Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm: Sağlık Önemli

@aley1alos1

Doktorun söylediğine göre Semih'in ameliyat olması gerekiyormuş.

 

O an şöyle düşündüm;

Ya tanıyı çok geç alsaydım?

Ya çölyak değilde başka bir hastalık deselerdi?

Peki Hilal?

Ya o tanı alamasaydı?

Belki bugünlere gelemezdik...

 

Her rahatsızlığın kendine göre zorluğu vardı; bazısında kalbin sıkışır, bazısında canın ne kadar istese de yiyemediğin şeyler olur, bazısında koşamazsın, bazısında yanlış yazar ve hatta farklı konuşursun, bazısında ömür boyu ilaç kullanırsın, bazısında ilacın yoktur, bazısının tedavisi vardır, bazısının tedavisi yoktur gibi...

 

Hey sen! Evet sen, şuan bu yazıları okuyan sen.

Belki normal bir bireysin belki de rahatsızlığın var bilemem.

 

Görünmezsin dediğim örneği hatırlıyor musun? Aslında görünmezsin ama seni gösteren şey farklılığın demiştim.

 

Kronik rahatsızlıklar normal insanlar için farklılıktır.

 

Sizi insanlara farklılığınız gösterdiği için tuhaf olarak nitelendirilirsiniz toplumda.

 

Sadece şunu bil, bir insan farklı olduğu için dışlanamaz, ötekileştirilemez, zorbalanamaz...

 

Başka bir konu da şu; bazı arkadaşlarım

"Keşke senin gibi kronik rahatsızlığa sahip olsam, çok havalı."

Diyor, yanılıyorlar.

 

Havalı olan rahatsızlık değil, onunla yaşamayı öğrenmiş olmandır.

 

Çünkü onunla yaşamak demek onu kabullenmek demek.

Onu kabullenmek demek de kendine yeni bir yaşam tarzı bulmak demek.

 

Ayrıca şunu söylemek istiyorum; rahatsızlığını saklayanlar da var.

 

Evet dışlanmamak için, zorbalanmamak için, ötekileştirilmemek için rahatsızlığını saklayanlar var.

 

Şunu bilin: Biz de sizden biriyiz. Bende sizden biriyim.

Hepimiz sizin gibiydi, hepiniz de bizim gibi.

 

Ben seni anlıyorum, sende beni anlarsın umarım...

 

✓✓✓

 

Semih'in ameliyat olmasına 4 gün vardı.

 

Ameliyattan sonra o da glütensiz diyete başlayacaktı.

 

Mira, Şevval, Gürkan, Alper, Hilal, Nur, Yare ve ben her zamanki gibi çardaktaydık.

 

Semih için endişelenirken bir yandan da olumlu düşünmeye çalışıyorduk.

Durumu ameliyat seviyesine kadar uğlaşmış birinin ameliyattan sonra hızlı toparlaması zaten beklenemez.

Diyete başlasa bile.

 

Tek duamız Semih'in ameliyatının başarılı geçmesi.

 

Doktorlar Semih'in bağırsaklarında kitle de tespit etmiş.

 

"O kadar olur mu?" Derseniz, evet o kadar olur!

 

Çölyak hakkında bir başka bilgi; çölyak sadece sindirim ile ilgili değil, gelişim ile de ilgilidir.

 

Gelişim geriliği şikayeti ile doktora giden bazı kişiler gastroenterolojiye yönlendirildiğinde çölyak çıkabiliyor.

 

Dediğim gibi gerekli testler yapılmadığı sürece kesin bir sonuca ulaşılamaz.

 

Yani bu durum karnım ağrıyor diye arama yaptığınızda kansersiniz sonucu görmek gibi bir şey.

 

Mira beden derslerinden muaf, bizde beden derslerinde Mira ile takılıyoruz.

Tabii hoca fark etmesin diye de türlü türlü hallere giriyoruz.

 

Örneğin bir keresinde Mira yine çardağa geçmiş bizi izliyordu.

 

O zamanlarda da son ders bedendi, yani eşyalarımızı alıp öyle iniyorduk bahçeye.

 

Çardağı silmiş ve eşyalarımızı bırakmıştık Mira'nın yanına.

O zamanlar çok kolay oluyordu Mira ile kalmak ama hoca çardak tarafında baktığı an direk gözü bizim çardağa takılıyor ve yakalanıyorduk.

 

Bizde aramızdan birini seçerek hocanın yanına yollar, dikkat dağıttırırdık.

 

Çok zekice dimi ama?

 

Tabii hoca anlamıştı kurduğumuz planı.

O gün de ben dikkat dağıtacaktım.

 

Hocanın yanına gitmiş, tam konuşacaktım hoca demesin mi

 

"Damlacım, sen ve arkadaşların Mira ile takılmak istiyorsanız önce arkadaşlarınız ile 5 tur koşmalısınız. Dersten kaçmaya çalışmayın ha." Dedi gülerek.

 

Biz şok olurken Mira ne yaptığımızı sorguluyordu.

 

O gün bugündür beden hocası Mira çardağa geçerken bizimle gelir, eşyalarımızı bıraktıktan sonra ise çardakta kalmadığımızdan emin olmak için bizi önüne alarak diğerlerinin yanına götürür.

 

9.sınıfın 2.dönemindeyiz.

Zaman su gibiydi...

 

Eve gittiğimizde grup araması yapar, Semih ile de böyle konuşmuş olurduk.

 

Mira da kalp rahatsızlığı (yetmezliği) yüzünden ameliyat olduğu için ve Semih'in endişeli olduğunu düşündüğü için onu deneyimi ile sakinleştirmeye uğraşıyordu.

 

Açık konuşayım benim tek deneyimim endoskopi. Ameliyat ile gram bilgim yok.

Hilal de aynı.

Keşke Semih ameliyat yerine endoskopi olsaydı, daha az gergin olurdu...

 

✓✓✓

 

Evet, uyandık, okul için hazırlandık, buluşucağımız yeri yazdık ve herkes mesafesine göre çıkacağı zamanda evden çıktı.

 

Kulağımda kulaklıklarım müzik dinliyorum.

 

"Acaba ben kalemliğimi aldım mı? Tamam onu aldım... Peki defter? Onu da koydum çantaya.

Ana! Beslenme! Beslenmemi almadım net.

Ay aldın ya yarım akıllı Damla!"

 

Kendi kendime söylene söylene buluşma yerine ilk varan kişi olmuştum.

 

Diğerlerini beklerken yeni bir şarkı açtım.

 

Evet ikincimiz Hilal gelmişti.

 

"Uykucu, nerelerdesin sen? Kapını çaldım kimse açmadı."

 

"Eh uyuya kaldım."

 

Normal de abisi Bilal uyandırırken şimdi kendi uyanıyordu.

Abisi üniversite için il dışına gitmek zorunda kaldı.

 

Biz sohbete dalarken diğerleri de gelmişti.

Yol boyu sınavlardan, okuldan, hayattan, kısacası havadan sudan konuştuk.

 

Okulda zaman yine çok hızlı geçmişti.

Bugün Semih'i ziyarete gidecektik. Amilayata 2 günü kalmıştı ve onun arkadaşları olarak ona moral vermeliydik.

 

Son teneffüsteyiz.

Çardağımızda otruyoruz.

 

"Sıkıldım." Dedi Hilal harfleri uzata uzata.

 

"Bende." Dedim onu taklit ederek.

 

"Buldum!" Dedi Şevval bir anda.

 

"Ne buldun?"

 

"Ebe!" Diyerek Yare'nin omuzuna vurdu ve hızla kaçmaya başladı.

 

Bugün Alper ve Mira gelmemişti.

 

Biz Yare'ye bakıyoruz, Yare bize bakıyor.

 

İkinci çıkan ben oldum.

 

"Hadi! Sıkıldık diyordunuz, ne oldu?" Dedim gülerek.

 

Benim arkamdan Gürkan, Nur ve en sonunda Yare çıktı.

 

"Yare üçe kadar say biz kaçalım o zamana kadar!" Dedi Şevval heyecanla.

 

Yare başını salladı ve saymaya başladı.

 

"Bir..." Şevval ve Nur bahçenin öteki ucuna doğru koşmaya başladı.

 

"İki..." Gürkan okula doğru kaçacak gibi hazırlanıyordu.

 

"Üç!" Dedi Yare ve beni kovalamaya başladı!

 

"Koş Damla, koş!" Diye bağırıyorlardı bizimkiler.

 

Ben aniden sağa yöneldim.

Çünkü Nur farkında olmadan bana doğru koşuyordu ve evet, ben sağa çekilice Nur ve Yare birbirlerine çarptı!

 

"İyi misiniz?" Dedi Gürkan bize yaklaşırken.

 

"İyiyiz,"

 

"Sen kendi adına konuş, bacağını omuzumdan çeker misin?" Dedi Yare.

 

Nasıl düştülerse Yare altta, Nur'un bacağı Yare'nin omuz hizasında.

Onlara yardım edeyim derken benim de sakarlığım tuttu!

Tam Nur'a kalkması için yardım edecektim ayağım takıldı ve bam!

Bende onların üstüne düştüm...

 

"Of!"

 

"Ezildim galiba..."

 

"Ayağım!" Ayağım acıyor, ya ben neye takıldım ki?

 

Şevval ve Gürkan bu öğrenci düğümüne ilk beni kaldırarak başladılar.

 

Ben yere oturduğumda Nur ve Yare'yi de kurtararak düğümü çözdüler.

 

Ayağımda bir şey yok ama canım yanıyor, nasıl oluyor bu?

Yare omuzunu silkelerken bende ayağımı yokluyordum.

 

"Demek ki neymiş? Bir daha ebelemece oynamayacakmışız!" Dedi Yare gülerek.

 

"Bir saniye, Hilal nerede?"

 

"Delisiniz!" Dedi Hilal çardak tarafından.

 

Yerden kalkarak onun yanına geçtik.

 

"Siz deli gibi oyun oynarken ben videonuzu çekiyordum, bakın."

Dedi ve telefonunu masanın ortasına koydu.

 

Lisemizde herkesin kendi kilitli dolabı var, telefonlarımızı da orada tutuyoruz.

Tabii ki sadece teneffüslerde kullanma hakkımız var.

 

Hilal bahçeye inerken telefonunu da yanına alıyordu.

 

Videoda hepimiz gerçekten de deli gibi çıkmışız! Hilal videoyu Özel Dostlar Grubuna atmış ve Mira, Alper, Semih de saniyesinde görmüş.

 

"Bizsiz delirmek demek?" Yazmış Semih.

 

"Orada olmayı isterdim!" Yazmış Alper.

 

"O hallerinizi canlı izlemem gerekiyordu!" Demiş Mira.

 

Videoyu izleyince gülme krizine girdik! Bizi gören halimize gülüyordu.

Güzel zaman geçirmiş olsak da son teneffüs de bitmişti işte.

 

Son dersteydik.

 

"İyi dersler."

 

"Size de."

 

Kısa bir vedalaşmadan sonra Şevval ile sınıfımızın yolunu tuttuk.

 

✓✓✓

 

Eh klasik, yine kavga olmuş.

Ama kavga kiminle kim arasında biliyor musunuz? Ortaokuldan Berk ve Yavuz bizim sınıfa gelmiş, tahtanın önünde kavga ediyorlar.

 

Bu ikisinin bizim sınıfta ne işi var ya?

 

Şevval ile kenara çekilerek çıkmalarını beklediysek de çıkan olmadı.

Bizde çareyi hoca çağırmakta bulduk.

 

"Hocam sınıfta kavga var," dedim

 

"Ve kavga edenler bizim sınıftan değil." Dedi Şevval.

 

"Hangi sınıf?"

 

"9/G hocam."

Hoca önde biz arkada sınıfa doğru ilerledik.

 

Berk A şubesi, Yavuz ise C şubesiydi ama ikisi de G şubesinde, ne anladım ben bu işten?

 

Zaten 11.sınıflar sürekli gelip bizimle uğraşıyor, bir kavga eksikti!

Hayır arkadaş herkes kendi sınıfında dursun, arkadaşı ile de bahçede buluşsun bu kadar basit.

 

Kavgayı da bahçede yapsınlar geniş geniş (!).

 

"Oğlum!" Hocanın sesi üzerine herkes durdu.

 

"Siz ikiniz, benimle geliyorsunuz." Dedi hoca.

 

Berk ve Yavuz birbirlerine sinirle bakıp hocanın peşinden aşağıya indiler.

 

Şevval ile yerimize geçtiğimiz sırada hoca geldi.

 

Ders hızla akıp geçti ve biz eve bile uğramadan Semih'in evine doğru yola çıktık...

 

Loading...
0%