3. Bölüm

1. Bölüm

inşirah serbest
alaska_perisi

Başhekimin odasındaydım. Geniş odanın içinde volta atıyordum. Elim saçlarıma. Sertçe geriye attım önüme düşen tutamları. Gözlerimin akı kıpkırmızıydı büyük ihtimalle. Burnumun ucu, yanaklarım, dudaklarımın etrafı kırmızıydı. Dudaklarım ve gözlerim şişmişti de. Annem sandalye de oturuyordu. Kapının ardında babam vardı. Karşımızda da diğer aile vardı. Biyolojik ailemin olma ihtimali olan ailem. Bir hafta önce test için örnek vermiştik. Bugün ise sonuçların açıklanacağı gündü.

Boynumu iki yana sırayla eğip kütlettim. Annem ve karşımda ki kadın sessiz sessiz ağlıyorlardı. Yanında ki adam bana içi gidermiş gibi bakıyordu. Yanlarında ki erkekler ise duygusuz bir biçimde bakıyorlardı. Ortalarında ki kız ise meraklı ama bir o kadar da çekingen duruyordu. Kapı usulca açıldı. İçeriye başhekim ardından Toprak girdi. Babam içeri adım atmak için hareketlendiğini gördüğüm de sesim sert ve yüksek çıkmıştı. "Sakın! Sakın, bir adım daha atmaya kalkma! Bu odanın dışında kalacaksın ve odaya girmeyeceksin!" Kolumda hissettiğim el ile omuzumun üzerinden baktım. "Sakin ol, Sidem. Lütfen." Alayla güldüm. "O adam bu odaya girerse eğer. Ne görev yapabileceğiniz bir hastane ne de bir yapabileceğiniz bir mesleğiniz kalır Toprak. Bunu bil, öyle konuş." Kapıyı sertçe kapatıp onlara döndüm. "Test sonuçları?"

"Öncelikle öfkenizi anlıyoruz Sidem Hanım ve emin olun ki yaşanan bu olayd-"

"Test! Sonuçları! Dedim! Bülent Bey." Başhekim başını sallayarak elinde ki zarfı açtı. Duymaktan deli gibi korktuğum o cümleyi söyledi ardından. "Arslan Alaca ve Sidem Aksoy dan alınan DNA' lar ardından incelenmiş ve net bir sonuç elde edilmiştir. Duru Alaca ile Arslan Alaca arasında herhangi bir kan uyuşması bulunamaz iken, Sidem Aksoy ve Arslan Alaca arasın da %99.9 kan uyuşması tespit edilmiştir. Sidem Aksoy, Arslan Alaca' nın biyolojik kızıdır."

Gözlerimi kapadım. Bir anlık dahi olsa yok olmayı diledim. Göğüsüm sıkışıyordu. "Toprak, annemi eve götür. Beni de bu akşam beklemeyin." Odanın kapısını açar açmaz öz babam sandığım adam ile burun buruna geldim. "Test sonucu ne?" Buruk bir gülümseme ile yüzüne baktım. "Öz kızın ben değilmişim Tarık Aksoy. Diğer kız senin öz kızınmış. İstediğin gibi sevinebilirsin. Senin gibi bir pisliğin kızı değilmişim." Yanından hızlıca geçip koşarcasına hastane den çıktım. Otoparka park ettiğim arabama hızlıca binip çalıştırdım. En iyi bildiğim şeyi yapacaktım. Otele gidecektim.

 

 

 

🕊🕊🕊

 

Saat sabahın 8' i olmuştu. Ve ben dün hastaneden çıktıktan sonra buraya gelmiştim. Saat ve zaman kavramımı kaybetmiş gibiydim. Herkes evine gitmiş, uyumuş, dinlenmiş ve tekrar işe gelmek için kalkmışlardı. Ama ben hala buradaydım. Ne uyku uyumuştum ne de bir dakika oturmuştum. Annem de, Toprak da defalarca aramıştı beni. Ama hiçbirini açmamış kısa bir mesaj anneme atıp telefonu ofise atmıştım. Saatlerdir de mutfaktaydım ve sadece çalışıyordum. İçeri giren sabahçılara baktım ardından da arkaların da duran aşçıbaşına baktım. Elleri cebinde, tek kaşı hava da, memnun olmayan bir yüz ifadesi ile bana bakıyordu. "Sidem?" Elim de ki şanti torbasını kenara bıraktım. Yanıma gelen Mehmet' e döndüm. "Yaptıklarımı yazdım. Tezgahın üzerinde kağıt. Bunları da yaptığım gibi yaparsınız. Pek bir işi kalmadı zaten." Önlüğümü çıkarıp tezgahın üzerine attım. Ustanın arkasından ben de ofise girdim ve karşısına oturdum. "Biliyorum, bu kadar saat burada kalmamalıydım. Ama kafamı dağıtıp, toparlanmam gerekiyordu."

"Annen, beni aradı Sidem. Senin için endişelenmiş." Başımı salladım. "Kusura bakmayın. Benim yüzümden gece gece rahatsız oldunuz. Şimdi eve gidicem ve halledicem. Toparlanmış ve eski Sidem olarak da döneceğim yanınıza." Yerimden kalktım. Benimle beraber usta da ayağa kalktı. Yanıma gelip bana sarıldı. "Ne zaman istersen buradayım ben Sidem. Sadece ustan değilim. Aynı zaman da abinim. Bunu sakın unutma." Başımı salladım sadece. Masanın üzerinden telefonumu alıp hızlıca ofisten çıktım. Aynı hızla otelden ayrılıp evin yolunu tuttum.

 

 

 

🕊🕊🕊

 

Yarım saatin ardında eve gelmiştim. Cebim de ki anahtar ile tam kapıyı açacakken benden önce başkası açtı kapıyı. Zeynep karşımdaydı. Kaşlarımı çattım. "Ne işin var senin burada?"

"Sen de hoş geldin Sidem. İyiyim, sağ ol. Sen nasılsın?" Gözlerimi devirdim. "Ne işin var burada dedim Zeynep?" İçeri geçip yürümeye başladım. "Teyzem çağırdı hepimizi. Herkes burada." Başımı salladım. İçeri girdim. Annem beni görünce ayağa kalkmış hızlıca bana doğru gelerek sarılmıştı. Kollarımı annemin etrafına sardım. "Özür dilerim, telefonlara bakmalıydım." Salonda gördüğüm yüzler ile derin bir nefes aldım. "Bunların burada ne işi var anne?" Annem yavaşça benden ayrıldı. "Kardeşimizin evine gelirken de hesap mı vereceğiz?" Alayla güldüm. "Her bir kuruşunu benim verdiğim, etimle tırnağımla kazandığım para ile alıp, dayayıp, döşediğim eve girerken benden müsaade isteyeceksiniz. Benim evim de iki yüzlü, iğrenç zihniyetli, bencil ve narsist insanlara yer yok."

"Annem deme öyle. Bak, senin için geldi hepsi." Annemden birkaç adım uzaklaştım. "Benim için mi? Yoksa bana haram ettikleri hayatın aslın da yalan bir hayatlarını öğrendikleri için mi geldiler anne? İstersen bir daha düşün." Annemden iyice uzaklaştım. "Haddini aşma Sidem." Alayla güldüm ve Selver' e baktım. "Kapat çeneni. Yoksa ben kapatırım." Anneme döndüm. "Ben duştan çıkana kadar Fatoş ve Neslihan dışın da kimse bu evde kalmayacak. Olurda girecek olurlarsa benden müsaade isteyip benim desdurum ile bu eve adım atacaklar." Salondan çıkıp odama ilerledim. Üstümdekilerden kurtulup kendimi suyun altına attım. Dünden beli tuttuğum gözyaşlarım bir bir dökülmeye başlamıştı suyun altında.

Duştan çıktıktan sonra annemiz zoruyla bir şeyler yiyip uyumuştum. Şimdiyse Alaca Ailesi salonda oturuyordu. Annem ve diğerleri de yanlarındaydı. Yavaşça odamdan çıkıp salona girdim. İfadesiz bir şekil de etrafa göz gezdirdim. Bacağıma sarılan iki tane kol ile başımı yere eğdim. "Ablaaaaa." Hafifçe gülümsedim. "Efendim, birtanelerim."

"Safir, bizden kaçıyor." Başlarının üzerinden öptüm. "Ali, çocukları da bahçeye inin biraz. Orada vakit geçin. Bahçe dışına da çıkmayın. Elif, sen de onlarla git ablam. Siz, iki küçük bücür. Büyüklerin konuşması bitsin sevdiricem size Safir' i." Eğilip başlarından öptüm ve onlar evden çıkana kadar arkalarından baktım. Onlar çıkınca ben de annemlere döndüm. "Kendi aranızda konuşup meseleyi halledebilirsiniz. Ama ben, bu meselenin hiçbir noktasında olmayacağım. Anne, öz kızın ile tanışmak istiyorsan, vakit geçirmek istiyorsan. Bir şey deme hakkım yok. Ama kimse benden bir adım ya da başka bir şey beklemesin." Derin bir nefes alıp verdim. "Benim ne yeni bir aileye, ne de yeni bir hayata başlamak için ya da alışmak için gücüm yok. O yüzden, bensiz nasıl takılmak istiyorsanız takılın. Ve anne, ister beni kızın olarak görmeye devam edip öyle davran. İstersen de beni kızın olarak görmekten vazgeç ama sen her daim benim annem olarak kalacaksın." Dolan gözlerimi sildim. "Ben uyuyacağım. Size iyi akşamlar ve iyi konuşmalar." Salondan hızlıca çıkıp odama girdim. Yorganı kaldırıp içine girdim ve iyice yorganımın altına girdim. Bitmeyen gözyaşlarımı akıtmaya devam ettim. Olacak şeylerden habersiz usulca ağladım sadece. Ta ki ağlamaktan bitap düşüp uykuya dalana kadar.

Bölüm : 18.03.2025 21:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...