Mum Çiçeği

Yıldızlar geceye küskündü bugün. Işığını saklamaya yemin etmişlerdi. Sokak lambasının cılız parlaklığı vurdu kaldırıma. Güzide'nin yüreğine düşen karanlığı silmeye yetmedi. Genç kadın tedirgin adımlarını biraz daha hızlandırdı. Kahve gözlerini soluk gölgesinin vurduğu asfalta indirdi. Ona doğru yaklaşmaya devam eden kapkara bir gölge daha vardı fakat başını çevirip bakmaya cesareti yoktu.

Hızlanan adımları, korku tohumlarını birer birer ekti göğsüne. Her zaman geçtiği tenha sokağa saptı. Rüzgâr uzun saçlarını geriye savururken, çantasının kulpuna sıkıca tutundu. Ardından gelen postal sesleri yankılandı kulağında. Hissettiği tuhaf ürperti kalbini parçaladı. Tanıdık birine rastlamayı diledi içinden.

Güzide koşmaya başladığında, gölgenin ona yetişmesine ramak kalmıştı. Bir anda dengesini kaybetti. Titreyen dizleriyle yere yıkıldı. Avuçları çakıl taşlarına sürtünürken, ayağa kalkacak dermanı yoktu. Dudaklarına kapanan bez parçasından yayılan keskin bir koku nefesini kesti. Göz kapaklarını indirdi ve bedeni yavaşça geriye doğru devrildi. Tam arkasında onu tutmak için bekleyen biri vardı. Avını ağına düşürmüş bir sırtlan gibi soğukkanlıydı. Güzide'yi kucağına alıp, bir sokak öteye park ettiği arabasına taşıdı.

Gölge, kuytu bir ormanın kenarında arabayı durdurdu. Bagaja sakladığı kadın hâlâ baygın bir vaziyetteydi. Bakışlarını kadının yüzünde gezdirirken, güzel bir seçim yaptığı için kendisiyle gurur duydu. Bembeyaz teni, simsiyah saçları vardı Güzide'nin. Keten bir elbise giymişti. Kırmızı renkli yün hırkasının bir kolu düşmüş, omzunu açıkta bırakmıştı.

Kirli elleriyle kadının belini kavradı. Zayıf bedenini kucağına aldı. Bagajdan çıkardıktan sonra Güzide'yi yüzüstü toprağın üzerine yatırdı. İşaret parmağıyla yanağına düşen bir tutam saçı düzeltti. Bu dokunuş, beyaz tenine asla silinmeyecek bir lanetin izlerini kazıdı.

Uğuldayan baykuşların sesi böldü çıt çıkmayan geceyi. Şahit oldukları vahşete karşı kendi aralarında fısıldaştılar. Rüzgâr ağaç dallarını sertçe savurdu. Güzide ayılmaya başlamıştı. Kopardığı acı dolu çığlık ormanın her köşesinde çınlarken, haykırışlarını hiç kimse duymadı. Üzerine çıkmış caninin ağırlığının altında çaresizce çırpındı. Şah damarına saplanan şırıngadan, damarlarına yayılan zehir soluğunu kesti.

Son nefesini verirken, gözlerini bile kapatmamıştı.

Canavarın yüzünde çapraz bir gülüş belirdi. Korkusuz ve umursamazdı. Fakat hızlı olması gerektiğinin farkındaydı. Buz kesmiş, narin eli havaya kaldırdı. Siyah saplı çakısıyla avucunun içine büyük bir K harfi çizdi. Kan bileğine doğru süzülerek toprağa damladı.

Elini cebine götürüp, gümüş kapaklı bir ruj çıkardı. Açık kalan kahve gözlere baktı uzun uzun. Kırmızı rujla sol yanağının ortasından başlayarak, sağ yanağına doğru uzayan bir çizgi çekti Güzide'nin dudaklarına. Bu haliyle gülümsüyordu sanki. Mutlu bir ölüm bahşettiğini düşündü ona.

Sedir ağaçlarının arasında küreğini toprağa batırdı. Derin bir çukur kazdı. Nefesini kestiği kadını düzgün bir şekilde çukurun içine taşıdı. Güzide boylu boyunca çamura serilmiş, tabutu olmayan çaresiz bir bedendi. Bir daha huzura ermeyecek tertemiz ruhu çalınmıştı ondan.

Ne ilk ne son ölümdü bu. Fakat kusursuz bir cinayetti.

🐦‍⬛

Herkese merhaba, Mum Çiçeği'nin karanlık dünyasına kısa bir giriş yaptık.
Ana karakterlerimizle ilk bölümde tanışacağız.
Heyecan, gerilim, aşk ve gizem dolu bir kitap sizleri bekliyor.
Keyifli okumalar dilerim. 🩶

Mum Çiçeği okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.

📌Wattpad: alevzf