sonra silah patladı
Kafamı kaldırıp baktığımda ……………..
İYİ Kİ VARSINIZ SİZLERİ SEVİYORUM
TEK BİR ŞEY İSTİYORUM YORUM VE OY
AMA LÜTFEN YENİ BÖLÜM YORUMU GÖRMEK İSTEMİYORUM SADECE
HER BİR ŞEY İÇİN BELİRTİN DÜŞÜNCELERİNİZİ BENDE YORUMLARINIZA GERİ DÖNÜŞ YAPIYIM
SİZLERİ SEVİYORUM🖤
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |